Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/94 E. 2022/142 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/94 Esas
KARAR NO : 2022/142

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/03/2021
KARAR TARİHİ : 22/09/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkili davacı şirket …Ltd.Şti 2011 yılında Otelcilik ve konaklama hizmet sektörlerinde faaliyette bulunmak üzere kurulduğunu, …’un en önemli tarihi ve turistik mekanı olan tarihi yarımada içerisinde …, … sarnıcına yürüme mesafesindeki konumu ile yerli ve yabancı turistlerin güvendiği ve tercih ettiği konseptte bir otelcilik hizmeti sunduğunu, ayrıca alkol ve türevi ürünlerin satılmadığı otel bu yönüyle de diğer otellerden ayrılarak tercih edilir hale geldiğini, Müvekkilinin ticaret unvanında da yer verdiği kendi özgün ibaresi olan “…” ibaresini yaptığı yatırımlar /hizmet kalitesi ve konaklayan müşteri memnuniyeti ile oldukça tanındığını, güvenilir ve güçlü bir marka haline getirdiğini, ayrıca markanın müvekkili firmanın sahibi olan ailenin toplumda sevilen sayılan bir aile olması, medya vasıtasıyla tanınmışlık düzeyi yüksek olan … ailesi (…) ile özdeşleşmiş bir marka haline geldiğini, müvekkilinin “…” ibaresini büyük emek ve sermaye ile bugüne getirdiğini, özellikle konaklama ve otelcilik hizmet sektöründe marka değerine ulaştırdığını, Müvekkilinin davacının 2011 yılından bu yana ticaret unvanında yer alan “…” ibaresini, 2012 yılında TPE nezdinde … No ile…sınıflarda kendi adına marka olarak tescil ettirmek suretiyle o tarihten bu yana aktif şekilde Otelcilik ve konaklama hizmetlerinde kullandığını, davalı firmanın tarafından TPE nezdinde ; … No ile….sınıflarda “…”, … No ile …sınıflarda “… “ibarelerini kendi adına tescil ettirdiğini, Mahkememiz tarafından davalının söz konusu marka tescilleri incelendiğinde, bahse konu tescillerin esaslı ve ana unsurunun “…” ibaresi olduğu diğer ibarelerin ise ayırt ediciliği olmayan ibareler olduğunu ,davalının söz konusu marka tescillerini müvekkili ile birebir aynı sınıflarda tescil ettirdiği de dikkatlerden kaçmayacak derecede bariz olduğunu, müvekkiline ait tescil …sınıflarda “…”, davalıya ait tesciller …sınıflarda “…” ve …sınıflarda “…” ibareleri olduğu, yan yana konulduğunda çıplak gözle bile müvekkili markasının tek ve esaslı ibaresinin davalının marka tescillerine monte edildiği, iki marka tescilini ve tescil edilen sınıfların davacı müvekkilinin tescilli sınıflarıyla birebir aynı olduğu, sadece … özel isim ibaresini ekleyerek farklı kılınmaya çalışıldığını, ancak yapılan eklemelerin iltibasın ve tüketicinin algısının yanıltılmaya çalışıldığı gerçeğinin önüne geçemeyeceğini, davalı firma tarafından davacı müvekkiline … 10.Noterliği’nin… tarih ve … Yevmiye No.lu ihtarnamesi gönderilerek marka hakkına ve tecavüze konu olduğunun belirtildiği ve müvekkilinin bu şekilde haberdar olduğunu, davalının ihtarına karşılık olarak … 23. Noterliği’nin …evmiye No.lu cevabi ihtarname gönderildiğini davalı tarafça ihtarnameleri tebliğ alındığı halde kötü niyetli ve müvekkilinin markası ile iltibas yaratacak düzeyde benzer marka tescillerini kullanmaya devam etmeleri sebebiyle iş bu huzurdaki davayı ikame ettiklerini, açıklanan nedenlerle davalının TPE nezdinde tescilli … No ile …sınıflarda “…” -… No ile …sınıflarda “…” ibareli marka tescillerini, yargılama devam ederken devretmesinin önlenmesi hususunda İhtiyati tedbir kararı verilmesini verilecek ihtiyati tedbir kararının hüküm kesinleşinceye kadar devamını, davalının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talep edilen “… “ve “…” markalarını karar tarihinden itibaren kullanmasının önlenmesine, bu çerçevede davalının söz konusu markayı tabela, basılı evrak, broşür, katalog, kartvizit, reklam ve tanıtım malzemeleri, fiyat listeleri, faturalarda, antetli kağıtlarda ve sair evraklarda kullanılmasının da önlenmesini, davalının müvekkilinin 2011 yılında ticaret ünvanı, 2012 yılında ise marka olarak tescil ettirmek suretiyle kullandığı yatırımlarla marka değeri kazandırdığı “…” ibaresinin esaslı unsurunu aynen tescil ettirmek suretiyle müvekkilinin markası ile iltibas/marka tecavüzü ve haksız rekabet eylemleri içerisinde olacağından, davalının söz konusu marka tecillerinin SMK 6/1 ve 25.maddeleri uyarınca resmi sicilden silinmesini ve davalının sosyal medya hesaplarının “…” instagram ve benzer sosyal medya hesaplarının erişime engellenmesini, “…” alan adının terkinini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Davacının … markasının (…) bir şekil markası olduğunu, davacının markasının bu özelliğinin Türk Patent’ten getirtilen ve dosyada mevcut Marka belgesinin incelenmesi ile açıkça görülebildiğini, Lacivert Zemin Üzerinde, … yazısı üzerinde gözlük benzeri klasik bir işleme mevcut olduğunu, davacının kendi sunduğu … markası kullanım tabelasında, … olarak Tescilli Markasına uygun kullanılmadığını, bu uygunsuzluğun davacı Markasının tescilli şekli ve kullanım halinin dilekçelerinde de açıkça gözüktüğü gibi Uzman Bilirkişi incelemesi sonucunda ortaya çıkacağını, davacının gerek otelinin giriş bölümünde gerekse internet ortamında … Tescilli Markasına (…) uyumsuz şekilde kullandığı …şeklinde marka kullanımı; Markada mevcut … işareti yönünden ve Markada olmayan … işareti yönünden Müvekkilin (…) tescil sayılı … ve (…) tescil sayılı … markalarının kapsamına girdiğini, Nitekim davacının internet ortamında da kendi Web Sitesini “…” olarak değil, https://…/ şeklinde kullandığını, davacıya karşı keşide ettikleri ihtarnamenin, burada anlattıkları tarzda tam bir ayrıntılı tespit içermiyorsa da aynı bölgede ve Web Sitesindeki izlenimleri nedeniyle Müvekkilinin talebi üzerine alelacele ve yüzeysel hazırlanmış bir ihtarname olduğunu, kıymeti harbiyesi olmadığını, davacının … sözcük olarak müvekkilinin markasındaki …’ in içeriğinde … olarak mevcut olduğunu, Müvekkilinin markasının içeriğinde kaldığını, davalının markasındaki … ibaresi belirsizlik içerdiğini, … ise somut ve anlaşılır, farklı çağrışımı olan, ayırt edici bir kavram olduğunu, ayrıca eğer bu iki kavram … ile … ayniyet derecesinde birebir aynı olsa idi, zaten tescil öncesi aşamada Türk Patent Kayıtlarına takılır ve tescil edilemeyeceğini, davacının birebir aynı sınıflar iddiasına karşılık: Müvekkilinin Markasının …. sınıf tüm kapsamıyla ve genişletilerek, … sınıfta tescilli olduğunu, yani iki marka arasındaki ortak sınıfın …. Sınıf olduğunu, davacının bununla da yetinmeyerek karşı İhtarnamesinde Müvekkilinin …. Ve …. Sınıfta tescilli… (…) ve …, …, … sınıflarda tescilli… (…) markalarının ikisinin de sicilden terkini için taraflarına talimat verdiğini ve işbu davasını da bu taleple açtığını, halbuki davacının … markasının tescile aykırı, …ve Web Sitelerinde de https://…/ şeklinde kendilerinin kullandığını, markalarında olmayan hotel işaretini, fiilen marka gibi kullandıklarını, kendilerinin her iki markalarının da dosyada mevcut deliller ve dilekçelerindeki belgede gözüktüğü gibi davacının tescilli markası ile hiç bir benzerliği olmadığını, Mahkememizce bizzat yapılacak incelemede ve keza Uzman Bilirkişiye yaptırılacak bilirkişi incelemesi sırasında da davacının tescilli şekil markası ile kendi markaları arasında yasada ve yönetmelikte yazılı şekilde anlamsal, işitsel, görsel, herhangi bir karıştırılma ihtimali veya benzerlik olmadığının anlaşılacağını, açıklanan nedenlerle keşifli uzman bilirkişi incelemesi yaptırılarak, toplanan mevcut ve toplanacak delillere göre, davacının, dayanaksız iddialarla açtığı davasının reddini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesinin yasal süresi içerisinde sunulmadığını, bu nedenle yasal süresi içerisinde sunulmamış olan cevap dilekçesindeki iddiaların ve delillerin kabulünün mümkün olmadığını, davalı tarafın ihtarname delilini açıklarken yepyeni bir savunmada bulunarak, söz konusu ihtarname içeriğinde yer almadığı halde ihtilafı hukuksal bir zemine çekmeye çalıştıkları beyanların Mahkemece dikkate alınmaması gerektiğini, davalı cevap sürelerini geçirmiş olduğundan delillere ilişkin açıklayıcı beyanda bulunurken cevap mahiyetinde yeni savunmalar ileri sürmesinin kabul edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek üzere davalının ihtarname içeriğinde yer almayan dayanaktan yoksun beyanlarının somut gerçeklikle alakası bulunmadığını, müvekkili davacının tescil ettirmek suretiyle işletmesinde kullandığı beyanları hukuksal olmamakla birlikte dayanaksız beyanlar olduğunu, Müvekkili davacının tescil ettirmek suretiyle kullandığı …. markası davalının iddia ettiği gibi bir şekil markası olmadığını, aksine 2012 yılında TPE nezdinde …. No ile … sınıflarda kendi adına marka olarak tescil ettirmek suretiyle o tarihten bu yana aktif şekilde Otelcilik ve konaklama hizmetleri … +şekil içeren bir marka olduğunu, üstelik bu durumun da TPE nezdinde ki resmi kurum kayıtlarında da sarih olduğunu, Müvekkili davacının markasının ana unsurunun şekil değil … ibaresi olduğunu, bu ibarede davalı tarafça iltibasa sebebiyet verecek şekilde kullanıldığını, müvekkil davacının ticaret unvanı içerisinde yer alan, 2012 yılından bu yana … No ile … Sınıflarda tescil ettirmek suretiyle “…” ibaresini … tarihi yarımada içerisinde … gibi tarihi -turistik bölgelere yürüme mesafesinde yer alan Otel işletmesinde aktif şekilde kullandığını, müvekkilinin ibareye yaptığı yatırımlar ve reklam bütçeleri ile güçlü ve güvenilir bir hizmet markası yarattığını, Müvekkili davacının Ticaret unvanını ve otelcilik hizmeti verdiği iş yerinin adını oluşturan ” …” ibaresi ile davalının Otel olarak hizmet sektöründe yer alan işletmesinde kullandığı marka ibareleri “…” ve “…” ibareli markaları birebir aynı olup ortalama bir kişi gözünde karıştırılmaya ve aynı işletme oldukları yönünde bir yanılgıya sebebiyet verecek düzeyde benzer olduğunu, açıklanan nedenlerle davalının süresi dışında verdiği savunma ve beyan içeren dilekçesinin dikkate alınmamasını, haklı davalarının kabulü ile davalının müvekkilin markası ile iltibas ve karışıklığa sebebiyet verecek düzeyde aynı olan marka tescilleri … No ile …sınıflarda “…” -… No ile …sınıflarda “… ” ibareli markaların 6769 sayılı SMK 6/1 ve 25.maddeleri uyarınca Hükümsüzlüğüne karar verilerek resmi sicilden silinmesine ,davalının sosyal medya hesaplarının “…” instagram ve benzer sosyal medya hesaplarının erişime engellenmesi, … alan adının terkinini, davalının yargılama gider ve masrafları ile ücreti vekalete mahkum edilmesini talep etmiştir.
Dilekçeler teatisi tamamlanmış olmakla Mahkememiz 26/03/2021 tarihli Tensip Zaptı ile “…-6100 sayılı HMK’nın … maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159.maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN, takdiren teminatsız olarak KABULÜ İLE, davalı adına kayıtlı … tescil numaralı … sınıflarda “…” ibareli ve … tescil numaralı …sınıflarda ”…” ibareli markaların dava sonuçlanıncaya kadar, üçüncü kişilere devrinin devir ve temlikinin önlenmesine, tedbir ile ilgili TPMK’na bilgi verilmesine…” karar verilmiştir.
Davaya konu davacı … ŞİRKETİ adına …; ve davalı … adına …,… sayılarla tescilli markalara ilişkin, koruma süreleri, yenileme tarihleri, kullandıkları ürün ve hizmet listelerini ve tescil belgelerindeki bilgilerin aynısını içerir son durumlarını gösterir onaylı renkli sicil kayıtları TPMK’dan celp edilerek Mahkememiz dosyası içerisine alınmıştır.
Toplanan deliller kapsamında ve Mahkememiz 16/12/2021 tarihli duruşmasında “…-Dosyanın Mahkememizce resen seçilecek bir marka vekili/akademisyen, 1 otel işletme sektör bilirkişisine tevdiine, tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle iddia ve savunmalar kapsamında markaların tescilli olduğu sınıflar da gözetilmek sureti ile marka hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında bilirkişi raporu alınmasına…” karar verilmiş olup alınan 02/03/2022 tarihli Bilirkişi raporunda özetle; Davalı adına tescilli …, … no.lu markaların, davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı, marka önceliğinin davacıda bulunduğu, Bu nedenle markaların hükümsüzlüğü koşullarının doğduğu, Hükümsüzlüğün davalının markalarından;-… numaralı “…” markası için … Sınıflarda, yani tümüyle oluştuğu,-… numaralı “…” markası için … Sınıfta doğduğu, ancak … Sınıf davacı tarafça tescilli olmadığından bu markanın …. Sınıf yönünden hükümsüzlüğünün reddi gerektiği, Markanın hükümsüzlüğüne karar verildiği takdirde karar geriye etkili olacağından davalı kullanımının ortalama tüketici kitlesi üzerinde karıştırılma ihtimaline sebebiyet verip vereceği, Buna bağlı olarak haksız rekabetin oluştuğu, yine buna bağlı olarak markaya tecavüzün geriye etkili olarak doğacağı ve tecavüze bağlı taleplerde bulunulabileceği görüş ve kanaatini belirtmiştir.
Davacı vekili tarafından sunulan 17.03.2022 tarihli dilekçesinde özetle; bilirkişi tarafından dosyaya sunulmuş olan raporun haklı tespitleri içerisinde barındırdığı ve hükme elverişli olduğu kanaatinde olduklarından dolayı, hazırlanmış olan rapora karşı herhangi bir itirazları bulunmadığını belirtmiş ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili tarafından sunulan 21.03.2022 tarihli dilekçesinde özetle; bilirkişilerin incelemeleri, dosyaya sunulu ve getirtilen evrak üzerinden yapıldığını, bilirkişilerin irdeleme yaparken bazı yerde objektif oldukları ve fakat değerlendirme yaparken sübjektif olduklarını, hem davacı hem de davalı yönünden ŞEKİL unsurlarını inceledikleri halde, yorumlarken davacı lehine sübjektif yorumladıklarını, … kelimesi tüm dini kitaplarda geçen bir kelime olup özel bir isim de
olmadığını, bu nedenle tek bir kişinin kullanımına da tahsis edilemeyeceği gibi bir kişinin de tasarrufuna bırakılamayacağını, yine … kelimesi ise bir semt olup, … ve … farklı anlamlara da geldiğini, bu husus çok büyük önem arz etmekte olduğunu belirtmiş ve yeni bir uzman heyet seçilerek, tarafların mekanlarında keşifli inceleme yapılarak, markaların nasıl ve ne şekilde kullanıldığı görülerek, internet ortamında da uzman bilirkişi aracılığı ile bilimsel nitelikte yaptırılacak incelemeler sonucunda, davacının tescilli (… … mavi zeminde gözlük desenli markasının tescile uygun kullanıp kullanmadığı ile müvekkilin … (…), “…” (…) markalarının da tescile uygun kullanılıp kullanılmadığı tespit edilerek; sonra dosyada mevcut deliller ile birlikte tarafların markaları arasında olağan tüketici açısından, markaların hükümsüzlüğünü gerektirecek derecede anlamsal, işitsel, görsel, herhangi bir karıştırılma ihtimali veya bir benzerlik kurulup kurulmadığının
yeniden tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 28/04/2022 tarihli duruşmasında “…Ara karar yerine getirildiğinde dosyanın bilişim uzmanı da eklenmek sureti ile rapor sunan heyete tevdi ile, -Hükümsüzlük talepleri yönünden markalar görsel, işitsel ve tescilli olduğu mal ve hizmetler yönünden kıyaslanarak iltibasa dayalı hükümsüzlük şartlarının oluşup oluşmadığı, … Sınıf yönünden davacı tescili bulunmuyor ise de … Sınıf kapsamında kalan ancak davacının tescilli olduğu mal ve hizmetler ile ilişkilendirme ihtimali olan bu sebeple hükümsüzlüğü gereken mal ve hizmetlerin bulunup bulunmadığı hususunun ayrıca irdelenmesine,-markaya tecavüz ve haksız rekabet talepleri yönünden SMK 155. Maddesi gözetilmek sureti ile davalının internet kullanımları (instagram otele ait site ve diğer sosyal medya hesapları) ve fiili kullanımları irdelenerek ( sektör bilirkişisince davalıya ait otel işletmesinde yerinde inceleme yapılarak ve görseller eklenmek sureti ile ) davalı kullanımlarının davacıya ait tescilli markaya tecavüz ve haksız rekabet olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği, bu kapsamda davacı taleplerinin yerinde olup olmadığı hususlarında ek rapor alınmasına…” karar verilmiş olup alınan 16/08/2022 tarihli Bilirkişi Ek raporunda özetle; Davacıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 10.05.2011 tarihinde kayıt olunduğu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde “…” adıyla “Otelcilik / Konaklama” vb. alanlarda internet sitesi olarak kullanıldığı, Davacıya ait olan ilgili internet web sitesinin “…” adresinde davacı tarafından beyan etmiş olduğu gibi uzun yıllardan bu yana yoğun bir şekilde kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına web arşiv sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili internet sitesinin 2011 yılından bu yana arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve davacı tarafından “…” adıyla “Otelcilik / Konaklama” vb. alanlarda internet sitesi olarak yoğun ve aralıksız bir şekilde kullanıldığı tespit edildiği, Davalıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 15.09.2020 tarihinde kayıt olunduğu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde “…” adıyla “Otelcilik / Konaklama” vb. alanlarda internet sitesi
olarak kullanıldığı, Davalıya ait olan ilgili internet web sitesinin “…” adresinde davalı tarafından ne zamandan itibaren kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına web arşiv sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili internet sitesinin 2021 yılından bu yana arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve davalı tarafından “…” adıyla “Otelcilik / Konaklama” vb. alanlarda internet sitesi olarak kullanıldığı tespit edildiği, Davalıya ait olan ilgili internet web sitesi ile bağlantılı olduğu tespit edilen bahsi geçen “…” isimli Instagram sosyal medya hesabına ait sayfaların kullanımda ve aktif olduğu ve genel profil sayfası ve paylaşımlar kontrol edildiğinde bahse konu sosyal medya içeriklerinde tespite konu “…” adıyla “Otelcilik / Konaklama” vb. alanlarla ilgili tanıtım ve görsellerinin kullanıldığı, Instagram hesabından ilk paylaşımın “12 Eylül 2020” tarihli enson paylaşımın “18 Temmuz 2022” tarihli olduğu ve bu hesabın oluşturulduğundan bu yana aktif olarak kullanıldığı, Davalı adına tescilli … no.lu markanın …. Sınıfta; “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, …sınıfta; “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, Davalı adına tescilli … no.lu markanın … Sınıfta; “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj
kiralama hizmetleri.Tekne barındırma hizmetleri.” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, …sınıfta; “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil)
Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, …sınıfta; “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, Davalının kullanımlarının tescilli markaları için hükümsüzlük kararı verilmesi halinde veya hükümsüzlük değerlendirmesinden bağımsız olarak SMK m.155 kapsamında da tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği, davacının tecavüz ve haksız rekabetten kaynaklı taleplerde bulunabileceği görüş ve kanaatlerini belirtmiştir.
İş bu dava SMK ve TTK hükümleri kapsamında marka hükümsüzlük ve markaya ve haksız rekabetin tecavüzün tespiti, durdurulması önlenmesi, ortadan kaldırılması taleplerine ilişkindir.
Marka hükümsüzlük iddiası yönünden;
Dava tarihi itibariyle yürürlükte dan 6769 sayılı SMK’nın 4/1 maddesi uyarınca Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Hükümsüzlük Hâlleri Ve Hükümsüzlük Talebi Başlıklı 25. Maddesi; “1)5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hallerden birinin mevcut olması halinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir.2)Menfaati olanlar. Cumhuriyet savcıları veya ilgili kamu kurum ve kuruluşları markanın hükümsüzlüğünü mahkemeden isteyebilir. 3)Marka hükümsüzlük davası, dava tarihinde sicilde marka sahibi olarak kayıtlı kişilere veya hukuki haleflerine karşı açılır. Markanın hükümsüzlüğü davalarında Kurum taraf gösterilmez. 4)Bir marka, 5 inci maddenin birinci fıkrasının (b), (c) ve (d) bentlerine aykırı olarak tescil edilmiş olup da kullanım sonucunda tescil edildiği mal veya hizmetler bakımından hükümsüzlük talebinden önce ayırt edici nitelik kazanmışsa hükümsüz kılınamaz. 5)Hükümsüzlük halleri, markanın tescil edildiği bir kısım mal veya hizmete ilişkin bulunuyorsa, sadece o mal veya hizmet yönünden kısmi hükümsüzlüğe karar verilir. Marka örneğini değiştirecek biçimde hükümsüzlük kararı verilemez. 6)Marka sahibi, sonraki tarihli bir markanın kullanıldığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde bu duruma birbirini izleyen beş yıl boyunca sessiz kalmışsa, sonraki tarihli marka tescili kötüniyetli olmadıkça, markasını hükümsüzlük gerekçesi olarak ileri süremez. 7)6 ncı maddenin birinci fıkrası uyarınca açılan hükümsüzlük davalarında 19 uncu maddenin ikinci fıkrası hükmü def i olarak ileri sürülebilir. Bu durumda kullanıma ilişkin beş yıllık sürenin belirlenmesinde dava tarihi esas alınır. Hükümsüzlüğü istenen markanın başvuru veya rüçhan tarihinde, davacının markası en az beş yıldır tescilli ise davacı ayrıca, söz konusu başvuru veya rüçhan tarihinde 19 uncu maddenin ikinci fıkrasında belirtilen şartların yerine getirildiğini ispatlar. ” hükümlerine amirdir.
Bu madde metninde atıf yapılan 5. ve 6. maddeler, marka tescilinde mutlak ve nispi red nedenleri başlıkları altında toplanmaktadır.
Kanunun “Marka tescilinde mutlak ret nedenleri” başlıklı 5. Maddesine göre mutlak red nedeni olarak tescili yasaklanmış işaretlerin ayırt etme gücüne sahip olmamaları veya herkesin kullanımına açık olmaları sebebiyle kamu menfaati gözetilerek tescil edilmeleri mümkün değildir.
Kanunun “Marka tescilinde nispi ret nedenleri” başlıklı 6. Maddesine göre; “1) Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir. 2)Ticari vekil veya temsilcinin, marka sahibinin izni olmaksızın ve haklı bir sebebe dayanmaksızın markanın aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kendi adına tescili için yaptığı başvuru, marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. 3)Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veya ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka başvurusu reddedilir. 4)Paris Sözleşmesinin 1 inci mükerrer 6 ncı maddesi bağlamındaki tanınmış markalar ile aynı veya benzer nitelikteki marka başvuruları, aynı veya benzer mal veya hizmetler bakımından itiraz üzerine reddedilir. 5)Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmıştık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir.(6) Tescil başvurusu yapılan markanın başkasına ait kişi ismini, ticaret unvanını, fotoğrafını, telif hakkını veya herhangi bir fikri mülkiyet hakkını içermesi hâlinde hak sahibinin itirazı üzerine başvuru reddedilir. (7) Ortak markanın veya garanti markasının yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren üç yıl içinde yapılan, ortak marka veya garanti markasıyla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki hak sahibinin itirazı üzerine reddedilir. (8) Tescilli markanın yenilenmeme sebebiyle koruma süresinin sona ermesinden itibaren iki yıl içinde yapılan, bu markayla aynı veya benzer olan ve aynı veya benzer mal veya hizmetleri içeren marka başvurusu, önceki marka sahibinin itirazı üzerine bu iki yıllık süre içinde markanın kullanılmış olması şartıyla reddedilir. (9) Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir.” hükümlerine amirdir.
Karıştırılma ihtimali yönünden;
SMK’daki deyimiyle “halk tarafından ilişkilendirme ihtimali dahil karıştırılma ihtimali” incelenirken gerek Yargıtay içtihatlarında gerek öğretide kabul edildiği üzere markaların bir bütün olarak bıraktıkları intiba dikkate alınmalı ve inceleme buna göre yapılmalıdır. Zira benzerlik göreceli bir kavram olduğundan bu olgunun objektif bir esasa bağlanması gereklidir.Objektif esas ise markanın bütünü dikkate alındığında ilk bakışta kolayca ayırt edilemeyecek şekilde bir benzerliğin olmasıdır.
Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun söz konusu içtihadında belirtildiği üzere, karıştırma ihtimalinin belirlenmesinde asıl olanın ortalama tüketicinin algılaması olduğu, tüketicinin her iki markayı her zaman aynı anda görüp detaylarını karşılaştırabileceğinin düşünülmesinin hayatın olağan akışına uygun düşmeyeceği, markada yer alan yardımcı unsurların ve ayrım gücü az olan ifadelerin her zaman hatırda tutulamayacağının, tüketicinin daha önce gördüğü, yararlandığı, satın aldığı ve denediği bir malın yahut hizmetin göz ve kulağında kalan izine, hatırlayabildiği kadar hafızasında kalan özelliklerine dayanarak, sonraki aynı veya benzer ve hizmetlere ilişkin alışverişlerinde de aynı veya benzer markayı taşıyan ürünü satın al almak yahut hizmetten yararlanmak isteyeceği, bu şekilde genel olarak ürünün önemine göre tanıdığı, beğendiği, bilinirliği ve güvenirliği kanıtlanmış bir markayı seçerek zaman kısıtlılığının yarattığı olumsuzluklardan kurtulmaya çalışacağı, markanın sağladığı garanti fonksiyonundan yararlanmayı düşüneceği dikkate alınmalıdır.
Sadece alıcıların belirli bir mal veya hizmet yerine başka bir mal veya hizmeti almak istemeleri halinde değil alıcıların mal ve hizmetlerin birbirinden farklı olduklarını anlamalarına rağmen bunların kaynağının aynı işletme olduğuna veya malları satan ve yahut hizmetleri sunanlar arasında idari veya ekonomik bağlılık olduğuna inanmaları halinde de iltibas ihtimali bulunmaktadır. İki işaret arasındaki benzerlik, telaffuzdan, biçim ve anlam benzerliğinden, genel görünümden ve çağrışımdan doğabilir.
Markanın işlevlerinden biri de, söz konusu malların kaynağını/menşeini garanti etme işlevidir. Markalar bilindiği gibi tek ibareden oluşmuyor ise “esas unsur” ve “yardımcı unsur”lardan oluşabilir. Bu durumda inceleme markanın bütünü dikkate alınarak ayrıca markalarda yer alan esas unsurlar karşılaştırılması suretiyle gerçekleştirilecektir.
Mal ve hizmetlerin aynı ya da benzer olup olmadığı yönünden; karıştırılma tehlikesinin değerlendirilmesinde malların ve hizmetlerin benzerlik derecesi ile markaların benzerlik derecesi arasında karşılıklı bir bağlantı mevcuttur. Buna göre örneğin markaların kullanıldığı mal ve hizmetler arasında düşük benzerlik derecesi, markalar arasındaki benzerlik derecesinin yüksek olmasıyla dengelenebilir. (Sevilay Uzunallı, Markanın Korunmasının Kapsamı ve Tazminat Talebi, Ankara 2012, s.83 vd.). Mal ve hizmetlerin aynılığı veya benzerliği değerlendirilirken yalnızca tescil edilmiş veya başvurusu yapılmış mal ve hizmetler dikkate alınmalıdır; listede yer almayan, ancak fiilen kullanıldığı veya kullanılma niyeti olduğu belirtilen mal ve hizmetler değerlendirmede dikkate alınmayacaktır (Uzunallı, s.90).
Mal ve hizmetlerin aynılığı ile kast edilen durum açıktır. Mal ve hizmetlerin aynılığı, ilke olarak mal ve hizmetlerin aynı şekilde yazılmış, ifade edilmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Bununla birlikte, aynı mal ve hizmetin birden fazla isme sahip olması veya piyasada anıldığı isimle teknik, bilimsel, literatüre geçmiş isminin farklı olması veya yabancı dildeki isminin Türkçeye de geçmiş olması durumlarında da mal ve hizmetler farklı şekilde ifade edilmiş olsalar da aynı olarak kabul edilecektir.
Nice sınıflandırması ve Türk Patent tebliğine göre farklı sınıflarda yer almalarına rağmen halk nezdinde karıştırmaya yol açacak nitelikteki ticaret ve hizmet markalarının kapsadıkları mal ve hizmetlerin ‘benzer’ olarak değerlendirilmesi de mümkündür ve aynı husus öğreti de kabul edilmektedir (Yasaman Hamdi, Marka Hukuku, Cilt II sh.779). Nitekim Yargıtay’da kararlarında bu yönde değerlendirme yaparken, mal ve hizmetlerin nice sınıflandırması ve TPE tebliğine göre mutlaka aynı sınıfta kullanılmasını değil, benzer mal ve hizmetler yönünden kullanılmasını esas almaktadır (Yargıtay kararları için bkz; Uzunallı, s.41 vd; Uğur Çolak, Türk Marka Hukuku, İstanbul 2012, s. 253 vd.).
Marka ve işaretin özdeşliğinin ya da benzerliğinin tespiti için fonetik açıdan, görsel açıdan ve anlam açısından değerlendirilmesi gerekir.
Önceki marka ile sonraki markanın aynı olmasından kasıt her iki markanın sözcük, şekil, rakam, renk gibi tüm unsurlarının özdeş olmasıdır. İki marka her bakımdan özdeş ise ayniyet kabul edilmelidir. Marka ve işaretin özdeşliğin ya da benzerliğin tespiti için, fonetik açıdan, görsel açıdan ve anlam açısından değerlendirilmesi gerekir.
Markaların tüm unsurlarının aynı olmasına rağmen yazı ,rakam şekil gibi unsurlarının boyutunun hepsi birden ve bir bütün olarak küçük ya da büyük olması ayniyeti ortadan kaldırmayacaktır.
Rapordaki tespitlerde; Davalının markalarında … ver … kelimeleri yer aldığı, Hotel kelimesi otelcilik sektöründe kullanıldığı için markaya hizmetin türünü göstermek bakımından bir ayırt edicilik katmadığı, nitekim davacının fiili kullanımında da Hotel kelimesinin kullanıldığı dosyadaki görsellerden anlaşıldığı, davalının kullandığı … kelimesi, … kelimesinden sonra kullanılan …şeklinde bilinen turistik bölgeyi kast etmek üzere kullanıldığını vurguladığı, Aslında davacının markasında yer alan … markası da … ve … bölgelerini anımsatmak üzere vurgu taşıdığı, dolayısıyla … kelimesinin bütünsel vurguda ayırt ediciliği üstlenmediği, davacı markasındaki şeklin bir desen olduğu, belirgin bir farklılık taşımadığı; davalının ise markasında özellikli bir şekle yer vermektense kelime unsuruna, özellikle de iki markanın ortak kelimesi olan … kelimesine vurguyu artıracak şekilde kullandığı markalardaki kelime unsurlarının büyük oranda benzerlik taşıdığı, şekil unsurlarında da belirgin bir ayırt edicilik bulunmadığı, davacının ilk tescilinin 22.10.2012 tarihli iken davalı tescillerinin 2020 yılında olduğu değerlendirildiğinde önceliğin davacıda olduğu, davalı adına tescilli …, … no.lu markaların, davacı
markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı, Davalı adına tescilli … no.lu markanın 35. Sınıfta; “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri” alt
sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, …sınıfta; “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, Davalı adına tescilli …no.lu markanın …. Sınıfta; “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri.Tekne barındırma hizmetleri.” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, …sınıfta; “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil) Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, …sınıfta; “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” alt sınıfları açısından davacı markasına ayırt edilemeyecek kadar benzerlik taşıdığı ve bu nedenle hükümsüzlük koşulunu taşıdığı, ortalama tüketicisi algısında bağlantı ihtimalini kapsayacak biçimde karıştırılma ihtimaline yol açabileceği tespit ve değerlendirmeleri dikkate alınarak tespit olunan mal ve hizmet sınıfları yönünden hükümsüzlük talebinin kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Yine 6769 sayılı SMK’nın “Önceki tarihli hakların etkisi” başlıklı 155. Maddesine göre “Marka, patent veya tasarım hakkı sahibi, kendi hakkından daha önceki rüçhan veya başvuru tarihine sahip hak sahiplerinin açmış olduğu tecavüz davasında, sahip olduğu sınai mülkiyet hakkını savunma gerekçesi olarak ileri süremez.” hükümlerine amirdir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde; davacı ve davalı markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak ayniyet derecesinde benzer olması, aynı sektörde iş yapmaları, benzer birbirini tamamlayan hizmetlerde markaların kullanıldığı göz önüne alındığında davalının markayı internet sitesinde ve fiilen davacı markalarına yaklaştırmak suretiyle kullanması, her ne kadar tescilli marka ve benzerlik bulunmadığına yönelik savunmalarda bulunulmuş ise de SMK 155 maddesi dikkate alındığında tescil korumasından yararlanamayacağı, davalı kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış buna dayalı taleplerin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan rapor içerikleri izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davacının iltibasa dayalı hükümsüzlük talebinin raporda tespit olunan mal ve hizmetler yönünden kısmen kabulüne ile davalının davaya konu TPMK nezdinde davalı adına… no ile tescilli “…” ibareli markanın tescilli olduğu; 39. Sınıfta kalan; “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için
yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri.Tekne barındırma hizmetleri.” …sınıfta; “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme,
idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil) Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” 43.sınıfta; “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli
toplantılar için yer sağlama hizmetleri” yönünden, davaya konu TPMK nezdinde davalı adına … no ile tescilli “… ” ibareli markanın tescilli olduğu; … Sınıfta; “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri”, …sınıfta; Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli
toplantılar için yer sağlama hizmetleri” mal ve hizmetleri yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, sicilden terkinine, fazlaya ilişkin talebin reddine, karar vermek gerekmiş yine davalı kullanımlarının izahı yapılan mevzuat kapsamında Markaya Tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmakla bu yöndeki talebin kabulü ile tecavüzün ve haksız rekabetin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına yönelik aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın hükümsüzlüğüne yönelik açılan davanın KISMEN KABULÜ ile;
a)Davaya konu TPMK nezdinde davalı adına … no ile tescilli “…” ibareli markanın tescilli olduğu; … Sınıfta kalan; “Kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri ve kara, deniz ve hava taşıtlarının kiralanması hizmetleri, tur düzenleme, seyahat için yer ayarlama, seyahat ile ilgili bilet sağlama, kurye hizmetleri. Araba parkları hizmetleri, garaj kiralama hizmetleri.Tekne barındırma hizmetleri.” …sınıfta; “Eğitim ve öğretim hizmetleri. Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor, kültür ve eğlence hizmetleri (sinema, spor karşılaşmaları, tiyatro, müze, konser gibi kültür ve eğlence etkinlikleri için bilet rezervasyonu ve bilet sağlama hizmetleri dahil) Fotoğrafçılık hizmetleri. Tercüme hizmetleri.” …sınıfta; “Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri. Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” yönündenb)Davaya konu TPMK nezdinde davalı adına … no ile tescilli “… ” ibareli markanın tescilli olduğu; …. Sınıfta; “Reklamcılık, pazarlama ve halkla ilişkiler ile ilgili hizmetler, ticari ve reklam amaçlı sergi ve fuarların organizasyonu hizmetleri”, …sınıfta; Yiyecek ve içecek sağlanması hizmetleri.Geçici konaklama hizmetleri, geçici konaklama ile ilgili rezervasyon hizmetleri, düğün salonu kiralama hizmetleri, konferans ve çeşitli toplantılar için yer sağlama hizmetleri” mal ve hizmetleri yönünden KISMEN HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, SİCİLDEN TERKİNİNE, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davacının Markaya Tecavüz ve haksız rekabet yönünden açmış olduğu davanın kabulü ile davalı kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına,
-Bu kapsamda … isimli alan adının terkinine, bu isim adı altında internet ve sosyal medya kullanımlarının önlenmesine,
-Davacıya ait “…” ibareli markanın ya da bilirkişi raporunda benzer oldukları değerlendirilen “…” ibaresini taşıyan iş yerindeki davalılara ait tüm kullanımların önlenmesine, iltibasa sebebiyet veren davalılara ait ürün, tabela, reklam, tanıtım malzemesi vs her türlü vasıtalarından markasal kullanımların sökülmesine aksi takdirde, el konularak yeddi emine tevdiine, karar kesinleştiğinde masrafı davalılara ait olmak üzere imhasına,
-KARARIN İNFAZINDA 16/08/2022 TARİHLİ BİLİRKİŞİ HEYET RAPORUNUN DİKKATE ALINMASINA, davaya konu marka ve ürünlerle sınırlı olarak kararın uygulanmasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 21,40 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 127,10 TL (peşin + başvuru + vekalet) harç ile 5.182,00 TL posta + bilirkişi giderinin kabul red oranı gözetilerek takdiren belirlenen 4.182,00 TL’si olmak üzere toplam 4.309,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen hükümsüzlük talebi yönünden hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen markaya tecavüz haksız rekabet talebi yönünden hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca red edilen hükümsüzlük talebi yönünden hesaplanan 15000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸