Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/29 E. 2023/68 K. 07.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/29 Esas
KARAR NO : 2023/68

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/02/2022
KARAR TARİHİ : 07/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili şirketin sanayi sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, ağırlıklı olarak mutfak makine ve ekipmanları üretmekte olduğunu, aynı zamanda kendi tasarımı olan makineleri için de TPMK nezdinde tescil taleplerinde bulunmakta olduğunu, ancak karşı tarafın müvekkilin hak sahibi olduğu tasarım hakkına tecavüz ettiğini ve ürün satışı konusunda haksız rekabet ettiğini, müvekkilinin tasarladığı el blenderinin davalı tarafından kopyalanarak üretilmekte ve satılmakta olduğunu, söz konusu tasarımların müvekkili şirket tarafından koruma altında olduğunu, dolayısıyla söz konusu ürünlerin müvekkil şirket dışında birisi tarafından üretilmesinin ve satılmasının haksız rekabet teşkil etmekte olduğunu, ilgili faturalar incelendiğinde söz konusu ürünlerin sadece Türkiye içinde değil,müvekkili tarafından yurtdışına da satıldığını ve ihracata konu edildiğini, davalı tarafından müvekkili şirkete ait ürünlerin birebir kopyasının yapılarak satışının gerçekleştirildiğini, ürünlerin aynı renklere ve aynı görünüme sahip olduğunu, ürünlerin üzerinde yazan isimlerin kolayca sökülecek ya da aşınarak yok olacak tarzda olduğunu ve bu yüzden tüketici nezdinde karıştırılacaklarını, ürünleri davalıdan satın alan tüketicilerin söz konusu ürünün müvekkili şirkete ait olduğunu düşünerek müvekkili şirket ile iletişime geçeceklerini, müvekkil şirketin, başkası tarafından satılan ürünler üzerinde oluşan arıza ve bozulmalardan sorumlu tutulmasının ya da bu ürünlerin tamir etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle söz konusu ürünler üzerinde inceleme yapılırken bu hususların da değerlendirilmesi gerekmekte olduğunu, davalının adresinde bulunan benzer ürünler hakkında ihtiyati tedbir kararı uygulanmasını, ürünlerin toplatılmasını ve muhafaza altına alınmasını, davalının web sitesinde benzer ürünlere ait görsellerin yer aldığı bölümlerin ve yine davalının ürünlerini sergilediği kataloğu hakkında ihtiyati tedbir kapsamında erişimin engellenmesi kararı verilmesini, davalının “…” isimli ve yine dava konusu tasarımları içeren sayfasına yönelik erişiminin engellenmesi kararı verilmesini, davalının mağazasının bulunduğu, …” adlı web sitesinde ürün satışını gösteren sayfa için ihtiyati tedbir kapsamında erişimin engellenmesi kararı verilmesini, tescilsiz bir tasarıma ilişkin olan davada davalının müvekkili şirketin tasarım hakkına tecavüz ettiğinin tespitini, önlenmesini ve durdurulmasını, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı tarafın herhangi bir tasarım hakkı, korunan tasarım tescilinin bulunmamakta olduğunu, davacının davasının temelden dayanaksız olduğunu, esasen davacının Kasım 2021’de davaya konu ettiği el blenderleri için tasarım tescil talebinde bulunduğunun tespit edilmiş olduğunu, ancak Türk Patent Tasarım Dairesi tarafından davacının başvurusunun bültenden yayına dahi çıkarılmadan ilk incelemede reddedilmiş olduğunu, bu hususta Türk Patent’e davacının başvurusuna ilişkin dosyanın ve neticesinin gönderilmesi için müzekkere yazılmasını talep ettiklerini, davacı tarafın, söz konusu tasarımların kendi şirketleri açısından koruma altında olduğunu iddia etmiş olduğunu, ancak bu korumanın neye dayandığına dair tek bir veri ya da tescil numarasının sunulamadığını, davacı tarafın dava dilekçesinde bir takım tarihi dahi belli olmayan fotoğraf ve satış faturası sunmuş olduğunu, davacının satış faturası sunmasının ve o ürünleri satmasının ürünlerin tasarım hakkı sahibi olduğu anlamına gelmeyeceğini, davacının tasarım hakkı sahibi olduğunu iddia ederek dosyaya sunduğu tasarımların yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini taşımadığını, davacı tarafın … 1. FSHHM’nin … D. İş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu uyarınca şirketlerinin korunan haklarının ihlal edildiğini iddia ettiklerini, söz konusu tespit dosyasından verilen rapora taraflarınca itiraz edildiğini, yeni ve ayırt edici olmayan, tescil talebi reddedilen bir tasarıma karşı müvekkilin tecavüz fillerinin olmasının mümkün olmadığını, davacının, taraf tasarımlarının benzerliği iddiasına da itiraz ettiklerini, tespit raporunda teknik zorunluluk olarak nitelenecek unsurlara tasarım özelliği atfedilmiş olmasının raporun yetersiz olduğunu gösterdiğini, tespit raporunun içerik ve sonucuna itiraz ettiklerini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Dava 6769 Sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesine ilişkindir.
Dosya kapsamında taraf delilleri toplanmış, değişik iş dosyası dosyamız arasına alınmış ve bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Alınan 20/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; “…davacıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde davaya konu belirtilen ürünlerin tanıtımların yapıldığı tespit edildiği, davalıya ait olduğu belirtien bahsi geçen “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde sitede bulunan kataloğunda davaya konu belirtilen ürünün tanıtımının yapıldığı tespit edildiği, davacı ve davalı tarafından dosyada sunulan linkler incelenmiş olup bahsi geçen linklerin genel olarak davaya konu ürünler ile ilgili linklerden oluştuğu ve detayları bilişim değerlendirme kısmında detaylıca sunulduğu, taraflara ait davaya konu ürünlerin tasarımlarının bilgilenmiş kullanıcıda iltibas durumu yaratacak derecede benzer olduğu, davacıya ait ürünün tasarımının 23 Temmuz 2013, 19 Şubat 2018, 12 Aralık 2016 ve 23 Şubat 2017 tarihli paylaşımlardaki ürünlerin tasarımı ile genel izlenim itibarıyla benzer olması sebebiyle yeni ve ayırt edici niteliklere sahip olmadığı, tescilsiz bir tasarımın 6769 Sayılı SMK kapsamında koruma elde etmesi ancak yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini sağlaması ile mümkün olup, bu şartları taşıyan tescilsiz tasarımlar ise, kamuya sunulduğu tarihten itibaren üç sene ile sınırlı olmak koşulu ile korunacaktır. Davacıya ait ürünün kendisi tarafından kamuya sunulmasından önce, 3. Firmalar tarafından bilgilenmiş tüketici nezdinde benzerlerinin piyasaya sunulması sureti ile 6769 Sayılı SMK’ nın 56. Maddesindeki şartları taşımadığı tespit edilmekle, davacının tescilsiz tasarıma dayandırdığı tecavüz ve haksız rekabet iddialarının yerinde olmadığı..” yönünde görüş ve kanaate ulaştıkları anlaşılmıştır.
Bir tasarımın yenilik kriterini taşıma koşulu SMK m. 56/4,b’de “Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir.” şeklinde, ayırt edicilik kriterini taşıma koşulu ise SMK m. 56/5,b’de, “Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir.” şeklinde belirlenmiştir.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunun “Tasarımın Koruma Süresi ve Yenileme” başlıklı 69. Maddesinde, (1) Tescilli tasarımların koruma süresi başvuru tarihinden itibaren beş yıldır. Bu süre beşer yıllık dönemler hâlinde yenilenmek suretiyle toplam yirmi beş yıla kadar uzatılabilir. (2) Tescilsiz tasarımların koruma süresi, koruma talep edilen tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten itibaren üç yıldır. Tescilsiz tasarımın koruma süresinin, koruma talep edilen tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarih ile üç yıl ile sınırlı olduğu belirtilmiştir.
Dava konusu somut olay bakımından davacının tasarım hakkına tecavüz ve haksız rekabet iddialarını tescilsiz tasarımdan doğan haklarına dayandırdığı, davacı adına tescilli bir tasarımın bulunmadığı görülmektedir.
Tüm dosya kapsamı ve bilirkişi heyetinin tespitleri dikkate alınarak dosya içerisindeki mevcut bilgi ve belgeler izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davaya konu tasarımların kamuya sunuldukları tarih öncesinde üçüncü kişi firmalara ait 23/07/2013, 19/02/2018, 12/12/2016 ve 23/02/2017 tarihli paylaşımlardaki ürünler ile genel izlenim itibari ile benzer olması sebebi ile yeni ve ayırt edici niteliklere sahip olmadığı, dolayısı ile kamuya sunulduğu tarih öncesinde dava dışı üçüncü kişiler tarafından kamuya sunulan harcıalem bir tasarım olduğu, bu noktada D.İş dosyasındaki ve Mahkememiz dosyasındaki raporlarda tasarım benzerliğine ilişkin tespitlerin -harcıalem nitelik dikkate alındığında- çelişki oluşturmayacağı gibi tekrardan incelemeyi de gerektirmediği, tescilsiz bir tasarımın 6769 Sayılı SMK kapsamında koruma elde etmesi ancak yenilik ve ayırt edicilik kriterlerini sağlaması ile mümkün olup, bu şartları taşıyan tescilsiz tasarımların ise kamuya sunuldukları tarihten itibaren üç sene ile sınırlı olmak koşulu ile korunacağı, davacıya ait ürünün kendisi tarafından kamuya sunulmasından önce, üçüncü firmalar tarafından bilgilenmiş tüketici nezdinde benzerlerinin piyasaya sunulması sureti ile 6769 Sayılı SMK’nın 56. Maddesindeki şartların taşınmadığı tespit edilmekle, davacının tescilsiz tasarıma dayandırdığı tecavüz ve haksız rekabet iddialarının yerinde olmadığı, SMK kapsamında davacı tasarımının tescilsiz koruma şartlarını taşımadığı anlaşılmakla, davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş olup aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan peşin alınan 80,70 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 189,15 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 25.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır