Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/6 E. 2020/34 K. 17.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/6
KARAR NO : 2020/34

DAVA : FSEK-Alacak
DAVA TARİHİ : 07/01/2020
KARAR TARİHİ : 17/01/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle, tarafların 5846 sayılı FSEK çerçevesinde kurulmuş müzik eseri sahipleri meslek birlikleri olduğunu, üyelerine ait eserlerinin kullanım izni ve lisansını vermekte, yurt içi ve yurt dışında üyeleri adına toplu hak takibi yaptıklarını, müvekkili meslek birliğinin takip ve tahsile yetkili olduğu repertuvarın yurt dışında kullanımından doğan teliflerin ödenmesi için yurt dışı meslek birlikleri yetkili kılındığını, bu anlaşmalı olunan meslek birliklerince takip edilen haklar içinde o ülkelerde “…” adı altında yayın yapan tv ve radyo kanalların lisanslanmasından doğan telif bedellerinin de olduğunu, tarafların üyesi olduğu … (… Konfederasyonu) tarafından, yurt dışında yeniden iletim yapan radyo ve televizyon kanallarının telif bedellerinin dağıtımı ile ilgili bir örnek uygulama hazırladığını ve meslek birliklerine gönderildiğini, uygulama ile dağıtımın daha hızlı ve daha az maliyetli olması amacı ile yurt dışı yeniden iletim bedellerinin ülke bazında tek bir meslek birliğine gönderilmesi ve ödeme yapılan meslek birliği tarafından yurt içinde hak sahiplerine dağıtılması gerektiğinin tavsiye edildiğini, … (…) tarafından toplanan yeniden iletim yapan kanalların telif bedellerinin Türkiye’deki tüm hak sahiplerine dağıtılmak üzere …’a ödendiğini, noter kanalıyla davalıya ihtarname gönderilerek telif bedellerinin hak sahiplerine ödenmesi gerektiğinin bildirildiğini, cevabi ihtarnamede talep edilen telif bedellerinin müvekkiline ödenmesi ile ilgili olarak ön koşul getirdiğinin bildirildiğini, yeniden iletim yapan kanallardan toplanan telif bedellerinin davalının kendi uhdesinde olduğunun ihtarname ile ikrar edildiğini, ancak davalının telif bedellerini müvekkilinin payı ödenmeksizin üyelerine dağıttığını, davalının ihtarnameye verdiği cevabın aksine gerçeğe aykırı beyanda bulunarak tahsil ettiği davaya konu bedelleri dağıtmış olmakla hukuka, mevzuata ve uluslararası kurallara aykırı hareket ettiğini, davalının davaya konu telif bedellerini elinde bulundurmasının hukuka aykırı olduğunu iddia ederek, … tarafından son on yıl içerisinde davalıya ödenen ve yeniden iletim yapan kanallardan toplanan telif bedellerinin tespitine, davalıya ödenen telif bedellerinde müvekkili meslek birliğinin payının tespitine, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik, 1.000 CHF (İsviçre Frangı=6.117,90 TL) bedelin … tarafından davalıya ödeme yapıldığı tarihten itibaren tamamının davalıdan tahsiline kadar geçecek sürede işlemiş ve işleyecek devlet bankalarının İsviçre Frangı ile açılmış bir yıllık mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Kanun “MADDE 20-13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3.Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1)Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 26- (1)Bu Kanunun; a) 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde…yürürlüğe girer” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesine göre “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;…. d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle uygulamasının zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise 07/01/2020 tarihinde açıldığı, ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği görülmekle, davacı tarafından açılan davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı (taraflar tacir olmasa dahi TTK 4/1-d gereği Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta öngörülen hükümler gereği kurulmuş meslek birliği olmaları ve uyuşmazlığın doğrudan fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan dava olarak değerlendirilemeyeceği, mevzuat gereği öngörülen lisans ilişkisi ve buna bağlı alacak niteliğinde olduğu gözetilerek, dava yasa gereği ticari dava olarak öngörülen uyuşmazlıklardan olduğuna kanaat getirilmekle) anlaşılmakla davanın tensiben usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçeleri ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının “davadan önce zorunlu arabulucuğa gidilmemiş olması nedeniyle” dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 104,48 TL’den alınması gerekli 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 50,08 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/01/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır