Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/374
KARAR NO : 2023/93
DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/04/2021
KARAR TARİHİ : 21/11/2023
Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesi : Davacı vekilinin sunduğu dava dilekçesinde özetle; davacı şirket …’nın, 1967 …’da kurulduğunu, halen … tesislerinde salça, ketçap, mayonez, domates ürünleri, sebze konservesi faaliyetlerini sürdürdüğünü, 1989 yılında doğranmış domates üretim teknolojisini Türkiye’ye getirmiş aynı hatta kutulu doğranmış domates ve soyulmuş tüm domates üretilmeye başlandığını, 1997-98 yılında en son teknoloji kullanılarak Kavanoz, Ketçap ve Mayonez dolum hatları kurulduğunu, 2003 yılında ise Amerika’da sayılı işletmelerde, Avrupa’da ise sadece Türkiye’de …’ta bulunan, Aseptik Doğranmış domatesin hava alma riskini milyarda bire indiren kaynaklı kapak teknolojisi … doğranmış domates hattı devreye alındığını, işletmelerin, Türk Standartları Enstitüsü tarafından verilen … Kalite Belgesine sahip olduğunu, markalar arası sinerji, maliyetlerin azaltılması, kaynakların daha verimli kullanılması amacı ile …, …, … ve …’nın, …A.Ş. altında birleştiğini, 15 Kasım 2013 tarih itibarı ile … Sanayi A.Ş. unvanını alan …’nın, Türkiye’nin en büyük gıda şirketlerinden biri haline geldiğini, elli yıldan uzun süredir yeni konseptlerin, yüksek kaliteyle birlikte tanınmış marka statüsünde olan “…” markası altında sunulması sonucunda, bu markanın herkes tarafından “…” duyulan bir marka olduğunu, sektörünün en “…” markalarından biri olan ve …, …/tr. adreslerinden daha ayrıntılı bilgilere ulaşabileceği “…” markasının, Türkiye’nin marka oluşturma ve marka yönetimi alanlarındaki başarılı imzalarından birisi olduğunu, davacı şirketin, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde 100’den fazla tescilli “…” ibaresini münhasıran ve/veya esas unsur olarak içeren markanın hak sahibi olduğunu, ticaret unvanının da çekirdek unsurunu oluşturan “…” ibaresini, şirketin kurulduğu tarih olan 1967 yılından bu yana, hem ticaret unvanı hem de marka olarak nizasız ve fasılasız bir şekilde kullandığını ve kullanmaya devam ettiğini, davacıya ait … ve …/tr ibareli alan adlarının ise, 09.02.1996 tarihinden itibaren davacı adına tescilli olduğunu, alan adlarının da çekirdek unsuru “…” ibaresi olduğunu, davacı şirketinin, “…” ibareli ilk marka tescil başvurusunun ise 1988 yılına dayandığını, tescilden de önceye dayanan markasal kullanımı ile davacı şirketin tanınmış “…” markasının öncelikli ve gerçek hak sahibi olduğunu, hal böyleyken, davacıya ait tescilli tanınmış markanın, ticaret unvanı ve alan adının esas unsuru olan “…” ibaresinin ayırt edilemeyecek derecede benzerinin/aynısının davalı şirket tarafından hem ürünler üzerinde hem de … adresinde “nişasta vb. ürünler” üzerinde kullanıldığı hem de alan adı ve ticaret unvanı olarak tescil ettirildiğinin tespit edildiğini, davalı şirket ürünleri üzerinde hem “…” ibaresini hem de “…” ibaresini kullandığını, bu ibarelerin, davacı markaları ile iltbas yarattığını ve davacının markadan doğan haklarını ihlal ettiğini, dilekçede örneğine yer verilen davalı ürünlerinin, … adresinde yer aldığı gibi, … gibi internet sitelerinde de (…) satışa sunulduğunu, davalının kullanımlarının tespiti açısından, öncelikle davalıya ait … adresinde bilirkişi incelemesi ile kullanımın tespit altına alınmasını, karşı yanın … şeklindeki alan adı ve … ŞİRKETİ ibareli ticaret unvanı, davacının … ibareli tanınmış markaları, ticaret unvanı ve alan adı ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, esasen davalı şirketin, tüm kullanımlarında “…” ibaresini ön plana çıkararak kullandığını, dolayısıyla davalının markasal kullanımlarının durdurulmasının yanı sıra, ticaret unvanı ve alan adının da terkin edilmesi gerektiğini, tecavüz iddiasında bulunulan davalı firmanın ticaret unvanının ve alan adının çekirdek unsurunun “…” olması nedeniyle davacı markaları, alan adı ve ticaret unvanı ile iltibas yaratır nitelikte olduğunu, davalının internet sitesinin içeriği incelendiğinde; nişasta, glikoz şurubu, kristal fruktoz gibi ürün üretip sattığının tespit edildiğini, bu ürünlerin, davacının markaları kapsamında yer alan mal ve hizmetler ile aynı/aynı tür/ilişkili ürünler olduğunu, gıda sektöründe uzman bilirkişilerce yapılacak inceleme neticesinde, bu ürünlerin benzerliği, birbirini tamamlama özelliği bulunduğu, aynı yerlerde satışa sunulduğunun anlaşılacağını, davacıya ait markaların, genel olarak … Sınıflarda tescilli olduğunu, örneğin, davacıya ait … sayılı “…” ibareli marka “…, …” gibi nişasta türlerinde tescilli olduğunu, davalının “…” ibareli kullanımının, davacı markaları ile ayniyet taşıdığını, davalının “…” ibareli kullanımının ise, “…” ibaresinin “…” kelimesinin kısaltması olması nedeniyle, “…” ibaresini “…” markalarından ayırt etmeye yetmediğinin aşikâr olduğunu, marka benzerlik değerlendirmesi yapılırken markaların bir bütün olarak yarattığı izlenimin esas olduğunu, ancak sektörel olarak sıklıkla kullanılan ve herkesin kullanımına açık olan kelimeler markada ayırt edici unsur olarak değerlendirilemeyeceğini, zira TPE tarafından yayınlanan Marka İnceleme Kılavuzunun .. sayfasında bu durumun “Zayıf olsa dahi ayırt edici nitelikte olmakla birlikte ilgili sektörde çok sayıda firma tarafından farklı eklerle birlikte kullanılan ibarelerin ayırt edicilik gücünün zayıf olduğu kabul edilir.” şeklinde açıklandığını, üstelik somut durumda söz konusu “…” ibaresinin ayırt edici nitelikte bir ibare olmadığı gibi sektörde yaygın olarak kullanıldığını, dava konusu markada kullanılan “…” ibaresinin kısaltması olan “…” ibaresinin bu tip ibarelerden olduğunu ve ayırt ediciliğinin son derece düşük bir ibare olarak kabul edilmesi gerektiğini, dava konusu “…” ibareli kullanımda yer alan … ibaresinin değerlendirme dışı bırakılması gerektiğini, davalının uyuşmazlık konusu edilen “nişasta, glikoz ve diğer” ürünleri ile davacı markaları kapsamında yer alan emtiaların da benzer olduğunu, her şeyden önce, tarafların aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, davacı markalarının, hali hazırda “…, …” emtiasında tescilli olduğunu, örnek vermek gerekirse; davacıya ait “…” sayılı marka kapsamında “…, …” emtiası mevcut olduğunu, bununla birlikte, davacı markaları kapsamında yer alan tüm yiyecek ve içecek grubu ürünler ile dava konusu “nişasta, glikoz ve diğer” emtialarının “benzer/ilişkili” olarak nitelendirilmesi mümkün ürünler olduğunu belirterek dava konusu …, …, … sayılı markaların 3. şahıslara devrinin önlenmesine yönelik ihtiyati tedbir kararı verilmesine, işbu davanın etkinliğini sağlamak, daha sonra tazmini mümkün olmayan zararların önüne geçmek amacıyla, takdiren teminatsız olarak veya teminat mukabilinde, ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davacıya ait markalar ve davacı ürünleri ile karıştırılacak derecede benzer “…” markasının davalı tarafından her türlü ürün ve hizmete ilişkin tüm kullanımlarının önlenmesine, davacıya ait markalar ve davacı ürünleri ile karıştırılacak derecede benzer “…” markasının kullanıldığı tüm ürünlerin üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının, yurt içinde satışa sunulmasının önlenmesine, davalının davacıya ait markalar ve davacı ürünleri ile karıştırılacak derecede benzer dava konusu markanın kullanımı yoluyla davacı aleyhine marka tecavüzü ve haksız rekabet yaratan her türlü (3. Kişi elinde bulunanlar da dahil olmak üzere) mal ve ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam, yayın, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, online internet adresi, tüm sosyal medya hesapları, fatura ve sair her türlü ticari evrak üzerinde kullanım da dahil olmak üzere tüm kullanımlarının önlenmesine, emin bir yerde muhafaza altına alınmasına, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde, davalı şirket adına …, …, … sayı ile tescilli markaların tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden hükümsüzlüğü ile marka sicilinden terkinine, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde, davalı şirket adına …, …,… sayı ile tescilli markaların – tescilli olduğu tüm sınıflar yönünden kullanılmamaları nedeniyle iptali ile marka sicilinden terkinine, davalının her türlü yiyecek ve içecek ürünü üzerinde “…” ibaresini kullanmasının, davacı şirketin tescilli markalarına ve ticaret unvanına vaki tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına, tüm sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, “…” ve “…” ibaresinin her türlü yiyecek ve içecek ürünü üzerinde, ambalajında, faturasında vb. şekillerde kullanılmasının ve bu ürünlerin dağıtılmasının, satılmasının ya da bir başka şekilde ticaret alanına çıkarılmasının veya bu amaçlar için gümrük bölgesine yerleştirilmesinin, gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasının veya ticari amaçla elde bulundurulmasının durdurulmasına, “…” ve “…” ibaresini taşıyan ürünlere, bunların ambalajlarına, münhasıran bu ürünleri üretmek için kullanılan aletlere, tanıtım materyallerine el konulmasına, toplatılmasına, imhasına, imhası mümkün olmaz ise üzerlerindeki marka işaretinin silinmesine, belirtilen suretle davalının tecavüzünün önlenmesine ve ortadan kaldırılmasına, davacıya ait tescilli markaların aynı ve benzerlerini kullanmak suretiyle yaratılan haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, durdurulmasına, tüm sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davacıya ait “…” ibareli markalar ile iltibas yaratan “…” ve “…” ibareli her türlü kullanımın bulunduğu her yerden kaldırılmasına, ihlal yaratan markayı/tanıtma vasıtasını ihtiva eden her cins etiket, mahfaza ve ticari evrakın vs. basılı her türlü evrak ve maddeler ve tanıtım malzemelerinin ve işyeri tabelasının bulunduğu her yerden kaldırılmasına, silinmesine, silinmesinin mümkün olmaması halinde imhasına, … adresli alan adının tahsisinin iptaline ve kullanımına son verilmesine, … Şirketi Ticaret unvanının iptaline ve Ticaret Sicilinden terkinine, davacıya ait markanın ayırt edilemeyecek derecede benzerlerini tanıtma vasıtası olarak ihtiva eden reklamların durdurulmasına, davalının, davacı adına tescilli tanınmış … markası ile tüketiciler nezdinde iltibas yaratacak şekilde marka/tanıtma vasıtası olarak kullanmak şeklindeki vaki fiillerinin haksız ve kötü niyetli olduğunun tespitine, gideri davalıdan alınmak üzere, kesinleşmesini müteakip marka hakkına tecavüz davasına yönelik kararın yayın yolu ile kamuya duyurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Cevap dilekçesi: Davalı vekilinin sunduğu cevap dilekçesinde özetle; ticari hayatına 1997 yılında … ilinde başlayan …A.ş.’nin nişasta sektöründe Türkiye’nin lider firmalarından birisi olduğunu, davalı tarafından üretilen; …, … nişasta, glikoz ve diğer ürünler gıda, tekstil, kağıt, yem gibi birçok sektörde kullanıldığını, gıda ve yem sektörüne yönelik üretilen ürünlerin tamamının … ( …) sertifikalı olduğunu, Davalı …’nın, dünya üzerinde …üretebilen az sayıdaki tesislerden birisi olduğunu, 80’den fazla ülkeye ihracat yaparak yurtiçinde olduğu gibi uluslararası arenada da … gibi lider gıda üreticilerine hammadde sağladığını, davalı şirketin 2019 yılı verilerine göre Türkiye’nin ikinci en büyük 500 sanayi kuruluşu arasında 169. Sırada bulunduğunu, buna ilişkin İSO 500 evrakları ekte sunulduğunu, davalının 2019 yılında 342.902.358TL net satış cirosu bulunduğunu, her iki ticaret unvanında yer alan “ekler” sebebiyle ticaret unvanlarının birbirinden farklı olduğunun açık olduğunu, yine davacı SMK 6/6 kapsamında ticaret unvanın terkinin gerektiğini iddia ettiğini, bu iddiasının da kabulünin mümkün olmadığını, zira zayıf ibare olan “…” markası ile davalıya ait “… A.Ş.” ticaret unvanının benzer olması ihtimali bulunmadığını, zayıf ibareye eklenen … kelimesi ile davalı ticaret unvanının ayırt edicilik sağladığını davalı şirketin kuruluş ve ticaret siciline kayıt tarihinin 1997 yılı olduğunu, yani davalı şirketin ticaret ünvanı tescil tarihinin 1997 yılı olduğunu, davalı şirketin 1997 yılından bu yana yani 24 yıldır söz konusu ticaret unvanını yoğun bir şekilde kullandığını, davalı şirketin defter, kayıt ve faturalarının yerinde incelenmesi durumunda ticaret unvanının 1997 yılında tescil edildiği ve o tarihten bu ana da kullanımını istikrarlı bir şekilde devam ettirdiğinin görüleceğini, davacının, davalının işbu …A.ş şeklindeki ticaret unvanının 1997 yılından bu yana yani tam 24 yıl önce tescil edilmesine ve devamla 24 yıl boyunca kullanılmasına sessiz kaldığını, bu sebeple ticaret unvanının iptali talebinin TMK md. 2 kapsamında reddi gerektiğini, davalının çok uzun yıllardır söz konusu “…” alan adını kullandığını, davalı şirketin bu alan adını kullanımına dair bilgisayar uzmanından bilirkişi raporu aldırılması ile durumun ortaya çıkacağını, yine webarchive sitesi üzerinden yapılacak inceleme ile de alan adının çok uzun yıllardır davalıca kullanıla geldiğinin görüleceğini, davalının 20 yılı aşkın süredir bu alan adına yatırım, emek ve sermaye koymak suretiyle belli bir ekonomik değere ulaştığını, davalının çok uzun yıllar önce tescilini ve kullanageldiği bir alan adına yönelik davacının 20 yılı aşkın süredirsessiz kalmasından sonra işbu davayı ikame etmesinin TMK md.2 ye aykırı olduğunu, bu talep yönünden de sessiz kalma iddiasına bulunduklarını, davacının hiçbir şekilde “…” ürünününe yönelik üretim faaliyetinin söz konusu olmadığını, salt bu durumun dahi www.tatnisasta.com.tr alan adına yönelik iddialarının yerinde olmadığını gösterdiğini, yani … emtiasına yönelik hiçbir üretim ve dahi markasal kullanımı olmayan davacının içinde nişasta kelimesi barındıran bir alan adına yönelik iltibas iddiası ile terkin talebinde bulunmasının dinlenemeyeceğini, nihai ürün olan nişastanın yani market raflarında satışa arz edilen nişastanın ise … marka sınıfında yer aldığını, işbu nihai ürün olan nişastada da davacının tescilli markası bulunmadığını, işbu … sınıfta “…” ibaresi dava dışı …A.Ş. unvanlı firma üzerinde tescilli bulunduğunu, bu firmaya ait tüm markaların TPMK dan celbi durumunda … marka sınıfında “…” ve dahi “…” emtialarının bu firmada tescilli olduğunun görüleceğini, dilekçede sunulan bu markalardan … tescil nolu “…” ibareli markanın TPMK kayıt görseli sunulduğunu, buradan markanın “…” emtiasının dava dışı … A.Ş. ye ait olduğunun görüleceğini, davacının “…” emtiasına yönelik hiçbir tescili olmadığı gibi kullanımı da bulunmadığını, bu sebeple davacı kullanıma dayalı öncelik hakkı iddiasında da bulunamayacığını, bu hususta üstün ve öncelik hakkının müvekkiline ait olduğunu, SMK md.6/6 kapsamında davalının hak sahibi olduğunu, davacının tanınmışlık iddiasını kabul etmediklerini, kaldı ki davacının tanınmışlık iddiasının davaya tesiri de bulunmadığını, davacıya ait “…” markası ile davalının SMK md. 6/6 kapsamında kullandığı “…” ibaresinin benzer olmadığını, … ibaresinin gıda emtiaları açısından zayıf ibare olduğu hususunun muhakkak gözetilmesi gerektiğinin izahtan vareste olduğunu, davalıya ait … ve … markaları ile davacıya ait … markalarının benzer olmadığını, davacının tescilli markaları ile davalıya ait tescilli markaların emtialarının farklı olduğunu, davacının hükümsüzlük ve iptal davalarına yönelik örnek kabilinden bir kısım fatura, gümrük evrakları, sosyal medya görsellerinin sunulduğunu, ancak davalı şirketin ticari hacmi çok yüksek olduğu için onbinlerce sayfayı bulan faturaların ve defter ve kayıtların mahkemeye sunulmasının imkan dahilinde olmadığını, bu sebeple hükümsüzlük, iptal ve dahi diğer tüm iddialar yönünden müvekkilin fatura ve defter kayıtları yönünden yerinde inceleme talep ettiklerini, yine Google arama motoruna “…” yazılması ile çıkan tüm görsel, haber, video vb hususlarında ayrı ayrı incelenmesinin talep edildiğini, bilirkişilerce … ve … üzerinden talepleri doğrultusunda işlem yapılmasını talep ettiklerini, Yine …etiketi ile instagramda yapılan tüm paylaşımların incelenmesini talep ettiklerini, davacının ihtiyati tedbir talebinin reddine, davanın tüm talepleri yönünden davasının tamamen reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Cevaba cevap: Davacı vekilinin sunduğu cevaba cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davalı şirketin cevap dilekçesinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olması sebebiyle reddini, davalarının kabulünü ve her türlü yargılama masrafı ile vekâlet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Yetkisizlik kararı: Dosyanın dava açılırken … 4. FSHHM ‘nin … E. Sayılı dosyasında açılan dava ile beraber açıldığı, bu mahkemece davacının hükümsüzlük ve iptal talepleri bakımından tefrik edilerek … E. Numarasını aldığı, bu dosya üzerinde de hükümsüzlük ve iptal talepleri bakımından yetkisizlik kararı verilerek mahkememizin yukarıda esası yazılı sıraya kaydının yapılarak yargılamaya devam edildiği anlaşılmıştır.
Deliller:
TPMK: TPMK’dan gelen cevabi yazıda …, …, …sayılarla tescilli markalara ilişkin işlem dosyalarının ve sicil kayıtlarının onaylı örneklerinin gönderildiği anlaşılmıştır.
…odası yazısı: Gelen cevabi yazıda “… Şirketi yalnızca 2014-2020 yılları arasında Türkiye’nin …(…) arasında yer almıştır. Bu bilgiler …araştırma sonuçlarının yayınlandığı Sanayi Dergisi özel sayılarında kamuoyu ile paylaşılmıştır. Sonuçlara …web sayfasından da ulaşılabilmektedir. Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu çalışmasında, sanayi kuruluşlarının sıralaması üretimden satışlar büyüklüğüne göre yapılmaktadır.” şeklinde beyanda bulunulduğu anlaşılmıştır.
İTO Kayıtları: İTO ‘dan gelen … SANAYİ A.Ş’nin kayıtları dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi Raporu: Bilirkişi raporunda;”Davacıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 09.02.1996 tarihinin kayıt olunduğu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde “…” adıyla “…” vb. alanlarda internet sitesi olarak kullanıldığı, davacıya ait olan ilgili internet web sitesinin “…” adresinde davacı tarafından beyan etmiş olduğu gibi uzun yıllardan bu yana yoğun bir şekilde kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına web arşiv sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda İlgili internet sitesinin 1999 yılından bu yana arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve davacı tarafından “…” adıyla “…” vb. alanlarda internet sitesi olarak yoğun ve aralıksız bir şekilde kullanıldığı tespit edildiği, davacıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 31.07.2003 tarihinin kayıt olunduğu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde “… / …” adına kurumsal tanıtım içeriklerden oluşan internet sitesi olarak kullanıldığı, davacıya ait olan ilgili internet web sitesinin “…” adresinde davacı tarafından beyan etmiş olduğu gibi uzun yıllardan bu yana yoğun bir şekilde kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına web arşiv sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda İlgili internet sitesinin 2013 yılından bu yana arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve davacı tarafından nternet sitesi olarak yoğun ve aralıksız bir şekilde kullanıldığı tespit edildiği, davalıya ait olduğu belirtilen bahsi geçen “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 29.02.2000 tarihinin kayıt olunduğu ve internet sitesinin içerikleri detaylıca incelendiğinde “…” adıyla “…” vb. alanlarda internet sitesi olarak kullanıldığı, davalıya ait olan ilgili internet web sitesinin “…” adresinde davalı tarafından beyan etmiş olduğu gibi uzun yıllardan bu yana yoğun bir şekilde kullanıp kullanılmadığını tespit edebilmek adına web arşiv sistemi üzerinden yapılan inceleme sonucunda İlgili internet sitesinin 2001 yılından bu yana arşiv kayıtlarına ulaşıldığı ve davalı tarafından “…” adıyla “…” vb. alanlarda internet sitesi olarak yoğun ve aralıksız bir şekilde kullanıldığı tespit edildiği, davalı firma ile davacı firma ürünleri müşteri potansiyelleri farklı olup yukarıda da açıklandığı üzere davalı firma sanayide kullanılan nişasta üretimi, … hammadde üretim faaliyeti gösterdiği, davacı firmanın ise Domatesten elde edilen ürünler başta olmak üzere Salça, Domates Püreleri, Ketçap, Organik Domates ürünleri , Konserveler, Haşlanmış bakliyat ve sebze ürünleri , Konserve Hazır yemek, Konserve Balık Ürünleri, Mezeler, Turşular, Reçel ve Marmelat ürünleri faaliyeti gösterdiği, yani son tüketicinin tüketebildiği gıda üretim ve satış faaliyeti gösterdiği, davalı firma gıda üreten firmalara ham madde tedariği yaptığı, davalı müşteri kitlesi sanayi kesimi olup üst düzey bir bilgi düzeyine sahip müşteri porföyüne sahip olup, davalı firma sanayi tarafında bilinirliği olup,son tüketici tarafından bir bilinirliğinin bulunmadığı, davacı firma gıda sektöründe Başta domatesten elde edilen ürünler olmak üzere Salça, Domates Püreleri, Ketçap, Organik Domates ürünleri , Konserveler, Haşlanmı bakliyat ve sebeze ürünleri , Konserve Hazır yemek, Konserve Balık Ürünleri, Mezeler, Turşular, Reçel ve Marmelat üretim ve satış faaliyeti gösterdiği, davacı firma ürettiği ürünleri market raflarında son tüketiciye sunduğu, davacı firmanın gıda sektörde bilinirliğinin yüksek olduğu kanaatine varılmıştır. Davacının Salça-Ketçap-Mayonez-Hardal-Sos satışlarının incelenmesinde, 2011-2021 döneminde ürün satışları toplamının 656.262,83 TL olduğu (2011 yılında 15.652,15 TL, 2012 yılında 182.178,70 TL, 2013 yılında 31.013,30 TL, 2014 YILINDA 91.079,97, 2015 yılında 68.377,17 TL, 2016 yılında 15.694,36 TL, 2017 yılında 100.336,06 TL, 2018 yılında 160.574,42 TL, 2019 yılında 64.801,71 TL, 2020 yılında 139.365,69 TL, 2021 yılında 191.184,95 TL), satışların bulunduğu, üretim ve satışlar yönünden mukayese edilebilecek bir ürün mevcut bulunmadığından, mali yönden yapılacak bir işlemin de olmadığı, davacı firmanın ise Domates ten elde edilen ürünler başta olmak üzere Salça, Domates Püreleri, Ketçap, Organik Domates ürünleri , Konserveler, Haşlanmış bakliyat ve sebze ürünleri, Konserve Hazır yemek, Konserve Balık Ürünleri, Mezeler, Turşular, Reçel ve Marmelat ürünlerinin üretimiyle ilgili faaliyet gösterdiği, yani son tüketicinin tüketebildiği gıda üretim ve satış faaliyeti gösterdiği, Davalı firma ile davacı firma ürünlerinin müşteri potansiyelleri farklı olup yukarıda da açıklandığı üzere davalı firma sanayide kullanılan nişasta üretimi, modifiye nişasta, glikoz şurubu, glikoz- fruktoz şurubu früktoz glikoz şurubu, kristal glikoz hammadde üretim faaliyeti gösterdiği, Davacı yan davayla ilgili talebinde maddi ve manevi zarar kaynaklı tazminat talebinde bulunmamış, markaya tecavüz nedeniyle bu tecavüzün giderilmesine yönelik taleplerde bulunduğu, Davacı … SAN. A.Ş. adına tescilli “…” esas unsurlu kelime markalarının /05/29/30/32 Nice Sınıflarında, davalı …TİC. A.Ş. adına tescilli “…” kelime Markalarının 01/05/29/30/31 Nice Sınıflarında, davalı şirketin diğer tescilli markası “…” kelime markasının … Nice Sınıflarında tescilli olduğu, Davacı şirketin “…’ kelime markası ile “…’ esas unsurlu diğer kelime ve şekil markalarının davalı şirketin “…” kelime markaları ile aynı Nice Sınıfında, fakat farklı sınıf alt gruplarında tescil oldukları, bu nedenle, davalı şirketin markasal kullanımının tescil edildiği Nice Sınıfında gerçekleştiği, davacı şirketin bu alt grupta tescilli markalarının bulunmadığı ve bu alt grupta Markasal kullanımını ispat edecek herhangi bir delili dosya kapsamına sunmadığı, bu nedenlerle davalı şirkete ait “…” ibareli kelime markası bakımından davacı şirketin tescilli markalarının hükümsüzlük nedeni oluşturmayacağı, öte yandan, davalı şirkete ait “…’ markasının davacı şirket markası ile birebir aynı Nice Sınıfı ve aynı alt gruplarda bulunan emtialara ilişkin olarak tescil edildiği, davalı şirketin “…” markasını kullandığına ilişkin yapılan incelemelerde herhangi bir tespitte bulunulamadığı, her ne kadar, davalı şirketin “…’ markasını marka tesciline uygun kullanması halinde hükümsüzlük koşulu oluşacağı kabul edilebilecekse de; davacı şirketin, davalı şirketin markasal kullanımlarına 25 yılı aşkın süredir sessiz kalmış olması nedeniyle işbu markanın hükümsüzlüğü talebinde bulunamayacağı, Davalı şirketin “…” ibareli tescilli kelime markalarının markasal kullanımlarının Türk Patent ve Marka Kurumu nezdindeki marka tesciline uygun olduğu, markaların tescilli oldukları … Nice Sınıfında yer alan “…” emtialarına ilişkin olduğu, tüketici kitlesinin gıda sektöründe hammadde temin eden gıda firmaları olduğu, davacı şirketin “…” ibareli ve esas unsurlu markalarının … Nice Sınıfında tescili bulunmasına rağmen “nişasta ve glikoz şurubu” emtiasında tescili bulunmadığı ve bu emtialara ilişkin markasal kullanımının bulunmadığı, bu nedenle, davalının markasal kullanımı ile davacının marka hakkını ihlal eden eylemlerde bulunmadığı Davalı şirket adına “…” kelime markasına ilişkin olarak, dosya kapsamına sunulan belgelerin incelenmesi ve tarafımızca yapılan araştırmalar neticesinde, işbu markanın kullanıldığına dair herhangi bir iş ve eyleme ulaşılamadığından ve dosya kapsamında buna ilişkin bir delile de rastlanmadığından davacının marka hakkını ihlal eder eylem bulunmadığı, Davalı şirket adına tescilli “…” kelime markasının markanın tescil edildiği mal sınıfında kullanılmadığından bahisle iptalinin mümkün olmadığı; öte yandan, davalı şirket adına tescilli “…” kelime markasının kullanıldığına dair dosya kapsamında herhangi bir belge sunulmamış olması, mali bilirkişi tarafından sadece davacı şirketin defter ve belgelerinin incelenmesi nedeniyle davalı şirketin defter ve belgelerinin incelenememiş olması ve tarafımızca yapılan incelemeler neticesinde davalı şirket tarafından “…” kelime markasının Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerinde belirtilen koşullarda kullandığına ilişkin herhangi bir tespitte bulunulmadığından, işbu markanın kullanılmaması nedeniyle iptaline karar verilebileceği, Davacı ve davalı şirketlerin gıda sektöründe faaliyet gösterdikleri dikkate alındığında, somut olay ışığında davacının 25 yıla yakın süredir davalı şirketin markasal kullanımlarına ilişkin herhangi bir hukuki yola başvurmamış olması, davalı şirketin ilgil markasal kullanımlarının ve marka tescillerinin kötüniyetli olduğunu gösterir herhangi bir belgenin davacı şirket tarafından dosya kapsamına sunulmamış olması nedeniyle, davacı şirketin huzurdaki hükümsüzlük davasını ikame etmesine ilişkin olarak sessiz kalma yoluyla hak kaybına uğradığı” kanaatini bildirmiştir.
Dava ve uyuşmazlık : Taraflar arasındaki uyuşmazlık; davalı adına tescilli bulunan … tescil numaralı… tescil numaralı ve … tescil numaralı markaların hükümsüzlüğü ile iptalinin gerekip gerekmediğine ilişkindir. Davacı taraf, davalının kullanımları ve markalarının davacı markaları ile ayniyet derecesinde benzer olduğunu, aralarında karıştırılma ihtimalinin bulunduğunu belirterek iptali ve hükümsüzlüğü talebinde bulunmuştur. Davalı ise davanın reddini savunmuştur.
Gerekçe: Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak ele alındığında; TPMK nezdinde … tescil numaralı “…” ibareli, … tescil numaralı “…”, ve … tescil numaralı “…” ibareli markaların davalı adına tescilli olduğu, … tescil numaralı “…” ibareli, …tescil numaralı “…” ibareli, … tescil numaralı ” …” ibareli, … tescil numaralı ” …” ibareli, … tescil numaralı ” …” ibareli, … tescil numaralı ” … ” ibareli markaların bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacının, davalı adına tescilli bulunan … tescil numaralı ” …” ibareli marka yönünden hükümsüzlük ve iptal davası yönünden yapılan incelemede davalı adına tescilli markanın … Sınıflarda tescil edildiği, davacının markalarının, davalıya ait marka ile aynı NİCE sınıflarında tescil edildiği fakat farklı alt gruplarda tescil oldukları, bu nedenle davalı şirketin markasal kullanımının tescil edildiği, davalının bu markayı sadece tescil edildiği sınıflarda kullandığı, alt sınıflarda herhangi bir kullanımının bulunmadığı, bu hususunun dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği anlaşılmakla bu marka yönünden davacının hükümsüzlük ve iptal taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının, davalı adına tescilli bulunan …tescil numaralı “…” ibareli marka yönünden hükümsüzlük ve iptal davası yönünden yapılan incelemede davalı adına tescilli markanın 30 Sınıfda tescil edildiği, davacının markalarının, davalıya ait marka ile aynı … sınıflarında tescil edildiği fakat farklı alt gruplarda tescil oldukları, bu nedenle davalı şirketin markasal kullanımının tescil edildiği, davalının bu markayı sadece tescil edildiği sınıflarda kullandığı, alt sınıflarda herhangi bir kullanımının bulunmadığı, bu hususunun dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile de tespit edildiği anlaşılmakla bu marka yönünden davacının hükümsüzlük ve iptal taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacının, davalı adına tescilli bulunan … tescil numaralı “…” ibareli marka yönünden hükümsüzlük ve iptal davası yönünden yapılan incelemede davalı adına tescilli markanın … Sınıfda tescil edildiği, davacının markalarının, davalıya ait marka ile aynı NİCE sınıflarında tescil edildiği, davacı şirketin tescil tarihinden itibaren bu ibarenin marka olarak kullanılmasına karşı herhangi bir talepte bulunmadığı, bu haliyle hükümsüzlük talebinde bulunamayacağı, bu hususun bilirkişi raporunda da tespit edildiği anlaşılmakla hükümsüzlük iddiası bakımından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. İptal davası bakımından yapılan incelemede ise davalı şirketin tescil edilen … markasının tescil tarihinden bu yana herhangi bir ciddi kullanımının bulunmadığı, bu haliyle SMK ‘nın 9. Maddesi gereğince tescil edildikten sonra 5 yıl içinde ciddi kullanımı bulunmayan markanın iptal edilmesi gerektiği de göz önüne alınarak bu marka yönünden davacının iptal talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Yapılan yargılama sonucunda davacının … tescil numaralı “…” ibareli, … tescil numaralı “…”, ve… tescil numaralı “…” ibareli markaların davalı adına tescilli markaların hükümsüzlüğüne ilişkin talebi bakımından hükümsüzlük koşullarının oluşmadığı dikkate alınarak hükümsüzlük davalarının ayrı ayrı reddine, … tescil numaralı “…” ibareli, … tescil numaralı “…”, ve … tescil numaralı “…” ibareli markaların davalı adına tescilli markalardan …tescil numaralı … markasının davalı tarafça kullanılmadığı, bu haliyle iptal şartlarının oluştuğu, diğer markalar bakımından ise iptal koşulları oluşmadığından iptal talebinin kısmen kabul kısmen reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Açıklanan sebeplerle;
1-Davanın KISMEN KABUL – KISMEN REDDİ ile;
-Davacının hükümsüzlüğe ilişkin davasının talep edilen tüm tescilli markalar yönünden ayrı ayrı reddine,
-İptal davasının davalı adına tescilli bulunan … tescil numaralı “…” markası yönünden kabulü ile davalı adına tescilli bulunan markanın iptaline, dava konusu edilen diğer markalar yönünden iptal talebinin reddine,
2-Harçlar kanunu gereğince tefrik aşamasında harç alınmadığı anlaşılmakla alınması gereken 269,85-TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3- Vekalet ücreti yönünden;
a-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 25,500,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T göre hesaplanan 25.500,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan; 11.750,00-TL Bilirkişi ücreti, 369,00-TL Tebligat, Posta ve diğer masraflar, olmak üzere toplam 12.119,00-TL yargılama giderinin kabul ret oranı dikkate alınarak 6.059,50-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Bakiye yargılama giderlerinin davacı üzerine bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa talep halinde iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/11/2023
Katip
¸e-imzalıdır
Hakim
¸e-imzalıdır