Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2021/107 E. 2021/296 K. 06.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/107
KARAR NO : 2021/296

DAVA : İhtiyati Tedbire Muhalefet
DAVA TARİHİ : 31/03/2021
KARAR TARİHİ : 06/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İhtiyati Tedbire Muhalefet davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Mahkememizin 2020/299 D. İş sayılı dosyası kapsamında 04/03/2020 tarihli ihtiyati tedbir kararı verildiğini, kararın icrası için … 23. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası kapsamında ihtiyati tedbir uygulandığını, davalı şirketin, Türkiye sınırları içerisinde, satışların durdurulması ve tedbir konulmasına yönelik müzekkereler yazıldığını, yazılan müzekkerelerin ve yapılan tedbirin icrasına yönelik işlemlerin sonuçsuz kaldığını, yerinde yapılan araştırmalar sonucunda taklit saatlerin davalı tarafça saklandığı yahut yok edildiğini, bu nedenle ihtiyati tedbirin yerine getirilemediğini, ayrıca Mahkememizin 2017/441 Esas sayılı dosyası kapsamında alınan ihtiyati tedbir ile … 24. İcra Müdürlüğü…Esas sayılı dosyası kapsamında da tedbir gereğinin yerine getirilemediğini, davaya konu taklit saatlerin kaste varan ağır kusurdan dolayı ele geçirilemediğini, müvekkilinin hukuki ve fiili durumda ciddi zararlarının bulunduğunu belirterek, davalı şirket yetkilileri hakkında HMK m.398 uyarınca disiplin cezası verilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; Şikayetin süresinde yapılmadığını, hak düşürücü süre sebebiyle şikayetin reddi gerektiğini, husumet itirazlarında bulunduklarını, müvekkilinin ihtiyati tedbir kararını öğrendiğinde derhal tedbir kararına uyduğunu ve uyguladığını belirterek davanın öncelikle usulden, aksi halde husumet nedeniyle aksi halde esastan reddini talep etmiştir.
Dava 6100 sayılı HMK m.398 hükümleri uyarınca açılmış ihtiyati tedbire muhalefet nedeniyle disiplin cezası verilmesi istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 398 maddesi “İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse, bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Görevli ve yetkili mahkeme, esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa, ihtiyati tedbir kararı veren mahkeme; esas hakkındaki dava açılmışsa, bu davanın görüldüğü mahkemedir. ” hükümlerine amirdir.
Dosya içerisinde mevcut ihtiyati tedbir infaz tutanakları incelendiğinde, … İcra müdürlüğü vasıtasıyla 17/04/2018 tarihinde değişik adreslerde hazır bulunanlar nezdinde infazın yapıldığı, tutanaklarda tespit olunan tedbire konu ürünlerin üretim tarihinin 25/07/2017 tarihi olduğu, her ne kadar müşteki tarafça tedbir tarihi olan 11/11/2018 tarihinden sonra 26/03/2018 tarihli satış faturası sunulmuş ise de karşı tarafa tedbir kararının tebliğ olunmadığı, infaz sırasında hazır bulunmadığı, yine dosyaya sunulan faturanın içerdiği tarihin fatura düzenlenme tarihi olduğu dikkate alındığında karşı tarafın tedbirden haberdar olduğu tarih olarak kabulü gereken 04/03/2018 tarihinden sonra tedbire muhalefet ettiğinin kabulü için yeterli delil olarak değerlendirilemeyeceği, dosya kapsamı dikkate alındığında davalı şirket yetkililerinin sorgu ve savunmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı tedbire muhalefet suçunun oluşmadığı anlaşılmakla tedbire muhalefet suçu yönünden davalı şirket yetkilileri hakkında ceza verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava konusu uyuşmazlık … 2. FSHHM’nin … D. İş sayılı dosyası kapsamında verilen ihtiyati tedbir kararının davalı tarafından sonuçsuz bırakıldığı iddiasına dayalı HMK 398. Maddesi uyarınca davalı şirket yetkilileri hakkında disiplin cezasına hükmedilmesi istemine ilişkindir.
Anayasa Mahkemesinin 11.7.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamları ile 6100 sayılı HMK’nun 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin Anayasaya aykırı olduğu ve iptaline karar verildiği, ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 7251 sayılı Kanunun 22/07/2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanması ile birlikte iptal edilen kısım yeniden kanun mevzuatında yer almıştır.
6100 sayılı HMK’nun “Tedbire muhalefetin cezası” başlıklı 398 maddesinde: “(1) İhtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uymayan veya tedbir kararına aykırı davranan kimse, ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren altı ay içinde şikayet edilmesi üzerine, altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılır. Görevli ve yetkili mahkeme, esas hakkındaki dava henüz açılmamışsa, ihtiyati tedbir kararı veren mahkeme; esas hakkındaki dava açılmışsa, bu davanın görüldüğü mahkemedir…” hükmü yer almaktadır.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararına mesnet gerekçede de ifade edildiği gibi; “Hukuk devletinin temel unsurlarından biri olan belirlilik ilkesi uyarınca yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması ayrıca kamu otoritelerinin keyfî uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerekir.
Kişilerin hukuki güvenliğini sağlamayı amaçlayan hukuki güvenlik ilkesi ise hukuk normlarının öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerinde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
6100 sayılı Kanun’da ihtiyati tedbir kararına muhalefet edilmesi sebebiyle verilecek disiplin hapsi yönünden yargılama usul ve esasları ile disiplin hapsi kararına karşı başvurulacak kanun yoluna ilişkin açık bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
İhtiyati tedbire muhalefet sebebiyle verilen disiplin hapsine karşı başvurulacak kanun yoluna ilişkin uygulamada çok çeşitli mahkeme içtihatlarının bulunduğu, kararlarda bazen temyiz kanun yolunun bazen de 6100 sayılı Kanun’a veya 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre itiraz yolunun uygulanabilir olduğu, verilen disiplin hapsi kararına karşı hangi kanun yolunun uygulanacağına ilişkin istikrarlı ve güven veren bir uygulamanın bulunmadığı anlaşılmıştır
Bu kapsamda, itiraz konusu kuralın ihtiyati tedbire muhalefet dolayısıyla verilecek disiplin hapsi yönünden yapılacak yargılamadaki usul ve esaslar ile başvurulması mümkün kanun yolları yönünden belirli ve öngörülebilir nitelikte olduğu söylenemez.
Disiplin hapsi suç karşılığı uygulanan hapis cezası niteliğinde bulunmayıp ceza yargılamasının konusunu oluşturan suç kavramının dışında kalmakta ise de itiraz konusu kural kapsamında düzenlenen disiplin hapsinin bir mahkeme tarafından verileceği ve kişi hürriyetini kısıtlayacağı hususu kuşkusuzdur. Bu yönleri de dikkate alındığında ihtiyati tedbire muhalefet dolayısıyla verilecek disiplin hapsi yönünden yapılacak yargılamadaki usul ve esaslar ile verilecek karara karşı başvurulacak kanun yollarındaki belirsizliğin kişilerin hukuki güvenliği ile hak arama özgürlüklerini zedeleyeceği sonucuna ulaşılmıştır.” demektedir.
Her ne kadar Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki 7251 sayılı Kanun ile iptal edilen 6100 sayılı HMK’nın 398. maddesinin 1 numaralı fıkrasının birinci cümlesi yeniden kanuna eklenmiş ise de, Anayasa Mahkemesinin iptal kararında da belirtildiği üzere, ihtiyati tedbire muhalefet dolayısıyla verilecek disiplin hapsi yönünden yapılacak yargılamadaki usul ve esaslar ile başvurulması mümkün kanun yolları yönünden belirli ve öngörülebilir nitelikte olmadığı, disiplin hapsinin suç karşılığı uygulanan hapis cezası niteliğinde olmadığı, hukuk mahkemesi olarak ceza yargılaması ile tespit edilebilecek olguların hukuk mahkemesince tespit edilebilmesinin mümkün olmadığı, kanun yollarına ilişkin belirsizliğin yanı sıra sanık olarak davetiye gönderilen şirket yetkililerinin ihtiyati tedbirin uygulanmadığı iddiasına dayalı olarak ne derecede sorumluluklarının bulunup bulunmadığının tespitinin ancak etkin bir soruşturma ve kovuşturma kapsamında tespit edilebileceği, tüm bu nedenlerle Anayasa Mahkemesinin 11.07.2018 tarih ve 30692 sayılı RG.yayınlanan 2018/1 ESAS-2018/83 KARAR sayılı ilamı ve dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davalı şirket yetkilisi hakkında ceza verilmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davalı şirket yetkilisi hakkında CEZA VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcı peşin yatırıldığından, yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.06/10/2021

Katip
¸

Hakim
¸