Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/84 E. 2020/139 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/84
KARAR NO : 2020/139

DAVA : Marka (maddi-manevi tazminat istemli)
DAVA TARİHİ : 31/01/2020
KARAR TARİHİ : 19/02/2020

Mahkememizin 2020/51 esas sayılı dosyasında davacı vekilinin HMK kapsamında belirsiz alacak niteliğinde olan ve 50.000,00 TL maddi tazminat, 50.000,00 TL manevi tazminata yönelik taleplerinin tefrik edilerek mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydının yapıldığı, davanın 31.01.2020 tarihinde açıldığı, 18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Kanun’un 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği anlaşılmakla dosya ele alındı, incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin Alman Kanunlarına göre kurulmuş ve uluslararası marketlerde önde gelen şirketlerden biri olduğunu, …, … ve … markalarıyla dünyanın önde gelen büyük markalarından biri konumunda olduğunu, ülkemizdeki en eski markasının 25.sınıftaki mallar üzerinde … tarih ve … sayı ile tescilli … -… markası olduğunu, müvekkilinin markalarını uzun yıllardan bu yana kullanarak, tüketici nezdinde tanıttığını ve mal hizmetlerinin bir tamamlayıcısı haline getirdiğini, davalılar Dürüst Deri ve Kanıt Deri tarafından müvekkilinin markalarına tecavüz ve haksız rekabet yaratan … markalarını taşıyan mütecaviz ürünlerin üretilip pazarlamasının yapıldığını, buna ilişkin olarak … C.Başsavcılığına şikayette bulunduklarını, soruşturmanın … soruşturma sayılı dosya üzerinden devam ettiğini, soruşturma kapsamında … 11.Sulh Ceza Hakimliği ve … 4.Sulh Ceza Hakimliği’nin kararları ile davalılara ait işyerlerinde yapılan aramalar sonucunda tecavüze konu ürünlerin toplatılarak el konulduğunu, yapılan incelemeler sırasında, davalı …’nin yetkilisi ve ortağı olan davalı …’in Türk Patent nezdinde … sayı ile tecsilli… ibareleri markasının bulunduğunun ve bu markanın kullanılmadığının tespit edildiğini, davalıların müvekkilinin sektördeki bilinirliğinden faydalanmaya çalıştıklarını, davalıların müvekkilinin ürünlerini taklit etmek suretiyle bilinçli ve kötü niyetli bir şekilde haksız rekabete sebebiyet verdiklerinden bahisle, davalılar tarafından dava konusu … Markaları’nın mütecaviz kullanımlarının müvekkilinin tescilli ve tanınmış markalarına iltibas suretiyle yaratılan marka tecavüzü ve haksız rekabet durumunun tespitine, esas davanın etkinliğini sağlamak, daha sonra tazmini mümkün olmayan zararların önüne geçmek amacıyla, davalıların kötü niyeti ve halihazırda daha önce tespit edilen mütecavüz ürünlere … 11.Sulh Ceza Hakimliği’nin … ve … 4.Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.İş sayılı kararları ile el konulduğu ve davayı konu markanın kullanılmadığı da dikkate alınarak, takdiren teminatsız olarak veya teminat mukabilinde SMK m.159, HMK m.389,390,391 uyarınca karşı tarafa tebligat yapılmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalıların müvekkiline ait markalar ile karıştırılacak derecede benzer olan -… 11.Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.İş sayılı ve … 4.Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.İş sayılı kararları ile el konulan ve müvekkiline ait … Markalarını taşıyan ürünler de dahil olmak, yalnız bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla her türlü kullanımlarının engellenmesine, müvekkiline ait markalar ile karıştırılacak derecede benzer markaların kullanıldığı davaya konu ürünlerin üretiminin, satış ve dağıtımının, ithal ve ihracının, yurt içinde satışa sunulmasının, bu markaların her türlü hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam, yayın, broşür, afiş ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, online, fatura ve sair her türlü ticari evrak da dahil olmak üzere kullanımlarının önlenmesine, müvekkilinin markalarına tecavüz ve haksız rekabet yaratan mal, ürün, ilan, tabela, reklam, broşür, afiş, kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıt, fatura ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyalin dahi bulundukları yerlerden toplatılarak muhafaza altına alınmasına, davaya konu 21.05.2003 tarih ve … sayılı markanın, davalı tarafından dava sırasında üçüncü şahıslara devrinin önlenmesi amacıyla Türk Patent’e yazı yazılarak, davaya konu marka üzerine dava kesinleşinceye kadar devir yasağının konulmasına, davalıların tespit edilecek marka tecavüzü ve haksız rekabet fiillerinin önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, davalıların müvekkili aleyhine marka tecavüzü ve haksız rekabet yaradan her türlü mal ve ürün, hizmet, tabela, ambalaj, ilan, reklam,yayın, broşür, afiş, kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemesi, basılı kağıt, fatura ve sair her türlü ticari evrak ile alan adları da dahil olmak üzere kullanımlarının önlenmesine, … 11.Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.İş sayılı ve … 4.Sulh Ceza Hakimliği’nin … D.İş sayılı kararları ile el konulan ve müvekkiline ait … markalarını taşıyan ürünler de dahil olmak, yalnız bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla, davaya konu mütecaviz kullanımlara ilişkin ürün, tabela, ilan , reklam, broşür, afiş, kartvizit ve sair her türlü tanıtım malzemesinin, basılı kağıt, fatura ve sair her türlü ticari evrakın ve bu şekilde bastırılmış olan materyal ve benzeri vasıtaların hüküm kesinleştiğinde imhasına, davalı …’e ait … sayılı tasarım tescilinin iptaline, markanın sicilden terkinine, müvekkilinin haksız rekabet sebebiyle TTK md.56 ve ayrıca tecavüzü sebebiyle SMK’nın 149 ve 151.mad. uyarınca sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre davalılardan talep ve tahsile hakkı olduğu tazminat miktarının hesaplanmasına, HMK kapsamında belirsiz alacak niteliğinde olan taleplerindeki tazminat miktarının belirlenebilmesi için emsal araştırması yapılması ve objektif bir lisans bedelinin belirlenmesi gerekli olduğundan, yargılama esnasında yapılacak olan hesaplamaya göre değiştirilmek üzere şimdilik 50.000,00 TL maddi ve 50.000,00 TL manevi tazminatın, marka tecavüzü ve haksız rekabetin işlenmeye başlandığı tarihten itibaren, merkez bankasının Türk Lirasına uygulamış olduğu senelik en yüksek mevzuat faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği, davacı vekilinin HMK kapsamında belirsiz alacak niteliğinde olan ve 50.000,00 TL maddi tazminat, 50.000,00 TL manevi tazminata yönelik taleplerinin 2020/51 esas sayılı dosyadan tefriki ile Mahkememizin iş bu esasına kaydedildildiği anlaşılmıştır.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Kanun “MADDE 20-13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3.Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1)Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 26- (1)Bu Kanunun; a) 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde…yürürlüğe girer” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesine göre “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;…. d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle uygulamasının zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise 31.01.2020 tarihinde açıldığı, ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği görülmekle, davacı tarafından açılan davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın tensiben usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının “davadan önce zorunlu arabulucuğa gidilmemiş olması nedeniyle” dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 54,40 TL başvurma harcı ile 54,40 TL peşin harç olmak üzere toplam 108,80 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren esas kararla birlikte 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 19/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır