Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/434 E. 2021/307 K. 15.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/434 Esas
KARAR NO : 2021/307

DAVA : Fikir Ve Sanat Eseri (Manevi Tazminat İstemli.)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle, müvekkilinin … bölümü mezunu olup, hâlihazırda … Çok Programlı Anadolu Lisesinde İngilizce Öğretmenliği mesleğini icra ettiğini, 25.06.2017 tarihinde ana akım medya organlarının da dahil olduğu birçok ulusal ve yerel ölçekte yayın yapan medya kuruluşlarında servis edilen bir haberde; lise son sınıf öğrencisi olan … isimli bir öğrencinin LYS’den çok yüksek puan almasına rağmen, tercih etmediği bir üniversiteye yerleştiği, internet IP adreslerine ilişkin yapılan tespit sonucunda tercihlerinin arkadaşı olan … tarafından ÖSYM web sayfasından değiştirildiği yönünde haberlerin yer aldığını, 25.12.2017 tarihinde aynı haberler ekseriyetle aynı yayın organlarında yeniden gündeme gelmiş ve bu sefer de arkadaşının şifresini izinsiz kullanarak tercihlerini değiştiren söz konusu … isimli şahsın 2 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldığının ifade olunduğunu, müvekkili …’in, söz konusu haberlere konu olan olayla hiçbir ilişkisi olmadığı gibi bahsi geçen … isimli şahısla da isim benzerliği dışında hiçbir bağlantısı bulunmadığını, kaldı ki müvekkilinin, haber tarihinde 25 yaşında bir öğretmen olup, haberlerde bahsi geçen kimselerin ise lise son sınıf öğrencisi olduğunun ifade edildiğini, hâl böyle ise de müvekkilin fotoğrafı davalı şirketin de aralarında bulunduğu birtakım kişi ve kurumlarca haberlerde tekrar tekrar kullanıldığını, müvekkilinin fotoğrafı olayla hiçbir alakası yokken milyonlarca kişiye yazılı ve görsel medya yoluyla “…” gibi sıfatlar kullanılmak suretiyle bir suçlunun fotoğrafı olarak arz edildiğini, davalı şirketin, içerik sağlayıcısı olduğu … adresli web sayfasında internet yoluyla haber yayıncılığı yaptığını beyan etmiş, Fazlaya ilişkin hak ve talepleri saklı kalmak kaydıyla; arz ve izah edilen sebepler ve mahkememizce resen gözetilecek nedenler muvacehesinde internet üzerinden yayınlanan haberler yoluyla müvekkilin kişilik haklarına yapılan saldırı nedeniyle 10.000 Türk Lirası tutarında manevi tazminatın haksız fiilin ilk başladığı tarih olan 25.06.2017 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalı yandan tahsili ile taraflarına ödenmesine, delil tespiti için yapılan masrafların ilgili kısmı da dahil olmak üzere; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine
karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle, davanın Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde belirtilen 2 yıllık süre içinde açılmadığını, bilindiği gibi, FSEK’nun 86/3. Maddesinin göndermesiyle Borçlar Kanunu’nun haksız fiil hükümlerine (BK 49 ve TBK 58) dayanan maddi ve manevi tazminat davalarının iki yıl içinde açılması gerektiğini, dava konusu yapılan yayınlar 25.06.2017 ve 25.12.2017 tarihli olduğunu, dava tarihinin ise 28.12.2020 olduğunu nedenle davanın zaman aşımı yönünden reddi gerektiğini, müvekkili şirketin “…” isimli internet ortamında yayın yapan bir haber portalının sahibi olduğunu, 25.06.2017 tarihli haber, “…(…) ” isimli haber ajansına dayanılarak verildiğini, haber metni ve resmin müvekkil yayın kuruluşuna ait olmadığını, davacının ilk haberle ilgili olarak cevap ve düzeltme hakkını kullanmaması karşısında ilk haberin devamı niteliğinde olan ve … Gazetesi’ne ait …tarihli haber müvekkiline ait internet haber sitesinde yer aldığını, aynı şekilde haber metni ve resim müvekkil yayın kuruluşu tarafından hazırlanmadığını, her iki haberde de haber kaynaklarının açıkça belirtildiğini, …ve … tarafından duyurulan haberin güncel, niteliği itibarıyla ilgi çekici ve yayınlanmasında kamu yararının bulunması karşısında haber kaynaklarının içeriğine tamamen uygun olarak hiçbir ekleme ve yorum yapılmaksızın olduğu gibi verilmiştir.Aynı haberlerbirçok haber sitesinde dekaynak gösterilerek yayınlamadığını, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatları doğrultusunda, manevi tazminatın zenginleşmeye aracı edilemeyeceği ilkesi manevi manevi tazminat davaları için günümüzde de geçerliliğini koruduğunu, davacının “cevap ve düzeltme hakkını” kullanmamasının bu konudaki savunmalarını doğruladığını, belirttikleri nedenlerle, zamanaşımı itirazımız dikkate alınarak davanın usul ve esastan reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, bildirilen tanıklar dinlenmiş, teknik ve özel bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu alınmış ve icra dosyası dosya arasına alınmıştır.
Dava, FSEK 86 uyarınca fotoğrafın izinsiz kullanımına dayalı manevi tazminat talebine ilişkindir.
Mahkememiz ihtisas mahkemesi olup, 5846 sayılı Yasa’nın 76.maddesinde açıkça belirtildiği üzere; Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun düzenlediği hukuki ilişkilerden doğan davalara, SMK ile düzenlenmiş olan marka, patent, tasarım gibi uyuşmazlık konusu davalara bakmakla görevlidir. (Bu yönde Yargıtay 17.Hukuk Dairesi’nin 2014/3102-5641 sayılı 11/04/2014 tarihli kararı “5846 sayılı FSEK’in 1.ve 1/A maddelerinde amaç ve kapsamı düzenlenmiş olup, fikir ve sanat eserlerini meydana getiren eser sahiplerinin ürünleri üzerindeki manevi ve mali haklarını belirlemek, korumak, bu ürünlerden yararlanma şartlarını düzenlemek, öngörülen esas ve usullere aykırı yararlanma halinde yaptırımları tespit etmektir.”)
Tüm dosya kapsamı BAM kaldırma kararı ve yasal mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde İhtisas mahkemesi niteliğinde olan mahkememizin davada görevli olmadığı, dava konusunun davacıya ait fotoğrafın izinsiz kullanımı nedeni ile manevi tazminat talebine ilişkin olduğu dikkate alındığında Asliye Hukuk Mahkemesinin görev alanında kaldığı anlaşılmakla davanın görev yönünden reddine, mahkememizin görevsizliğine, karar kesinleştiğinde ve süresinde talep halinde dosyanın görevli Nöbetçi İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmesi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın görev yönünden reddine, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Dosyanın talep halinde görevli ve yetkili İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK 20. Maddesi gereğince görevsizlik kararının kesinleşmesini mütaekip iki haftalık süre içerisinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine dair talepte bulunulmadığı taktirde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
4-Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece dikkate alınmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸