Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/336 E. 2022/150 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/336 Esas
KARAR NO : 2022/150

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 08/10/2021
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Yukarıda tarafları yazılı davanın Mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkilinin 2013 yılından bu yana büyük bir ağır vasıta filosuyla özellikle içecek ve gıda taşımacılığı sektöründe şehirlerarası lojistik hizmeti veren bir firma olduğunu, müvekkilinin özellikle uluslararası içecek şirketlerinin fabrikalar arası taşımacılığını yaptığını, tamamen kurumsal şirketlere ihale ve teklif usulüyle hizmet verdiğini, çalıştığı tüm kurumlara resmi belgelerini ibraz etme zorunluluğu bulunan ve 8 seneyi aşkın süredir aynı sektörde faaliyet gösteren müvekkilinin, faaliyeti içinde yer alan tüm işlerin ticaret unvanında bulunduğunu ve ticaret siciline kaydedildiğini, müvekkilinin işbu davayı açmakta hukuki menfaatinin bulunduğunu, davalı şirketin otomotiv sektöründe faaliyet gösterdiğini, markaların yetkili bayisi olarak araç satışı yaptığını, ancak davalı şirketin otomotiv alanındaki markasını tescil ettirirken pek çok alanda olduğu gibi, kendi faaliyet alanının ve markasal kullanımının dışında olmasına rağmen, müvekkilinin faaliyet alanı olan … sınıftaki mal ve hizmetler bakımından da markasını tescil ettirdiğini, davalının bu alanda ciddi bir markasal kullanımı olmamasına rağmen bu alanda markasını tescil ettirdiğini, bu durumun müvekkilinin markasal koruma kazanmasına engel olduğunu, davalı tarafın ”…” ibareli markasını tescil ettirmiş olduğu …. sınıftaki mal ve hizmetler bakımından markasal kullanım içinde olmadığını, bu bakımdan markayı ciddi şekilde markasal olarak kullanmama süresinin beş yılı aştığını, marka sahibine, markasını tescil ettirmesi nedeni ile tanınan koruma ve mutlak inhisarı hakkın, markanın işlevini yerine getirecek şekilde kullanılması koşuluna bağlandığını, müvekkilinin faaliyet alanı olan … sınıftaki mal ve hizmetler bakımından özellikle de asli faaliyet alanı olan kara, deniz ve hava taşımacılığı hizmetleri alt sınıfında markalaşmak istediğini, ancak davalı tarafın müvekkilinin kullanımına engel olduğunu beyan ederek davalı adına tescilli ”…” ibareli markanın … sınıftaki mal ve hizmetler bakımından ciddi şekilde markasal kullanımına 5 yıl kesintisiz ara verilmesi sebebi ile Sınai Mülkiyet Kanunu’nun ilgili maddeleri gereğince … sınıftaki mal ve hizmetler bakımından tümüyle iptaline, SMK. 26/7 gereğince … sınıfta bulunan kara, hava ve deniz taşımacılığı hizmetleri alt sınıfı bakımından markanın iptaline, davanın kabulüne, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkil şirketin merkez adresinin “…”, şube adreslerinden birisinin ise “…” olduğunu, bu nedenle işbu davaya bakmakla yetkili mahkemelerin İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri olduğunu, davacının taleplerinin net olmadığını, hangi markanın iptalinin istendiğinin açık ve net bir şekilde belirtilmediğini, “…” ibaresinin asıl ve gerçek hak sahibinin müvekkil şirket olduğunu, ibarenin ilk olarak müvekkil şirket tarafından tescil edildiğini, davacı şirketin müvekkil şirketten 7 sene sonra kurulduğunu, söz konusu ibarenin ilk olarak müvekkili tarafından kullanıldığını, davacının bu isim üzerinde hakkı olmadığı gibi işbu davayı açmakta da hukuki yararı bulunmadığını, davacı adına TPMK’da yapılan araştırmada davacı adına marka tescili ve marka başvurusunun bulunmadığını, müvekkilinin markasını aktif olarak kullandığını, davacının her ne kadar müvekkilinin 39. sınıfta yer alan hizmetleri kullanmadığı iddia etse de söz konusu hususların kabulünün mümkün olmadığını, müvekkilinin markasının ayırt edici özelliğinin asıl olduğunu, davacının müvekkili şirket ile iltibas oluşturan bir marka hakkına sahip olmasının taraflar arasında iltibas oluşmasına neden olacağını ve müvekkil şirketin markasının tanınmışlığına zarar vereceğini, davacının işbu davayı açmakta kötüniyetli olduğunu, müvekkilinin davacının varlığından yeni haberdar olduğunu, kendisine benzer ve iltibas oluşturan bir ticari unvan ile faaliyet göstermiş olması nedeniyle davacı aleyhine, 19.04.2021 tarihinde “Ticari Unvanın Korunması ve Sicilden Terkin Davası” davası açtığını ve açılan davanın … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esasına kayden derdest olduğunu, işbu esas davanın davacı tarafından 08.10.2021 tarihinde açıldığını, davacının kendisi aleyhine açılan “Ticari Unvanın Korunması ve Sicilden Terkin Davası”na karşı işbu davayı açtığı konusunda kanaat oluştuğunu, müvekkil şirket tarafından davacıya karşı … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … esasına kayden açılan davanın daha eski tarihli olup, anılan davanın işbu davada bekletici mesele yapılması gerektiğini beyan ederek davanın usulden reddine, dosyanın dosyaya bakmakta yetkili olan İstanbul Anadolu Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, taleplerinin reddi halinde davanın hukuki yarar yokluğundan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava, Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine uyarınca açılmış Marka (Marka İptal – kullanmamaya dayalı- Kaynaklanan)iptal talepli davadır.
6769 sayılı SMK’nın 156. Maddesi uyarınca bu kanunda öngörülen davalarda görevli ve yetkili mahkemenin tespitine ilişkindir. SMK 156/5 maddesi “Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibine aleyhine açılacak olan davalarda yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.” hükmüne amirdir.
Yine 6100 sayılı HMK’nın 19/2 maddesinde “Yetkinin kesin olmadığı davalarda, yetki itirazının cevap dilekçesinde ileri sürülmesi gerekir. Yetki itirazında bulunan taraf, yetkili mahkemeyi; Birden fazla yetkili mahkeme varsa seçtiği mahkemeyi bildirir. Aksi takdirde yetki itirazı dikkate alınmaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davalının adresinin “…” olduğu, davanın marka iptale ilişkin olduğu dikkate alındığında SMK 156/5 gereği yetkili mahkemenin davalı ikametgahı mahkemesi olduğu, davalı tarafça usulünce süresi içerisinde yetki itirazında bulunulduğu, yetkili mahkemenin İstanbul Anadolu Nöbetçi FSHHM olduğu anlaşılmakla, davalının yetkiye yönelik itirazının kabulü ile mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve dava yönünden yetkisizliğe yönelik aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalının yetki itirazının kabulü ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK 20. Maddesi gereğince yetkisizlik kararının kesinleşmesini mütaekip iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine, aksi taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
4-Harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece dikkate alınmasına,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer Mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve İstinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/09/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸