Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2022/113 E. 2022/185 K. 20.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/210 Esas
KARAR NO : 2022/171

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/06/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkili şirketin …, “…” kreatif uygulamaları ile özellikle intemet, TV, mobil ortamlarda, yazılı ve görsel mecralar için projeler üreten bir firma olduğunu, …,…, ilk yerli çizgi dizi …,…, …, …, … yapımları yaptığını, özellikle … kitapları filmleri olan ve tüm Türkiye’de çocuklarca çok sevilen bir çizgi kahraman olduğunu, bu nedenle de marka ve içerisindeki karakterlere ilişkin her alanda ürünler yapıldığını, “…” Markasının Müvaekkiline ait ve Türk Patent Enstitüsü (TPE) nezdinde …, … tescil numarası ile …, … tarihinde ilan edildiğini, müvekkil şirketin adına tescil edilmiş olan marka, 6769 sayılı kanun kapsamında müvekkili lehine korunduğunu, müvekkili adına tescil edilmiş olan marka ve tasarımların; üretim ve lisans verme yetkisi münhasıran müvekkile ait olmasına rağmen müvekkiline ait markanın taklit ürünleri davalı tarafından … Hizmetleri A.Ş. (….) adlı Pazaryeri üzerindan hukuka aykırı olarak satışa sunulduğunu, Türkiye çapında tanınan …, …, … gibi markalarla lisans anlaşmaları yapıldığını, manevi tazminat talepleri değerlendirilirken markanın tanınmışlık düzeyinin de dikkate alınmasını, davalı tarafından müvekkilin marka haklarına tecavüz edilmesi ve haksız rekabet hükümlerine aykırı davranılması müvekkili maddi manevi zarara uğrattığını, müvekkilinin marka hakkına ve mali haklarına tecavüz edilmesi nedenleriyle taraflarınca davalı hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkili şirketin izni bulunmaksızın mali hakları müvekkile ait oları yukarıda ve ekte belirtilen markanın, herhangi bir sans ve telif sözleşmesi yapılmaksızın; “…” islmli web sitesi üzerindan ilsanssız ürünlerinin satışa sunulması nedeniyle, söz konusu ihlaller aynı zamanda 6769 Sy. SMK Madde 30 uyarınca suç teşkil ettiğinden tarafımızca suç duyurusunda bulunulduğu, soruşturma neticesinde iddianame düzenlenerek … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …E. numaralı dosyası ile ceza davası açılarak yapılan yargılama neticesinde davalının 10 ay hapis ve 80 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği ve işbu karar kesinleştiği, mahkemeden, davalı alayhine manevi tazminat ile itibar tazminatına hükmedilmesini talep etme zarureti hasıl olduğunu, işbu nedenle; SMK md. 149 ve md. 150 uyarınca manevi tazminat ve itibar tazminatı davası açtıklarını, açıklanan nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla; davalı tarafından “…” linkinde bulanan online mağaza üzerinden müvekkiline ait markanın lisanssız ürünlerinin satılarak marka hakkının ihlal edilmesi nedeniyle, SMK md. 149. uyarınca 4.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, SMK md. 150. uyarınca 1.000 TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ile manevi ve İtibar tazminatı taleplerimiz bakımından ayrı ayrı olmak üzere vekalet ücretinin karşı taraf üzerine yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun tebligat yapıldığı ancak cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. Davalı vekilince duruşmalara mazeret sunulmuş yargılamaya katılım olmamıştır.
Dosyaya sunulan deliller ve belgeler celp edilmiş olmuş davacı …TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ adına …, … sayılarla tescilli markalara ilişkin, koruma süreleri, kullandıkları ürün ve hizmet listelerini ve tescil belgesindeki bilgilerin aynısını içerir son durumlarını gösterir onaylı renkli sicil kayıtları TPMK’dan celp edilmiş olup, söz konusu markaların halen sahibi adına geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır.
Ayrıca Mahkememizce tarafları aynı olan … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … E. Numaralı UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş olup işbu Mahkemede alınan Bilirkişi raporunda özetle; Müşteki … adına TürkPatent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli … nolu “… “ ibareli markanın… sınıflarda yer alan emtialar için korunduğu, korumasının devam ettiği ve koruma kapsamında giysilerin yer aldığı, 5.2. Bu markanın sahibi olan müşteki firmanın yukarıda belirtilen marka tesciline istinaden şikayet ve dava hakkının bulunduğu, Şüpheli tarafından, satın alınmak suretiyle satışa sunulduğu tespit edilen ve Adli Emanette kayıtlı bulunan toplam 1 adet pijama takımı üzerinde “…” karakteri ibaresinin müşteki adına tescilli markayla benzer olacak şekilde kullanıldığı, bu şekilde kullanımın müşteki … ŞİRKETİ firmasının hakkını ihlal ettiği, şüphelinin ilgili ürünlerin taklit olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği halde elinde bulundurması nedeniyle müştekinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, aynı zamanda şüphelinin müşteki firmaya ait “…” karakteri ile diğer unsurları kullanmak suretiyle üretilmiş olan ürünleri satışa arz etmesinin, FSEK kapsamında müşteki firmanın manevi ve mali haklarına da tecavüz oluşturduğu,6769 sayılı SMK’nun 29. ve 30.maddesi ile 5846 sayılı FSEK Madde-71 kapsamındaki değerlendirmenin sayın savcılığın takdirinde olduğu görüş ve kanaatini belirtmiştir.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Markaların baskın unsurlarının değerlendirmesinde ise logo etkisi, baskın hece veya kelime etkisi, yazılış biçimi etkisi, kelime anlamı etkisi gibi unsurların baskınlığına bakılır.
Tescilli bir markanın aynı veya benzeri olan bir işaretin, tescilli markanın kapsamına giren mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırmalarına (iltibasa) yol açacak şekilde kullanılması marka hakkına tecavüz oluşturacaktır. Bu tecavüz türüne, iltibas suretiyle marka hakkına tecavüz denilmektedir. Bu suretle oluştuğu iddia edilen marka hakkına tecavüz değerlendirmesinde, ilk olarak markaların tescilli olduğu mal veya hizmet sınıfları arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı, sonrasında markalar arasında işaretsel olarak ayniyet/benzerlik bulunup bulunmadığı ve böyle bir ayniyet benzerlik olduğu kanaatine varıldığı takdirde, bunun markalar arasında karıştırılma ihtimaline sebebiyet verip vermeyeceği incelenmelidir.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1)Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir.
Dosya içerisine alınan internet ekran görüntüleri, şikayet kayıtları, savcılık dosyasındaki değerlendirmeler dikkate alındığında inceleme yapılmasının esasa etkili olmadığı usul ekonomisine uygun düşmeyeceği anlaşılmakla inceleme yapılmaksızın yargılamaya devam olunmuştur.
Tazminat Talepleri yönünden değerlendirme;
Yine 6769 sayılı Kanunun “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.
(2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.
(3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.
“Yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151-
(1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar.
(2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.” hükümlerine amirdir.
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Markaya tecavüz nedeniyle marka sahibinin uğradığı maddi kayıp, fiili zarar ve yoksun kalınan kazançtan oluşmaktadır. Yoksun kalınan kazanç, marka hakkına tecavüz edilmesi dolayısıyla malvarlığında kesin olarak ya da büyük ihtimalle gerçekleşecek artışın kısmen veya tamamen önlenmesi, yitirilmesi olarak tanımlanabilir.
Davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu beyanlar ve deliller kapsamında tazminat taleplerinin itibar tazminatı ve manevi tazminata ilişkin olduğunu bildirmiştir.
Somut olaya dönüldüğünde ;
… 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin …E. Numaralı dosyası üzerinden alınan raporda; … adına TürkPatent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli … nolu “… “ ibareli markanın… sınıflarda yer alan emtialar için korunduğu, korumasının devam ettiği ve koruma kapsamında giysilerin yer aldığı, 5.2. Bu markanın sahibi olan müşteki firmanın yukarıda belirtilen marka tesciline istinaden şikayet ve dava hakkının bulunduğu, Şüpheli tarafından, satın alınmak suretiyle satışa sunulduğu tespit edilen ve Adli Emanette kayıtlı bulunan toplam 1 adet pijama takımı üzerinde “…” karakteri ibaresinin müşteki adına tescilli markayla benzer olacak şekilde kullanıldığı, bu şekilde kullanımın müşteki …ŞİRKETİ firmasının hakkını ihlal ettiği, şüphelinin ilgili ürünlerin taklit olduğunu bildiği veya bilmesi gerektiği halde elinde bulundurması nedeniyle müştekinin marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, aynı zamanda şüphelinin müşteki firmaya ait “…” karakteri ile diğer unsurları kullanmak suretiyle üretilmiş olan ürünleri satışa arz ettiği, tespit ve değerlendirmeleri dikkate alındığında davalının lisansız ürünleri piyasaya sunmak suretiyle yapmış olduğu eylemin markanın SMK 150/2 kapsamında itibarını zedeleyeceği, markanın saygınlığına zarar vereceği dikkate alındığında davacının itibar tazminatı talebi yerinde görülmekle talep miktarı dikkate alındığında bu hususta inceleme yapılmasına gerek görülmemiş taleple bağlı kalınarak 1.000 TL üzerinden maddi tazminat davasının kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yine izahı yapılan mevzuat kapsamında manevi tazminat şartlarının da oluştuğu, gözetilmekle eylemin ağırlığı hak ve nesafet gözetilerek talep edilen tazminat miktarı yerinde bulunmuş ve takdiren taleple bağlı kalınarak 4.000,00 TL üzerinden manevi tazminatın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, ceza dosyasına sunulan bilirkişi raporu ve sunulu tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde, davalı kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği itibar tazminatına dayalı maddi tazminatın ve manevi tazminatın şartlarının oluştuğu anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak taleplerin tümden kabulüne karar vermek gerekmiş miktar yönünden kesin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının maddi tazminat (itibar tazminatına yönelik) davasının KABULÜ ile 1.000,00-TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
2-Davacının manevi tazminat davasının KABULÜ ile 4.000,00-TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 256,16 TL’nin davalıdan alınrak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan: 95,75 TL posta ücreti ve 153,19 TL harç olmak üzere toplam 248,94 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebine ilişkin hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebine ilişkin hesaplanan 4.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda miktar itibariyle kesin olarak karar verildi. 11/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸