Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/342 E. 2023/80 K. 14.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/342
KARAR NO : 2023/80

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 01/07/2021
KARAR TARİHİ : 14/11/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir Ve Sanat Eseri (Tecavüzün Tesbiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava dilekçesi : Davacı vekilinin mahkememize ibraz ettiği dava dilekçesinde özetle; resmi kuruluşu 18/05/2015 tarihli olup telekomünikasyon ekipman ve parçalarının toptan ticareti (telefon ve iletişim ekipmanları dahil) alanında faaliyet gösterdiğini, ticari unvanını Türk Patent ve Marka Kurumu (TPMK) nezdinde 13/05/2019 tarih ve … numarası … sınıflarda tescil ettirdiğini, davalı yanın, … kuruluş kayıt tarihli olup marka tescil başvurusu bulunmamakla birlikte kullandığı ticaret unvanı yönünden davacının marka hakkına mütecaviz kalarak zarar verdiğini, internet arama motoruna davalı yanın ticaret unvanı yazıldığında, “…” adlı ve “…” internet alan adlı web sitesine ulaşıldığını, yine davalı “…” internet alan adlı web sitesini de işletmekle, internet arama motorunda “…” yazılarak gerçekleştirilen aramada davalı yana ulaşıldığını, beyan ve iddia ederek davalı ticari unvanının sicilden terki ve mütecaviz halin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Cevap dilekçesi: Davalı vekilinin mahkememize ibraz ettiği cevap dilekçesinde özetle; tarafların farklı sektörlerde çalışmakla, davacı yan telekomünikasyon ve otomasyon sistemleri alanlarında faaliyet göstererek İTO Nace kodu 46.52.01-“… ekipman ve parçalarının toptan ticareti (telefon ve iletişim ekipmanları dahil)” olup ticari işletmelere hizmet verirken davalının İTO Nace kodu 47.41.01-“Belirli bir mala tahsis edilmiş mağazalarda bilgisayarların, çevre donanımlarının ve yazılımların perakende ticareti (video oyun konsolları dahil” olup bilgisayar perakende ürünlerinin nihai tüketiciye ulaştırılması ile iştigal ettiğini; davacının limited şirket ve davalının anonim şirket olduklarından bahisle, şirketlerin karıştırılmasının mümkün olmadığını; bir işletmenin umuma ilanının, kuruluş gazetesi ve asılan tabela ile olabileceğini ve fakat “arama motorunda görülme” anlamında bir tanımın Kanunda bulunmadığını; davalının nihai tüketiciye hitap etmesi nedeniyle web sayfasının çok yüksek ziyaretçi sayısına sahip olduğunu ve arama motorlarının, web sitelerinin ziyaretçi sayılarına göre sıralama yapmasının normal olduğunu, ticari hayatın içerisinde fatura bilgilerinin karıştırılmasının hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, davacı yanca sunulan “Whatsapp” yazışmalarında tarafların kim olduğu bilinmemekle, her an benzer türde bir yazışma içeriğinin art niyetli olarak üretilebileceğini, internet arama motorunda “…” aramasında, davacının dosyaya sunduğu sonuç listesinde DAVACI-SİTE’nin ilk sırada zaten çıktığından bahisle, arama motoru sonuçları ile ilgili iddianın mesnetsiz olduğunu; logolarının da birbirinden çok farklı olduğunu; dürüstlüğe aykırı bir eylem içerisinde olmayıp haksız bir gelir elde etmediğini ve herhangi bir tecavüzü bulunmadığını beyan ve iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
Cevaba cevap: Davacı vekilinin mahkememize ibraz ettiği cevaba cevap dilekçesinde özetle; davacıya atıflı “…” ibaresi ile davalıya atıflı “…” ibaresinin, fonetik olarak aynı olduklarını, ticari unvanlarında geçmekle, davacıya atıflı “…” ibaresi ile davalıya atıflı “…” ibaresinin, büyük ölçüde benzerlik gösterdiklerini, kargo firmasının dahi unvanları karıştırarak hatalı teslimat yaptığını, dosyaya sunduğu “…” yazışmalarının farklı tarihlerde olduğu görülmekle, uydurma olamayacaklarını; logoların renk tonlarının birbirine çok yakın olmakla, karıştırılmaya açık olduğunu, arama motorunda davacının markasına ulaşılmak istendiğinde; davalı yanın vermiş olduğu reklam ile ilişkili bir markaymışçasına ilk ulaşılan markanın davalı yana ait olduğu bu nedenle müvekkilin edinebileceği potansiyel her bir müşteride kafa karışıklığı oluşturduğunu beyan ederek taleplerini tekrarlamıştır.
İkinci cevap: Davalı vekilinin mahkememize ibraz ettiği ikinci cevap dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyanlarını tekrarla davacının markası ile müvekkilinin markasının karıştırılma ihtimali olmadığını, farklı sektörlerde farklı alanlarda faaliyet gösteren firmaların karıştırılmasının mümkün olmadığını beyan ederek, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Deliller:
Ticaret sicili: … ticaret sicil müdürlüğünden gelen … tarihli cevabi yazı dosya arasına alınmıştır.
TPMK: Türk patent ve marka kurumundan gelen cevabi yazıda; …LTD. ŞTİ. Adına … sayıyla tescilli markaya ilişkin, kullandığı ürün ve hizmet listesini, tescil belgesindeki bilgilerin aynısını içerir onaylı renkli sicil kaydı yazımız ekinde gönderilmekte olup, söz konusu marka halen sahibi adına geçerliliğini koruduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi Raporu: bilirkişi raporunda ” … tescil nolu “…” markasının… Sınıflarda tescil edilmiş olduğu, davalının kullandığı belirtilen … ve … alan adlı internet sitelerindeki muhtelif logo ve benzeri görsel imgelerin raporda belirtilen şekilde olduğunu, … alan adlı internet sitesinde 03/10/2022 ve öncesinde anlamlı içerik yayınının umuma yayınlandığı görülmekle, İçerik Sağlayıcının davalı yan olarak tespit edildiği, içeriğin bir elektronik ticaret amaçlı tasarıma sahip olduğu anlaşılmakla, bilgisayar, yedek parça, çevre birimleri, sarf malzemeleri bileşenlerinden müteşekkil bir faaliyet ile sınırlanmış olduğu, … alan adlı internet sitesinde halihazırda umuma içerik yayınladığı görülmekle, tespit edilen olgulardan, Ürün ve Hizmet Sağlayıcı olarak odaklanılan alanın daha özelleşmiş bütünleşik proje alanları olduğu görülmekle kart okuyucu, elektronik turnikeler, plaka tanıma sistemi, OGS/HGS sistemi, dedektörler, güvenlik kameraları ve kayıt cihazları gibi ürünler ile bu tür ürünlerle oluşturulan proje konuları olduğu, “…” ibaresinin markada esas unsur olarak davacı adına tescilli olması ve aynı/benzer sektörde faaliyette bulunan davalı şirketin “…” ibaresini internet sitesinde markasal etki yaratacak şekilde kullanması, tüketici nezdinde ürünlerin kaynağının aynı işletme olduğu veya birbiri ile bağlantılı işletmeler olduğu izlenimi yaratabileceğinden marka hakkına tecavüz koşullarının mevcut olduğunun kabul edilebileceği, davacı adına tescilli olan markanın mal/hizmet listesi ile davalının faaliyet gösterdiği alan aynı/ benzer faaliyet alanları olduğu; davacı adına tescilli “…” esas unsurlu marka ile davalı unvanındaki esas unsur olan “…” ibaresi ayırt edilmeyecek kadar benzer olduğundan, davalı şirket unvanının terkini şartlarının oluştuğu kabul edilebileceği, davacı şirket unvanındaki kök/esas/çekirdek unsurun “…” ibaresi ve davalı şirket unvanındaki kök/esas/çekirdek unsurun “…” ibaresi olduğu; Ticaret unvanlarının ek unsurları ayırt edilmeyecek kadar aynı/benzer olmakla TTK uyarınca ticaret unvanının terkini koşullarının olduğunun kabul edilebileceği, davalı şirket 25/09/2019 tarihinde kurulmuş ve Mahkeme huzurundaki dava 14/10/2021 tarihinde ikame edilmiş olmakla, aradan geçen yaklaşık 2 yıl 19 gün sonra ticaret unvanının terkini talebiyle dava açılmasında sessiz kalmak suretiyle hak kaybının olup olmadığını takdirin Mahkemeye ait olduğu” kanaatini bildirmiştir.
Dava ve uyuşmazlık : Uyuşmazlık markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılmasına (ticaret ünvanının terkinine) ilişkindir. Davacı taraf “…” markasının … tescil numarası ile TPMK nezdinde davacı adına tescilli olduğunu, davalının ticaret ünvanının tescilli markaya saldırı niteliğinde olduğunu belirterek saldırının sonlandırılmasını ve davalının ticaret ünvanının ticaret sicilinden terkinine karar verilmesini talep etmiş, davalı taraf ise; davacı ve davalının farklı alanlarda faaliyet gösterdiğini, tarafların kullanımların karıştırılmayacak şekilde olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Gerekçe: Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak dikkate alındığında; “…” markasının … tescil numarası ile TPMK nezdinde davacı adına 13/05/2019 tarihinden itibaren tescilli olduğu, dosya arasına alınan ticaret sicil kayıtları incelendiğinde; davalı şirketin 25/09/2019 tarihinde “”…” ünvanı ile kurulduğu, davacı adına tescilli marka ile davalının ticaret ünvanı incelendiğinde; davacının markasında ayırt edici unsurun “…” ibaresi olduğu, davalının ticaret ünvanı ile markasal kullanımlarında ayırt edici unsurun “…” ve “…” ibareleri olduğu, davacının markası ile davalının kullanımlarının fonetik açıdan birbirine benzer olduğu, tarafların iştigal alanları ile markanın tescil sınıflarının benzer olduğu bu hali ile davacının kullanımlarının davalı adına tescilli bulunan markaya tecavüz niteliğinde olduğu dosya arasına alınan ve hükme esas alınan bilirkişi raporunda da bu hususların tespit edildiği, davacının ticaret ünvanı terkini talebi bakımından yapılan incelemede ise davacı adına tescilli markanın “…” davacının ticaret ünvanın “… ” davalının ticaret ünvanının “…” şeklinde olduğu, davacının tescilli markasının bulunması, ticaret ünvanının birbirine benzerliği ve karıştırılma ihtimalinin de varlığı göz önüne alınarak TTK gereğince ticaret ünvanının terkini şartlarını oluştuğu, alınan bilirkişi raporunda da aynı tespitlerin yapıldığı görülmekle davacının davasını ispatladığı, davalının ticaret ünvanının kullanılmaya başladığı tarih ile dava tarihi arasında geçen süre dikkate alınarak davacının sessiz kalma yoluyla hak kaybının oluşmadığı kanaatine varıldığıdan davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Açıklanan sebeplerle;
Davanın kabulü ile taleple bağlı olarak davalının “…” şeklinde ticaret ünvanı kullanımının davacı adına tescilli bulunan … tescilli markaya tecavüz eylemlerinin sonlandırılmasına
Davalı adına tescilli bulunan “…” şeklinde ticaret ünvanının sicilden TERKİNİNE
Yatırılan peşin harcın mahsubu ile eksik kalan 210,55 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvuru harcı + 59,30 TL peşin harç+ 4.500 TL bilirkişi ücreti+ 334,10 TL posta masrafı olmak üzere toplam 4952,70 TL yargılama gideri masrafının davalıdan alınarak davacıya iadesine,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiginden A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 25.500,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştikten sonra iadesine,
Davalı tarafından yatırılan gider avansı bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/11/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır