Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/52 E. 2020/89 K. 10.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/52
KARAR NO : 2020/89

DAVA : Fsek (Tecavüzün Önlenmesi, Maddi ve Manevi Tazminat)
DAVA TARİHİ : 31/01/2020
KARAR TARİHİ : 10/02/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Fsek – tecavüzün önlenmesi, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkilinin İstanbul’da ressam olarak yaşadığını, 13 Kasım 2019 tarihinde davalılardan … adlı kişiye babası ressam …’ın yaptığı orjinal imzalı üç adet sanat eseri tabloyu ikamet adresinde aynı gün elden teslim ettiğini, teslim edildiği tarihten dava tarihine kadar olan süreçte davalı …’in, tabloların parasını ödemeden tablolar üzerinde haksız ve hukuka aykırı el koymayı sürdürmekte olduğunu, söz konusu eserlerden birinin … adlı şirketin 19.01.2020 günü yaptığı açık artırmada satışa çıkarıldığının haricen öğrenildiğini bu sebeple şirkete ihtarname çekildiğini, ihtarname üzerine firma tarafından eserin müzayededen çekildiğini, … ile yapılan görüşmelerde söz konusu tablonun … tarafından getirildiği bilgisinin alındığını, … ile yapılan görüşmelerde ise söz konusu tablolardan ikisinin … adlı kişi tarafından eserlerin rayiç fiyatının üçte biri gibi düşük bir fiyata satılarak teslim aldığını, elindeki ikinci tabloyu da üçüncü bir şahsa sattığını belirttiğini, bu olaylar üzerinde davalı … adına da ihtarnane çekildiğini, davalıların hiçbir şekilde üzerinde hak sahibi olmadıkları sanat eseri tabloları kanunsuz olarak ellerinde bulundurma ve satışa sunma gibi eylemlerde bulunduklarını ve ortak iş birliği etmişçesine birlikte çıkar sağlama birliğinde olduklarını, müvekkilinin sanat camiasında yüksek prestij ve saygın değerlere sahip babası müteveffa ressam … ve yine kendisi ressam, galeri yöneticisi olarak maruz kalınan davranış ve eylemler dolayısıyla maddi zararın yanında manevi olarak da çöküş yaşadığını açıklanan tüm bu sebeplerle söz konusu tabloların üçüncü kişilere satışı ve devrinin önlenmesini, satışının yasaklanmasını, satıldı ise toplanmasına karar verilmesi ile söz konusu sanat eseri tablolar üzerine ihtiyati haciz konulmasını, davalılar hakkında müştereken ve müteselsilen olmak üzere 500.00 TL maddi, 1.000,00 TL manevi zararın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan alınması ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Kanun “MADDE 20-13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3.Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1)Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 26- (1)Bu Kanunun; a) 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde…yürürlüğe girer” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. Maddesine göre “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;…. d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle uygulamasının zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise 31/01/2020 tarihinde açıldığı ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği görülmekle, davacı tarafından açılan davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçeleri ayrıntılı kararda açıklanacağı üzere;
1-Davacının davasının “davadan önce zorunlu arabulucuğa gidilmemiş olması nedeniyle” dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca 54,40 TL karar harcı peşin yatırıldığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 10/02/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır