Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/63 E. 2023/41 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/63 Esas
KARAR NO : 2023/41

DAVA : Markaya Tecavüz/Haksız Rekabetin Tespiti (Manevi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 28/03/2022
KARAR TARİHİ : 12/09/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Markaya (Manevi Tazminat İstemli) ilişkin davanın yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkili şirketin dünyanın en önemli ayakkabı üreticisi firmaları arasında yer aldığını, dünya çapında tanınmış bir marka olan … markasının sahibi olduğunu, müvekkiline ait markaları taşıyan ürünlerin dünya genelinde birçok farklı ülkede tüketiciler tarafından tercih edildiğini,müvekkilinin kendi sektörünün lider firmalarından biri olduğunu ve müvekkilinin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli “…” markası haricinde tanınmış pek çok markasının daha bulunduğunu, zikredilmiş olan tüm markaların gerek Türkiye’de ve gerekse tüm dünyada tanınmış olduğunu, tekstil ürünleri, gerçek ve suni deri ürünleri, çantalar ve benzeri ürünler olarak kullanıldığını, davalıların müvekkiline ait … markasını meşru bağlantısı, sözleşmesi ve hukuka uygun amacı olmaksızın; tamamen izinsiz ve tecavüz teşkil eder şekilde kullandığını, davalıların “…” isimli iş yerinde “…” ibareli taklit ürünlerin satışını gerçekleştirdiklerini, aynı zamanda Instagram hesapları üzerinden de satış ve pazarlama faaliyetleri gerçekleştirdiğini, davalıların bu eylemleriyle taklit ürün satışına sürekli olarak devam ettiğini, bu suretle tüketiciyi de yanılttıklarını, müvekkilinin marka hakkına tecavüz içeren bu eylemlerin tespiti için taraflarınca yapılan başvurunun, … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş -…Karar sayılı kararıyla kabul edildiğini, ilgili kararın ifası için … 21. İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasına açıldığını, yapılan tespit işleminde, … ibareli toplamda 21 çift bot ve 1 adet … ibareli ayakkabı kutusu cinsi ürünün tespit edildiğini, Mahkemenin verdiği tedbir kararı uyarınca bu ürünlere el konularak yeddiemin deposuna teslim edildiğini, davalıların kullanımlarının müvekkili şirketle ticari hiçbir bağının, hiçbir lisans anlaşması yahut hiçbir meşru hakkının olmamasına rağmen gerçekleştirilmesi sebebiyle, 6769 sayılı SMK’nın ve 29. Maddesi uyarınca hukuka aykırı olduğunu ve engellenmesinin gerektiğini beyan ederek davalılar tarafından yapılan, müvekkilin marka hakkına yönelik tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, ref’ine ve devam edenler yönünden men’ine, tecavüz sebebiyle oluşan maddi zararlara ilişkin 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak taraflarına verilmesine, davalılar aleyhine verilen kararın masrafı davalılardan karşılanarak tirajı yüksek gazetede ilanına, davalıların da ürünlerin orijinal olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmaması da nedeniyle bu ürünlere ilişkin olarak uğrayabilecekleri bir zarar söz konusu olmadığından, yargılama süreleri ve teminat tutarının bu süreçte değer kaybedecek olması da göz önüne alınarak, müvekkil tarafından sunulan teminatın iadesine ve 6100 sayılı HMK 397/2. maddesi uyarınca yasal süre içerisinde işbu dava açıldığından tedbirin teminatsız şekilde devamına, işbu davada oluşacak yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapılmış olup davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Dava davacıya ait markaya tecavüz ile haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
Davacı kendisine ait … markasını davalının izinsiz ve hukuka aykırı olarak kullandığını, anılan markanın taklit ürünlerinin davalı tarafından sürekli olarak satışa sunulduğunu, böylelikle marka hakkına tecavüzle birlikte haksız rekabetin şartlarının da oluştuğunu belirtilerek ayrıca manevi tazminat isteminde de bulunmuştur.
Bu bakımdan öncelikle karıştırılma ihtimali yaratmanın incelenmesi gerekir.
Markalar arasında ayniyet veya benzerliğin tespitinde markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınması gerekmektedir. Arkan’ a göre; marka incelemesi, markayı oluşturan unsurlar parçalara bölünerek yapılmamalıdır. Markaların tek başına ayrım gücü bulunmayan tanımlayıcı işaretlerden oluşan kısımlarının aynı yada benzer olup olmadıklarının üzerinde durulmasına gerek yoktur. (Prof. Dr. Sabih Arkan, Marka Hukuku, cilt 1, s. 99).
İltibasın, karıştırılma olasılığının belirlenmesinde iki markanın bir bütün olarak bıraktıktan genel izlenime bakılmalıdır. Markanın esas unsurunun kullanılıp kullanılmaması iltibası belirlemede önemlidir.
Türk Patent ve Marka Kurumu’nun kayıtlarından, mal ve hizmetler sınıfının … olduğu görülen “…” ve “…” tescil numaralı … markasının davacıya ait olduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında davalının satışa sunduğu ürünlerin bilirkişi vasıtasıyla incelenmesi neticesinde ürün grubu açısından yapılan değerlendirmede, davalının davacının ürününe benzer karakteristikteki bot tasarımları üzerinde benzer marka/logo kullandığı, bu durumun tüketici algısı kapsamında iltibasa yol açacağı ve bu noktada davalının satışa sunduğu ürünlerin davacı ürünleriyle ayırt edilemeyecek derecede benzer oldukları sonucuna varılmıştır.
Marka sahibi, markası hangi sınıflarda tescil edilmişse markasının başkası tarafından kullanılmasını ve tescilini önleme yetkisi, o mal veya hizmetler ve onlarla benzer olan mal ve hizmetlerle sınırlıdır. Davacının korunduğu sınıflar ile davalının kullanımının aynı sınıflarda olduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus, tüketicilerin bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde ve herhangi bir sebeple bağlantı kurma ihtimalidir. Buradaki “ihtimal” kelimesi özenle ve özellikle kullanılmış bir kelime olup, şekil, ses, anlam, genel görünüm, çağrışım veya bir seri içinde bulunma izlenimi bu kapsamda değerlendirilmektedir. Hatta markalar arasında birçok noktada fark bulunduğu tespit edilse bile “umumi intiba” bunların karıştırılabileceği yönünde ise iki işaret arasında karıştırma ihtimalinin bulunduğu kabul edilmelidir(Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13.06.2012 tarihli ve 2012/11-155 E. 2012/376 K. sayılı kararı). Başka bir deyişle karıştırılma ihtimali; görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlikler, çağrıştırma, bir bütün olarak uyandırdığı toplu kanaat, malın veya hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, markanın asıl unsurları ve tamamlayıcı unsurları, telaffuz, anlam veya biçimden, işaretlerin toplu olarak bıraktığı izlenimden, seri içine girmekten veya başka bir çağrışımdan kaynaklanabilir. Yine tüketicilerin, karşılaştırılan işaretler arasında herhangi bir şekilde “bağlantı” kurabilmesi de benzerlik bulunduğunu kabul etmek için yeterli olmaktadır.
Marka hakkına tecavüz sayılan fiiller SMK Madde 29’ da sayılmıştır. Marka hakkına tecavüz sayılan haller Sınai Mülkiyet Kanun’ nun 7. Maddesine atıf yapılmak suretiyle 29. Maddesinde düzenlenmiştir.
6769 sayılı SMK madde 29’ a göre, Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7 nci maddede belirtilen biçimlerde kullanılması ve yine madde 29/b’ ye göre Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edilmesi marka hakkına tecavüz sayılmaktadır.
Marka hakkı sahibinin markasına zarar vermeye yönelik tüm fiilleri engelleme hakkı vardır. Marka hakkına tecavüz de bunların başında gelir. Marka hakkına tecavüzün varlığı için Sınai Mülkiyet Kanun’ da belirtilen eylemlerden birinin gerçekleşmiş olması ve somut olayda bu eylemin hukuka uygunluk sebeplerinden birinin bulunmaması gerekir.
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’ nun 7. Maddesinde ise;
Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır.
a) Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması.
b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması.
c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmıştık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
6769 sayılı SMK’ nin yukarıdaki ilgili maddeleri genel olarak, marka sahibinin tescilli markası ile iltibasa neden olacak işaretlerin kullanılmasını yasaklamaktadır. Madde metninde de belirtildiği üzere; tescilli marka ile aynı veya benzer olan bir işaretin tescilli markanın kapsadığı mal ve hizmetlerde kullanılarak halk tarafından karıştırılma ihtimaline yol açılması marka hakkına tecavüz olarak nitelendirilmektedir. Aynca işaret ile tescilli marka arasında halk nazarında “ilişkilendirme” olduğu ihtimali de “karıştırılma ihtimali” kavramına dahil sayılmıştır. Marka sahibi tescilli markası ile bağlantı kurulması ve veya karıştırılma olasılığı taşıyan markaların aynı veya benzer mal ve hizmetlerde kullanılmasını önleme yetki ve hakkına sahiptir.
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri ise Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;….4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b) Haksız rekabetin men’ini, c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
TTK hükümlerinden de anlaşılacağı üzere başkasının haklı olarak kullandığı tanıtıcı işaretlerle kullanmak veyahut iltibasa meydan verecek eylemlerde kullanmak haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir.
Tacirin ticari hayatı ile ilgili olarak yaptığı işlerde diğer şahıslardan daha çok “özen göstermesi” gerektiği kabul edilmektedir. Tacir devamlı olarak yaptığı işlerle ilgili mevzuatı, ne yapması gerekeceğini tacir olmayan şahıslardan daha iyi bilir ve bilmek zorundadır. Tacirin bilmek zorunda olduğu şeylerin başında ticari hayatı için gerekli olan kanun hükümleri, ticari hayatın gerekleri ve teamülleri ile ticari örf ve adet gelir. Bu bağlamda, başvuru sahiplerinin tacir olması durumunda T.T.K. M.18/f.2 uyarınca “basiretli bir tacir gibi” hareket etme yükümü altında oldukları kabul edilmektedir. Fakat; bu yükümlülüğün çok katı ve sert değerlendirilmemesi her somut olayın özelliğine göre incelenmesi gerekmektedir.
Başkasına ait marka hakkının doğrudan ya da dolaylı ve iltibaslı kullanımı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmaktadır. Somut olayda tespit olunan instagram hesabında ve davalının adreslerinde yerinde yapılan incelemede, davacıya ait markanın ayırt edilemeyecek derecede benzerlerinin davalı tarafından satışının yapıldığı, ticari amaçla elde bulundurulduğu, davacı nezdinde tescilli … markasının ve şeklinin ayırt edilemeyecek benzerlerinin davalı ürünlerinde kullanıldığı, markanın kullanış şekillerinin aynı olduğu, davalıya ait ürünlerde hem marka kullanımı hem de tasarım açısından herhangi bir ayırt edici yeniliğin bulunmadığı, böylelikle davalının -SMK m. 29 b-c hükümleri kapsamında- davacının ürünlerini taklit ettiği ve davacının marka hakkına tecavüz ettiği, ayrıca eylemlerin haksız rekabet oluşturduğu sonucuna varılmıştır.
Manevi tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise, yukarıda da açıklandığı üzere davalının davacı markasını hukuka aykırı ve izinsiz olarak kullandığı, kullanımında kusurlu olan davalının iyi niyetli olarak kabul edilemeyeceği, marka hakkına tecavüzden dolayı davacının şeref ve saygınlığı ile ticari itibarının ihlal edildiği anlaşılmakla, manevi tazminat miktarı, tecavüz eyleminin işleniş şekli, kusurun ağırlığı, tarafların birbirlerine göre konumları ve hakkaniyet gereğince takdiren belirlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan deliller ve davaya dayanak kullanımlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının markaya tecavüz ve haksız rekabete yönelik açmış olduğu davanın kabulü ile eylem ve zarar ile orantılı manevi tazminat talebinin kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE, davalının davacı markası ile benzer nitelikte taklit ürün satması nedeniyle davacının marka hakkına tecavüz ettiğinin tespitine, davalının bu suretle haksız rekabette bulunduğunun tespitine, tecavüz ve haksız rekabetin durdurulmasına, önlenmesine, men’ine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
2-Davacı yanın manevi tazminat talebinin kabulü ile somut olayın özelliğine göre 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Harçlar kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 341,55 TL harçtan daha önceden ödenen toplam 85,39 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 256,16 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
4-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden;
-Markaya tecavüz ve haksız rekabet davası yönünden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 15.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Manevi tazminat davası yönünden karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’ye göre hesaplanan 5.000 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan; 80,70 TL Başvuru Harcı, 85,39 TL Peşin/Nisbi Harcı, 134,50 TL Tebligat Posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 300,59 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası üzerinden yapılan 2.145,50 TL (Bilirkişi Reddiyatı + Posta-Tebligat Gideri) yargılama gideri ile 213,70 TL harç giderinden oluşan toplam 2.359,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
8-Fazla yatan gider avansının talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/09/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸