Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/13 E. 2021/185 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/13
KARAR NO : 2021/185

DAVA : Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2013
KARAR TARİHİ : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin “…” isimli tangonun söz yazarı ve bestecisi olan …’ün mirasçısı olduğunu, Davalı … kendi kurduğu, içinde icracı olarak yer aldığı ve düzenlemelerini yaptığı tango orkestrası … ile 1999 yılında … faaliyet gösteren … şirketince bir tango CD’si yayınladığını, söz konusu tango CD’si davalı tarafın sunduğu belgeler ve bunların yeminli tercümelerinden de görüldüğü üzere tamamen Avusturya yasalarına uygun bir CD olduğu, telifleri, harç bedellerinin ödendiğini, ilgili kuruluşlardan gerekli izinleri alınmış yasal bir üretim olduğunu, aynı CD kapak ve tasarımı tamamen korunarak 2000 yılında … ile anlaşan Universal Şirketi tarafından Türkiye de yayınlandığını, fakat tek bir farkla Avusturya’da yayınlanan ilk CD 14 parçadan oluşurken Türkiye’de yayınlanan ikinci CD’nin 13 parçadan oluştuğunu, Türkiye’deki yayında … CD dışında bırakıldığını, yayınlanmadığını, sözkonusu dışarıda bırakılan … dışında iki CD’nin de tamamen birbirinin aynı olduğunu, her iki yayında da aynı kayıtlar, aynı kapak ve grafik tasarım kullanıldığını, Avustaya’da üretilen CD’de yer alan …’ün bestelediği … Türkiye’de Universal şirketince yayınlanan CD’de yer almadığını, FSEK 68 uyarınca eser sahibinin izni olmaksızın basıldığı için 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminat talebi ve ücreti vekalet ve yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettiği, alınan bilirkişi raporu sonrasında FSEK 68. maddesi uyarınca belirlenen rayiç bedelin üç katını talep ederek talebini 13.500,00 TL’ye yükselterek harcını yatırmış ve 10.000,00 TL manevi tazminat talebinde bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesini özetle, müvekkilinin hem tıp doktoru hemde müzik profesörü olarak 50 den fazla üniversitesi nezdinde faaliyetlerde bulunduğunu, davacının müvekkiline karşı … Tangosu nedeni ile çeşitli dava ve şikayetlere konu ettiği bir husumetin mevcut olduğunu, Üniversal firmasınca bütün yasal koşullar yerine getirmek koşuluyla hazırlanan CD de … tangosunun olmadığını davacının nereden, kimin tarafından, nasıl yapıldığını, müvekkilinin dahi bilmediği iradesi dışında başkalarınca oluşturulmuş bir konsan CD ye dayanarak müvekkiline karşı soyut bir iddiadan yola çıkıp kendisine 5846 sayılı yasaya aykırılık davranmak ile suçlandığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İNCELEMEVE DEĞERLENDİRME
Dava 5846 sayılı FSEK kapsamında davacı murisine ait … isimli esere vaki tecavüzün refi maddi ve manevi tazminat talepli davadır .
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda 2013/107 esas- 2014/279 karar sayılı 04.12.2014 tarihli kararı ile; Davacı … tarafından davalı … aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile maddi tazminat talebinin kabulü ile FSEK 68.madde uyarınca mali hak ihlaline dayalı olarak 4.500.00-TL rayiç bedelin 3 katı olan 13.500.00-TL nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizini aşmayacak şekilde reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kamuya arz manevi hakkının ihlali nedeni ile takdiren 5.000.00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine, elde edilen kazancın tespit edilememesi nedeni ile FSEK 70/3 gereği talep edilen tazminat talebinin reddine, taraflar arasındaki sözleşmesel ilişki kurulması faraziyesi nedeni ile davacı yanın ref talebinin reddine, davalı … hakkında açılan davanın HMK 307 maddesi uyarınca vaki feragat nedeni ile reddine, masrafı davalı …’ dan alınmak üzere hüküm özetinin karar kesinleştiğinde yurtçapında yayın yapan tirajı en yüksek 3 gazeteden birinde bir kez ilanına…” dair karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 03/03/2016 tarihli 2015/5436 esas, 2016/2408 karar sayılı ilamı ile “Davacının murisi … 19.10.1988 tarihinde ölmüş olup, ölüm tarihinde yürürlükte bulunan Medeni Kanun hükümlerine göre mirasçılar arasında murisin mal varlığı, hak ve borçları yönünden iştirak halinde mülkiyet hükümleri geçerlidir. Bu nedenle de dava konusu esere ilişkin FSEK’dan kaynaklanan hakların ileri sürülmesi açısından mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı mevcut olup, eser sahibi murisin davacı dışında başka mirasçısı da bulunduğu anlaşıldığından mahkemece dava dışı mirasçının açılan davaya muvafakatinin alınması veya miras şirketine bir temsilci tayininin sağlanarak yargılamanın her aşamasında re’sen göze alınması gereken taraf teşkiline ilişkin eksiklik giderildikten sonra dava konusu istemlerle ilgili olarak yargılamaya devam olunması gerekirken, anılan husus nazara alınmadan işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ” gerekçesiyle bozulduğu, Yargıtay İlamı doğrultusunda mahkememizce yapılan yargılama sonunda Mahkememizin 2016/127 esas-2016/172 karar sayılı 11.10.2016 tarihli kararı ile;”…Davacı … tarafından davalı aleyhine açılan davanın kısmen kabulü ile FSEK 68.maddesi uyarınca mali hak ihlaline yönelik olarak 4.500 TL rayiç bedelin takdiren 3 katı olan 13.500 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizini aşmayacak şekilde reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının kamuya arz manevi hakkının ihlaline ilişkin olarak takdiren belirlenen 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair manevi tazminat talebinin reddine, doğan sözleşmesel ilişki nedeniyle ref talebinin reddine, davalı … hakkında açılan davanın vaki feragat nedeniyle HMK’nin 307.maddesi uyarınca reddine, masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan 3 gazeteden birinde bir kez ilanına…” dair karar verildiği, iş bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 07.11.2018 tarihli 2017/652 esas-2018/6837 karar sayılı Yargıtay İlamı ile “…Dava, FSEK’den kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Somut olayda davacının murisine ait olan eserin davalılar tarafından izinsiz olarak kullanılması sonucunda davacı tarafça 13.500 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminat talep edilmiş mahkemece maddi tazminat talebi yönünden davanın kabulüne, manevi tazminat yönünden 5.000 TL’nin kabulüne karar verilmiştir. 5846 sayılı FSEK’in 19. maddesine göre, bu Yasa’nın tanıdığı mali haklar eser sahibinin mirasçılarına intikal ettiği halde, manevi haklar açısından aynı durum söz konusu değildir. Ancak, eser sahibinin ölümünden sonra manevi hakları kullanabilecek kimseler FSEK’in 19. maddesinde belirtilmiştir. FSEK’in 19/1 maddesine göre, eser sahibi 14/1 ve 15/1 maddesi ile tanınan yetkilerinin kullanılış tarzlarını tespit etmemişse yahut bu hususu herhangi bir kimseye bırakmamışsa bu yetkilerin ölümünden sonra kullanılması, vasiyeti tenfiz memuruna, bu tayin edilmemişse sırasıyla sağ kalan eşi ile çocuklarına ve mansup mirasçılarına, ana – babasına, kardeşlerine aittir. Aynı Yasa’nın 19/2 maddesine göre de eser sahibinin ölümünden sonra yukarıdaki fıkrada sayılan kimseler eser sahibine 14, 15 ve 16. maddelerin üçüncü fıkralarında tanınan hakları hak sahibinin ölümünden itibaren 70 yıl kendi namlarına kullanabilirler.Somut olayda mirasçının manevi tazminat talep edebilme koşullarının varlığı için öncelikle FSEK’in 19. maddesinin birinci ve ikinci fıkralarının mirasçısına sağladığı hak ve yetkilerin açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. 5846 sayılı FSEK’in 19. maddesinin düzenleme biçimi göz önüne alındığında, anılan maddenin birinci fıkrasında sayılan kişilere “sırasıyla” FSEK’in 14/1 ve 15/1 maddelerinde düzenlenen manevi hakların “kullanım tarzını tespit etme yetkisinin” verildiği, ikinci fıkrada ise aynı yasanın 14, 15 ve 16. maddelerinin üçüncü fıkrasında sayılan manevi hakları 70 yıl için “kendi namlarına kullanma hakkının” verildiği anlaşılmaktadır. Böylece, 19. maddede ayrı ayrı hak ve yetkilerin niteliği, bu hakları kullanabilecek kimseler ve sınırları belirtilerek eser sahibinin ölümünden sonra da bu maddede sayılan manevi haklar koruma altına alınmıştır. Manevi hakların eser sahibine sıkı sıkıya bağlı olmaları ve mirasla intikal etmemeleri, bazı hallerde bizzat eser sahibinin zararına sonuçlar doğurabilir. Bu yetkilerin eser sahibinin talimat ve istekleri doğrultusunda bile, başkaları tarafından kullanılamaması, çözümü güç sorunlar ortaya çıkarabilir. Oysa, eserin korunması amacıyla, eser sahibinin yakınları ile bazı kurumlara ve mali hak sahiplerine bir kısım manevi hakları kullanma yetkileri tanınması gereklidir (Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, Uçüncü Bası, Shf.163). Bu amaçla, FSEK’ in 19. maddesindeki düzenleme ile eser sahibinin anılan maddede belirtilen manevi haklarını kullanabilecek kişi ve kurumlar ve yetkileri belirtilmek suretiyle, eserin ve eser sahibinin ölümünden sonra da korunması amaçlanmıştır. Öğretide de belirtildiği üzere, Türk Hukuku’nda mirasçılara sadece, esere saldırı halinde manevi tazminat davası açma hakkı tanınmıştır (Ü.Tekinalp, age, Shf. 163). Medeni hukuk sahasında kişilik haklarının manevi menfaatleri ihlal edilenden başka kimseler tarafından kullanılmasına izin verilmemiştir. Gerçi, zarar görenin mirasçılarına da bazı hallerde kendi namlarına tazminat istemek hakkı tanınmışsa da, bu hakkın doğumu murise zarar veren eylemin aynı zamanda mirasçılara da zarar verici vasıfta olmasına bağlı olup ana kuraldan ayrılınmış değildir. Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nda da aynı sistemden ilham alınmıştır. Bu Kanuna göre eser sahibinin şeref ve itibarı ile ilgili olmaları bakımından sırf eser sahibinin şahsına bağlı olan manevi hakların ölümünden sonra yetkili şahıslar tarafından kendi namlarına kullanılması keyfiyeti de, bu şahısların eserin hususiyet ve mahiyetinin muhafazasındaki menfaatleri bakımından kabul edilmiştir. Kanun nazarında eser sahibinin şeref ve itibarını ihlal eden her hareket eserin korunması ile yetkili şahısların da muhik menfaatlerini ihlal etmiş olmaktadır. Somut olayda davacının eser sahibinin şeref ve itibarını ihlal eden bir hareket iddiası olmadığı gibi bu konuyu ispat eder bir delil de dosyaya sunulmamıştır. Mahkemece bu bu değerlendirme yapılarak karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi doğru olmamış bozmayı gerektirmiştir. Davalı şahıs vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davalı … yararına bozulmasına…” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce Yargıtay Bozma İlamına uyularak yargılamaya devam olunmuş, tüm dosya kapsamı, usul ve yasaya uygun Yargıtay Bozma İlamı doğrultusunda, davacının eser sahibinin şeref ve itibarını ihlal eden bir hareket iddiası olmadığı gibi bu konuyu ispat eder bir delilin de dosyaya sunulmadığı nazara alınarak, bozmaya konu edilmeyen kısımlar yönünden bozma öncesi gerekçe de aynen belirtildiği üzere, davanın kısmen kabulü ile, Fsek m.68 uyarınca mali hak ihlaline yönelik olarak 4.500,00 TL rayiç bedelin takdiren üç katı olan 13.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizini aşmayacak şekilde Reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Manevi tazminat talebinin bozma ilamında belirtilen nedenlerle reddine, doğan sözleşmesel ilişki nedeniyle ref talebinin reddine, davalı … hakkında açılan davanın vaki feragat nedeniyle reddine, kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan üç gazeteden birinde bir defaya mahsus ilanına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacı … tarafından davalı aleyhine açılan davanın KISMEN KABULÜ İLE, Fsek m.68 uyarınca mali hak ihlaline yönelik olarak 4.500,00 TL rayiç bedelin takdiren üç katı olan 13.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yürütülecek avans faizini aşmayacak şekilde Reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Manevi tazminat talebinin reddine,
3-Doğan sözleşmesel ilişki nedeniyle ref talebinin reddine,
4-Davalı … hakkında açılan davanın vaki feragat nedeniyle reddine,
5-Masrafı davalıdan alınmak üzere kesinleşen hüküm özetinin yurt çapında yayın yapan üç gazeteden birinde bir defaya mahsus ilanına,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 922,18 TL karar harcından peşin yatırılan 187,90 ve 213,50 TL ıslah harcının mahsubu ile kalan 520,78 TL bakiye karar harcının davalı …’dan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen mali hak ihlaline yönelik talebe ilişkin 5,900,00 TL vekalet ücretinin davalı …’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan manevi tazminat talebine ilişkin 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı …’a verilmesine,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan ref talebine ilişkin 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı …’a verilmesine,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı … vekili yararına 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren …’e verilmesine,
11-Davacı tarafından yapılan: 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 404,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.804,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesap olunan 934,83 TL ile 425,70 TL harç (peşin+başvuru+ıslah) olmak üzere toplam 1.360,53 TL yargılama giderinin davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
12-Davalı … tarafından yapılan yargılama 257,30 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre hesap edilen 171,53 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalı …’a verilmesine, kalan kısmının davalı … üzerinde bırakılmasına,
13-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair hazırda bulunan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay Temyiz Yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/04/2021

Katip …
e-imzalı

Hakim …
e-imzalı