Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/127 E. 2023/87 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/127 Esas
KARAR NO : 2023/87

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/06/2022
KARAR TARİHİ : 16/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili firma … A.Ş’nin kurulduğu 1964 yılından bu yana … markası ile üretim yapmakta olduğunu ve sektörünün duayen firması olarak bilinmekte olduğunu, müvekkili firmanın ürettiği ürünlerde öncelikli olarak ayak sağlığının ve ürünlerinin kalitesini gözetmekte olduğunu, yaklaşık 58 yıldır hep aynı çizgide yürüttüğü ticari faaliyetin neticesinde hem tüketici nazarında hem ticari çevresinde haklı şekilde edindiği büyük bir itibara ve güven algısına sahip olduğunu, müvekkili firmanın çok tanınmış … markası ile ürettiği ürünlerin sadece kalitesi ile değil ayrıca kendi ar-ge departmanında özel olarak tasarlanan özgün tasarımları ile de bilinmekte olduğunu, bu sebeple müvekkilinin ayrıca sektörde modayı belirleyen öncü firmalardan birisi konumunda olduğunu, gerek markası, gerek ürünlerinin kalitesi, gerek tasarımlarının özgünlüğü ile çok tanınan müvekkili … A.Ş’nin ürünlerinin de birçok tanınmış marka gibi taklit edilmekte olduğunu, davalının da müvekkilinin ürünlerini taklit ettiğini belirterek, Türk Patent ve Marka kurumunda kayıtlı yeni ve ayırtedici özelliğe sahip olmayan davalıya ait … tescil numarası ile kayıtlı çoklu tasarım tescilinden …numarası ile tescilli tasarımların hükümsüzlüğü ile sicilden terkini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin temellerinin 1994 yılında atıldığını, müvekkili şirketin ayak sağlığını rahatlığını kaliteyle birlikte konforu hedef alarak terlik ve ayakkabı sektörüne girmiş Türkiye’nin bilinirliği yüksek, köklü bir markası olduğunu, … markasının bugün Türkiye’de sektörün lideri haline gelmiş bir marka olduğunu, müvekkili şirketin, … markası ile iç pazarda yaklaşık 1.800 noktada satış yaptığını, dünya pazarında ise yaklaşık 25 ülkeye satış yapmakta olduğunu, … A.Ş.’nin kurulduğu günden beri marka yatırımına dikkat ettiğini ve her yıl düzenli olarak şirket bütçesinden ayırdığı reklam ve halkla ilişkiler payını ülke genelinde vermiş olduğu reklamlarla yazılı ve görsel basında kullandığını, müvekkilinin ürünlerinin tasarımını kendisinin yaptığını, gerek tasarım gerekse marka için emek ve para harcayarak tanıtım çalışmalarında bulunduğunu, bu amaçla personel istihdam ettiğini, yurt içinde ve dışında fuarlara katıldığını, tüm Türkiye çapında dağıtım ağı oluşturarak bayiler vasıtasıyla ürünlerini tüketiciye sunduğunu, böylelikle hem geniş tüketici çevresine ulaşabildiğini hem de Anadolu’nun birçok yerinde bayilerine iş ve istihdam sağladığını, müvekkili şirketin kaliteli ürünleri ve tanınmış markasıyla temayüz ettiğini, nitekim müvekkilinin dava konusu ürünler dahil birçok ürününde kullandığı markasının tanınmışlığına ilişkin belgeleri sunduklarını, bahsedilen müvekkilin ihtarnamesinin “sözde” olduğu bir yanılsamadan ibaret olduğunu, davacı tarafa gönderilen ihtarnamenin ciddi bir ihtarname olduğunu bunun sebebi ihtarnamede bahsi geçen tasarımların müvekkilinin “tescilli” tasarımları olması ve ilgili tasarımlar bakımından kanundan doğan hakların kullanılmasının gayet doğal olduğunu, davaya konu tasarımın terlik olduğunu, tüm markalara ait sandaletlerin ve terliklerin birbirleri ile ortaklık gösteren yönleri olduğunu ve terliğin münhasıran doğasına özgü olan şekli olduğunu, tasarımın, öncekilerden tamamen farklı olmasını beklemek yeni bir tasarım tescil ettirmeyi de zorlaştırdığını, davacı tarafın sunmuş olduğu katalog ile belirtmiş olduğu modeller ile müvekkilinin tescilli tasarımları arasında çok ciddi gerek kalite ve gerekse modele yönelik farklar olduğunu, tüm hususlar doğrultusunda kötüniyetli, haksız ve hukuka aykırı açılan davanın tüm talepleri bakımından reddini ayrıca müvekkilinin yerleşim yeri itibari ile SMK 156/5 maddesi uyarınca Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu belirterek yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetkili … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
İşbu dava, Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine uyarınca açılmış tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğü talebine ilişkindir.
6769 sayılı SMK’nın 156. Maddesi uyarınca bu kanunda öngörülen davalarda görevli ve yetkili mahkemenin tespitine ilişkindir. SMK 156/5 maddesi “Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibine aleyhine açılacak olan davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.” hükmüne amirdir.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 19/2 maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; Birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalının adresinin “…” olduğu, davanın tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğüne ilişkin olduğu dikkate alındığında SMK’nın 156/5 maddesi gereği gereği yetkili mahkemenin davalının ikametgahı mahkemesi olduğu, Yargıtay İçtihatlarında da belirtildiği üzere hükümsüzlük davalarının davalının yerleşim yeri mahkemesinde görülmesi gerektiği, davalı tarafça usulünce süresi içerisinde yetki itirazında bulunulduğu, yetkili mahkemenin davalının yerleşim yeri olan Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmakla, davalının yetkiye yönelik itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 2019/159 Esas 2019/225 Karar sayılı Kararı)
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Dava dilekçesinin yetkisizlik nedeni ile USULDEN REDDİNE,
2-SMK 156/5 maddesi uyarınca mahkememizin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren 2 haftalık süresi içerisinde dosyanın görevli ve yetkili Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nın 20 madde gereği yetkisizlik kararı kesinleştikten itibaren 2 hafta içerisinde dosyanın yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde davanın açılmamış sayılacağı hususunun hatırlatılmasına,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece dikkate alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2023

Katip
¸e-imzalıdır

Hakim
¸e-imzalıdır