Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2012/249 E. 2019/1004 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2012/249 Esas
KARAR NO : 2019/1004

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 10/09/2012
KARAR TARİHİ : 07/11/2019

Mahkememizde açılan davanın yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalı …şirketinin müvekkilinin …’da ortaklık kurduğu grubun bir parçası olduğunu, …’da yatırımların demirbaşlarını oluşturmak üzere 5000 tonluk çimento stok terminal ekipmanlarının davalı şirkete satışı konusunda mutabakat sağlandığını, buna karşılık davalı şirketin nakti ödeme yapmayı ve diğer yatırımlar için gayrimenkulleri sermaye olarak koymayı taahhüt ettiğini, müvekkili ile davalı arasında 08/05/2008 tarihli satış sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme uyarınca müvekkili şirketin davalıya demirbaş mahiyeti taşıyan ve ortaklığın çimento üretiminde kullanacağı araç ve malzemelerden oluşan 1.497.000,00-Euro tutarında mal satarak …’da teslim ettiğini, borcun ödenmesinde temerrüde düşülmesi üzerine taraflar arasında bilahare 30/12/2009 tarihli “08/05/2008 Tarihli Satış Sözleşmesine 2 Nolu Ek Sözleşme” akdedildiğini, bu sözleşme ile davalının müvekkiline 498.820,00-Euro tutarında ödeme yaptığını, çimento yükleme, yükü boşaltma, depolama ve ambalajlama faaliyetleri dahil olmak üzere müvekkili şirkete olan toplam borcun 998.180,00-Euro olduğu ve bu borcun davalı tarafından müvkekili şirkete en geç 31/12/2011 tarihine kadar ödeneceği hususlarında mutabık kalındığını, … ailesinin …’da bulunmanın getirdiği avantaj ve yerel siyasi ilişkilerine güvenerek ortaklık ilişkisi gereğince üstlendikleri diğer yükümlülükleri de yerine getirmekten kaçındıklarını, müvekkili ile … ortak arasında uyuşmazlık çıktığını, … ortak alacaklılarından mal kaçırmak amacı ile iş bu davaya dayanak olan 08/05/2008 tarihli sözleşmenin tarafı olan … A.Ş.’nin yurt dışı merkez yerinin değiştirildiğini ve şirketi bölerek farklı şirketlerin ortaya çıkarıldığını, bölünme işleminden önce alacaklılar için hazırlanması gereken bölünme bilançosunun müvekkiline bildirilmediğini, bunun üzerine müvekkili şirketin 05/08/2011 tarihinde alacağına ilişkin borç ödeme talep yazısı gönderdiğini, … hukuk bürosu tarafından yerel ticaret sicil ve vergi kayıtları üzerinden yapılan araştırma sonucunda yeni yapılanmanın varlığının resmi belgeler üzerinde tespit edildiğini, hali hazırda müvekkili şirketin alacaklı olduğ8u şirket tüzel kişiliğini koruyarak fakat bölünerek iki farklı şirket oluşturulduğunu, davalı …Ş.’nin adres değişikliğine giderek ana alacaklısı olan müvekkili şirketten mal kaçırma çabası içerisinde girdiğini, … a.Ş. İle müvekkili arasındaki 08/05/2008 tarihli sözleşme uyarınca borcun vadesinin 30/12/2011 olmasına rağmen bölünme ve adres değişikliği gibi borç kaçırmaya yönelik işlemlerin 6102 sayılı kanunun yürürlüğe girmesinden sonra devam ettiği ve bölünme işlemleri neticesinde ortaya çıkan sorumluluğun kanunda düzenlenen bir ilişki için dava konusu uyuşmazlığa TTK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığa uygulanması gereken kanun hükmü bölünmeye katılan şirketlerin 2. Derecede sorumluluğunu düzenlediğini, resmi belgelerin tercümelerinden görüleceği üzere birinci derecede sorumlu şirket ile bölünmeye katılan şirketlerin adreslerinin sürekli şekilde değiştirildiğini, taraflar arasındaki 08/05/2008 tarihli sözleşme uygulanacak TTK 176 maddesi hükmü uyarınca bölünen şirketin borçlarından dolayı bölünmeye katılan bölünme sonucu ortaya çıkan diğer şirketlerin sorumluluğu şartlarının tamamının gerçekleştiğini, davalı şirketlerin müvekkilinin alacaklarını ödememek için hileli yollara başvurduğunun açık olduğunu belirterek müvekkili şirketin 1.107.464,77-Euro alacağının en yüksek ticari faizi ile birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş’ye dava dilekçesinin ve tensip zaptının tebliği için düzenlenen istinabe evrakı ile ilgili Adalet Bakanlığın 29/04/2014 tarihli cevabi yazısı ekinde gönderilen yabancı ülke makamınca düzenlenen evrakların ve tercümelerinin incelenmesinde, davalı …Ş.’nin 13/05/2013 tarihinde iflası nedeni ile tebliğ işleminin yapılamadığı, davalı …Ş.’ye dava dilekçesinin ve tensip zaptının tebliği için düzenlenen istinabe evrakı ile ilgili Adalet Bakanlığın 02/10/2014 tarihli cevabi yazısı ekinde gönderilen yabancı ülke makamınca düzenlenen evrakların ve tercümelerinin incelenmesinde, davalı …Ş.’nin 29/05/2013 tarihinde iflası nedeni ile tebliğ işleminin yapılamadığı, Davalı … A.Ş.’ye dava dilekçesinin ve tensip zaptının tebliği için düzenlenen istinabe evrakı ile ilgili Adalet Bakanlığın 06/02/2014 tarihli cevabi yazısı ekinde gönderilen yabancı ülke makamınca düzenlenen evrakların ve tercümelerinin incelenmesinde, davalı … A.Ş. “Sunulan Belgede Ünvan …”nin hukuk danışmanına istinabe evraklarının tebliği için telgraf çekildiğinin, belirtilen tarihte hazır olmaması nedeniyle tebliğ işleminin yapılamadığının bildirilmiş olduğu görülmüştür.
Dava; davacı şirket ile davalı …arasındaki satış sözleşmesi uyarınca davalıya satışı yapılarak teslim edilen malların bedelinin ödenmediğinden bahisle alacağın tahsili talebine ilişkindir.
Davacı tarafça davaya dayanak olarak gösterilen davacı ve davalı …Ş.’nin taraf olduğu 08/05/2008 tarihli sözleşmenin 6/1 maddesinde anlaşmazlıkların İstanbul Mahkemeleri tarafından karara bağlanacağının düzenlendiği, 6/2. maddesinde “Uygulanacak yasa, yasa kuralları ile çelişenler dışında Türkiye Cumhuriyetinin yasaları olacaktır.” yazılı olduğu görülmüştür. Yabancılık unsuru taşıyan sözleşmeye uygulanacak hukuk 5718 sayılı MÖHUK’ta düzenlenmiştir. 5718 sayılı yasanın 9/4 maddesine göre tüzel kişiliğe sahip şirketlerin hak ve fiil ehliyetinin başlangıç ve sona ermesi yani kurulma, infisah ve tasfiye organlarının teşekkülü, tüzel kişinin temsili, tüzel kişinin aktif ve pasif dava ehliyeti (davacı ve davalı olabilme ehliyeti), şirketin ana sözleşmesinde yer alan idare merkezi hukukuna tabîdir. Dosyada mevcut evraklardan davalı şirketlerin idare merkezinin … olduğu ve davalı …Ş.’nin (kurulum 25/05/2005) 13/05/2013 tarihinde iflâsına karar verilmiş olduğu, davalı …Ş.’nin “Sunulan Belgede Ünvan …” (kurulum 23/08/2011) 29/05/2013 tarihinde iflasına karar verilmiş olduğu, davalı … A.Ş.’nin (kurulum 17/11/2011) “Sunulan Belgede Ünvan …” olduğu görülmüştür. Davacı vekili davalı …Ş. ve … A.Ş. yönünden 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK’nun 176. maddesinin uygulanmasını talep etmiştir. Tüm bu sebeplerden dolayı taraf teşkilinin denetlenebilmesi için … Federasyonu Mevzuatı’nda şirket bölünmelerine ilişkin kanunların, müflis şirketlerin pasif dava ehliyeti, müflis şirketleri temsile yetkili organ veya kişi ve yükümlülükleri konularına ilişkin kanunların ve onaylı tercümelerinin dosyaya ibrazı için davacı vekiline 5718 sayılı yasanın 2. maddesi uyarınca 1 aylık kesin süre verilmiştir. Davacı vekilinin ilgili kanunları, yasal düzenlemeleri temin edemediğini beyan ederek Adalet Bakanlığı aracılığı ile temin edilmesini talep etmesi üzerine bu hususta Adalet Bakanlığı’na müzekkere yazılmıştır. Adalet Bakanlığı Dış İlişkiler Ve Avrupa Birliği Genel Müdürlüğü’nün 20/06/2019 tarihli cevabi yazısında konuya ilişkin olarak Dış İşleri Bakanlığı’ndan alınan yazı ve müflis şirketlerin pasif dava ehliyetinin müflis şirketleri temsile yetkili organ veya kişi yükümlülükleri konularına ve şirket bölünmelerine ilişkin kanun metni ile ilgili … Federasyonu Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan 1 adet cd’nin … Federasyonu Dış İşleri Bakanlığı’ndan alınmakla ekte gönderildiğinin bildirildiği görülmüştür. Mahkememizce yazı ekinde gönderilen cd’nin dökümü yaptırılmış olup, türkçe tercümelerini yaptırıp dosyaya sunmak üzere davacı vekiline 1 aylık kesin süre verilerek aksi halde mevcut duruma göre karar verileceği ihtar edilmiştir. Davacı vekili takip eden 07/11/2019 tarihli duruşmada “önceki ara karar doğrultusunda Adalet Bakanlığı’nın cevabi yazı ekinde gönderilen cd’nin dökümünü ve tercüme işlemlerini yaptırmak üzere tarafımıza süre verilmiştir. Cd içerisinde yer alan dökümanın 600 sayfa olduğu, tercüme işlemlerinin maliyetli olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında sulh görüşmeleri devam etmektedir. Bu nedenle müvekkil tercüme işlemlerini yaptırmamıştır. Yalnızca celse arasında dilekçe ekinde sunmuş olduğumuz, cd’nin üst yazısının tercümesini yaptık, takdiri mahkemeye bırakıyoruz” şeklinde beyanda bulunmuştur. HMK 114/1-d maddesi uyarınca tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hallerde temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması dava şartıdır. Yukarıda ayrıntılı şekilde açıklandığı üzere davada taraf teşkilinin denetlenebilmesi için … Federasyonu mevzuatında konu ile ilgili olan kanun metninin gerekli tercüme işlemi mâliyetli olduğu öne sürülerek davacı tarafça yerine getirilmediğinden davada taraf teşkili denetlenememiştir. Bu durumda davacı iş bu davada davalıların pasif husumetinin olduğunu ispatlayamamıştır. Tüm bu nedenlerden dolayı davanın dava şartı noksanlığı nedeni ile usulden reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM / Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40-TL maktu karar ve ilam harcının, peşin alınan 37.825,45-TL harçtan mahsubu ile bakiye 37.781,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK 333 maddesi uyarınca davacı tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 07/11/2019

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza