Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/152 E. 2022/231 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/398 Esas
KARAR NO : 2022/220

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Manevi Tazminat İstemli), Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Ref’i İstemli), Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 09/08/2018
KARAR TARİHİ : 08/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Manevi Tazminat İstemli), Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Ref’i İstemli), Endüstriyel Tasarım (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Kaftan ve Bindallı tasarımı ve üretimi yaptığını, bu alanda bir marka haline geldiğini, ticari faaliyetine “…” markasıyla sürdürdüğünü, toplam 6 mağazada sadece kendi ürünlerinin satışını yaptığını, tasarımlarının kendilerine ait bulunduğunu, 11/01/2017 tarihinde yaptığı başvuru sonucu … numara ve 11/01/2017 tarihli Türk Patent ve Marka Kurumundan Endüstriyel
Tasarım Tescil korumasına hak kazandığını, … 4. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş dosyası kapsamında yapılan bilirkişilik incelemesi sonucunda; davalının “…” tabelalı işyerinde, davacıya ait tasarımlarla son tüketicinin farklı değerlendiremeyeceği kadar benzer olan yeşil ve mor kaftanların satılmak üzere sergilendiğinin tespit edildiğini, keşif esnasında talepleri neticesinde tespit edilen diğer bir husus ise, “… adresinde faaliyet gösteren işyerine, ihlale konu ürünlerin davalı … tarafından gönderilmesi olduğunu, talepleri doğrultusunda sayın hakimin keşif esnasındaki talebi ile ve sayın bilirkişinin çekmiş olduğu fatura fotoğrafları da açıkça gösterdiği ihlale konu ürünlerin taklitçisinin ve ana pazarlayıcısının … olduğunu, buna ilişkin fatura örneklerinin bilirkişice fotoğrafları çekilerek dosyaya eklendiğini, ayrıca ihlale konu ürünlerin satış etiketlerinin üzerinde bulunan antette “…” adresi bulunmakta ve bu adres yine …IN faturalarında bulunan “… ” başlıklı adresi ile aynı olduğunu, davalı …’ın yine müvekkilinin de ticari faaliyetlerini sürdürdüğü adresleri birbirine çok yakın olan …’te, …’de, …, …, … ve … başta olmak üzere davalıya ait web sitesi kayıtlarına binâen ( …) tarafımızca tespit edilen toplam 21 Şubede tasarım hakları müvekkiline ait ürünleri kendi üretip-ürettirip kendi etiketiyle satarak müvekkilinin haklarını ve kazancını ciddi ölçüde ihlal ettiğini, fatura örneklerinden de davalının anılan ürünleri taklit ederek sattığının anlaşıldığını, davalının “…” internet alan adlı web sitesinde ilan edilmiş 21 adet şubesinde TASARIM’ı kendi etiketiyle üreterek satmak suretiyle tescil hakkına mütecaviz kaldığını, kendisine maddi ve manevi zarar verdiğini, kendisine yakın adreslerde davalının mağazalarının bulunması nedeniyle bu zararının arttığını, davalının ayrıca Sosyal Ağ Sağlayıcı hesabından (Eklerden: @… ve @… Instagram hesapları)
(“özel dikim yapılır” ifadesiyle başkaca tasarımlarını da taklit edebileceğini belirttiğini açıklanan nedenlerle davalının tüm tasarım hakları ve tescil kayıtları müvekkili …’ya ait olan ürünlerin üretimini yaptığı, kendi etiketini bastığı, kendi ücretini belirlediği, reklam ve pazarlamasını yaptığı, nihai tüketiciyi yanılttığı, kendi bayileri yahut franchisinglerine de ayrıca pazarladığı, bayı veyahut franchisingleri üzerinden de ayrıca haksız kazanç elde ettiği, bayilerinin de müvekkilini zarara uğrattığı, üstelik tüm bunları Türkiye genelinde toplam 21 şubede gerçekleştirdiği, müvekkilinin menfi ve müspet zararları ile tüm yasal hakları ile maddi ve manevi zararların tazmini gerektiğini, 6769 sayılı yasa’nın 159. Madde kapsamı ile; tarihsel olarak düğün sezonunda bulunduklarından dolayı ve yıllık ticaret hacminin büyük kısmının yalnızca düğün sezonlarında satış ve kiralanmasının mümkün olduğu gözetilerek davalıya ait ve ilişkili ekte listesini sundukları tüm şubelerde; müvekkiline tecavüz teşkil eden fiillerin önlenmesi, satışların durdurulması, üretiminin yasaklanması ve durdurulması hususunda ivedilikle ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ayrıca ihlale konu ürünlerin pazarlamasının ağırlıklı olarak yaz sezonunda mümkün olmasından dolayı ve dava açılış tarihi itibariyle düğün sezonunun içerisinde bulunmaları hasebiyle 2018 yaz sezonu içerisinde oluğacak kuvvetle muhtemel ve müstakbel zararlarımıza ilişkin de yine 6769 sayılı yasanın 159/2-c bendi uyarınca mahkememizce takdir edilecek teminatın davalıdan alınmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik mahkememizin re’sen nazara alacağı diğer hususlar ile ve özellikle davalıya ait yahut ilişkili 21 şubenin bulunduğu ve şubelerde satışa konu kaftanların 5.250,00TL fiyat etiketlerinin gözetilerek; 6769 sayılı yasa 150. madde ve beraberinde 151/2-b maddesi kapsamında hesap edilecek, “tazminat” ve “yoksun kalınan kazanç” kapsamında ve sayın mahkemenin gözeteceği diğer tüm yasal mevzuat kapsamında fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00TL maddi, müvekkilinin ticari itibarının zedelenmesinden ötürü “manevi zararının değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda arttırılmak üzere, asgari 15.000,00TL manevi tazminatın ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren, yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini, ayrıca 6769 sayılı Yasa 151/4 madde kapsamında takdir sayın mahkemeye ait olmak üzere “uygun bir payın” 151/2-b taleplerimize ayrıca eklenmesi ile birlikte ayrıca hakları müvekkile ait tasarımların hak ihlallerine ilişkin ve Mahkememiz kararının ulusal gazetelerde ilan edilmesini ve devamında tüm yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; asla taklit üretim yapmadığını, üreteninin kim olduğu bilinen ürünlerle ilgili olarak sosyal medya hesabında tasarım sahibi belirtilerek paylaşım yaptığını, sosyal medyada … şubesinden (ekte: …hesabından) 08.12.2017 tarihli yapılan paylaşımda davacıya ait kaftanın “…” ifadesi yazılı halde paylaşıldığını, … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyası kapsamındaki tespitlerin afaki olduğu ve kendisine tebliğ edilmeyerek itirazına engel olduğunu, … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş dosyası kapsamındaki afaki tespitlere dayandığını, dava konusu ürün ile tasarım birbirlerinden tamamıyla farklı olduğunu, ortada herhangi bir tecavüz bulunmadığını, kendi ürünü ile tasarım arasında; Kaftan yaka kesimleri, Bel kemerini kesimi Kullanılan kumaş, İç lez dantel desenleri, Ön aplik dizaynı, Kemerlerin arkadan bağlama yöntemleri, Setri nur kaftanlarından kol ucundan taşan beyaz dantel uygulamasının mevcut olması, Beden ve kollardaki işlemelerin farklılığını gerekçe göstererek, ürünlerin benzer olduklarının kabul edilmesi mümkün olmadığını, … 4. Sulh Hukuk Mahkemesine sunulan rapoda Bilgilenmiş Kullanıcı kriterinin somut bir şekilde ortaya konmadığını, benzerliğin Esinlenme Serbestisi kapsamında kaldığını, anılan ürün sadece numune olarak üretildiğini, davacı tasarımlarının sadece ön yüzleri tasarım belgesi ile tescile bağlandığını; Numune olarak … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin raporuna konu bayisine bırakılan üründen dolayı seri üretim yapılmadığını ve ticari kazanç elde edilmediğini, davacı tarafından her ne kadar şube veya franchising’lere ait ticari defter ve kayıtların da incelemeye tabi tutulması talep edilmişse de müvekkilinin sözleşme yaptığı firmaların bağımsız ticari işletmeler olduğu, anılan 3. kişi veya kurumların kayıt ve belgelerinin dosyaya dava dosyasına delil olarak sunulabilmesi/celp edilebilmesi için davacının anılan kişi veya firmalara da dava açmış olması gerektiğini beyan ve iddia ederek dava konusu ürünlere ait numunelerin dosyaya intikali ile yeniden bilirkişi incelemesi yapılamasını açıklanan nedenlerle usule ilişkin olarak; davacı tarafından ikame edilen dava ile müvekkilin şubesi niteliğinde olmayan dava dışı 3. kişilerin de ticari defter ve kayıtlarına da delil olarak dayanılması karşısında, anılan kişi veya firmanın da zımnen, varsa bir tecavüze ortak olduğu iddia edilmediğini, bu nedenle anılan kişi/kişilerin de davalı olarak davada taraf olması gerektiğinden, davacı tarafa HMK 124 gereğince süre verilerek, dava dışı hangi kişi veya firmanın ticari defter ve kayıtları istenecekse dahili dava dilekçesi ile davaya dahil etmesi hususunda kesin süre verilmesini, aksi halde davacının bu kapsamdaki delillere dayanmaktan sarfı nazar etmiş sayılmasını davacı tarafından belirsiz alacak davası kuralarına göre dava edilen manevi tazminat talepleri bakımından, gerek HMK gerekse Yargıtay 21. HD. E:2014/26303, K:2015/2554, T:16.2.2015; Yargıtay HGK E:2006/2-14 E., K.2006/26 ve Yargıtay HGK E:2015/22-1052, K:2015/1612, T:17.06.2015 tarih/sayılı kararları gereğince; manevi tazminat taleplerinin bölünmesinin imkan dışı olması ve belirsiz alacak davasına konu edilmelerinin mümkün olmaması nedeniyle; hukuki yarar dava şartı yokluğundan dolayı manevi tazminat taleplerine dair davasının usulden reddini, 6769 sayılı yasanın 159. maddesi gereği yasal şartları oluşmayan davacının tedbir ve teminat taleplerinin reddini, esasa ilişkin olarak; dava dosyasına sunulan/celbi talep edilen tespit dosyasından müvekkiline tebliğ edilmeyen karar ve raporun denetime elverişli olmaması, yapılan inceleme ve tespitin eksik ve hukuka aykırı olması nedeniyle, dava konusu ürünlere ait numunelerin dosyaya intikali ile yeniden bilirkişi incelemesi yapılmasını, davacının tüm talepleri ile haksız ve mesnetsiz maddi ve manevi tazminat talepleri, 6769 sayılı yasa 151/1 kapsamındaki “Uygun bir payın” taleplerine eklenmesi talebi ve hükmün ilanı taleplerine dair davasının esasa dair gerekçelerle reddini karar verilerek yargılama harç, masraf ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Bilgilenmiş Kullanıcı’nın tam manasıyla kendisinin ve davalı tarafın müşteri profilini oluşturduğunu, Esinlenme Serbestisi diye bir hukuki müessese olmadığını, FSEK kapsamında ”alıntılanma” adı altında geçen İktibas Serbestisi’nin ise Endüstriyel Tasarım Tescili ile hukuken bir ilgisi bulunmadığını, davalının aynı güpürleri, aynı motiflerle ve aynı modelin ortaya çıkacağı şekilde tasarlamasının; binlerce olasılıktan yalnızca biri olduğunu ve eşyanın tabiatına aykırı bulunduğunu; … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin …D.İş dosyasına inceleme konusu şubenin davalıya haber vermemesinin; davalı ile şubesi arasındaki hukuki ilişkiyi ilgilendirdiğini, tasarım’ın hem ön yüzü hem arka yüzünün tescil edildiğini; davalı yanca sadece numune olarak bulunduğu iddia edilse de cevap dilekçesi ekinde davalı … Instagram hesabından (ekte: @… 28/12/2017 tarihli) sunulan görüntü ile aynı ürünün … şubesinde de bulunduğunun belgelendiğini açıklanan nedenlerle davalı tarafın dürüstlük kuralını aleni bir şekilde kendi delilleriyle çiğnediğinin ortaya çıkması, ihlale konu ürünü numune olarak ürettiği savıyla maddi ve manevi tazminat yükümlülüğünden kurtulmaya haksız, hukuksuz ve dayanaksız olarak çalıştığının su götürmez bir şekilde açıklığa kavuştuğunu, manevi tazminat hususunda da gerekli açıklamaları ve savunmaları açıkladıkları üzere, sonuç olarak dava dilekçelerine dayandıkları delillerinin celbi ile davanın kabulü müvekkil lehine evvelce bulunduğu maddi ve manevi tazminatlarına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; Evvelce de izah ettikleri üzere, manevi tazminat davasına konu taleplerin bölünebilir talepler olmadığı gibi ileride artırılmasının da hukuken mümkün olmadığını, mahkemece manevi zararın belirsiz alacak davası olarak tahsili için açılan davanın hukuki yarar yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, bu minvalde Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, davacınının iddiasının aksine Bursa’daki tespit dosyasından verilen rapor ve karar müvekkiline tebliğ edilmediğini, Bursa’daki mağazanın bir şube değil müvekkili ile bayilik sözleşmesi yapan ayrı bir kişi ve bağımsız bir ticari işletme olduğunu, dava konusu ürün ile davacı tasarımı birbirlerinden tamamıyla farklı tasarımlar olduğunu, ortada herhangi bir tecavüz bulunmadığını, ürünler arasında bilirkişi raporunda sayılan farklılıklar rapordakinden daha fazla iken, yapılan değerlendirmelerde diğer farklılıklar dikkate alınmadığı gibi, raporda farklılığı kabul edilen unsurlar bakımından da göreceli olarak müvekkili aleyhinde değerlendirmede bulunulduğunu, tespit dosyasındaki bilirkişi raporunun bilgilenmiş kullanıcı gözüyle konuyu irdelememiş bir rapor olduğunu, bundan başka dosyaya sunulu tespit bilirkişi raporunda, tespit mahallinden numune alınıp alınmadığı hususunun anlaşılamadığını, bu nedenle; ilgili tespit dosyasının celbi ile, şayet numune alınmamışsa, işbu dosyadan yapılacak bilirkişi incelemesine esas olmak üzere, ilgili numunenin dosyaya sunulması hususunda davacıya süre verilmesi gerektiğini, zira yapılacak incelemenin orijinal ürünler üzerinde yapılması gerektiğin, anılan ürünün müvekkili tarafından sadece numune olarak üretildiğini, davaya cevap dilekçelerinde de beyan ettikleri üzere; davacı ürünlerinin taklit edildiği yolundaki iddiaların hiçbir şekilde kabulü anlamına gelmemek üzere davacı tarafından ileri sürülen iddialara bakıldığında, müvekkili tarafından seri üretim yapılıyormuşçasına bir izlenim yaratılma çabası içinde olunduğu, müvekkilinin hiçbir zaman taklit üretim yapmadığı gibi, piyasada üretimi yapılan ürünlerle ilgili olarak sosyal medya üzerinden tasarım sahibi mutlaka belirtilerek paylaşımda bulunulduğunu, aynı şekilde davacının kaftanları ile ilgili olarak da, paylaşımı yapılan ürünün sosyal medyada …’e ait olduğu belirtilerek paylaşıldığını, müvekkili tarafından davacının tasarım hakkına tecavüzde bulunulmadığı gibi, dava konusu edilen … kodlu ürün ile ilgili olarak numune olarak bayiye bırakılan üründen dolayı seri üretim yapılmadığını ve ticari kazanç elde edilmediğini, bu nedenle gerek tasarım hakkına bir tecavüzün olmaması gerekse davacı taleplerinin 6769 sayılı yasa 151/2-b kapsamında olması nedeniyle maddi tazminat talepleri reddedilmesi gerektiğini, davacı tarafından her ne kadar şube veya franchisinglere ait ticari defter ve kayıtların da incelemeye tabi tutulması talep edilmişse de, müvekkilinin sözleşme yaptığı firmalar bağımsız ticari işletmeler olduğu, anılan 3. kişi veya şirketilerin kayıt ve belgelerinin dosyaya dava dosyasına delil olarak sunulabilmesi/celp edilebilmesi için davacının anılan kişi veya firmalara da dava açmış olması gerektiğini, zira söz konusu dava dışı kişilerin müvekkili şubesi olmayıp, müvekkili ile anılan kişiler arasında, müvekkiline ait ürünlerin müvekkilinden satın alınarak satılmasına dair sözleşmeleri olduğunu, yani sözleşmelerin diğer tarafı olan kişi veya firmaların müvekkilinin şubesi olmayıp, anılan işletmeler müvekkilden bağımsız 3. kişilere ait ticari işletmeler olduğunu, bu durumda söz konusu firmalara ait defter ve kayıtlarının müvekkilinin temin etmesi ve/veya buna dava dışı 3. kişiyi mecbur etmesi hukuken mümkün olmadığını ve müvekkilinin buna yetkisi bulunmadığını, bu nedenle davacı tarafından dava dışı kişi veya şirketlerin ticari defter ve kayıtları delil olarak gösteriliyorsa, anılan kişi veya şirketlerin de varsa tecavüze ortak olduğu iddiasında bulunulduğu sonucu ortaya çıktığını, bu durumda anılan kişi veya şirketlerin de davaya dahil edilmeksizin ticari defter ve kayıtlarının celbinin hukuken mümkün olmadığını, bu nedenle davacı tarafa HMK 124 gereğince süre verilerek, dava dışı hangi kişi veya firmanın ticari defter ve kayıtları istenecekse dahili dava dilekçesi ile davaya dahil etmesi hususunda kesin süre verilmesi gerektiğini, aksi durumda davacının bu kapsamdaki delillerden sarfınazar etmiş olacağını, açıklanan nedenlerle usuli eksikliklerin ikmali ile neticeten haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan deliller ve belgeler ile TPMK’a müzekkere yazılarak davaya konu … ibareli tasarım tescil belgesinin emtia listesi ile birlikte onaylı örneğinin (renkli çıktı alınarak) gönderilmesi ve halen geçerli olup olmadığı istenilmiş olup davacı … adıma … sayıyla kayıtlı tasarım tescil belgesi celp edilmiş ve geçerliliğini koruduğu anlaşılmış olmakla, ayrıca … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin… Değişik İş sayılı dosyası celp edilerek Mahkememiz dosyası içerisine alınmış ve davacı vekilince davalının ihlaline ilişkin dava dilekçesi ile davalı tarafça 2018 yılında …’de gerçekleştirilen bir defilenin görüntüleri (CD eki olarak) dosya içerisine alınmıştır. … 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin … Değişik İş sayılı dosyasıında alınan 26/01/2018 tarihli Bilirkişi Raporunda; Dosyada bulunan 21.07.2017 tarih ve … tescil numaralı Tasarım Tescil Belgesi ile … adına tescil edilmiş olan…numaralı tasarımlara, son tüketicinin farklı değerlendiremeyeceği derecede benzer olan yeşil ve mor kaftanların, …adresindeki …tabelalı mağazada satılmak üzere sergilendiği, … adresindeki …tabelalı mağazanın vergi mükellefinin… olduğu, … adresındekı … tabelalı mağazanın, …markası ile üretilen ürünleri satın alarak … fiyat etiketi ile sattığı görüş ve kanaatini belirtmiştir.
Mahkememiz 18/07/2019 tarihli duruşmasında “…Davalı vekiline tespit dosyasındaki raporu inceleyip beyanla bulunabilmesi için iki haftalık kesin süre verilmesine,(elden tebliğ yapıldı), Taraf tanıkları adına duruşma gün ve saatini bildirir davetiye çıkartılmasına, il dışında olanlar yönünden mahal mahkemesine talimat yazılmasına, yazılacak olan talimata tespit bilirkişi raporunun ve tasarım tescil belgelerinin de eklenmesine, Taraflara tanıklardan sorulmasını istedikleri soruları bildirebilmesi için iki haftalık süre verilmesine, bildirildiğinde talimata eklenmesine…” karar verilmiş olup davalı tarafça rapora karşı beyanlarını cevap dilekçelerindeki beyanlarını tekrarla sunmuş ve taraflarca dosyaya tanık listeleri bildirilmiş taraf tanıklarına tebligat çıkartılmış, bir kısım tanıkların … ve … illerinde ikamet etmesi nedeniyle … Nöbetçi Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine ve … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkelemerine (FSSHM Sıfatıyla) talimat yazılarak tanıkların dinlenilmesi talep edilmiştir.
Mahkememiz 26/12/2019 tarihli duruşmasında tanıklar huzura alınmış olmakla DAVACI TANIĞI … T.C. kimlik nolu, …’nun davacının eşi olduğunu bildirmekle Tanıklığa engel hali olduğu, Tanıklıktan çekilme hakkı hatırlatılarak, Tanıklık yapacağını bildirmekle Tanığa 233. maddesi uyarınca yemin edeceği hususu açıklanarak yeminin anlam ve önemi anlatılmış ve tanık yemin ederek; “Davacı benim eşim olur, kendisi düğünlerde kullanılan kaftanların tasarımını yapmış olup tasarım tescil belgelerine sahiptir, Türkiye’nin değişik yerlerine ürün pazarlaması gerçekleştirmekteyiz, farklı illerden bize ait tescilli tasarımların davalı tarafından satışa sunulduğuna dair müşterilerimizden duyum almamız üzerine davalının eşim tarafından tasarlanan kaftanların aynısını piyasaya sunduğunu, öğrendik, yine sosyal medyadan da tasarımlarımızın davalı tarafından paylaşıldığının ve ürünün kendileri tarafından piyasaya sunulacağına ilişkin yorumların yapıldığını gördük, bilirkişi eşliğinde Bursa’daki dükkana gittiğimizde de bize ait tasarımlar tespit edilmiştir, Fatih’te aynı cadde üzerinde işletmelerimiz olmasına rağmen davalıya ait işletmenin dördüncü katta olması sebebiyle herhangi bir taklit ürün görmedim, benim söyleyeceklerim bunlardan ibarettir, başkaca bir diyeceğim yoktur” beyanında bulunmuştur.
DAVACI TANIĞI … T.C. kimlik nolu …’in tanıklığa engel halinin olmadığı tespit edilmiş, Tanığa 233.maddesi uyarınca yemin edeceği hususu açıklanarak yeminin anlam ve önemi anlatılmış ve tanık yemin ederek; “Ben …’da satış temsilcisi ve mağaza sorumlusu olarak çalışıyorum, …’teki dükkanımız ile davalıya ait dükkan arasındaki mesafe yakındır, biz bize ait tasarımların davalı tarafından kullanıldığını müşterilerimizden duyduk, hatta bir tanesi bize ait kaftanla davalıya ait dükkana gittiğinde aynı ürünün kendileri tarafından da yakında piyasaya sunulacağının söylendiğini, bize iletti, sosyal medya üzerinden de bu tür paylaşımların olduğunu duydum ancak ben kendim bunları görmedim, davalıya ait işletmenin vitrinin de de herhangi bir suretle birebir bizim tasarımımızın olduğu görmedim” beyanında bulunmuştur.
DAVACI TANIĞI … T.C. kimlik nolu, …’nın tanıklığa engel halinin olmadığı tespit edilmiş, Tanığa 233.maddesi uyarınca yemin edeceği hususu açıklanarak yeminin anlam ve önemi anlatılmış ve tanık yemin ederek; “Ben …’ın … şube sorumlusuyum, müşterilerimizden bize ait tescilli tasarımların davalı tarafından değişik fiyatlarda piyasaya sunulduğu duyumunu alınca gerekli araştırmayı yaptığımızda sosyal medya üzerinden bize ait ürünlerin daha yüksek fiyata piyasaya sunulduğunu gördük, müşteriler nezdinde bu durum sanki davalıya ait tasarımların tarafımızca taklidinin yapıldığı algısı uyandırdığı için bu yöndeki araştırmalarımızı sürdürdüğümüzde sosyal medya üzerinden aynı ürünlerin davalı tarafça sergilendiğini anladık, sosyal medya paylaşımlarında tasarımlarımızın paylaşıldığını görmekle birlikte bahse konu tasarımların …’a ait olduğuna ilişkin açıklamaları görmedim” beyanında bulunmuştur.
DAVALI TANIĞI … T.C. kimlik nolu, …’ın tanıklığa engel halinin olmadığı tespit edilmiş, Tanığa 233.maddesi uyarınca yemin edeceği hususu açıklanarak yeminin anlam ve önemi anlatılmış ve tanık yemin ederek; “Ben davalı uhdesinde muhasebe ve bilgi işlemden sorumluyum, firma olarak gelinlik, nişanlık, kaftan vb. tasarımlarını gerçekleştiriyoruz, Türkiye’nin değişik yerlerinde birlikte çalıştığımız bayilerimiz, tedarikçilerimiz ve atölyelerimiz bulunmaktadır, patronumuz olan davalı … birgün toplantıda davacıya ait …’ın tasarımlarını incelediğini firmanın işini çok iyi yaptığını söyledi, biz davacı firmadan örnek olması amacıyla bir tane ürün satın aldık bu ürünü de …’daki bayimize gönderdik, buradaki amacımız davacı tasarımını ne derece özel ve güzel yapıldığının göstermekti, yoksa birebir aynısını taklit ederek piyasaya sunmak gibi bir amacımız yoktur, esas itibariyle piyasada bulunan kaftanların birçoğu birbirine benzer ancak farklılıklar ayrıntılarda gizlidir, davacı firmanın ürünlerindeki ayrıntıları birebir bizim yapmamız söz konusu değildir, özellikle davacının işlemelerini birebir kopyalama şansımız yoktur, kendine has ve özenle çalışılmış ürünlerdir, biz kendi tasarımcılarımızla ayrıntılarda değişikliğe gidilmek suretiyle kaftan tasarlıyoruz, davacıya ait ürün üzerinden bir tane kaftan tasarladık, ürünü tam olarak hatırlamıyorum, birebir kopya ve taklit söz konusu değildir, Bursa firmasına gönderilen ürün satış amaçlı değildir, birden fazla ürün gönderildiği konusunda bilgim yoktur, gönderilen ürün üzerinde firmamıza ait etiketin basılıp basılmadığını bilmiyorum, sosyal medya üzerinden diğer ticari ilişki kurduğumuz bayilerin satışları hakkında bilgi sahibi değilim, davacıdan almış olduğumuz ürüne ilişkin herhangi bir fatura vs. olduğu hususunda bilgi sahibi değilim, bir başka firmaya ait paylaşımlar gerek bizim tarafımızdan gerekse başkaları tarafından sektörde yapılmaktadır, biz yapmış olduğumuz paylaşımların altına hangi firmaya ait olduğuna dair gerekli açıklamaları yapıyoruz, ticari ünvanımızda bunun olumlu sonuçları olduğunu düşünüyoruz, biz davacıdan almış olduğumuz ürüne ilişkin Bursa’daki firmada gerekli eğitimleri verdik, verilen eğitimler ürün bazlı değildir, genel eğitim niteliğindedir ancak ürüne yönelik değerlendirmeler de yapılmaktadır” beyanında bulunmuştur.
Diğer tanıklar yönünden … Nöbetçi FSHHM’ne yazılan talimatlarda tanıklar dinlenilmiş olmakla … 2. FSHHM’nin …Talimat dosyasında dinlenilen davalı tanıkları dinlenilmiş olup, DAVALI TANIĞI … T.C. Kimlik nolu, …’nun tanıklığa engel halinin olmadığı tespit edilmiş, Tanığa 233.maddesi uyarınca yemin edeceği hususu açıklanarak yeminin anlam ve önemi anlatılmış ve tanık yemin ederek; “Ben davalının sahibi olduğu mağazanın bayisinde müdür olarak çalışıyordun, davalıyı ordan tanıyorum, bu ürün taklit olarak yapılmamıştır, bize eğitim amaçlı olarak getirilmiştir, hatırladığım kadarıyla 2 adet ürün vardı, biz ürünün işlemeleriyle ilgili eğitim gördük, mağazanın sahibi bu konuda bize eğitim veriyordu, ayrıca bu iddia edilen ürünler satışa hazır edilmedi, ayrıca numune ürünlerin satılmaması konusunda ve reyona çıkarılmaması konusunda bize bilgi verildi, hatırladığım kadarıyla bu ürünle ilgili sosyal medyada paylaşım yapılmamıştır, bir defile veya organizasyon yapılmamıştır” beyanında bulunmuştur.
DAVALI TANIĞI … T.C. Kimlik nolu, …’nın davalının kız kardeşi olduğunu bildirmekle Tanıklığa engel hali olduğu, Tanıklıktan çekilme hakkı hatırlatılarak, Tanıklık yapacağını bildirmekle Tanığa 233.maddesi uyarınca yemin edeceği hususu açıklanarak yeminin anlam ve önemi anlatılmış ve tanık yemin ederek; “Ben …’nın kız kardeşiyim, …’daki şubesinde çalışmaktayım, eğitim amaçlı biz sürekli bayilerimize örnek model göndeririz ve üzerinde eğitim yaparız, bahse konu ürünlerde bu ürünlerdir, bu ürünler şubemize eğitim amaçlı gönderilmiştir, satış amaçlı gönderilmemiştir, seri üretimde yapılmamıştır, numune ürünlerin satılmaması hususunda talimat verdik, ayrıca bu ürünler sosyal medyada paylaşılmadı, paylaştıysakta …’e ait olduğu şeklinde paylaşım yapmışızdır” beyanında bulunmuştur.
Diğer tanık … yönünden … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemeleri (FSHHM Sıfarıyla) Talimat yazılmış olup … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin …Talimat sayılı dosyasında yapılan duruşmasında DAVALI TANIĞI … T.C. Kimlik nolu, …’ın tanıklığa engel halinin olmadığı tespit edilmiş, Tanığa 233.maddesi uyarınca yemin edeceği hususu açıklanarak yeminin anlam ve önemi anlatılmış ve tanık yemin ederek; “Davalı … bizim firma sahibimizdir, benim çalıştığım yer bayidir, firma sahibide …dır, bize … numune ürün gönderiliyor, en fazla 1-2 tane ürün gönderiliyor, bunlarda bize eğitim amaçlı gönderiliyor, biz bunlara bakarak kendimiz yeni kaftanlar tasarlıyoruz, bu numune ürünler üzerinde kod etiketi vardı, fiyat etiketi değildi, hatırladığım kadarıyla … kodlu üründü, asalında onlar toplanmayacaktı, bu numune ürünler satışa arz edilmedi, onlar tasarımlarımıza ilham kaynaklı olması nedeniyle getirilmiştir.” beyanında bulunmuş olup tanık beyanında karşı taraf vekillerince söz alınarak sorulmuş olup davalı vekilince sorulan sorulara tanık … beyanında; “Suna Kaplan kendine özgün tasarımlar üretmektedir, davacının tasarımlarını taklit etmiş değildir, ürün kodunu … diye hatırlıyorum, davacı tasarımlarının aynısı veya benzeri değildir, biz onlara bakarak kendimiz yeni tasarımlar üretmekteyiz, ürünler numune amaçlı üretilmiştir, kesinlikle satış amaçlı değildir, Bursa bayisine 1 veya 2 tane numune bırakıldı, numune bırakılan ürünler için her hangi bir satış bedeli tahsil edilmemiştir, numune ürünlerin satılmaması konusunda da talimat verilmiştir, numune ürünler olduğu için fatura da düzenlenmemiştir, ürün bize ait değilse gelin bize kuofor amaçlı geldi ise geline sorarak sosyal medyada paylaştığımızda ürünün kime ait olduğunu yazmaktayız, gelin kaftanın …’e ait olduğunu söylediyse onu da paylaşmışızdır, bize sosyal medyadan sorulduğunda ürünün kime ait olduğunu söylemekteyiz, ben dava konusu ürünler ile ilgili olarak her hangi bir paylaşım yaptığımızı hatırlamıyorum, her hangi bir paylaşım var ise biz onu etiketlemişizdir. Dava konusu tasarımlar her hangi bir defile yada organizasyonda sergilenmedi.” ve davacı vekilince sorulan sorulara tanık … beyanında; “Davaya konu kaftanları … üretmektedir, numune ve eğitim amaçlı gönderilen kaftanlar seri olarak üretilmiyor, bayi tarafından firmadan istendiği takdirde kaç beden istenildiyse o kadar gönderiliyor, bayilere gönderilecek şekilde paylaşım yapılığına dair birşey bilmiyorum, biz öyle bir talimat verilmedi, bizim kendi üretimimizde olan kaftanlar kiralık olarlak 800,00 TL’den başlıyor, kaftanın kumaşından işlemesinden 2.000,00 TL ye kadar yükseliyor, satış da 1.500,00 TL den başlıyor, ürünün kumaşına işlemesine bakılarak 4.000,00 TL ye yükseliyor, Olay hakkındaki bilgim bundan ibarettir” beyanlarında bulunmuştur.
Toplanan deliller ve tanık beyanları da dikkate alınarak Mahkememiz 14/01/2021 tarihli duruşmasında “…Davalı vekiline tespit dosyasında incelemeye konu edilen ürün numunesi ile ticari defterlerini sunması yahut yerinde inceleme taleplerini iletebilmesi için 1 aylık kesin süre verilmesine, bu hususta beyanda bulunulmaması halinde ürün numunesi ve ticari defterden sunmaktan vazgeçmiş ayılacağı, dosyanın mevcut hali ile değerlendirileceği hususunun ihtarına, ( ihtarat yapıldı. ), ara karar yerine getirildiğinde ve talep halinde dosyanın Mahkememizce resen seçilecek bir Moda Tasarım Uzmanı Akademisyen, bir Bilişim Uzmanı, Bir Marka Tasarım Vekili, bir Mali Müşavir bilirkişiye tevdiine, tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle tespit dosyasında yer alan deliller ve dosya kapsamında sunulan iddia ve savunmalar irdelenilerek tanık beyanları da dikkate alınmak sureti ile davalı kullanımlarının SMK Hükümleri kapsamında tasarım tecavüzü teşkil edip etmeyeceği hususunda esinlenme serbestisine dayalı savunmalarda dikkate alınmak sureti ile ayrıntılı ve gerekçeli rapor tanziminin istenilmesine, takdir mahkemeye bırakılmak sureti ile tasarıma tecavüzün oluştuğunun kabulü halinde SMK 151/2-b ve 151/4 kapsamında davalıya ait ticari defterler incelenmek sureti ile davacının talep edebileceği tazminatın ne olabileceği hususlarında bilirkişi raporu alınmasına…” karar verilmiş olup davalı vekilince sunulan 12/02/2021 tarihli beyan dilekçesinde ürün numunesi sunulamadığı ilgili defterlerin “… şubesi; …” adresinde mahallinde incelenmesine karar verilmesini talep etmiş ve Mahkememizce alınan 12/07/2021 havale tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Taraflarınca yapılan Tescil No: … numaralı tasarımlar ile tespit dosyasına konu …adresindeki … şubesinde sergilenen yeşil ve mor kaftanlara ait görsellerin karşılaştırılması neticesinde, tespite konu tasarımlar ile tescilli tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, Davacı tarafından delil olarak sunulan … olarak görülen mekanda kesin tarih bilgisi bulunmayan … defile kayıtlarında 4:28”-5:13” arasında görülen pembe kaftan ile davacı tarafa ait Tescil No. … no.lu tescilli tasarım bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, Davalı tarafından SMK. 81 maddesine göre davacı tasarımlarına ayırt edilmeyecek kadar benzerlikten dolayı tecavüz şartlarının mevcut olduğu, Sunulan deliller neticesinde davalı tarafa ait dosya içeriğinde belge olmaması ve firmanın defter belgelerinin Ankara’daki merkez adresinde bulunması nedeniyle yerinde inceleme ve tazminat hesaplaması yapılamadığı görüş ve kanaatlerini belirtmiştir.
Davacı vekilince sunulan 07/09/2021 tarihli Bilirkişi Raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; Bilişim yönünden, Tasarım yönünden ve Tecavüz yönünden yapılan incelemelerde, müvekkiline ait ürünlerin tasarımlarının birebir aynı mahiyette üretildiği ve davalıya ait internet siteleri, instagram, youtube görüntüleri ile diğer sanal mecralarda ve mağaza vitrinlerinde sergilendiği bu nedenlerle, netice itibariyle tecavüz şartlarının oluştuğu kanaatlerine davacı olarak katıldıklarını, ayrıca rapor içeriğinde kısmen aleyhlerine olan beyanları kabul etmemekle birlikte itiraz ettiklerini, akabinde dava dilekçelerinde de deliller başlığı altında davalıya ait tüm ticari defter, kayıt, franchise sözleşmeleri, şubelere ve perakende açısından yapılan satışlara ait faturalar, sipariş formlarının celbini talep ettiklerini, lakin davalı taraf ısrarla, ticari defterlerini sunmaktan imtina ettiğini, bu nedenle davalı tarafın ticaret merkezinin bulunduğu yer açısından görevli Fikri Ve Sınai Haklar Mahkemesine talimat yazılarak ticari defter ve kayıtlarının incelenebilmesi için bir örneğinin mahkememize getirtilmesini, ek olarak davalı taraf ticari defter ve kayıtlarının Gelir İdari Başkanlığı’ndan da ayrıca istetilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilince sunulan 26/07/2021 tarihli Bilirkişi Raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; Raporda müvekkiline atfen birtakım internet site ve sosyal ağ mecraları incelendiğini, anılan incelemeler yapılırken de, peşin hüküm ifade eden ve sübjektif yorumlara yer verildiğini, dahası anılan değerlendirmelerin de dosya kapsamına göre tespiti mümkün olan hususlara dair ve yanılgılı olduğunu, raporda 13. Sayfadan itibaren “kaynak ve tarihi” bilirkişi tarafından da tespit edilememiş ve taraflarınca kabul edilmeyen CD kayıtları delil olarak değerlendirmeye alındığını, bilindiği üzere, kaynak, içerik ve sıhhati teyit edilemeyen kayıtların delil olarak değerlendirilmesi mümkün olmadığı gibi, CD kayıtları üzerinde esasen müdahale olup olmadığı hususu da inceleme konusu yapılmadığını, CD kayıtları ile ilgili olarak 15/07/2019 tarihli beyan dilekçelerinde CD kayıtlarının ne zaman ve nerede şekilde çekildiği CD’den anlaşılamadığı gibi, davacı tarafından kaydın ne şekilde temin edildiğinin de meçhul olduğunu, özetle dosyaya sunulan kaydın müvekkiline ait bir organizasyona ait olduğunun tespiti halinde, kişisel verilerin izinsiz bir şekilde ele geçirilmesi ile ilgili olarak yasal mevzuat zımnında gerekli şikayetler yapılacağını beyan ettiklerini, dava konusu ürün örneğine fiziki olarak rastlanmadığından değerlendirme dosyaya sunulan dava dilekçesine ekli resim görselleri ve davacının davalı firma Setri Nur adına yapılan CD kaydına ilişkin görseller değerlendirerek tecavüz karşılaştırılması yapıldığını, EUIPO kararlarına göre, tasarımların ayırt edicilik incelemesinde uygulanan kriterlere göre incelemelerin dört aşamada yapıldığını, buna göre ilgili sektörün kaftan gelinlik sektörü olduğu, bilgilenmiş kullanıcı ise bu ürünleri almak isteyen tüketicilerin evlenecek kişiler veya organizatörler veya bu ürün yelpazesini ve sektörü bilen kişiler olduğunu, burada bilgilenmiş kullanıcının dikkat derecesinin yüksek veya profesyonel düzeyde olmasının beklenemeyeceğini, ilgili tasarımları mağaza vitrin veya görselinden genel olarak detaya inmeden karşılaştıracak kişi olduğunu, modeller arasında son derece ciddi farklar mevcut olduğunu, Kaftan yaka kesimleri, Bel kemerini kesimi, Kullanılan kumaş farkı, İç lez dantel desenleri, ön aplik dizaynı, Kemerlerin arkadan bağlama yöntemleri, Setri nur kaftanlarından kol ucundan taşan beyaz dantel uygulamasının mevcut olması, Beden ve kollardaki işlemelerin farklılığının son derece bariz olduğunu, bilirkişi raporunda söz konusu farklılıklara ve sonuçlarına temas edilmediğini, raporda da belirtildiği üzere bilirkişilerin tarafında mali bir hesaplama yapılmadığını, zira ilgili defterlerin incelenmediğini, raporda da belirtildiği üzere, taraflarınca dosyaya sunulan dilekçe ile müvekkili defterlerinin bulunduğu adresin bildirildiğini, ilgili kayıtlarla ilgili olarak yerinde inceleme yetkisi verilecek bilirkişilerce inceleme yapılabileceğini, bir an için tecavüzün var olduğu ve 6769 sayılı yasanın 59/3 hükmünün olayda uygulama imkanının olmadığı kabul edilmesi ihtimalinde, müvekkilinin söz konusu ürün ile ilgili olarak ticari bir kazancının olmaması karşısında herhangi bir zarar hesabının yapılması da söz konusu olmayacağını, bu kapsamda olmak üzere müvekkili kayıtları üzerinde yapılacak inceleme ile örneğin dava konusu 2075 kodlu ürünlerden kaç adet üretildiği, anılan üründen ticari kazanç elde edilip edilmediğinin de görüleceğini, peşinen ifade edelim ki; gerek ortada bir tasarım hakkına tecavüzün söz konusu olmaması ve gerekse herhangi bir ticari kazanç olmaması nedeniyle maddi tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle rapora dayanak alınan CD kaydının, kime ait organizasyonda ne zaman ve kim tarafından kayda alındığının, dolayısıyla isnat edilen organizasyonun davalı müvekkilince düzenlenip düzenlemediğinin tespitini teminen; CD kaynağının (bilgisayar/telefon vb) dosyaya sunulması/bildirilmesi için davacı tarafa süre verilmesini, ilgili CD ve kaynağı üzerinde karşılaştırmalı teknik inceleme yapılarak CD kaydının ne zaman ve ne şekilde oluşturulduğunun, kayıt üzerinde herhangi bir müdahale olup olmadığının tespitini, cd kaydında yapıldığı iddia olunan organizasyonun kim tarafından tertip edildiğinin kesin olarak tespitinin mümkün olup olmadığının tespitini; inceleme gereği yeni bir heyet oluşturulmasına yahut heyete teknik bilirkişinin dahil edilmesini, bu taleplere ilaveten sair hususlardaki itirazlarını karşılar mahiyette yeni bir rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 07/10/2021 tarihli duruşmasında Bilirkişi Raporuna Karşı Beyanlar da dikkate alınarak “…davalı tarafça bildirilen adres dikkate alınarak … Nöbetçi FSHMM’ye talimat yazılarak davalı tarafça bildirilen adreste mali müşavir vasıtası ile yerinde inceleme şeklinde inceleme yapılarak davaya konu ürün satışlarına ilişkin kayıtların ayrıca tespit olunup olunamadığı, kayıtlarda 2075 kodlu ürüne ilişkin satış kayıtlarının yer alıp yer almadığı hususları ayrıca incelenerek SMK 151/2-B kapsamında davacının talep edebileceği tazminat miktarının ne olabileceği hususlarında rapor tanziminin istenilmesine, inceleme gününün taraf vekillerine bildirilmesine…” karar verilmiş … Nöbetçi FSHHM’ne talimat yazılmış olup … 5. FSHHM’nin…Talimat sayılı dosyasında alınan 30/05/2022 havale tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Davacının dava konusuna bağlı kalınarak 2017-2018 yıllarına ait ticari defterleri ve 2017-2018 yılı defter ve kapanış kaydı; dayanağı belgeler, tarafına gönderilen tüm dosya münderecatının incelendiğini; Davalının kayıtlarına göre ; SMK 151/2-b kapsamında davacının talep edebileceği tazminatı miktarının ne olabileceği hususuna göre ,davaya konu edilen ve incelenmesi istenen … kodlu ürünlere 2017 ve 2018 İlgili dönemler tüm defter ve kayıtlara Marka tescil tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar bakıldığında … Kodlu ürün satışlarından tarafıma ulaştırılan gelir/satış faturalara dayanarak 8.550.-TL ana para üzerinden 5.660,98.-TL Ticari temerrüt faiz le birlikte 14.210,98.-TL Tazminat tutarı ve talep etmiş olmasına rağmen tarafıma ulaşmayan ve eksik gönderilen ve gönderilmekte imtina edilen gelir/satış faturaların yasal defterlerde kayıtlı olan dökümüne göre Haziran 2018 ayı ana para gelir/satış toplamı 122.934,74.-TL ve Ticari temerrüt faizi 76.346,27.-TL, Eylül 2018 ana para gelir/satış toplamı 408.720.-TL ve Ticari temerrüt faizi 233.748,65.-TL , anapara +temerrüt faizi olarak hesaplandığı, eksik belge olması ve fatura içeriği yetersizliği , ürün KOD açıklaması olmaması ve incelemeye konu yasal defterlerde muhasebe standartlarına uygun kayıt yapılmadığı tüm kayıtların toplu ve açıklama olmaksızın toplam şekilde yapılması sebebiyle tam ve sağlıklı bir tazminat hesabı yapılamadığını, Mahkememizce gerek görmemiz durumunda incelemenin maliye bakanlığı ve gelir idaresi inceleme müfettişleri vasıtasıyla yaptırılması yönündeki takdir ve tüm takdirin Mahkemeye ait olduğu, Mart 2022 baz alınarak uygulanan Ticari Temerrüt Faiz oran aralıklarının; 09.01.2018 ve 01.07.2018 arasındaki 173 gün için yıllık %9,75 faiz uygulanarak %4,62, 01.07.2018 ve 01.01.2020 arasındaki 549 gün için yıllık %19,50 faiz uygulanarak %29,33, 01.01.2020 ve 01.01.2021 arasındaki 366 gün için yıllık %13,75 faiz uygulanarak %13,787, 01.01.2021 ve 01.01.2022 arasındaki 365 gün için yıllık %16,75 faiz uygulanarak %16,75 01.01.2022 ve 31.03.2022 arasındaki 89 gün için yıllık %15,75 faiz uygulanarak %3,84 olmak üzere toplam %68,33 faiz uygulandığı görüş ve kanaatini belirtmiştir.
İş bu dava tasarıma tecavüzün tespiti durdurulması önlenmesi ortadan kaldırılması maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir.
Tasarıma tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı yasanın “Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 81. Maddesi; “(1)Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a)Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b)Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c)Tasarım hakkını gasp etmek. (2)Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3)Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4)Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.” hükümlerine amirdir.
6769 sayılı SMK’da tescilli tasarımların korunma şartları belirlenmiştir.
Tasarım ve ürün; Madde 55- (1)Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Yenilik ve ayırt edicilik; Madde 56- (1)Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (4)Bir tasarımın aynısı; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. (5)Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. (6)Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Madde 57- (1)Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. (2)Koruma talep edilen bir tasarım, BAŞVURU TARİHİNDEN VEYA RÜÇHAN TALEBİ VARSA RÜÇHAN TARİHİNDEN ÖNCEKİ ON İKİ AY İÇİNDE tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez. Madde 58- (1)Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2)Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır… Madde 59- (1)Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz. (2)Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.
Rapordaki tespitlerde; “…. yeşil ve mor kaftanlara ait görsellerin karşılaştırılması neticesinde, tespite konu tasarımlar ile tescilli tasarımların bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, Davacı tarafından delil olarak sunulan Sheraton Bursa olarak görülen mekanda kesin tarih bilgisi bulunmayan … kayıtlarında …” arasında görülen pembe kaftan ile davacı tarafa ait Tescil No. … no.lu tescilli tasarım bilgilenmiş kullanıcı nezdinde ayırt edilemeyecek kadar benzer olduğu, davalı tarafından SMK. 81 maddesine göre davacı tasarımlarına ayırt edilmeyecek kadar benzerlikten dolayı tecavüz şartlarının mevcut olduğu,” tespit ve değerlendirmelerinde bulunulduğu, davalının bu kullanımlarının tanık beyanları ile de desteklendiği, her ne kadar eğitim amaçlı olarak alındığı iddia olunmuş ise de bu durumun gerçeği yansıtmadığı sonucuna ulaşılmış olup tasarıma tecavüz şartlarının oluştuğu anlaşılmakla bu yöndeki taleplerin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tazminat Talepleri yönünden değerlendirme;
Yine 6769 sayılı Kanunun “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.
(2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.
(3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.
“Yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151-
(1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar.
(2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.” hükümlerine amirdir.
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Markaya tecavüz nedeniyle marka sahibinin uğradığı maddi kayıp, fiili zarar ve yoksun kalınan kazançtan oluşmaktadır. Yoksun kalınan kazanç, marka hakkına tecavüz edilmesi dolayısıyla malvarlığında kesin olarak ya da büyük ihtimalle gerçekleşecek artışın kısmen veya tamamen önlenmesi, yitirilmesi olarak tanımlanabilir.
Somut olaya dönüldüğünde ;
Davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu beyanlar ve deliller kapsamında bu hesaplama usullerinden maddenin 151/2-b fıkrası kapsamında davalının elde ettiği kazanç üzerinden hesaplanmasını talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafa ait ticari kayıtlar incelenmiş raporda; ürün KOD açıklaması olmaması ve incelemeye konu yasal defterlerde muhasebe standartlarına uygun kayıt yapılmadığı tüm kayıtların toplu ve açıklama olmaksızın toplam şekilde yapılması sebebiyle tam ve sağlıklı bir tazminat hesabı yapılamadığını, tespit olunmuş olmakla ürünün satış bedeline ilişkin sunulan deliller ve dosya kapsamı itibarı ile tazminat miktarı BK 50 kapsamında takdiren belirlenmiş ve talep edilen 50.000,00 TL nin yerinde va makul olduğuna kanaat getirilmekle bu miktar üzerinden maddi tazminat talebinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Manevi Tazminat yönünden;
SMK 149 hükmüne göre; “ Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi manevi zararın tazminini isteyebilir”. Manevi tazminat talebi için Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde manevi tazminat şartlarının gerçekleşmesi gerekir.
Yargıtaya göre marka hakkına tecavüz varsa başka bir deyişle haksız rekabet eylemi sabit ise bu halde manevi tazminata da hükmedilmesi gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde; Davalının tasarıma tecavüze yönelik eylemlerinin davacının tasarımlarına olan güvenirliği, tüketici nezdinde oluşan algıyı zedelediği dikkate alınarak ihlalin ağırlığı hak ve nesafet gözetildiğinde talep edilen miktarın yerinde olduğuna kanaat getirilmekle takdiren 15,000,00 TL üzerinden talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan rapor içerikleri izahı yapılan mevzuat kapsamında yukarıda açıklanan gerekçelerle davacının tasarıma tecavüzüne dayalı taleplerinin kabulüne, maddi tazminat talebinin ve manevi tazminatın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile davalı kullanımlarının davacıya ait tasarıma tecavüzü teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, infazda …. 4. Sulh Hukuk Mahkemesinin değişik iş tespit dosyasında yer alan 26/01/2018 Bilirkişi Raporunun dikkate alınmasına,
2-Davacının maddi tazminat davasının KABULÜ ile 50.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Davacının manevi tazminat davasının KABULÜ ile 15.000,00-TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafları davalıya ait olmak üzere tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir defaya mahsus ilanına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.330,11 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 1.151,14 TL (peşin + başvuru + vekalet) harç ile 7.473,45 TL posta + bilirkişi gideri olmak üzere toplam 8.629,54 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davalı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
7-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tasarım tecavüzü talebi yönünden hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/12/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸