Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/60 E. 2021/303 K. 13.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/60 Esas
KARAR NO : 2021/303

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 24/02/2021
KARAR TARİHİ : 13/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkili …; 1902 yılında, Dünya Ticaret Örgütünü Kuran Anlaşma ve eki TRIPs metnine üye bir Devlet olan Amerika Birleşik Devletleri’nde ilk olarak … adıyla kurulmuş dünya çapında faaliyet gösteren bir şirket olduğunu, … markası da, müvekkil şirketin bu ilk isminin baş harflerinin … adet … olmasından türetilen orijinal ve ayırt edici bir ibareden oluştuğunu, müvekkili şirketin; maske, solunum cihazları ve stetoskop gibi tıbbi cihazlardan inşaat ürünlerine, diş hekimliği aletlerinden büro/ kırtasiye malzemeleri ile trafik işaretlerinden zımpara kâğıdı ve yapışkanlara kadar 45’i aşkın ürün sahasında ve bunlara ilişkin hizmet sektörlerinde yoğun biçimde faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketin 200’den fazla ülkede satılan ürünleri, dünyanın her tarafındaki bürolar, imalat tesisleri, inşaat şantiyeleri, hastaneler, süper bilgisayar merkezleri, otomotiv kaporta atölyeleri ve evlerde üstün kaliteli ürünleri ile kendisini uzun yıllardır kabul ettirdiğini, ayrıca, müvekkil şirket ürünleri, kalite politikası ile yaygın dağıtım ve pazarlama stratejileri sayesinde yüzlerce milyon kişi tarafından bilinmekte ve bilim insanlarından ev kadınlarına kadar geniş yelpazede bulunan kişilerce tercih edilmekte olduğunu, müvekkil, Türkiye’deki faaliyetlerini önce 1982’de kurmuş olduğu irtibat bürosu vasıtasıyla yürütmüş ve akabinde 1988 yılında kurulan …A.Ş. ile kalıcı biçimde Türkiye pazarında kendisine yer edindiğini, müvekkilin … markaları aralarında Türkiye’nin de bulunduğu pek çok ülkede tescilli olduğunu, “…” markası farklı sektörlerde pek çok mal ve hizmetle ilgili olarak kullanıldığını, müvekkilinin, Türkiye’de pek çok markanın yanı sıra; … sayılı “…”, … sayılı “…”, … sayılı “…” ve … sayılı “…” markasının sahibi olduğunu, müvekkilin “…” markasının TANINMIŞ MARKA olması ve özel korumadan yararlanması nedeniyle, “…” markasının aynısının veya benzerinin başka hiçbir ürün ve hizmet için marka, ticaret unvanı, alan adı veya başka herhangi bir ticari tanıtım amaçlı kullanılmasının mümkün olmadığını, müvekkil şirket, yapmış olduğu araştırmalar sonucunda, davalı şirketin, müvekkilin tescilli ve tanınmış “…” markası ve … logosu kopyalanmak suretiyle yaratılmış olan “…” markalı maskeleri aşağıda yer verilen şekilde, müvekkilin izni ve bilgisi dahilinde olmaksızın müvekkilin markaları ile iltibas yaratır şekilde kullanmakta ve satışa sunmakta olduğundarı haberdar olduğunu, şeklinde beyanda bulunarak, müvekkilinin tescilli ve tanınmış “…” markası ve … logosu ile karıştırılacak derecede benzer olan “…” markasına ilişkin her türlü kullanımın önlenmesine, “…” markası ve … logosu ile karıştırılacak derecede benzer olan “…” markasının kullanıldığı tüm ürünlerin üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının, yurt içinde veya yurt dışında satışa sunulmasının önlenmesine, “…” markası ve … logosu ile karıştırılacak derecede benzer olan “…” markasının kullanımı yoluyla müvekkil aleyhine marka tecavüzü ve haksız rekabet yaratan her türlü mal ve ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam, yayın, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kâğıt, internet siteleri, tüm sosyal medya hesapları, fatura ve sair her türlü ticari evrak üzerinde kullanım da dâhil olmak üzere Türkiye’de ve yurtdışında tüm kullanımlarının önlenmesine, … linki altında yer alan “…” isimli Instagram hesabına erişimin engellenmesine, “…” markası ve … İogosu ile karıştırılacak derecede benzer olan “…” markasının kullanımı yoluyla müvekkil aleyhine marka tecavüzü ve haksız rekabet yaratan ürün, ilan, tabela, reklam, broşür, afiş, kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemesinin; basılı kâğıt, fatura ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin dahi bulundukları yerlerden toplatılarak emin bir yerde muhafaza altına alınmasına ve hükmün kesinleşmesini takiben imhasına, Dava sonunda verilecek hükmün kesinleşmesini müteakip masrafları davalıya ait olmak üzere Türkiye çapında yayınlanan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde yayınlanmasına, Masraf, yargılama giderleri ve vekâlet ücreti ile ürünlerin imhası ile ilgili masraflar ve imha sürecine kadar olacak süreçte ortaya çıkacak her türlü masrafların davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı yan tarafından ikame olunan iş bu davanın TTK 4/1 de sayılan Mutlak Ticari işlerden (Fikri Mülkiyet Mevzuatından ve Haksız Rekabet Hükümlerinden) olup, dava açılmadan önce arabulucuğu başvurulması gerektiği, davacı tarafından açılan huzurdaki dava da iş bu şartın gerçekleşmediğini, açılmış olan davanın zorunlu arabuluculuk şartı gerçekleşmediğinden, dava şartı yokluğundan reddini talep ettiklerini, davacı taraf, sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; “..sahibi oldukları “…” markasının, müvekkilim … tarafından iltibas oluşturacak şekilde, müvekkilerinin izni ve bilgisi olmadan kullanıldığını, bu kullanımın “…” şeklinde meydana geldiğini, müvekkillerine ait … markasının, müvekkilimin kullandığı iddia edilen … görseli ile ilgili olarak iltibasa neden olduğunu, karıştırılacak derecede benzer olduğunu, müvekkillerinin markalarının tanınmışlığından yararlanarak haksız kazanç elde edildiğini, bu durumun haksız rekabet oluşturduğunu ve haksız kazanç meydana getirdiğinden..” bahisle huzurdaki davayı ikame ettiklerini, davacı yan tarafından müvekkili aleyhine ikame olunan iş bu dava, mesnetsiz ve hukuka aykırı olup reddi gerektiğini, müvekkili firma, 2020 mart ayından itibaren ülkemizde de görülen ve dünya çapında Küresel Salgın durumuna neden olan Covid-19 salgını ile ilgili önlem ve tedbir kapsamında cerrahi maske üretimi yaptığını, cerrahi maske kullanımın zorunlu hale gelmesi ile beraber T.C Sağlık Bakanlığı tarafından öncelikli olarak İhracat yasakları getirilmiş, üretilen Cerrahi Maskelerin iç piyasaya ve dış piyasaya satışı yasaklanmış, T.C. Sağlık Bakanlığı tarafından bütün alımlar … ( … A.Ş. ) adı altında Bakanlık tarafından yapılmıştır. 2020’nin 6-7’inci aylarına kadar müvekkil firma üretmiş olduğu bütün cerrahi maskeleri buraya sattığını, bu süre zarfında Emniyet Genel Müdürlüğü, Belediyeler olmak üzere birçok kurumun cerrahi maske ihtiyacını kâr amacı gütmeksizin temin etmiş, kendi imkân ve kabiliyetleri doğrultusunda ülkemizin ihtiyaçlarının karşılanmasına bir nebze olsun katkıda bulunmaktan geri kalmadığını, davacı tarafın, iş bu iddiaların mesnetsiz ve haksız olup reddi gerektiğini, şöyle ki; müvekkilimin kullanmış olduğu marka/ibare/işaret … ibaresidir. Müvekkilim 2006 tarihinden bu yana … unvanı ile faaliyette bulunduğunu, ürünlerinde kullanmış olduğu isim, uzun yıllardır kullandığı ve kendi çevresinde epey bir bilinirliği ve tanınmışlığı olan … unvanı olduğunu, iş bu İbarenin/Unvanın müvekkilimin kendi üretmiş olduğu ürünlerde kullanmasının yasal hakkı olduğunu, Arapça kökenli bir kelime olan … ibaresinin … işareti ile karıştırılma ihtimalinin mevcut olmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Tecavüzün Tespiti İstemli marka davasıdır.
Dosyada tarafların tüm delilleri toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiştir.
Tarafların 13/10/2021 tarihli celsede beyanlarını sundukları ve karşılıklı olarak taraflar arası sulh sağlandığını, bu sebeple davanın konusuz kaldığını ve herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri olmadığını beyan ettikleri VE 08/09/2021 tarihli sulh sözleşmesinin bir suretini dosyaya sundukları görülmüştür.
Sulh 6100 sayılı HMK’nın 313 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir. Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.”
Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde tarafların dava konusu hususunda sulh oldukları, şu hale göre davanın konusuz kaldığı, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşılmakla esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Tarafların 08/09/2021 tarihli Sulh Sözleşmesi ile sulh oldukları anlaşılmakla konusuz kalan dava hakkında hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Taraflarca yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸