Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/396 E. 2022/190 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/396 Esas
KARAR NO : 2022/190

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/11/2014
KARAR TARİHİ : 27/10/2022

Mahkememiz 15/05/2018 tarih 2014/240 Esas ve 201/132 Karar sayılı dosyası İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 02/12/2021 tarih 2019/210 Esas ve 2021/2063 Karar sayılı karar ilamı ile KALDIRILMAKLA işbu esası almış olup, Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin Mahkememiz 2014/240 Esas sayılı dosyasında sunduğu dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkili şirketin TPMK nezdinde … sınıftaki bir kısım emtialar için … tescil nolu “…” markasını tescil ettirdiğini, … markasının tanınmış marka olduğunu, hükümsüzlüğü talep edilen … tescil nolu “…+şekil” markasının … sınıftaki bir kısım emtialar için davalı adına tescil edilmiş olduğunu, taraf markalarının esas unsurları olan … ve … kelimelerinin sektör itibariyle ayırt edici kelimeler oldukları; markaların fonetik, kulağa gelen ses uyumu ve söyleniş şekli açısından benzer olduğunu, davacı markasının daha önceki bir tarihte tescil edildiğini, davalı adına tescilli … sayılı “…” markasının, Markaların Korunması Hakkındaki 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 42. maddesi uyarınca ve aynı zamanda kötü niyetle tescil edilmiş olması sebebiyle … sınıf yönünden hükümsüzlüğüne ve markaların sicilden terkinine karar verilmesine, müvekkilinin Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti ile Men’ini, davalıya ait “…” ibaresi altında üretilen müvekkilinin tescil kapsamındaki emtiaların kullanımının, üretiminin ve pazarlanmasının yasaklanmasını, davanın kabulü halinde marka hakkınca tecavüz eden davalı aleyhine verilen mahkeme kararının masrafları davalı tarafından karşılanmak üzere kamuya yayın yoluyla duyurulmasını belirterek davalı markasının hükümsüzlüğünü ve tescil edilmediği emtialarda müvekkili markalarıyla iltibas yaratan kullanımların önlenmesini, 10.000 TL maddi 10.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin Mahkememiz 2014/240 Esas sayılı dosyasında sunduğu cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; 2012 yılında kurulan müvekkilinin “hat sonu çözümleri” olarak ifade edilen ve ambalajlı ürünleri kolileme, paketleme, istif işine yarar kaldırma, taşıma ve iletme makineleri üretimi yaptığını; makinelerinde … tescil no.lu … markasını kullandığını, markanın “…” ve “…” kelimelerinin birleştirilmesinden oluşan “şekil+…” şeklinde oluşturulduğunu; marka başvurusuna itiraz kabul edilerek bir kısım emtianın tescil listesinden çıkarılarak kalan mal/hizmetler yönünden markanın tesciline karar verildiğini; Türkiye’de faaliyeti olmayan davacı şirket internet üzerinden sorgulandığında güncel bir faaliyetine rastlanmadığını, taraf markaları arasında birbirinden ayırt edilmeyecek kadar benzerlik olmadığını; davacının internet sitesi “markalar” başlığı “…” alt başlığı kısmında “dozaj, doldurma ve paketleme” alanında bir uzman ve pazar lideri olduğundan bahsedildiğini; ürünün belli bir ölçüye ayrılması, cam-karton-film-plastik ya da metal bir kaba doldurulması, ağzının kapatılması-tapalama ve ambalajlanması ile etiketlenmesi sürecinin tarif edildiğini; oysa müvekkil şirketin hiçbir surette bu sürece dahil olmadığını; müvekkilin mekanik çözümlerinin bütün bu aşamalardan geçmiş ve ambalajı tamamlanmış ürünün kolilenmesi-paketlenmesi aşamasında sunduğunu; dolayısıyla müvekkilin “şekil+…” markası ile davacı emtialarının aynısını ürettiği iddiasının yerinde olmadığını; müvekkilin kötü niyetli olmadığı, müvekkil markası tescilli olarak kullanılmakta olduğundan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin mevcut olmadığını; belirterek iltibas tespit edilirse gerekirse markanın hükümsüz kılınabileceğini belirtmiştir.
Mahkememiz 15/05/2018 tarih 2014/240 Esas ve 201/132 Karar sayılı dosyasında verilen kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 02/12/2021 tarih 2019/210 Esas ve 2021/2063 Karar sayılı karar ilamı ile kaldırılarak işbu esası aldığı anlaşılmış olup, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin 02/12/2021 tarih 2019/210 Esas ve 2021/2063 Karar sayılı karar ilamında “..Dava, davalının … sayılı … markasının … Sınıf yönünden kısmen hükümsüzlüğü ve terkini ile, davalının markasını tescil sınıfı dışında kullandığından bahisle markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 10.000 TL maddi tazminat ile 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı tarafça dava dilekçesinde yoksun kalınan karının “davalının markayı kullanmak suretiyle elde ettiği gelir seçeneğine” göre hesaplanmasını talep etmiş, mahkemece … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmak suretiyle rapor alındığı anlaşılmışsa da, bilirkişi raporunda davalının yıllara göre faaliyet karının hesaplanmasında tüm üretiminin dikkate alındığı, oysa rapor içeriğinden satış faturalarının incelenmesinde; Palet Taşıma Sistemleri, Streç Sarma Makinesi, Kolileme sistemleri, Yedek Parça Satışları ve Revizyonları olarak satışlarının gözlendiğinin,davalıya ait internet sitesi görsellerinde satış faturasında da görüldüğü gibi, Kolileme, Paketleme, Streç Sarma Makinalarının görüldüğünün beyan edildiği anlaşılmakla, bilirkişi tarafından davalıya ait satış faturalarından “Kolileme, Paketleme, Streç Sarma Makinalarına” ilişkin faturaların dikkate alınmak suretiyle, 14/11/2014 tarihine kadarki dönem için hesaplama yapılması gerekirken, “Palet Taşıma Sistemleri ve Yedek Parça Satışları ve Revizyonlarına” ilişkin satışların dikkate alınarak tüm satışlar üzerinden hesaplama yapılması yerinde olmamıştır. Mahkemece eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna göre karar verilmesi ve davanın maddi tazminat talebi yönünden kısmi dava olarak açıldığı gözetilmeksizin, davacının talep edebileceği tazminatın tespitinden sonra talep edilen kısım yönünden karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporundaki tespit edilen hangi miktarın kabul edildiği açıklanmadan yazılı şekilde karar verilmesi yerinde görülmemiş, davalı vekilinin sair istinaf istemlerinin bu aşamada incelenmeksizin, istinaf isteminin kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen tarihler arasında “Kolileme, Paketleme, Streç Sarma Makinalarına” ilişkin faturaların dikkate alınmak suretiyle hesaplama yapılması için ek rapor yahut yeni bir rapor alındıktan sonra karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir…” şeklinde gerekçelendirilerek “…Davalı vekilinin istinaf isteminin sair istinaf sebepleri incelenmeksizin KABULÜNE, … 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 15.05.2018 tarihli 2…E. – … K. sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, …” karar verilmiş ve Mahkememiz iş bu esasını almıştır.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesince verilen karar dikkate alınarak Mahkememizin 24/03/2022 tarihli duruşmasının 2 numaralı ara kararı uyarınca; “…Bam kaldırma kararı doğrultusunda gerekli mali incelemenin yapılması yönünden … ASHM’ne talimat yazılarak, mali müşavir bilirkişiden ek inceleme yapılmasının istenmesine…” yönünde karar verilmiş olup … 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … Talimat sayılı dosyası üzerinden alınan 05/07/2022 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Davalı tarafın 2012 yılında toplam 309.076,06 TL’lik satış yaptığını, bu yılda dava konusu mal ile ilgili satışının bulunmadığını, Davalı şirketin 2013 yılında toplam 1.751.181,13 TL’lik satış yaptığını, dava konusu mallar ile ilgili satış rakamının ise 396.897,26 TL olarak tespit edildiğini, Davalı şirketin 2014 yılının tamamında 1.672.984,08 TL satış yaptığını, 2014 yılının tamamında 75.056,79 kar elde ettiğini, Mahkemece 14.11.2014 tarihine kadar hesap yapılmasının istenildiğini, bu tarihe kadar yapılan toplam satışın 1.470.318,43 TL olarak hesaplandığını, dava konusu mal satışının ise 491.387,56 TL olarak hesaplandığını, Davalı şirketin dava konusu satışlara ilişkin listesinin sunulduğunu, satış yapılan firmaların ticari sır niteliğinde olduğundan belirtilmediğini, dava konusu mal satış rakamının ise 888.284,82 TL olarak tespit edildiğini ve yapılan inceleme neticesinde; Davalının satışını yaptığı dava konusu mallarla ilgili 01.01.2012 tarihinden 14.11.2014 tarihine kadar 37.925,74 TL kar elde ettiği yönünde sonuç ve kanaate ulaştığı anlaşılmıştır.
Davacı vekilince sunulan 06/09/2022 havale tarihli Bilirkişi Raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; İstinaf Mahkemesi tarafından istenen gerekli mali inceleme söz konusu ek bilirkişi raporu ile giderildiğini, bu meyanda tanzim edilen bilirkişi raporunun İstinaf Mahkemesince verilen karara, hukuka ve usule uygun olduğu düşüncesinde olduklarını, dava dosyasının içerisinde yer alan önceki bilirkişi raporlarında ve Mahkememizce verilen kararda da davalının markasını tescil sınıfı dışında kullandığından bahisle markaya tecavüz ve haksız rekabette bulunduğu açık bir şekilde hükme bağlandığını, açıklanan nedenlerle davalının marka tecavüzü ve haksız rekabette bulunduğu göz önüne alınarak, yasalara ve usule uygun düzenlenen bilirkişi raporu ve talepleri doğrultusunda, haklı ve hukuka uygun davalarının tümüyle kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilince sunulan 07/09/2022 havale tarihli Bilirkişi Raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunda mahkememizce verilen talimata aykırı bir husus mevcut olmadığını, ancak aşamalarda ayrıntılarıyla izah edildiği üzere davacının … tescil no.lu … markasının …. sınıfta “Paketleme makinaları, yem makinaları, şişe kapaklama makinaları, doldurma ve kapaklama makinaları, şase/torbacık yapmak için makineler, şase/torbacık doldurma makinaları, şase/torbacık mühürleme makineleri” emtialarını kapsadığını, müvekkili şirketin tescil başvurusu sırasında … sınıf marka tescil maddeleri emtia listesinden, davacı firmanın itiraz etmiş olduğu “ambalajlama makineleri, doldurma-tapalama ve kapatma makineleri, etiketleme makineleri, tasnifleme makineleri ve yukarıda sayılan makinelerle aynı işleve sahip robotlar ve robotik mekanizmalar ( elektrikli plastik kapama / mühürleme cihazları (paketleme) dahil).” maddesinin çıkarıldığını, müvekkili şirketçe bu kapsamda herhangi bir makine ve ekipman üretimi yapılmadığını, Müvekkili şirketin tüm faaliyetini markasının tescilli olduğu alanlarda yapıldığını, müvekkili markasının tescil edildiği … Sınıftaki “kaldırma, taşıma ve iletme makineleri, aynı işleve sahip robotik mekanizmalar (asansörler, yürüyen merdivenler, vinçler dahil)” emtialar bakımından 556 sayılı KHK’nın 42.maddesinde tahdidi olarak sayılmış hükümsüzlük hallerinin hiç biri mevcut dolmadığını, bu nedenle müvekkilinin tescilli markasının kapsamında olan “Kolileme, Paketleme, Streç Sarma Makinalarına” ilişkin faaliyetinin haksız olarak marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet kapsamında değerlendirilmesine ve bu doğrultuda kazanç hesabı yapılmasına itiraz ettiklerini açıklanan nedenlerle davanın reddini talep etmiştir.
Toplanan deliller ve BAM kaldırma kararı doğrultunda alınan talimat raporu, alınan kök ve ek raporlar ışığında davalının … sınıfta kaldırma, taşıma, ve iletme makinaları aynı işleve sahip robotik mekanizmalar(asansörler, yürüyen merdivenler, vinçler dahil) emtialar yönünden davacı markası ile karıştırılma ihtimali bulunduğu tespit edilmekle kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi gerekmiş, davalının kötü niyeti tespit edilemediğinden sair emtia tescillerine yönelik hükümsüzlük talebinin reddi gerekmiş, davalı ayrıca tescilli emtiaları dışında davacın tescili kapsamındaki kolileme, streçleme, paketleme alanında kullanımı davalı … internet sitesi görsellerinden, tabelalarından tespit edilmekle tecavüz ve haksız rekabetin de önlenmesi gerektiği, davalı ticari defterlerinden yapılan inceleme sonucunda talep edilen maddi tazminatı aşan miktarda hesaplama yapıldığı anlaşılmakla taleple bağlı kalınarak 10.000 TL’ye hükmedilmesi gerekmiş, ayrıca davacı markasının tecavüz nedeniyle meydana gelen manevi zararına yönelik takdiren uygun bulunan 10.000 TL manevi tazminata da hükmedilerek hükmün ilanı doğrultusunda aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı şirket tarafından davalı … Ltd. Şti aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile
2-Davalının TPE nezdinde tescilli … tescil nolu … ibareli markasının …sınıftaki kaldırma, taşıma … Sınıftaki kaldırma, taşıma ve iletme makineleri aynı işleve sahip robotik mekanizmalar ( asansörler, yürüyen merdivenler, vinçler dahil) emtialar yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
3-Sair emtialara yönelik hükümsüzlük talebinin reddine,
4-Davalı yanın markasının tescilli olduğu sınıflar dışında kullanımı nedeniyle davacının marka hakkına tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine ve menine,
5-Davalının davacı marka tescili kapsamında bulunan tecavüze konu emtiaları kullanımının, üretiminin, pazarlanmasının önlenmesine ve davalı internet sitesindeki tecavüze konu görsellerin içerikten çıkarılmasına
6-Davacı yanın KHK 66/b maddesi kapsamında talep ettiği yoksun kalınan kazanca yönelik olarak talebe bağlı kalınarak 10.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacının marka hakkının ihlaline dayalı olarak meydana gelen manevi zarara yönelik takdiren 10.000,00 TL manevi manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan tirajı en yüksek üç gazeteden birinde bir kez ilanına,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 1.366,20 TL karar harcından peşin yatırılan 341,55 TL’nin mahsubu ile kalan 1.024,65 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
10-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul olunan hükümsüzlük talebi yönünden hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul olunan maddi tazminat talebi yönünden hesaplanan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul olunan manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 10.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan: 5.333,00 TL bilirkişi+ posta gideri ve 366,75 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 5.699,755 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
13-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸