Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/44 E. 2023/79 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/44
KARAR NO : 2023/79

DAVA : … (… Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/02/2021
KARAR TARİHİ : 14/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan … (… Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesi: Davacı vekilinin mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; 2017 yılında, kültür sanat faaliyetleri yürütmek üzere kurulduğunu, davalının kuruluş tarihinden itibaren ilişiğinin yönetim kurulu kararıyla kesildiği 02/09/2019 tarihine kadar yönetim kurulu üyesi olduğunu, ilişik kesiminden sonra, davacının hak sahibi olduğu “….” ibaresinin davalı yanca haksız şekilde Türk Patent ve … Kurumu (TPMK) nezdinde … tesciline konu edilerek 07/09/2020 tarihinde … numara ile … sınıflarda namına … tescilini gerçekleştirdiğini, akabinde, … tarihinde davalının, … yevmiye numaralı ihtarname ile …’nın davacı yanca kullanımın derhal durdurulmasını talep ettiğini ve davacının bu suretle tescilden haberdar olduğunu, davacının anılan ihtarnameye, … tarih ve … yevmiye numara ile … 6. Noterliği aracılığı ile yanıt vermek suretiyle, davalı ihtarına uymayacağını bildirdiğini, …’nın ilk olarak 2015 yılında, davacı bünyesindeki “…” tarafından kullanılıp 2017 yılında davacı tüzel kişiliğinin kurulması ile bu tarihten sonra tarafınca kullanımına devam ettiğini, bu nedenle …’nın gerçek, üstün ve önceli hak sahibinin davacı olduğunu beyan ve iddia ederek …’nın sicilden terkine ve hükümsüzlüğüne, ihtiyati tedbire kararı verilmesi talep ve dava etmiştir.
Cevap dilekçesi: 27/06/2022 …’nın hak sahibi olup tarafınca yaratılan ve hayata geçirilen; sanat üretme ve sanatçıların atölye, galeri aynı zamanda bir araya gelme alanı gibi ihtiyaçlarına yönelik bir mekanın olması, sanatçıların üretim yapabilmesi için teknik ekipmanların ve imkanların sağlanmasına dönük proje ve faaliyetler kapsamında kullanıldığını, TPMK nezdindeki tescil başvurusu esnasında … tarihinde … sayılı bültende yayımlanmış olmasına rağmen davacının itiraz etmediğini, bu suretle, tescil ile 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nunda (“SMK”) öngörülen … korumasından da faydalandığını, …’yı 2013 yılından önce kendi iradesi ve emeği ile oluşturduğunu, 2015 tarihinden sonra aynı amaç için çalışan kişiler ile birlikte “…”ni kurarak …’nın amaçları doğrultusunda işbu kolektifte kullanılmasına izin verdiğini, …’nın kullanılmasına verdiği iznin, hayat görüşü gereği, kolektif bilinçle hareket edilerek, bu şekille …’nın daha da ileriye taşınacağına olan inancından kaynaklandığını, …’nın kendi ile özdeşleşip bilinen hale geldiğini, “…”nin kurulduğu yıl düzenlenen “…” projesinde kendisinin, hem ilgili kişi hem sanatçı hem proje sorumlusu hem organizatör hem de küratör olarak görev aldığını, arama motorlarına, “…” yazılması durumunda, 1. sırada yukarıda ifade edilen “…” tarafından düzenlenen “…” projesinin yer aldığını, “…” yazılması durumunda, 2. sırada çıkan sayfanın kendisine ait “… ” adlı … sayfası olduğunu, böylelikle, görüleceği üzere arama motorlarının algoritmalarının dahi … ile kendisini özdeşleştirdiğini, 2017 yılı içerisinde ise … adıyla yapılmış tüm etkinliklerde davalının hem Proje yürütücülüğü görevini üstlenip hem de kurumlar ve kuruluşlar arası temsilcilikleri, görüşmeleri bizzat kendi adına yaptığını, davacı tüzel kişiliğinin, kendisi ve …’yı kullanan “… ” tarafından 2017 yılında kurulduğunu, bu hususun, tarafınca …’ne, … binası, “… ” ve tüm giderler için yazmış olduğu projede açıkça görüldüğünü, 2019 yılında “…” adlı … kuruluşu ile imza edilen iki sözleşmede davacının, “…” olarak ifade edildiğini, aynı yıl, “…” adlı vakfa doğrudan … ile tarafınca proje yazıldığını, 2019 yılında da … Büyükelçiliği’ne … ile projeler yazdığını, 2017 ve 2019 yılında … ile yapılmış tüm etkinliklerde sanatçı, küratör ve koordinatör olarak görev aldığını, böylelikle, “…” ve davacı yanca … kullanılırken dahi tüm işlerin ve işlemlerin davalı yan tarafından sürdürüldüğünü, …’nın, davalının izni ve bilgisi dışında hiçbir zaman “…” ve davacı yanca kullanılmadığından bahisle gerçek, üstün ve öncelikli hak sahibinin davalı olduğunu beyan ve iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Cevaba cevap: Davacı vekilinin mahkememize ibraz ettiği cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçe içeriğini tekrar ederek …’nın ilk olarak 2015 yılında, bünyesindeki “…” tarafından yaratılmış ve alenileştirilmiş olmakla 2017 yılına kadar kullanıldığını, davalının ilişiğinin kesilmesi ile bazı saldırgan, suç unsuru girişimlerde bulunduğunu ve maddi zarar verdiğini, davalı yanın dilekçesinde bahsettiği, 2016 yılında gerçekleştirilen “…” projesine, bünyesindeki “…” olarak katılım sağlandığını, bahse konu “…” isimli etkinliğin web sayfasında hem kolektifin hem de atölye düzenleyicilerinin isimlerine yer verildiğini, arama motoruna “…” yazıldığı takdirde çıkan sayfa yukarıda izah edilen projeye ilişkin olup sayfanın içeriğinde “…” adından bahsedilip projeye “…” olarak katılım sağlandığını, arama motoruna “…” yazılması halinde, “…” tarafından katılım sağlanan “…” projesinin, sonucun 1. Sırasında yer aldığını, davalının delil olarak sunduğu ve kendisine ait olduğunu iddia ettiği, “…” adlı … sayfasının davacıya ait olup ilişiğinin kesilmesi sonrasında, yönetim kurulu üyesi iken şifresini bildiği anılan hesabın şifresini değiştirmek suretiyle davalı yanca gasp edildiğini, davalının ileri sürdüklerinin, …’nın davalı yana ait olduğunu göstermediğini ve yanıltma çabasının sonucu olduğunu, belirtilen etkinliklerin davacı yanca sürdürüldüğünü ve halen yürütülmekte olduğunu beyan ve iddia ederek, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İkinci cevap: Davalı vekilinin mahkememize ibraz ettiği ikinci cevap dilekçesinde özetle; …’nın ilk olarak 2013 yılında tarafınca üretildiğini ifade etse de ispatlama imkanının bulunmadığını, “…”nin, davalı ile birlikte … ve … tarafından 2015 yılında kurulduğunu, 2017 yılında, “…” üyelerinin de dahil olduğu bir grup tarafından davacı tüzel kişiliğinin kurulduğunu, “..”nin davacı tarafından kurulmamış olup, davacı tüzel kişiliğinin, “…” tarafından kurulduğuna atıfla, … üzerinde hak sahibinin davacı olmayıp, davacı iddialarının kabulü halinde bile “…” kurucuları olan davalı, … ve…’nın … üzerinde hak sahibi olduklarını, davacı yanca suç olarak gösterilenin, davacı tüzel yapısından ilişiğinin kesilmesi akabinde, kendi anahtarı ile adrese girerek şahsi eşya ve çalışmalarını almaktan ibaret olduğunu, kendisine ait atölyenin kilidinin haksız olarak davacı yanca değiştirilmesi üzerine atölyesini geri almak üzere dava dışı …’ın evine gittiğini, ev basmasının söz konusu olmadığını ve olay hakkında polis tutanaklarının bulunduğunu, davacının kendisine ait atölye ve çalışmalarına zarar verdiğini, atıflı … sayfasının davacıya ait bulunmasının söz konusu olmadığını, davacı eylemlerinin, atıflı … sayfasında ayrıntılı olarak izah edildiğini, kanıtlanabilir en eski maddi delilin, müvekkili yan ve dava dışı 3. kişiler tarafından “…”nin kurulması olduğunu; üstün hakkı kendisinde olan …’yı davacının kullanmasına izin verdiğini, 2017, 2018 ve 2019 yıllarında … ile projelerin tamamının davalı yanca yapılıp diğer davacı dernek kurucularının hiçbirinin söz konusu yıllarda … ile bir proje yapmadıklarını beyan ve iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi Raporu: Bilirkişi raporunda;”dava konusu olayda “…’ markasının 24.09.2019 başvuru tarihli ve… tescil numaralı başvuru ile davalı adına tescilli olduğu, ancak aynı markanın “…” adıyla … başvuru tarihinden önce davacı dernek tarafından kullanıldığı, daha sonra davacı derneğin kurularak bu markayı kullanmaya devam ettiği, davalı tarafın da bu ibarenin davacı dernek tarafından kullanıldığını kabul ettiği, ancak markanın kendi izniyle kullanıldığını iddia ettiği, davalının 02.09.2019 tarihinde davacı dernek üyeliğinden çıkarıldığı, davalının bu tarihten sonra 24.09.2019 tarihinde … başvurusunda bulunduğu, davalı tarafın davacı dernek kullanımında olan ibareyi dernek üyeliğinden çıkarılması sonrası tescil ettirdiğinin anlaşıldığı, bu nedenle davalı tarafın tescilde kötüniyetli olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı, Davalı adına tescilli … tescil numaralı markanın SMK 6/9 ve 25/1 maddesi gereğince tescilli olduğu sınıflarda hükümsüzlük ve sicilden terkin koşullarının oluştuğu” kanaatini bildirmiştir.
Dava ve uyuşmazlık : Taraflar arasındaki uyuşmazlık TPMK nezdinde kayıtlı bulunan … tescil numaralı “…” markanın tescil edildiği … Sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkininin gerekip gerekmediğine ilişkindir. Davacı taraf dava konusu edilen … üzerinde gerçek, üstün ve öncelikli hak sahibi olduğunu, davalının … tescilini kötü niyetli yaptığını, davalının dernek üyesi iken dernekten ayrıldıktan sonra 1 ay içinde kendi adına … tescili yaptığını belirterek davanın kabulünü, davalı ise dava konusu markayı kendisinin yarattığını, davacı derneğin izin dahilinde dava konusu markayı kullandığını, markanın gerçek, üstün ve öncelikli hak sahibinin davalı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Gerekçe: Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak dikkate alındığında dava konusu edilen markanın … tescil numarası ile davalı adına 07/09/2020 tarihinde tescil edildiği, başvuru tarihinin 24/09/2019 olduğu, dava konusu markanın … olarak tescil edilmeden önce “…” adı ile tescilden önce davacı tarafça kullanıldığı, davalının da davacı dernek üyesi olduğu … tescil başvurusundan önce 02/09/2019 tarihinde dernek üyeliğinden ayrıldığı, her ne kadar davalı dava konusu edilen markanın kendi izni ve bilgisi ile davacı tarafça kullanıldığını savunmuş ise de; bu hususa ilişkin bir delilin dosyada bulunmadığı, … tescilinden önceki kullanımların davacı dernek adına olduğu, SMK’nın 6. Maddesi gereğince … tescil başvurusunda önce markanın tescilsiz olarak kullanılması halinde, kullananın itirazı üzerine tescil başvurusunun reddedileceği, 25. Madde gereğince tesciline karar verilen bir … ile ilgili olarak 6. Maddede sayılan hallerden birinin varlığı halinde markanın hükümsüzlüğüne karar verilebileceğinin hüküm altına alındığı, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda davacı derneğin tescilden önce dava konusu edilen markayı kullandığı bu hali ile markanın SMK 6 ve 25 maddeleri gereğince hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerektiği, dosya kapsamında alınan raporun da bu kapsamda olduğu anlaşılmakla açılan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan sebeplerle;
1-Davanın kabulü ile; davalı adına TPMK nezdinde kayıtlı bulunan … tescil numaralı “…” markanın tescil edildiği … Sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ile sicilden terkinine,
2- Karar kesinleştiğinde terkin işlemleri için resen TPMK’ye müzekkere yazılmasına
3-Yatırılan peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı + 59,30 TL peşin harç+ 3000 TL bilirkişi ücreti+ 210,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 3.329,10 TL yargılama gideri masrafının davalıdan alınarak davacıya iadesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 25.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra iadesine,
7-Davalı tarafından yatırılan gider avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.14/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır