Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/375 E. 2022/30 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/375 Esas
KARAR NO : 2022/30

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/01/2016
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili … 4.FSHHM ne sunmuş olduğu dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarda özetle: 1992 yılında kurulmuş olan Müvekkili …A.Ş. ile 1996 yılında kurulmuş olan diğer müvekkili … A.Ş. (Eski unvan: …A.Ş.)’nin iki grup şirket olduğunu, yıllardır sektörlerinde önde gelen kuruluşlar arasında yer aldığını, menkul kıymetleri aracılık faaliyetleri dışında kaldıraçlı döviz alım-satım işlemleri de yaptığını, müvekkili …, …’in yanı sıra, Yurtdışı Türev Piyasalar, Faktoring, Hisse Senetleri ve VOB piyasalarında da hizmet verdiğini, tamamen Türk menşeili ve Türk markası olarak Türkiye’de yerleşik olarak hizmet verdiğini, müvekkiline ait grup şirketlerinden …A.Ş. adına … teriminin ilk olarak … Sınıfta 1997 yılında tescil edildiğini, bu nedenle davalının ticaret sicilinde yer alan faaliyetlerinin, müvekkilinin markalarının tescilli olduğu 36. sınıftaki emtialarda belirtilen faaliyetleri kapsamadığından ve 5 yıl içinde kullanımı bulunmadığından, 556 sayılı khk madde 14 uyarınca markaların kullanmama sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verilerek davalı Türk Patent Enstitüsü nezdinde davalı … A.Ş. adına tescilli … sayılı ‘’… a.ş. … Şekil’’, …sayılı ‘’…’’,… sayılı ‘’…’’ markalarının 556 sayılı KHK’nin 14. Maddesi uyarınca … Sınıf yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili 27/03/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile; Davayı ıslah ettiklerini belirterek, Türk Patent Enstitüsü nezdinde davalı …, … ve … sayılı markaların 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 14. maddesi uyarınca … sınıf yönünden kısmen iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı vekili … 4.FSHHM ne sunmuş olduğu cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle: Davacılar tarafından davanın haksız ve mesnetsiz açıldığını, dava konusu … sayılı ‘’… a.ş. …” markasının …AŞ adına “… Aş …” ibaresinin tescili için yapılan başvurunun herhangi bir itiraz yapılmadığından başvuru sahibi adına tescile bağlandığını, dava konusu ” … sayılı ‘’…’’ markasının Resmi Marka Bülteninde yayınlanmasına karar verilmiş ve herhangi bir itiraz yapılmadığından başvuru sahibi adına tescile bağlandığını, dava konusu … sayılı ‘’…’’, …sayılı ‘’…’’ markalasının … AŞ adına “…” ibaresinin tescili için yapılmış, Resmi Marka Bülteninde yayınlanmasına karar verilmiş, akabinde de başvurunun yayınına …- …- … vekili tarafından ve … Aş vekili tarafından itirazda bulunulduğunu, itirazların red edilerek marka sahibi adına tescile bağlandığını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili .. 4.FSHHM ne sunmuş olduğu cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle: Anayasa Mahkemesi’nin kararı gereğince kullanmama sebebiyle markanın hükümsüzlüğü talep edilmeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının dava açmada hukuki yararının olmadığını, dava konusu markaların müvekkili firmanın yoğun emek harcayarak ülkede tanınmış hale getirdiğini, müvekkilinin itibara sahip bir firma olduğunu, dava konusu markaların müvekkili şirket tarafından tescil edildiğini ve uzun zamandır kesintisiz olarak kullandığını bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin Türk Patent Enstitüsü Başkanlığı vekilinin cevap dilekçesine karşı verdiği cevaba cevap dilekçesinde özetle: Söz konusu cevap dilekçesine itiraz ettiğini, söz konusu tescillerin kısmen hükümsüzlüğünün istenmesinin 556 sayılı KHK.’nın başta md.14 hükmü ile ilgili sair diğer hükümlerine dayanmakta olduğunu, 2 aylık dava açma süresinin de söz konusu olmadığını, davalılardan … A.Ş. tarafından “…” marka başvurusunun iptali için …3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile aleyhe dava açılmış olduğunun dava dilekçesinde belirtildiğini, söz konusu bekletici mesele yapıldığını, davalı … A.Ş. tarafından ”…” marka başvurusunun iptali için … 4. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin.. E. sayılı dosyası ile aleyhe dava açılmış olduğunu, bahsi geçen davanın reddine karar verildiğini, grup şirketlerden ….A.Ş. adına ”…” teriminin ilk olarak 1997 yılında tescil edildiğini, davalıya ait tescilli …sayılı “…” markasından önce “…” teriminin 1997 yılında müvekkil grup şirketlerinden … A.Ş. tarafından tescil edildiğini, “…” teriminin Davalı … A.Ş. tarafından itiraza gerekçe gösterilen markalardan çok daha önceki bir tarihte müvekkili tarafından tescil edildiğini, söz konusu markayı 1992 yılından beri ticaret unvanı ve ticari markası olarak kullandığını, bu durumun müvekkilinin marka kullanımında asıl marka sahibi olacağını, müvekkil şirkete ait asıl faaliyet alanı sınıfını temsil eden … Sınıf davalı tarafından marka başvuru alanlarını geniş tutmak adına başvurularına dahil edildiğini, ortak sınıfların olmasına rağmen tescil ana faaliyet alanlarının tamamen farklı olduğunu, hitap ettikleri tüketici kitlesinin birbirinden farklı olduğunu, hiçbir anlam bağlarının, ortak faaliyet alanlarının olmadığını ve her birinin farklı markalar olarak oluşturulduğunu, müvekkil markasının davacı markasından tamamen farklı olduğunu, davacı şirketin …. adresinin incelendiğinde müvekkil şirketin iştigal ettiği menkul değerler, finans, faktoring hizmetleri ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, markaların kullanmama sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin … A.Ş. vekilinin cevap dilekçesine karşı verdiği cevaba cevap dilekçesinde özetle: Davalının yetki itirazına karşı itiraz edildiğini, davanın sürüncemede kalması amacıyla işbu davanın ikame edilmiş olduğu iddiasının haksız olduğunu, müvekkil şirketin … A.Ş. tarafından Türk Patent Enstitüsüne başvurularak 17.08.2011 tarih ve … başvuru numarası ile ”…” markasının tescili için müracaat edildiğini, söz konusu müracaatın bültende yayınlanması üzerine davacı … A.Ş. tarafından Türk Patent Enstitüsü Markalar Dairesi Başkanlığı’na yapılan itirazın reddedildiğini, davalı … A.Ş. tarafından … 3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulu kararının iptaline ve markanın hükümsüzlüğüne ilişkin dava açıldığını, söz konusu … 3. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …. E. sayılı dosyasının son celsesinde işbu dosyanın kararının bekletici mesele yapıldığını, davalı tarafça … 4. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden müvekkil şirket aleyhine ikame edilen ve ”…” marka başvurusunun iptalini konu edinen haksız davanın reddedildiğini, müvekkili …A.Ş. tarafından Türk Patent Enstitüsüne başvurularak …başvuru numarası ile ”…” markasının tescili için müracaat edildiğini, söz konusu müracaata davacı … A.Ş. tarafından itiraz edildiğini, Türk Patent Enstitüsü Yeniden İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … nolu kararı ile itirazın reddine, … sayılı davacının … unsurlu marka başvurusunun da müvekkili tarafından itirazı üzerine … nolu kararı ile reddine karar verildiğini, davalı … A.Ş. tarafından … 4. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ile itirazların reddine ilişkin söz konusu…ve… sayılı YDİK kararlarının iptali ve … sayılı markanın hükümsüzlüğüne ilişkin dava açıldığını, söz konusu davanın 24.02.2016 tarihli celsesinde davanın reddine karar verildiğini, davacı ile ortak sınıflar olmasına rağmen tescil ana faaliyet alanlarının farklı olduğunu, hitap ettikleri tüketici kitlesinin birbirinden farklı olduğunu, anlam bağlarının, ortak faaliyet alanlarının olmadığını ve her birisinin farklı markalar olarak oluşturulduğunu, davacı şirketin …. adresinin incelendiğinde müvekkil şirketin iştigal ettiği menkul değerler, finans, faktoring hizmetleri ile hiçbir ilgisinin bulunmadığını, markaların kullanmama sebebiyle hükümsüzlüğüne karar verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Davalı … A.Ş. vekilinin ikinci cevap dilekçesinde özetle: Huzurdaki davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, davacı tarafın delillerinin taraflarına tebliğ edilmediğini, davaya konu müvekkili adına TPE nezdinde … numara ile tescilli olan “…” markasının … sınıfta tescilli olmadığından söz konusu markanın hükümsüzlüğünün talep edilemeyeciğini, davanın söz konusu marka bakımından reddine karar verilmesinin gerektiğini, bir markanın kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğünün talep edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının dava açtığı andan huzurdaki davayı ikame etmekte hukuki bir menfaatinin olmadığını, müvekkiline ait “…” ana ibareli markaların tanınmış marka olduğundan davacı yanın ileride tescil başvurusunda bulunmayı planladığı “…” markalarına farklı mal ve hizmetler için olsa dahi tescil alabilmesinin mümkün olmadığını, huzurdaki davanın müvekkili ile davacı … A.Ş. arasında görülmekte olan … 3. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı davayı sürüncemede bırakmak amacıyla kötü niyetli olarak ikame edildiğini, … 4. Fikri Ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin …E. sayılı dosyasında görülmekte olan davacının “destekpro şekil” ve müvekkilinin “…” ibareli markasına ilişkin TPE YİDK kararının iptali davasının ise kesinleşmediğini, … 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyasında alınan kök ve ek bilirkişi raporunun müvekkilinin lehine olduğunu, kullanılmama nedeniyle marka iptali davalarında alınacak hükmün geçmişe etkili olmaması ve etkilerini geleceğe yönelik göstermesi nedeniyle hukuki dayanağının olmadığını, müvekkil şirket ve davacı … A.Ş. arasında görülmekte olan … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası üzerinden davacının “…” ve müvekkilin “…” ibareli markasına konu olan TPE YİDK kararının iptali davasının ise halen kesinleşmediğini, müvekkili adına tpe nezdinde …tescil numaralı “… a.ş. … şekil”, … tescil numaralı “…” ve … tescil numaralı “…” markaların müvekkili tarafından tescil edildiği emtialar bakımından uzun zamandır ve kesintisiz olarak kullanıldığını, müvekkil şirketin “…” adıyla kaliteli ve üstün hizmetin markası haline geldiğini, müvekkiline ait … tescil numaralı “…A.Ş. … Şekil” markasının … tescil numaralı “…” markası ve …tescil numaralı “…” markasının tescilli olduğu 36. Sınıfta “sigorta hizmetleri, finansal ve parasal hizmetler, gayrimenkul komisyonculuğu, müşavirliği ve idaresi hizmetleri, gümrük müşavirliği hizmetleri” emtialarında tescilli olduğunu, müvekkil şirketin davaya konu “…” ibareli markası ile marka satışı hizmetlerine aracılık ve marka değerleme hizmetleri verdiğini, müvekkilinin marka ve patent varlıklarının satışını yaptığını ve menkul değerler hizmetlerini sattığını, marka değerleme ve satılık marka hizmetleri ile davaya konu olan markalarını … sınıfta yer alan finansal ve parasal hizmetler kapsamında gerçekleştirdiğini, müvekkilinin huzurdaki davaya konu “…” ibareli markaları ile ”…A.Ş.” olarak marka satışı ve marka değerleme satışı yaptığını ve bu yönde yurt içinde ve yurt dışında “…” adı altında yoğun reklam ve tanıtım çalışmaları yaptığını, müvekkilinin TPE nezdinde tescilli olan markalarının tamamını aktif olarak kullandığını, bunun yanında müvekkilinin internet sitesinde … yer alan “Hizmetlerimiz” sekmesinden, “Marka Değerleme” ve “Satılık Markalar” başlıklarından davaya konu olan … sınıf kapsamında düzenli ve sürekli verdiği hizmetin açıkça görülebileceğini, şirketlerin uzun zamandır ve kesintisiz kullandıkları ve adlarına tescilli olan bütün markalarının “asıl” faaliyet alanı kapsamında olması gibi bir zorunluluk bulunmadığını, … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … E. ve … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …E. Sayılı dosyalarından alınan bilirkişi raporlarında müvekkilinin “…” ibareli markalarının tanınmış marka olduğunun kanıtlandığı ile davanın reddini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
… 4. FSHHM nezdinde açılan dava … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 12/10/2016 Tarih, … Esas, … Karar sayılı dosyası üzerinden verilen ;
1-“Markanın hükümsüzlüğü davalarında TPE ‘ye husumet yöneltilemeyeceği, bu dosyada TPE YİDK kararının iptali söz konusu olmadığından HMK 114/1-d maddesine göre TPE’ye yönelik açılan davanın HUSUMET YÖNÜNDEN REDDİNE,
2-Dava dilekçesinde bahsi geçen hükümsüzlük konusu davalı firmaya ait… sayılı marka, …sayılı marka ve … sayılı markaya yönelik … Sınıf yönünden 556 sayılı KHK’nın 14. Maddesine göre kullanmama nedeniyle iptali davasında davalı firma tarafından yetki itirazında bulunulduğundan 556 sayılı KHK’nın 63/3 maddesi ile HMK 6 ve 19/2 maddesine göre YETKİ İTİRAZININ KABULÜNE ve mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
3-Dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine gönderilmesine…” şeklindeki kararın kesinleşmesi üzerine … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esasına kaydedilmiştir.
Esasen verilen karar usul yönünden tartışmalı olmakla birlikte -davalı TPMK yönünden tefrik yapılmaksızın husumetten red kararı verilmiş olmasına rağmen bu davalı yönünden yargılama giderleri ve vekalet ücreti kararda ele alınmamış, dosya bütün olarak gönderildiği yeni esasta TPMK’nın husumetten red kararı verilmiş olmasına rağmen davalı olarak gözüktüğü dikkate alındığında verilen kararın usule uygun olmadığına kanaat getirilmiş olmakla birlikte- … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esas sırasına kaydolunmuş, bu mahkemece 27/04/2017 Tarih …Esas… Karar sayılı dosyası üzerinden 556 Sayılı KHK’nın 14.maddesinin dava derdest iken Anayasa Mahkemesinin 2016/148 esas ve 2016/189 Karar sayılı 14.12.2016 tarihli kararı ile iptal edildiğinden davanın reddine karar verildiği, verilen kararın -kararda TPMK davalı olarak yer almakla birlikte bu husus kaldırma konusu edilmemiş olmakla birlikte- istinaf olunması üzerine Bölge Adliye Mahkemesi 44. Hukuk Dairesi’nin 08/07/2021 Tarih 2020/518 Esas 2021/821 sayılı kesin kararı ile; “her ne kadar Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; davanın dayanağı olan 556 sayılı KHK’nın 14. ve 42. maddelerinin Anayasa Mahkemecesince iptali nedeniyle hukuki dayanağı kalmayan dava hakkında konusuz kaldığı için karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama masrafları ile vekalet ücretine ilişkin olarak davanın açılma tarihi itibariyle davacının dava açmakta haklı olup olmadığı değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediği” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verildiği, … 4. FSHHM’nin kapatılmış olması sebebiyle dava dosyasının mahkememizin iş bu esas sırasına kaydolunduğu anlaşılmıştır.
Dava, TPE nezdinde, davalı … A.Ş. Adına tescilli … sayılı “… a.ş. … şekil” markasının … sayılı “…” markasının ve … sayılı “…” markasının 556 sayılı KHK’nın 14.maddesi uyarınca 36.sınıf yönünden kullanmama nedeniyle kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmesi isteminden ibarettir.
Aşamalarda verilen kararlarda da belirtildiği üzere dava açıldıktan sonra Anayasa Mahkemesinin 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı 14/12/2016 tarihli 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin Anayasanın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırı olması sebebiyle iptaline dair kararın 06/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı görülmektedir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararları 153. maddesinin 6. bendinde belirtildiği üzere, geriye yürümez ise de; Hukuk Genel Kurulunun 31/03/2004 tarihli ve 156/194 sayılı kararında benimsenen görüşe göre de, iptal kararının kesinleşen işlem ve kararlara etkili olmayacağı, görülmekte olan davalarda ise, geriye yürümeme kuralının uygulanmayacağı, dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin iptal kararının derdest dosyalar ve kesinleşmemiş karar dosyalarında uygulanacağı sonucuna varıldığından, somut olayımızda dava dosyasının henüz derdest olması sebebiyle 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptalinden dolayı davanın yasal dayanağı kalmamış bulunmaktadır.
Ülkemizin taraf olduğu TRİPS’in (Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması) hükümleri üye ülkeler tarafından uygulanacağı birinci maddede açıkça belirtilmiştir. Sözleşmede hüküm altına alınan maddeler üye ülkelerde belirtilen uyuşmazlıklarda oluşan yasal boşluklarda uygulanabilecek ve boşluğu doldurabilecek nitelikte ve Anayasanın 90. maddesi çerçevesinde Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde hükümler Mahkememizce de uyuşmazlıklara uygulanabilir ise de, Paris Sözleşmesinde belirtilen kullanmamaya ilişkin iptal sebebinin yasal boşluğu doldurur nitelikte olmadığı gibi, TRİPS’in markayı kullanma koşulu başlıklı 19. maddesinin 1. bendinde “Tescilin idame ettirilmesi için markanın kullanılması gerekli ise, tescil sahibi tarafından markanın kullanılmasını önleyen engellerin varlığına dayalı olarak geçerli nedenler ileri sürülmedikçe, tescil ancak markanın kullanılmadığı kesintisiz en az üç yıllık bir süre geçtikten sonra iptal edilebilir. Marka ile korunan mal veya hizmetlere uygulanan ithalat kısıtlamaları veya hükümetçe uygulanan başka koşullar gibi markanın kullanılmasına engel oluşturan ve marka sahibinin iradesinden bağımsız olarak doğan koşullar, markanın kullanılmaması için geçerli nedenler olarak kabul edilecektir” şeklinde markanın iptali için yapılacak değerlendirmenin ve incelemenin sınırları ve şekli belirtilmiş, sürenin asgarisi ifade edilmiş olup, bu halde de belirtilen madde mahkemelerce doğrudan uygulanması gereken hüküm niteliğinde olmayıp, iptalle ilgili oluşturulacak ulusal yasalarda yapılması gereken uygulamaya ilişkin belirlemeyi yapar, sonuç olarak da tavsiye niteliğinde olduğundan, TRİP 19. maddenin de uygulanma koşulları mevcut değildir.
6100 sayılı HMK’nın “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. Maddesi -” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. ..” hükmüne içermektedir.
Tüm bu hususlar ve BAM kaldırma kararı nazara alındığında; her ne kadar dava açıldığı tarihte 556 sayılı KHK’nın 14. kapsamında değerlendirmeye girilmiş ise de, dava devam ederken iken 06/01/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren KHK’nın 14. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptali sebebiyle davanın yasal dayanağı kalmamış olmakla, davanın niteliği itibariyle de yasal boşluğun Medeni Kanunun 1. maddesi kapsamında doldurulamaması sebebiyle, karar tarihinde yasal dayanağı bulunmayan davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş, dosya kapsamı itibariyle haklılık durumunun tespitinin mümkün olmadığı, zira bilirkişi incelemesi yapılmaksızın marka kullanımlarının dava tarihi itibariyle ciddi kullanım olup olmadığının dosya durumu itibarı ile tespit olunamayacağı, davacının dava tarihi itibarı ile talebinde haklı olup olmadığının tespit olunamadığı anlaşılmakla yargılama giderleri ve vekalet ücreti taraflar üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 2016/148 esas sayılı kararı ile iptaline karar verildiği anlaşılmakla DAVA KONUSUZ KALDIĞINDAN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 29,20 TL’nin mahsubu ile kalan 51,50 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-HMK 331 gereği taraflarca yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/01/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸