Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/51 E. 2018/1345 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/51 Esas
KARAR NO : 2018/1345

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/02/2012
KARAR TARİHİ : 28/12/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılamaları sonunda :
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı borçlu … ile 17/01/2012 tarihli Alacak Temlik Sözleşmesine binaen, dava dışı … Limited Şirketinin 112.177,88-TL ve dava dışı … Limited Şirketinin 166.036,54-TL olan alacaklarının 17/01/2012 tarihli Alacak Temlik Sözleşmesi ile davacı müvekkili olan …’a temlik edildiğini, temlik sözleşmesinin ekinde sunulan taraflar arasındaki cari hesap tablosunda alacağa dayanak olan faturaların bilgilerinin bulunduğunu, temlik edilen alacağın faturalarla birlikte yine cari hesap tablosunda görünen tahsilatların mahsubu yapılmak sureti ile hesaplandığını, tahsilatlar mahsup edildikten sonra toplam 278.214,42-TL alacağın … 33. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosya ile icra takibine konulduğunu, icra programına bu alacak ve ödemeler girildiğinde sistemin hesaplamayı ödeme emrinde görüldüğü şekilde yaptığını, faturalarda vade tarihleri bulunduğundan temerrüdün gerçekleştiğini, bu nedenle faiz işlemesinin hukuka uygun olduğunu, borçlunun itiraz ederek takibi durdurduğunu, itirazın haksız olduğunu, itirazın iptali ile 278.214,42-TL temlik alacağının fatura üzerindeki tarihlerden başlayan ticari faizi ile birlikte tahsilini ve yargılama giderlerinin karşı davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davacının … 33. icra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasıyla 17/01/2010 tarihli temlik sözleşmesine istinaden 305.865,61-TL asıl alacak 52.189,89-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 358.189,89-TL üzerinden icra takibi başlattığını ve ödeme emrinin ekinde … Limited Şirketinden almış olduğu 17/01/2012 tarihli Alacak Temlik Sözleşmesi ve bu şirkete ait cari hesap ekstresini gönderdiğini, ödeme emri 07/02/2012 tarihinde tebliğ edildiğini ve 09/02/2012 tarihinde borca itiraz edildiğini, icra takibinin ve gönderilen ödeme emrinin usule uygun hazırlanmadığını, yasal bir nitelik taşamadığını, ödeme emrini incelediklerinde borcun sebebi olarak 17/01/2010 tarihli 1 adet temliknamenin takip konusu yapıldığını, ödeme emrinde borcun sebebine “17/01/2010 tarihli temlikname” yazıldığını, ödeme emri ekinde gönderilen … Limited Şirketi’nden alınan temliknamenin 17/01/2012 tarihli olduğunu ve tarihlerin farklı olduğunu, ödeme emrinde temlikname veren şirketin ünvanının belirtilmediğini ve ekinde de temlikname gönderilmediği halde dava dilekçesinde “… Limited Şirketi’nden alınan bir adet daha temliknameden kaynaklanan alacak” olarak iddia edildiğini, ödeme emrinde bu alacağın gözükmediğini lakin UYAP sisteminde kayıtlı olduğunu belirterek takibin usulüne uygun olduğu anlamına gelmediği gibi borçluyu aldatıcı nitelikte olduğunu, itirazın ödeme emrine göre yapıldığını, yapılan takipte 305.865,61-TL asıl alacak olduğu iddia edilirken dava dilekçesinde bu alacak 278.214,42-TL olarak ifade edildiğini, bu durumun bile takibin usule uygun yapılmadığını açıkça ortaya koyduğunu, … LTD. ŞTİ. ve … Limited Şirketi ünvanlı iki firmayla müvekkilinin Şahin Kalıp ünvanlı şahsi firması arasında 2008 yılında başlattığı ticari ilişki sonrasında müvekkilinin bu firmalara karşı da mal almadığı halde borçlandırıldığı, davacı tarafın … Ltd. Şti ünvanlı şirketin eski ortağı olduğunu öğrendiklerini, her iki şirketin ortaklarının aynı kişiler veya akraba olduklarını, davacının sunduğu cari hesap ekstreleri ile temlik veren iki firma müvekkili firmaya son olarak 2009 yılının sonlarında fatura kesildiğini, bu faturalardan sonra geçen iki yıllık süreç içerisinde herhangi bir işlem yapmadığını ve iki yıl sonra tacir olmayan davacıya yüklü miktardaki alacaklarını temlik etmelerinin düşündürücü olduğunu, temlik eden şirketlerin defter ve kayıtları incelendiğinde bu alacağın nasıl temlik edildiğini, karşılığı olup olmadığını ve TTK ve BK açısından bu temliknamelerin yasal dayanağının olmadığını, itirazlarının kabulünü ve davanın reddini icra inkar tazminatının ödenmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce … 33. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası getirtilmiş olup incelenmesinde; alacaklı … tarafından borçlu … aleyhine 305.865,61 TL asıl alacak, 52.189,89 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 358.055,50 TL temlik sözleşmesine konu cari hesap alacağı nedeni ile icra takibi başlattığı, borçlunun yasal süresi içerisinde takibe itirazı nedeni ile takibin durduğu, iş bu davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde mahkememizde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafından dosyaya sunulan davaya konu 2 adet 17.01.2012 tarihli Alacak Temlik Sözleşmelerinin incelenmesinde; 17.01.2012 tarihli Alacak Temlik Sözleşmesinde temlik edenin … Ltd. Şti., temellük edeninin …, borçlunun …(…), temlik tutarının 166.036,54 TL olduğu, diğer 17.01.2012 tarihli Alacak Temlik Sözleşmesinde temlik edenin …sSan. Ve Ltd. Şti., temellük edeninin …, Borçlunun …(…), temlik tutarının 1112.177,88 TL olduğu görülmüştür. Alacağın devri (temliki) 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 183 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olup, 183. maddenin birinci fıkrasında kanun, sözleşme veya işin niteliği engel olmadıkça alacaklının borçlunun rızasını aramaksızın alacağını üçüncü bir kişiye devredebileceği kabul edilmiştir. Borcun kaynağı ne olursa olsun, alacaklının, alacağını bir başkasına (üçüncü kişiye) temlik etmesi bir ihtiyaç olarak ortaya çıkabilir. Alacaklı, alacağının tamamını bir üçüncü kişiye devrettiğinde, borç ilişkisinde alacaklı tarafın bir hukuksal işleme dayanan değişimi söz konusu olacaktır. Bu suretle borç münasebetinde alacaklının şahsında bir değişiklik vuku bulmakta, eski alacaklının (temlik edenin) yerini yeni alacaklı (temellük eden) almaktadır. Somut olayda, davacının İstanbul 33. İcra Müdürlüğü’nün 2012/2975 Esas sayılı dosyasındaki alacağını 17/01/2012 tarihinde “Alacak Temlik Sözleşmesi” şeklindeki temlik eden ve temellük edenler arasındaki iki ayrı sözleşme ile dava dışı şirketler olan … Ltd. Şti. Ve … Ltd. Şti.’nden temlik aldığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde delil olarak sunulan 05/11/2010 tarihli cari hesap mutabakatındaki imza davalı tarafından kabul edilmemiş, bu mutabakat altındaki imzanın incelenmesini istemiş, davacı tarafından söz konusu belgenin temlik eden dava dışı şirkete faks yolu ile gelmiş olması nedeniyle 05/11/2010 tarihli cari hesap mutabakatı aslı sunulmamıştır. Her ne kadar davalının imza örnekleri mutabakattaki imza ile karşılaştırılmak üzere ilgili yerlerden celp edilmişse de belge aslının dosyada mevcut olmaması nedeniyle imza incelemesi yapılamamıştır.
Dosya, davacı tarafça sunulan deliller, tarafların ticari defterleri ve dava dışı şirketlerin ticari defterleri üzerinde inceleme yapılarak rapor tanzim edilmek üzere bilirkişiye tevdii edilmiş, 10/02/2014 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosya mevcudu ve münderecatı dava dışı şirketlerin 2009 ve 2010 yıllarına ait ticari defterleri, dava ve icra dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin muhasebesel yönden tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle: incelenen dava dışı şirketlerden … tic. Ltd. Şti.’nin 2009-2010 yılı ticari defterlerinden yevmiye ve envanter defterlerinin yıl sonunda yaptırılması gereken kapanış tasdiklerinin, defteri kebir’in açılış tasdikinin yapılmamış olması sebebiyle dava dışı şirketin 2009-2010 yılına ait ticari defterlerinin usulüne uygun tasdik edilmediği, incelenen dava dışı şirketlerden … Tic.Ltd.Şti’nin 2009 yılı ticari defteri defterlerinin usulüne uygun tasdik edilmediği, davalı yanın incelemeye gelmediği ticari defterlerini sunmadığı, davacı yan ile davalı yan arasında herhangi bir ticari ilişkinin bulunmadığı, davacı yan ile dava dışı şirketler arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı, dava dışı temlik eden … Tic Ltd Şti’nin davalı yandan 166.036,54 TL alacaklı olduğu, dava dışı temlik eden … Tic Ltd Şti’nin davalı yandan 112.177,88-TL alacaklı olduğu, davacı yan 3095 sayılı yasaya istinaden icra takip tarihi olan 01/02/2012 tarihinden itibaren yıllık %9 yasal faiz talep edebileceğini rapor etmiştir.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş ve tarafların itirazları ve rapor doğrultusunda; mahkememizce tarafların tanıklarının dinlenilmesine karar verilmiştir. Mahkememizin 09/07/2013 tarihli duruşmasında davacı tanığı …’ın dinlenilmesinde; özetle … Tic.Ltd.Şti’de muhasebeci olarak çalıştığını, söz konusu şirkette sac kesimi işi yapıldığını, davacının bu şirkette ortak olduğunu bildiğini, tanığın siparişleri alıp fatura düzenlediğini, davaya konu ticari malların davalıya teslim edildiğini ve bu mallara ilişkin faturaları bizzat kendisinin düzenlediğini, faturadan sonra ödemelerin genellikle taksitle yapıldığını, fakat son faturalardan sonra ödemelerin yapılmadığını bildiğini, dava konusu malların teslimine ilişkin hesap mutabakatı yapıldığını, hesap mutabakatlarının davalı tarafından faksla gönderilip aslının gönderilmediğini beyan etmiştir. Yine aynı duruşmada davacı tanığı …’nın dinlenilmesinde; özetle kendisinin … Tic. Ltd. Şti’nin ortağı ve müdürü olduğunu, şirketin alıcı firmaların isteğine göre sac kesip teslim ettiğini, temlik eden dava dışı iki şirketin birilikte çalıştığını, davacının bu şirketlerden … tic. Ltd. Şti.’nin ortağı olduğunu bildiğini, davalının … adında iş yerinin olduğunu, davaya konu ticari malları bizzat kendisinin davalı şirkete teslim ettiğini, davalı şirket çalışanları ile o zamanki samimiyet nedeniyle malların teslimine dair belge imzalatmadığını, genellikle teslimden sonra 15-20 gün içinde hesap mutabakatı yapıldığını, bu mutabakatların faks ile yapıldığını, ödemelerin genelde yapıldığını fakat son ödemelerin yapılmadığını bildiğini beyan etmiştir.
Tanık beyanları, kök rapor ve tarafların itirazları doğrultusunda mahkememizce tekrar rapor alınmasına karar verilerek dosya yeni bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve 26/08/2014 tarihli 1. Ek rapordan özetle: Fatura gönderen veya fatura göndermeden bir mal teslim ettiğini ve bunun karşılığında bir alacağı olduğunu iddia eden tarafın, malın teslim edildiğini de ispat etmek zorunda olduğu, mal teslimi bir hukuki işlem olmadığı, bir maddi fiil olduğu için, bunun yazılı delille ispatlanmasına gerek bulunmadığı, başkaca delillerle de (tanık gibi) bu durumun ispatlanabileceği, dava konusu alacakları temlik eden dava dışı şirketlerle davalı arasında mal alım satım ilişkisi olmakla birlikte, davalı taraf, dava konusu alacaklara ilişkin malların kendisine teslim edilmediğini, bu nedenle de kendisine fatura gönderilmesinin alacağı ileri sürmek açısından yeterli olmadığı iddiası çerçevesinde, 09/07/2013 tarihli celsede, dava konusu alacakları temlik eden dava dışı … Tic. Ltd. Şti. Ve …Tic. Ltd. Şti.’nin Muhasebe çalışanı ve … Tic. Ltd. Şti.’nin ortak ve müdürünün malların teslim edildiğine ilişkin beyanlarının mahkemeniz tarafından kabulü halinde, kök raporda da belirtildiği şekilde davacının toplam 278.214,42-TL alacağı bulunduğu ve alacağa kök raporda belirtildiği şekilde faiz talep edilebileceği, aksi durumda yani dava konusu alacağa ilişkin malların teslim olunduğuna ilişkin tanıkların beyanları yeterli görülmediği takdirde davacı tarafın malların teslim edildiğini başka şekillerde ispat etmesi gerektiğini rapor etmiştir.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş ve tarafların itirazları ve rapor doğrultusunda; mahkememizce tekrar rapor alınmasına karar verilerek dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve 05/10/2015 tarihli 2.Ek rapordan özetle: kök raporda belirtmiş oldukları malların tesliminin maddi vakıa olup her türlü delille ispat edilebileceği kanaatinin mahkeme tarafından kabul edilip edilmemesine göre dava konusu ihtilaf değerlendirilmesi gerektiğini, şayet mahkemenin HMK gereği malların tesliminin senetle ispat edilmesi gerektiğini kabul ederse, senetle ispata ilişkin kurallar uygulanmalı, bu durumda senet veya yazılı delil başlangıcı varsa tanıkla ispat kabul edilebileceğini, aksi durumda tanıkla ispat her zaman mümkün olduğunu, heyetin tanıklıkların yerinde olup olmadığı dikkate alınıp alınmayacakları konusunda yetkinin mahkemede olduğunu rapor etmiştir.
Rapor taraflara tebliğ edilmiş ve tarafların itirazları doğrultusunda; …, …, … Vergi Dairelerine müzekkere yazılarak, 17.01.2010 tarihli temlik sözleşmesinde alacağın başlangıç taihi olarak tespit edilen 01.01.2009 tarihi ile dava tarihi olan 23.02.2012 tarihi arasında davalı tarafından ilgili vergi dairesine verilen ‘BA’ rapor örnekleri celp edilmiştir. Mahkememizce dosyada mevcut tanık beyanları, kök ve ek raporlar, tarafların beyanları ve itirazları, Avcılar, … ve … Vergi Dairesi’nden gelen yazı cevapları ve tüm dosya kapsamı incelenerek bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilerek dosya bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve 10/08/2018 tarihli Ek rapordan özetle: dosyaya sunulu vergi bildirimlerine göre yapılan ayrıntılı tespit, analiz ve hesaplamanın raporun içinde mevcut olduğu, davalı tarafından ‘BA’ formları ile dava konusu faturalara ilişkin alışların bildirildiği, dolayısıyla KDV indirimine hak kazandığı, en azından bildirime konu fatura tutarlarının mali yönden dava dışı şirketler lehine alacak doğurduğu sonucuna ulaşabileceği, bu değerlendirme benimsendiğinde temlik alna konumundaki davcının, dava konusu takip tarihi olan 31/01/2012 tarihi itibariyle alacaklı olduğu toplam tutarın 232.957,29TL olduğu sonucuna varıldığını rapor etmişlerdir. Sunulan rapor taraflara tebliğ edilmiş, denetime açık, hüküm kurmaya elverişli görülmüştür.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesi neticesinde; davacının davalıdan olan alacağının dayanağını, cari hesap tablosunda alacağa dayanak olan faturalardan kaynaklandığı, bu alacağı davacının dava dışı şirketlerden Alacağın Temlik Sözleşmesi ile temlik aldığı, davacının takibe konu ettiği cari hesap alacağını ispat ile yükümlü olup takibe konu edilen cari hesabı oluşturan faturaların dava dışı temlik eden şirketlerin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu ve dava dışı temlik eden şirketlerin kayıtlarına göre dava dışı şirketlerin davalıdan toplamda 232.957,29 TL alacaklı olduğunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, her ne kadar dava dışı temlik eden şirketlerin ticari defterleri alacağın varlığını ispat açısından tek başına kesin delil niteliğinde olmayıp ancak davalının ticari defterlerinde aksine bir kayıt olmaması halinde kesin delil olarak kabul edilebilecek ve davalı ticari defterlerini incelemeye ibraz etmemiş ise de, celp edilen BA formları ile davalının söz konusu faturaları Vergi Dairesine bildirdiği ve böylece tebliğ almış olduğu, davalının alacağı ödediğine dair bir delil sunmadığı anlaşılmakla asıl alacak, ve asıl alacağa bilirkişi 10/08/2018 tarihli raporunda temerrüt tarihinden takip tarihine kadar usulüne uygun olarak hesaplanan işlemiş faiz üzerinden davanın kısmen kabulüne, alacağın likit ve hesaplanabilir olması, davalı/borçlunun itirazında haksız olduğunun anlaşılması karşısında hüküm altına alınan alacağın taktiren %40’ı oranında İİK 67/2 maddesi uyarınca temlik alan davacı lehine icra inkar tazminatına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :
1-DAVANIN KISMEN KABULÜNE; Davalının … 33. İcra dairesinin … esas sayılı dosyasına itirazının kısmen iptali ile takibin 232.957,29 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile takibin devamına, davacının fazlaya ilişkin talebinin reddine,
2-Hüküm altına alınan alacağın %40’ı üzerinden hesaplanan 93.182,91-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereği alınması gereken 15.913,31 TL harçtan 2.341,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 13.572,01 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
4-Davacı vekili tarafından yapılan 2.000,00-TL bilirkişi ücreti, 410,10-TL posta telbigat gideri olmak üzere toplam 2.410,10-TL üzerinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.024,48-TL ile 1.937,23-TL ilk harç gideri olmak üzere toplam 3.961,71-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 19.927,44 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereği takdir ve tayin olunan 5.328,28TL nisbi vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avanslarından kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalı vekilinin yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde mahkememize verilecek dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemelerine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/12/2018

Katip …
e-imza

Hakim …
e-imza