Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/38 E. 2023/73 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/38
KARAR NO : 2023/73

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/02/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin uzun yıllardır oto tamir alanında faaliyet göstermekte olup, bu faaliyetleri sonucu “…” isimli markayı oluşturduğunu, 07/10/2021 tarihinde … İbaresini marka olarak … Numara ile tescil ettirdiğini, markanın 29/12/2020 tarihinden itibaren 10 yıl süreyle Tescil koruması altında olduğunu, davalının müvekkiline ait logoyu ve müvekkilinin markası ile karıştırılma ihtimali epey yüksek olan “…” ismini tescilli markaymış gibi kendi firmasında kullanmakta olduğunu, davalıya gerçekleştirmiş olduğu bu tecavüzü ve haksız rekabeti durdurması ve müvekkiline ait marka ve logoyu kullanmayı durdurması amacıyla 10/11/2021 tarihinde … 20.Noterliği’nden … Yevmiye numarasıyla ihtar çekildiğini, ihtara cevap verilmediğini, haksız rekabet oluşturan fiillere devam edildiğini, müvekkilinin markasının yazı tipi, yazı karakteri, harf kombinasyonu vs. Unsurlar davalı tarafından olduğu gibi kopyalanmış olduğunu, davalının”…” İbaresini kendi ticari faaliyetlerinde kullanmasının müvekkil şirketin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu, bu suretle de haksız rekabete yol açtığını, aynı zamanda davalı şirketin, müvekkilinin bizzat kendisi tarafından üzerinde düşünülerek ve çalışılarak tasarlanmış, dizayn edilmiş ve akabinde marka ile birlikte tescil edilmiş olan logosunu aynen kopyalamak suretiyle kendi ticari faaliyetlerinde kullanmakta olup, müvekkilin fikri mülkiyet hakkına tecavüz ettiğini, tecavüzünün tespiti ile tecavüzün önlenmesi ve menine, müvekkiline ait tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesine, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasına, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile ilanına; fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 556 S. KHK 66/C maddesi uyarınca hesaplanacak 1.000,00- TL maddi tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsiline, 1.000,00-TL manevi tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsiline, mahkeme masraları ile ücreti vekaletin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevap Dilekçesi: Davalı vekili cevap dilekçesi, davacı ile davalı müvekkilinin aynı sektörde faaliyet göstermediklerini, davacının otomobil alım-satım, motor tamiri ve motorsiklet modifikasyonu üzerine faaliyet gösterdiğini, davalı müvekkilinin ise motorsiklet ve mobiliyet satışı, motorsiklet ve mobiliyet parça, aksesuar ve ekipmanları satışı alanında faaliyet gösterdiğini, her iki taraf benzer olsa da aynı sektörde faaliyet göstermediklerini, müvekkilinin tescilli markaya ait logoyu kullandığı iddiasının somut herhangi bir dayanağının olmadığını, davacıya ait “…” markasıyla karıştırılma ihtimali epey yüksek olan “…” ismini tescilli markaymış gibi davalının firmasında kullandığı iddiasının asılsız olduğu, bu iddianın da yasal ve somut dayanağı bulunmadığını, söyleniş, ses benzerliği dikkate alındığında iki marka arasında herhangi bir benzerlik olmadığını, markalar arasında grafik tasarımı, renk, kelime dizilişi tamamıyla birbirinden farklı olduğunu, dava konusu yapılan marka ve ünvanların gerek görsel gerekse de fonetik açıdan birbiriyle benzer olmadıklarını, başvuru konusu markanın görsel ve sescil olarak bıraktığı umumi intiba itibariyle karıştırılma ihtimali bulunmadığını, yerel marka statüsünde olan davacının işletmesi ile müvekkiline ait işletme İstanbul’un farklı ilçelerinde (… ve …) faaliyet gösterdiğini, müşteri kitlesinin ayrı olduğunu, … markası/ünvanının davalı müvekkilinin soyadı (aile adı) olması sebebiyle kullanıldığını, müvekkilinin hem kendisi hem de çocukları ile birlikte yaklaşık 30 yıldır motorsiklet/bisiklet, yedek parça ve satış sektörünün içerisinde faaliyet gösterdiklerini, davalı müvekkilinin “…” ünvanını uzun yıllar boyunca tescilsiz olarak kullandığını, daha sonra bu ünvan ile 22.01.2021 tarihinde vergi açılışı yaparak ticari faaliyetlerinin bir kısmına bu ünvan üzerinden devam ettiğini, 12.11.2021 tarihinde ise “…” markasının tescil ile koruma altına alınması için Türk Patent ve Marka Kurumuna … numara ile başvuru yaptığını, bu başvurusunun 03.12.2021 tarihinde şekli incelemeden geçtiği, 07.01.2022 tarihinde ise benzerlik aşamasını geçerek 27.01.2022 tarihinde marka bülteninde ilan için yayın kararı alındığını, emtia sınıfı ise davacının aksine motorsiklet ve ekipmanları, yedek parça ve aksesuar üzerine faaliyet olarak Sınıf … ve … olarak gösterildiğini, davalı müvekkili aleyhine açılan işbu davanın ne yasal, ne hukuki ne de haklı bir temeli bulunmadığını beyan ederek, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevaba Cevap Dilekçesi: Davacı vekili davalı tarafın cevap dilekçesinde belirttiği tüm hususlara itiraz etmekle, Nice sınıflandırması ve TPE tebliğine göre “farklı sınıflarda yer almalarına rağmen halk nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ticaret ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmetlerin benzer olarak değerlendirilmesi” mümkün olduğunu, Yargıtay kararlarında mal ve hizmetlerin nice sınıflandırması ve tpe tebliğine göre mutlaka aynı sınıfta kullanılmasını değil, benzer mal ve hizmetler yönünden kullanılmasını esas alındığını, markaya tecavüzün söz konusu olabilmesi için her iki markanın birbiriyle karıştırılması zaruri olmayıp, “karıştırılma tehlikesi” yeterli olduğunu, karıştırılma tehlikesinin değerlendirilmesinde, malların ve hizmetlerin benzerlik derecesi ile markaların benzerlik derecesi arasında karşılıklı bir bağlantı mevcut olduğunu beyan ederek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller: Türk Patent ve Marka Kurumu: Davacının markasına ilişkin kayıtlar dosya arasına alınmış. … sayılı tescil numaralı … isimli markanın 29/12/2020 tarihinden itibaren 10 süre ile davacı … adına tescil ettirdiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi Raporları: 20/12/2022 tarihli bilirkişi raporunda dosya mübrez belgeler ve yapılan incelemeler sonucunda; davalı kullanımlarının davacı markasıyla karıştırılma ihtimali saptanmadığından, davacı markasına tecavüz teşkil etmediği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava ve Uyuşmazlık: Davacının markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılması ile maddi ve manevi tazminata ilişkindir. Davacı taraf davanın kabulüne, maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur.
Gerekçe: Türk Patent ve Marka Kurumundan alınan cevabi yazıda … sayılı tescil numaralı … isimli markanın 29/12/2020 tarihinden itibaren 10 süre ile davacı … adına tescil edildiği bilgisi verilmiştir.
Alınan bilirkişi raporunda keşif tarihinde davalının kullanımında marka esas unsuru olarak …kelimesinin kullanıldığı, Çevik Motor tabirinin yan unsur olarak yer verilen bir ticaret unvanı göründüğünün anlaşıldığı, tarafların markasal anlamda farklı sınıflarda hizmet verdiklerini, tarafların hizmet ettikleri coğrafya (…) birbirinden uzakta olup, hitap ettiği tüketici alanının farklı olduğunu, davacının internet ve sosyal medya aracılığıyla satış yapmakta iken, davalının hiçbir internet satışı olmadığı, web aramalarında rastlanılmadığını, dosya mübrez belgeler ve yapılan incelemeler sonucunda davalı kullanımlarının davacı markasıyla karıştırılma ihtimali saptanmadığından, davacı markasına tecavüz teşkil etmediği görüş ve kanaatini bildirmişlerdir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; dosyaya sağlanan bilirkişi heyeti raporunda keşif tarihinde davalının kullanımında marka esas unsuru olarak Arora kelimesinin kullanıldığı, …tabirinin yan unsur olarak kullanıldığı bir ticaret unvanı göründüğünün anlaşıldığı, tarafların markasal anlamda farklı sınıflarda hizmet verdiklerini, tarafların hizmet ettikleri coğrafya (…) birbirinden uzakta olup, hitap ettiği tüketici alanı farklı olduğunu, davacının internet ve sosyal medya aracılığıyla satış yapmakta iken, davalının hiçbir internet satışı olmadığı, web aramalarında rastlanılmadığını, dosya mübrez belgeler ve yapılan incelemeler sonucunda davalı kullanımlarının davacı markasıyla karıştırılma ihtimali saptanmadığından, davacı markasına tecavüz teşkil etmediği görüş de gözönüne alınarak tarafların farklı sınıflarda hizmet verdikleri, hizmet ettikleri coğrafyanın birbirlerinden uzak olduğu, markaların karıştırılma ihtimalinin bulunmadığı kanaatine varılarak davacının tüm talepleri yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın tüm talepler yönünden ayrı ayrı reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85-TL harçtan, peşin alınan 80,70-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 189,15-TL harcın davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden
– Markaya tecavüzün tespiti bakımından A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 25.500,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
– Maddi tazminat bakımından A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
-Manevi tazminat bakımından A.A.Ü.T.’ne göre belirlenen 1.000,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸