Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2013/178 E. 2023/24 K. 17.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2013/178
KARAR NO : 2023/24

DAVA : Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
DAVA TARİHİ : 31/05/2013
KARAR TARİHİ : 17/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “25.05.2010 tarihinde … plakalı motosiklet sürücüsü … müvekkilin de içinde yolcu olarak bulunduğu sırada SSK kavşağı istikametinden 80.yıl caddesinin kesiştiği kavşağa geldiği esnada beyaz renkli sürücüsü ve plakası belli olmayan araç ile çarpışması sonucu müvekkil yaralanmıştır. Kaza sonrasında müvekkilin Genel Adli Muayenesi … Bölge Devlet Hastanesi’nde yapılmıştır. Ardından tedavisi …’nde devam etmiştir. Müvekkile ait hastane evrakları dilekçemiz ekindedir. Müvekkil kazadan sonra sakat kalmıştır. Müvekkilin … Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nden aldığı … tarih … nolu Ya5 oranında özür raporu mevcuttur ve dilekçemiz ekindedir. Müvekkil kazadan önce bir kafede calısıyor iken Kazaya karışan araç ve ZMM sigortası ile ilgili tüm araştırmalara rağmen bilgilere ulaşılmadığından müvekkil, tazminat talebi ile ilgili başvurusunu davalı kuruma yapmış ve 29.09.2011 tarihinde 11.752,00 TL ödeme alınmıştır. Ancak bu ödeme müvekkilin zararı karşısında düşük kalmaktadır. Müvekkilin gerçek zararı daha fazladır. Tensip kararı ile birlikte ekte sunulan belgeler de dikkate alınarak delil listemizde belirtmiş olduğumuz evrakların celbine ve devamında müvekkilin dosya ile beraber gönderilerek SGK mevzuatı işgücü kaybı tüzüğüne göre Adli Tıp raporunun düzenlenmesi sağlanarak dasyanın kusur ve aktüer hesaplaması için bilirkişiye tevdiine, Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla; müvekkilimin kalıcı iş gücü kaybından doğan halihazırda ve geleceğe dönük maddi kaybının giderilmesi için 10 gün maddi tazminatın davalıya başvuru tarihinden sonra 8.iş gününün bitimi tarihinden İtibaren başlayarak işleyecek ticari faizi ite birlikte davalıdan tahsiline, Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla mutad iştigalinden geri kalan ve çalışamayarak gelir kaybına uğrayan müvekkilim için 100 tI maddi tazminatın davalıya başvuru terihini müteakip 8.işgününün bitimi tarihinden itibaren başlayarak işleyecek ticari faizi ite birlikte tahsiline, Yapılan kısmi ödeme var ise öncelikle, belirlenecek maddi tazminata işleyecek ticari faiz ve ferilerine mahsubuna ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine ve artan yargılama avansının tarafımıza iadesine karar verilmesini…” talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; “Davanın kazaya sebebiyet verdiği iddia edilen … plakalı araç sürücüsü ve işletenine ihbar edilmesini talep ediyoruz. Dava konusu olay üzerinden iki seneden fazla zaman geçtikten sonra açılan davanın, süresi içerisinde açılmamış olması nedeniyle, esasına girilmeden zamanaşımı nedeniyle reddi gerekir. Davacının velisi tarafından vekil eden kurum … Hesabı’na müracaat edilerek, dava konusu olay sebebiyle tazminatı talebinde bulunulmuş, başvuru üzerine … sayılı işlem dosyası açılmıştır. Başvuru üzerine yapılan incelemede Medikal açıdan … tarafından düzenlenen 18/11/2011 tarihli raporla davacı …’in kalıcı özür oranının %5 olarak tespit edilebildiği, … Eğitim ve Araştırma Hastanesi Özürlülük Sağlık Kurulu Raporu’nun rasyonel olduğu açıklanmıştır. Bu oran gözetilerek toplam 11.752,00TL tazminat hesaplanmıştır. Belirlenen tazminat miktarı 29/09/2011 tarihinde davacının velisinin hesabına ödenmiş olup davacının velisi tarafından 31/09/2011 tarihinde belge imzalanmıştır. Davacının başka bir alacağı kalmamış olduğundan açılan dava haksızdır. Dava konusu olayda hatır taşıması vardır. Davacı yolcu kask takmamıştır. Ehliyetsiz sürücünün kullandığı motosiklete binmiştir. Öncelikle usule ilişkin itirazlarımız değerlendirilerek zamanaşımı yönünden davanın reddine, davanın kazaya karışan … plakalı motosiklet sürücüsü …’a ihbarına, esas bakımından haksız ve mesnetsiz açılmış bulunan davanın reddi eli avukatlık ücreti dahil her türlü yargılama giderinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini…” savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, 25.05.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası nedeni ile geçici ve daimi iş göremezlik tazminatı talebidir.
… 11.Noterliğinin … yevmiye …tarihli temliknamesi ile davacı … trafik kazasından kaynaklı alacak ve dava haklarının 6454 TL’lik kısmını …’ye devretmiş , … tarafından davaya katılma talepli dilekçe sunulmuştur.
İstanbul ATK 2.İhtisas Kurulu’ndan alınan …tarihli raporda özetle; “… oğlu, 1995 doğumlu … in 25.05.2010 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve ileride ihraz edeceği meslek ve mevki bilinmemekle meslek grup numarası Grup 1 kabul olunarak: E cetveline göre % 3.3 (yüzdeüçnoktaüç) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, İyileşme süresinin 25.05.2010 tarihinden itibaren 9 (dokuz) aya kadar uzayabileceği oy birliği ile mütalaa olunur…” rapor edilmiştir. maluliyet yönünden usul ve yasaya uygun olan bu rapora itibar edilmiştir.
İstanbul ATK Trafik İhtisas Kurulu’ndan alınan 14/08/2022 tarihli raporda özetle; “Plakası ve kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsü, sevk ve idaresindeki araç ile olay mahalli kavşağa geldiğinde, kavşak kollarındaki araç trafiğini yeterince kontrol etmeden, seyir halinde olan motosikletin hız ve mesafesini dikkate almadan kavşaktan dönüş manevrası yaparak kavşaktan düz geçiş yapmakta olan isteyen sürücü … idaresindeki motosiklete çarptığı, ilk geçiş hakkını sürücüye vermediği anlaşılmakla olayda; asli kusurludur. Sürücü …, sevk ve idaresindeki motosiklet ile seyir halinde iken, olay mahalli kavşaktan geçişi sırasında meydana gelen olayda; kusursuzdur. Plakası ve kimliği tespit edilemeyen araç sürücüsünün %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu olduğu, Sürücü …’ ın kusursuz olduğu kanaatini bildirir müşterek rapordur…” rapor edilmiş, kusur yönünden bu rapora itibar edilmiştir.
Bilirkişiden alınan 18/01/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “25.05.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalının 96100 kusur oranındaki sorumluluk durumuna göre davacı …’ın; Sürekli iş göremezlik dönemine ait %3,3 maluliyet oranı ile ilgili indirimsiz maddi zararının 12.177.77 TL olduğu, Davalı hatır taşıması indirimi iddiasında bulunulmuş olup, davacı ile araç sürücüsünün yakın akraba olduğuna veya taşımanın ücretli olarak yapıldığına dair bir belge bulunmadığından bu husustaki nihai takdir ve değerlendirme Sayın Mahkemeye ait olmak üzere bu konudaki Yargıtay kararları dikkate alınarak 9020 hatır taşıması indirimi yapılması halinde; Sürekli iş göremezlik dönemine ait %3,3 maluliyet oranı ile ilgili indirimli maddi zararının – 9.742.22 TL. Olduğu, Davalı tarafından davacıya 11.752,00 TL ödeme yapılmış olup, yapılan ödeme davacının hatır taşıması indirimsiz zararının karşılamamakta, hatır taşıması indirimli zararını ise karşılamakta olup, buna göre ödeme ile borcun sona erip ermediği hususundaki nihai takdirin Sayın Mahkemeye ait bulunduğu, Sayın Mahkemece ödeme borcun sona ermediğinin ve ödemenin kısmı ifayı içerir makbuz kabul edilmesi halinde; Günümüze kadar gerçekleşen veriler esas alınarak belirlenen indirimsiz ve hatır taşımalı indirimli zarar tutarından, ödemenin güncel tutarın a: tenzili sonu davacının; Sürekli iş göremezlik dönemine ait 403,3 maluliyet oranı ile ilgili indirimsiz bakiye maddi zararının(85.368,55-22.659,14) – 62.709,41 TL ve %20 hatır taşımalı indirimli bakiye maddi zararının 45.635,70 TL olduğu, Davacının maddi zararlarının poliçe limitleri içinde kaldığı, Başvuru tarihine göre temerrüdün 18.05.2011 tarihinde gerçekleşmiş olacağı, Plakası belirlenemeyen aracın kullanım şeklinin ticari olduğunun tespiti mümkün gözükmediğinden ticari faiz talebine ilişkin takdir Sayın Mahkemeye ait olduğu…” rapor edilmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 17/03/2022 tarihli ıslah dilekçesi özetle; “Dava dilekçemizde dava değeri kalıcı işgöremezlik 100 TL, geçici işgöremezlik 100 TL tazminatları talep edilmiş, ancak 18.01.2022 tarihli ibraz edilen bilirkişi raporunda, dava konusu kalıcı işgöremezlik tazminatı hesaplanmış ve rapora göre zarar 62.709,41 TL olarak tespit edilmiştir. Müvekkil kaza tarihinde 17 yaşında olduğundan geçici işgöremezlik dönemi için maddi zarar hesabı yapılmamıştır.Dava dilekçemizde (kalıcı işgör. Taz.)talep edilmiş olan 100 TL tazminatı bilirkişi raporu doğrultusunda 62.609,41 TL arttırarak dava değeri kalıcı işgöremezlik 62.709,41 TL üzerinden eksik kalan harç işbu dilekçemizle beraber yatırılmıştır. Dava dilekçesinde açıklanan nedenlerle, bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini artırım dilekçemizin kabulü ile,
62.709,41 TL kalıcı işgöremezlik tazminata temerrüt tarihi 18.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile vekalet ücreti ve yargılama giderinin davalıdan tahsiline karar verilmesi, bu hususta gereğinin yapılmasını…” talep etmiştir.
Davalı vekili cevap ve bedel arttırım dilekçelerine yaptığı itirazlarında ; alacakların zaman aşımına uğradığını , davacıların zarara sebebiyet veren eylemlerde bulunduğunu, hatır taşıması yapıldığını savunmuştur .
2918 sayılı KTK.nun 109. maddesinde haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın, cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi ve manevi tazminat talepleri içinde geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır.Mutlak nitelikteki “uzun süreli zamanaşımı”nın başlangıç tarihi ise zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir. Buna göre, tazminat istemi her halde eylemin gerçekleştiği tarihten itibaren on yılın geçmesi ile zamanaşımına uğrar. Burada on yıllık sürenin başlangıç anı, zarar verici eylemin gerçekleştiği tarih gibi objektif bir koşula bağlanmıştır. Olağan zamanaşımı süresi, iki yıllık kısa zamanaşımı süresidir. Diğer bir anlatımla iki yıllık zamanaşımı süresi on yıllık süre ile sınırlıdır. Zarar ve zararın sorumlusu olan kişi öğrenildiği takdirde davanın kısa zamanaşımı süresi içerisinde açılması gerekir. Zarar veren eylemin işlenmesinden itibaren on yıl geçtikten sonra zarar ve zararı veren kişi öğrenilmiş olsa bile tazminat istemi, zamanaşımı def’î ile karşılaştığında reddedilir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 20/12/2017 tarih ve 2017/3-2786 E., 2017/2016 K. Sayılı kararı).
TBK’nın 72/1. (BK’nın 60/2.) maddesinde düzenlenen üçüncü süre ise “ceza zamanaşımı süresi”dir. Zarara neden olan eylem, aynı zamanda ceza kanunları uyarınca suç teşkil eden bir eylem oluşturuyor ve bu eylem için ceza kanunlarının öngördüğü zamanaşımı süresi daha uzun bir süre ise bu takdirde uygulanacak olan zamanaşımı süresi, o suçun bağlı olduğu ceza zamanaşımı süresidir. Ceza zamanaşımı süresinin başlangıç anı da zarar verici eylemin gerçekleştiği tarihtir.
Bu açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde; davacının yaralanması ile sonuçlanan trafik kazasının 25.05.2010 tarihinde meydana geldiği, davanın 2013 tarihinde 8 yıllık ceza zaman aşımı süresinin açıldığı, davacıların bedel arttırım talebini 17.03.2022 tarihinde yaptığı görülmekte talep konusu tüm alacak bakımından zaman aşımınının kesileceği belirgin bulunduğundan, davalı vekilinin zamanaşımı itiraz taleplerinin yerinde olmadığına mahkememizce kanaat getirilmiştir. Davalı vekilince gerekli ekipmanların takılmaması nedeniyle davacı tarafın yaralanmasının niteliğini arttırdığını müterafik kusuru bulunduğu savunması yapılmışsa da bacak kısmında maluliyeti oluşturan yaralanması bulunması nedeniyle davacının müterafik kusurlu olmadığına kanaat getirilmiştir. Hatır taşıması savunmasına gelince :6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir. Dosya içerisinde mevcut olan kolluk ifadelerine göre araçta yolcu olarak bulunan davacı ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları anlaşılmakta ise de sürücü ile taşınanın sadece arkadaş olmaları hatır taşımasının kabulü için yeterli olmayıp taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, davacı ile sürücünün arkadaş oldukları anlaşılmakta ise de dosya ve UYAP sisteminden dosyaya aktarılan emniyette alınan ifade tutanakları içeriğinden, taşımanın davacının veya sürücünün çıkarına olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Taşımada sürücünün menfaatinin bulunmadığı iddiası davalı tarafça ispat edilememiştir. Bu nedenle hatır taşıması indirimi uygulanmamıştır .
Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; 25.05.2010 günü, saat 21:00 sıralarında sürücü … sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklet ile … istikametinden … caddesini takiben Worldmar yönüne doğru seyir halinde iken, olay mahalli kavşağa geldiği esnada, seyre göre kavşağın sağ tarafında bulunan caddeden gelip kavşaktan dönüş yapmak isteyen plakası tespit edilemeyen araç ile çarpışması sonucu motosiklet üzerinde yolcu konumunda bulunan davacı …’ in yaraladığı, kazanın meydana gelmesinde İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin 14.08.2020 tarihli hükme esas alınan raporuna göre davacının kusursuz olduğu, hükme esas alınan İstanbul Adli Tıp Kurumu 2. İhtisas Kurulunun … tarih -… sayılı maluliyet raporuna göre kaza neticesinde davacıda sürekli ve kalıcı iş göremezliğe ilişkin maluliyet oluştuğunun tespit edildiği, mahkememizce hükme esas alanın denetlenebilir aktüerya bilirkişi raporunun B bendine göre kaza öncesi ödeme davacının zararını karşılamadığından ve tazminat talep hakkını sonlandırmadığından kalıcı maluliyetine ilişkin 62.709,41 TL talep edebileceği geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin davacının kaza tarihindeki yaşı nedeniyle geçici iş göremezlik tazminatına hak kazanamayacağı anlaşılmıştır. Davalı … Hesabının sorumluluğu 175.000 TL üst limit ile sınırlıdır. Davacı tarafça dava dilekçesiyle 100 TL geçici iş görmezlik, 100 TL de kalıcı iş görmezlik tazminat talebini davalı aleyhine yöneltmiş, bedel arttırım dilekçesi ile de talebini toplam alacak yönünden 62.809,41 TL’ye yükseltmiştir. Bu minvalde davacının geçici iş göremezlik tazminatı talebine hak kazanamaması nedeniyle reddine, kalıcı iş göremezlik tazminatı talebinin ise kabulü ile davacının alacağının bir kısmını temlik etmiş olması nedeniyle 6454,00 TL yönünden davalıdan alınarak davacı …’ye , 56.255,41 TL’nin davalıdan alınarak davacı …’e ödenmesine , maddi tazminata 18.05.2011 tarihinden itibaren yasal faizi işletilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile 6.454,00-TL kalıcı iş göremezlik tazminatının 18/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı …’ye verilmesine,
2-Davanın KABULÜ ile 56.255,41-TL kalıcı işgöremezlik tazminatının 18/05/2011 tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacı …’e verilmesine,
3-Davacıların geçici işgöremezlik taleplerinin REDDİNE,
4-Geçici iş göremezlik talebi bakımından karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90TL harcın davacılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye irat kaydına,
5-Geçici iş göremezlik talebi bakımından davalı vekil ile temsil edildiğinden davanın kısmen red edilen 100,00TL üzerinden hesaplanan yürürlükte bulunan AAÜT gereği takdir olunan 100,00TL’nin davacılardın müştereken ve müteselsilen alınarak davalıya verilmesine,
6-Kalıcı iş göremezlik talebi bakımından karar tarihi itibariyle 492 Sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 4.283,60TL harçtan peşin/ıslah alınan 244,30TL’nin mahsup edilerek bakiye 4.039,30TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Kalıcı iş göremezlik talebi bakımından davacı tarafından yatırılan 244,30TL peşin/ıslah harç, 24,30TL başvuru harcı gideri toplamı olan 268,60TL harcın davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
8-Kalıcı iş göremezlik talebi bakımından davacı … vekil ile temsil edildiğinden davanın kabul edilen 56.255,41TL üzerinden hesaplanan yürürlükte bulunan AAÜT gereği takdir olunan 9.200,00TL’nin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine,
9-Kalıcı iş göremezlik talebi bakımından davacı … vekil ile temsil edildiğinden davanın kabul edilen 6.454,00TL üzerinden hesaplanan yürürlükte bulunan AAÜT gereği takdir olunan 6.454,00TL’nin davalıdan alınarak davacı …’ye verilmesine,
10-Tüm talepler yönünden davacı … tarafından yapılan 573,90TL tebligat, posta gideri, 1.622,00TL ATK rapor bedeli ile 1.000,00TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 3.195,90TL yargılama giderinden kabul ve red durumuna göre 3.190,80TL’nin davalıdan alınarak davacı …’e verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına,
11-Tüm talepler yönünden davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama masrafı bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
12-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde HMK.m.333 hükmü uyarınca ilgili tarafa iadesine,
Dair; davacı vekillerinin yokluğunda davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içinde mahkememize veya bulunulan yer asliye ticaret mahkemesine dilekçe ile başvurmak koşuluyla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/01/2023

Katip
¸e-imza

Hakim
¸e-imza