Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/208 E. 2022/193 K. 27.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/208 Esas
KARAR NO : 2022/193

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/10/2015
KARAR TARİHİ : 27/10/2022

556 sayılı KHK uyarınca Tasarım Tecavüzünün Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkilinin Türkiye’nin en büyük ikinci özel sektör şirketi olduğunu, ticari faaliyetlerini yürütürken dava dışı markalarının yanı sıra … numaralı tescil belgesine konu endüstriyel tasarımı da kullandığını, davalı şirketin … markası ile faaliyetlerini sürdürdüğü akaryakıt istasyonlarında müvekkilleri adına tescilli dava konusu endüstriyel tasarımların aynısını kullanarak tasarım haklarına tecavüz ettiğini, davalı yanın kullanımlarının … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu kapsamında çekilen fotoğraflar ile de tespit edildiğini, dava konusu tasarımların daalının bayilik verdiği akaryakıt istasyonlarında kullanılmasının müvekkilini büyük zarara uğratacağını bu nedenle 554 sayılı KHK uyarınca davalının tecavüz teşkil eden fiillerinin tespitini, durdurulmasına ve önlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının dava dilekçesine cevap vermediği anlaşılmıştır.
İşbu Dava; 556 sayılı KHK uyarınca Tasarım Tecavüzünün Tespiti, Durdurulması ve Önlenmesi talepli davadır.
Dosyadaki tüm deliller toplanmış, TP kayıtları getirtilmiş, … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyası getirtilmiş ve bilirkişi heyeti oluşturularak raporlar alınmıştır.
Mahkememizin 27/04/2017 Tarih, 2015/231 Esas ve 2017/96 Sayılı Kararı ile “…Davacı … AŞ tarafından davalı şirket aleyhine açılan, endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesi talepli davanın reddine, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 31,40 TL karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL’nin mahsubu ile kalan 3,70 TL bakiye karar harcının davacıdan tahsiline, Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine…” yönünde karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi’nin 24/02/2020 Tarih, 2017/4241 Esas ve 2020/439 Karar sayılı karar ilamının Gerekçe kısmında;”…Davacı vekilinin dava dilekçesinde; müvekkili adına tescilli … başvuru numaralı endüstriyel tasarımın davalının … markası ile faaliyetini sürdürdüğü akaryakıt istasyonunda kullanıldığını beyanla, tasarıma tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesini talep ettiği, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verildiği, davacı vekilinin istinaf başvurusunda bulunduğu görülmüştür. Davacı vekilinin istinaf başvurusunda; tasarımlar arasında ciddi şekilde benzerlik bulunduğunu, tasarıma tecavüzün gerçekleşmesi için ayniyet derecesinde benzerlik aranmadığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda tasarım uzmanı bilirkişi bulunmadığını beyan ettiği görülmüştür. Dosya kapsamında bulunan … Sulh Hukuk Mahkemesi’nin …D.İş sayılı dosyasından, davalının adresinde keşif yapıldığı, 18/09/2015 tarihli bilirkişi raporu içeriğinde keşif mahallinde çekilen fotoğraflara ve rapor ekinde davacı adına tescilli tasarımlar ile davalıya ait ürünlerin karşılaştırmalı fotoğraflarına yer verildiği görülmüştür. İlk derece mahkemesi tarafından alınan 08/06/2016 tarihli ilk raporun bilirkişi heyetinde Endüstri Ürünleri Tasarımcısı bilirkişi, makina mühendisi bilirkişi ve hukukçu bilirkişi bulunduğu, düzenlenen heyet raporunda, karşılaştırmalı tablo yapılarak tasarım tescilleri ve davalı ürünleri karşılaştırılmış, “tasarımlarda genel siluet benzerliği ve genel renklerdeki benzerlik bulunuyorsa da; kullanılan malzeme , çizgilerdeki açılar dahil genel ve algı formunun farklılık taşıdığı, KHK 7. Madde anlamında tamamen aynı olmadığı, ayniyet ve/veya ayırt edilemeyecek kadar benzerlik bulunmadığı” beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından alınan 08/02/2017 tarihli ikinci raporun bilirkişi heyetinde sektörel bilirkişi, makina mühendisi bilirkişi ve hukukçu (marka-patent uzmanı) bilirkişi bulunduğu, düzenlenen heyet raporunda, davacı tasarımının kırmızı renk zeminde, kırmızı beyaz renkte hazırlandığı, bilgilenmiş kullanıcı gözüyle ilk planda dikkat çeken unsurun kırmızının koyu tonu yanı sıra “…” ve “…” içerisindeki işareti olduğu,davalı tasarımının beyaz zeminde turuncu rengin hakim olarak hazırlandığı, tasarımda ayırt edici olarak kullanılan unsur olarak kullanılan sembollerin benzer olmadığını beyan ettikleri anlaşılmıştır. Dosya kapsamında bulunan tüm raporlarda davalı tasarımları ile davacı tescilli tasarımları arasında benzerlik bulunmadığının beyan edildiği, dosya kapsamında bulunan karşılaştırmaya esas fotoğraflardan, taraf tasarımlarında kullanılan kırmızı/turuncu renk ton farklılığı, zeminde kullanılan rengin farklı olması, kanopi, fiyat panoları, müşteri hizmet birimleri ve işaret panolarındaki renklerin kullanım biçimi, çizgilerdeki açı farklılıkları, davalı tasarımında kullanılan “…” sembolünün davalı tasarımına ayırtedicilik kattığı ve bilgilenmiş kullanıcı gözünde farklı olarak algılanacakları, mahkemenin davanın reddi kararının yerinde olduğu, kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir…” yönünde karar verildiği, davacı vekilinin 17/03/2020 tarihli dilekçesi ile Temyiz başvurusunda bulunduğu, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29/04/2021 Tarih, 2020/5960 Esas ve 2021/4228 Karar sayılı bozma ilamının Gerekçe kısmında; ”…Dava, endüstriyel tasarıma tecavüzün tespiti ve men’i istemidir. Davacı vekili, davalı kullanımının adına tescilli “Akaryakıt İstasyonu” başlıklı tasarıma tecavüz teşkil ettiğini ileri sürmüş, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Ancak, 554 sayılı KHK madde 7/1; Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılık olması anlamındadır….7/son; Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarım geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.” düzenlemesi mevcuttur. Düzenleme karşısında tasarım kıyaslamasında farklılıklardan çok ortak özelliklere ağırlık verilmesi ve bu tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde yarattığı genel izlenimin dikkate alınması gereklidir. Buna karşın yargılama aşamasında alınan 08.06.2016 tarihli ilk bilirkişi raporunda, tasarımlarda genel siluet benzerliği ve genel renklerdeki benzerlik bulunuyorsa da kullanılan malzeme, çizgilerdeki açılar dahil genel ve algı formunun farklılık taşıdığı ve netice olarak ürünlerin bazı yönlerden benzerlikler gösterse de genel anlamda farklıklar taşıdığı belirtilmiş, 08.02.2017 tarihli ikinci raporda ise davacı tasarımının kırmızı renk zeminde ve kırmızı beyaz renkte hazırlandığı, bilgilenmiş kullanıcı gözüyle ilk planda dikkat çeken unsurun kırmızının koyu tonu yanı sıra “…” ve “…” içerisindeki işareti olduğu, davalı tasarımının beyaz zeminde turuncu rengin hakim olarak hazırlandığı, ayırt edici olarak kullanılan sembollerin benzer olmadığı belirtilmiş, ilk derece mahkemesince iki bilirkişi raporunun birbirini teyit ettiği gerekçesiyle hükme esas alınmışsa da yapılan değerlemeler 554 sayılı KHK 7/son ve 10. maddelerinde yer alan ilke ve kurallara uygun olmadığı gibi, raporlarda yalnızca genel görünümü farklılaştıran ayrıntıların bulunduğu belirtilmiş, ancak genel görünümün farklılaştığı yönünde somut kanaat bildirilmemiştir. Bu halde, davacı vekilinin rapora karşı ciddi itirazlarını da karşılayacak şekilde ve 554 sayılı KHK 7/son ve 10. maddeleri doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak aralarında sektörde uzman bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince yazılı şekilde karar verilmesi ve Bölge Adliye Mahkemesince de istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir…” yönünde karar verildiği, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29/04/2021 Tarih, 2020/5960 Esas ve 2021/4228 Karar sayılı bozma ilamı doğrultusunda dosyanın işbu 2021/208 Esas numarasını aldığı, Mahkememizin 28/10/2021 tarihli duruşmasının 2 nolu ara kararı uyarınca; ”…Bozma ilamı doğrultusunda Dosyanın Mahkememizce resen seçilecek bir marka tasarım vekili, 1 akaryakıt sektör bilirkişisi, 1 akademisyen tasarım uzmanı bilirkişiye tevdiine, tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle daha önceden dosyaya sunulan rapor içerikleri, taraflarca sunulan deliller, davacıya ait tasarım tescil kapsamı dikkate alınarak bozma ilamı doğrultusunda ayrıntılı ve gerekçeli bilirkişi raporu alınmasına, önceki raporlardan farklı kanaate ulaşılması halinde bu hususun raporda ayrıca irdelenmesine…” yönünde karar verildiği anlaşılmakla bozma ilamına uyulmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
Bozma ilamı doğrultusunda dosya incelenmek üzere bilirkişiye tevdi edilmiş olup; sunulan 23/03/2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda Özetle; Davacının … numaralı tasarımı yönünden; Akaryakıt istasyonu açısından (tescilli tasarım no.1-6) bir tecavüze sebep olabilecek düzeyde benzerlik olmadığını, kanopi açısından (tescilli tasarım no.7-12) burada tecavüze sebep olabilecek düzeyde bir benzerlik olduğunu, fiyat panosu açısından (tescilli tasarım no.13) burada tecavüze sebep olabilecek düzeyde bir benzerlik olduğunu, müşteri hizmetleri birimi açısından (tescilli tasarım no.14) tecavüze sebep olabilecek düzeyde bir benzerlik olmadığını, işaret levhası açısından (tescilli tasarım no.15-16) tecavüze sebep olabilecek düzeyde bir benzerlik olduğunu, davaya konu tasarımın yenilenmemiş olduğunu, endüstriyel tasarım hakkının 2018 yılı itibariyle (başvurudan itibaren 5 yıl sonra yenilenmediğinden) sona erdiği yönünde ortak kanaate varıldığını, bu noktada bilirkişilerin yukarıda belirlenen benzerliklerin tüketicide yaratacağı etki konusunda farklı görüşlere ulaşıldığını, Sektör Bilirkişisi olarak; Sektörel açıdan tasarım benzerliğinin tüketici tercihlerini etkileyecek nitelikte olmadığını, marka ismi ve logoların Davacı ve Davalı firmaya ait markaları ayırt edici özellikte olduğunu, dolayısıyla tecavüzün oluşmadığını, Tasarım Uzmanı Bilirkişisi olarak ise; Benzerlik olan tasarımlar açısından ortalama tüketici düzeyinde ayırt edilemez düzeyde benzerlik olmasının karıştırılmaya sebebiyet verecek düzeyde olduğunu, dolayısı ile tecavüzün belirtilen tasarımlar açısından oluştuğu yönünde sonuç ve kanaate ulaştıkları anlaşılmıştır.
554 sayılı Endüstriyel Tasarımların korunması hakkında KHK’da 3. maddesinde tanımlar kısmında “Tasarım” bir ürünün tümü veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütün olarak tanımlanmıştır. Endüstriyel Tasarım Hukuku’nda korunan “dış görünüm”dür. Bu görünüm, bir ürünün veya ürün parçasının, ürün üzerindeki süslemenin çizgilerinin, renklerinin, dokunun, malzemenin, esnekliğin ve bunun gibi insan duyularıyla algılanabilen unsur ve özelliklerin, bunların tamamının veya bir kısmının, bileşiminin ya da takımının görünümüdür.
Bir tasarımın tescil şartları olan “yenilik” ve “ayırt edicilik” özellikleri o tasarımın koruma kapsamının sınırlarının belirlenmesinde ölçüt olarak kullanılmaktadır. Görüldüğü üzere, bir tasarımın aynısı, başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar, sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorlarsa aynı kabul edilir. Kamuya sunma, sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Bunun yanı sıra bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması için bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile daha önceden kamuya sunulan herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin bir farklılığın olması gerekmektedir. Ayırt edici nitelik değerlendirilirken de, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların, -ilke olarak- farklılıklarından çok, ortak ve benzer yönlerinin kıyaslanmasına ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirirken ne kadar bir seçenek özgürlüğünün bulunduğuna bakılır.
Bir endüstriyel tasarımın tescil edilebilmesi için, 554 sayılı KHK’nın 5. ve 7. maddelerinde öngörülen anlamda, o tasarımın yeni (özgün) ve dünyanın herhangi bir yerinde, daha önce kamuya sunulmamış olması gerekir. 554 sayılı KHK’nın 7/son maddesine göre, ayırt edicilik niteliğinin değerlendirilmesine, kural olarak, birbiriyle kıyaslanan tasarımların farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının, tasarımı geliştirme açısından seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır. Dolayısıyla da tasarımlar arasında karşılaştırma yapılırken kanun gereği öngörülen kriterler, genel izlenimde belirgin farklılık, bilgili kullanıcı gözü, farklılıktan çok ortak özelliklere ağırlık verilmesi, tasarımı geliştirmede seçenek özgürlüğü, tasarımın uygulandığı sektördür.
Keza tasarımlar arasında “Bariz bir benzerlik” olup olmadığının tespiti, detaylı ve teknik bir karşılaştırma yapılmasını zaruri kılmaktadır. 554 sayılı KHK’nın 17. maddesi uyarınca, tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarlanan veya tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz.
Ayrıca, 554 sayılı KHK’nın 48. maddesi uyarınca, tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmak tasarım hakkına tecavüz kapsamında değerlendirilmektedir.
554 sayılı KHK madde 48 uyarınca aşağıda yazılı fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır; tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla depolama, elde bulundurmak…
Tüm dosya kapsamı yargıtay bozma ilamı TPMK tescil kayıtları bir bütün olarak değerlendirildiğinde; heyet raporunda yer alan sektör bilirkişisinin ilgili sektörü ele alan ve mevzuat kapsamındaki benzerlik olgusunu en iyi değerlendirebilecek kişi olduğu gözetilerek ayrık rapordaki ” tasarım benzerliğinin tüketici tercihlerini etkileyecek nitelikte olmadığını, marka ismi ve logoların davacı ve davalı firmaya ait markaları ayırt edici özellikte olduğunu, dolayısıyla tecavüzün oluşmadığı” tespitleri hükümde esas alınmış bu tespitlerin dosya içerisinde yer alan diğer değerlendirmeleri ve önceki red kararını da destekler nitelikte olduğu gözetilmek suretiyle tasarım tecavüzüne yönelik davanın reddine karar vermek gerekmiş, karar tarihi itibarı ile “tasarıma tecavüzün durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılmasına yönelik talepleri yönünden” davacı adına 29/04/2013 Tarih ve… sayı ile tescilli Akaryakıt İstasyonu başlıklı tasarımın yenilenmediği ve geçerliliğini dikkate alarak bu taleplerin konusuz kaldığı anlaşılmakla bu talepler hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının tasarıma tecavüze yönelik açmış olduğu davanın REDDİNE, tasarıma tecavüzün durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılmasına yönelik talepleri yönünden davanın KONUSUZ KALDIĞINDAN HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Peşin alınan harçtan alınması gerekli harcın mahsubu ile bakiye kalan 53,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸