Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/430 E. 2023/32 K. 12.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/430 Esas
KARAR NO : 2023/32

DAVA : Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/12/2020
KARAR TARİHİ : 12/06/2023

Mahkememizde görülmekte bulunan Patent (Patent Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davalı … yurt dışında, İsviçre’de ikamet ettiğini, dava konusu patentin, sicilde kayıtlı patent vekili …A.Ş.) … adresinde ikamet ediyor olması nedeniyle yetkili mahkeme İstanbul mahkemesinin olduğunu, dava konusu patentin aile patenti niteliğinde olan ve iptal edilen … sayılı patentin, Avrupa Patent Ofisi nezdindeki itiraz-iptal sürecinin de kısaca incelenmesi gerektiğini, Dava konusu patentin bölündüğü patent olan ve aynı istemlere sahip … sayılı patente yapılmış olan itiraz neticesinde, İtirazlar Birimi tarafından verilen 04.12.2013 tarihli karara göre (D20), dava konusu patentteki kombinasyon, buluş basamağı yokluğu sebebiyle patentlenemeyeceğini, İtirazlar birimi, bu nedenle ana istemler bakımından, buluş basamağının olmadığına karar verildiğini, Bu arada itiraz sahibinin sunmuş olduğu ek istemler bakımından ise, kombinasyonun, aynı anda, tek birim ilaç şeklinde (fixed dose) verilmesinin “daha düşük dozda ilacın (indakaterolün 150μg yerine 110 μg) verilmesine yol açtığı” ve itiraz edenler tarafından, kombinasyonda daha düşük dozun verilmesine dair bir belge sunulmadığı gerekçesiyle patentin devamına karar verildiğini, İtiraz edenler, bunun üzerine, söz konusu kombinasyon bakımından, indakaterolün tek başına 150 μg yerine, aynı anda verilmesi halinde,110 μg verilmesinin sebebinin, ilaçların aynı anda verilmesi olmadığını, daha küçük parçacıklara sahip indakaterolün verilmesi olduğunu, yani bir formülasyon etkisi bulunduğunu ileri sürdüklerini. “…” yayınına (D21) göre (sayfa 530, sol sütun ilk paragraf) ve “…” yayınına (D22) göre (sayfa 114,sol sütun,son paragraf) tek başına indakaterol daha büyük partiküllere sahip iken, kombinasyonu içeren tek (fixed-dose) ilaçta indakaterol daha ince ve küçük partiküllere sahip olduğu için indakaterol dozu 110 μg’a düşürülmüştür. Mikronize edilmiş ilaç partikülleri, büyük laktoz taşıyıcılara yapışmakta ve inhale edildiğinde,mikronize ilaç partikülleri, laktoz taşıyıcıdan ayrıldığını, (D23 olarak işaretlediğimiz…l. “…” …sayılı patentte, … ve …’nın kombine edilerek kullanılması durumunda, doz miktarlarının düşeceği izah edildiğini, (sayfa, 2 ve 3. Paragraflar). (D14) olarak adlandırdığımız “…” yayınında (sayfa 172, son paragraf) ise kombinasyonda daha düşük dozun kullanılması öngörülmektedir. (D15) olarak adlandırdığımız “…” (sayfa 472, sol sütun,ikinci paragraf) yayını da benzer sonuca ulaştığını, … (sayfa 12, 23-30. Satırlar, sayfa 13) patentlerinde de, doz düşürülmesi öngörülmektedir. “… ” yayınında (D24), … ve … kombinasyonu halinde,… dozunun düşürüleceği ve bronkodilatör etkisinin daha iyi olacağı saptandığını, … sayılı patentle ilgili olarak, Temyiz Kurulu, herhangi bir karar vermeden önce patent sahibi, değiştirilmiş istemlere dayalı metni Avrupa Patent Ofisi’ne sunmayacaklarını belirten 31.10.2018 tarihli dilekçe (D25) ile başvurusundan feragat etmiş ve böylelikle Temyiz Kurulu tarafından, incelenecek bir patent geride kalmadığı için, İtirazlar Birimi kararının bozulmasına ve patentin hükümsüzlüğüne karar verildiğini, (D26). Davalı patent sahibinin bu şekilde hareket ederek kendi patentinin hükümsüzlüğüne yol açmasının sebebi, İtirazlar Birimi tarafından verilen 04.12.2013 tarihli kararda (D20) dava konusu kombinasyonun buluş basamağına sahip olmadığına karar verilmesi, patentin Temyiz Kurulu kararı ile iptal edileceğini anlaması (mesela 17.09.2018 tarihli ön karar-D27) ve meselenin Temyiz Kurulu tarafından gerekçeli bir şekilde karara bağlanmasının önüne geçip, yapmış olduğu bölünmüş başvurularla süreci uzatmak ve rakip firmaların ürünlerinin piyasaya verilmesini engellediğini, Ayrıca dava konusu patent, insan vücuduna uygulanacak tedavi usulleri ile ilgili olup, buluş niteliği taşıdığını belirterek, fazlaya dair tüm haklarımız, maddi ve manevi tazminat taleplerimiz, Rekabet Kanunu’ndan ve Türk Ceza Kanunu’ndan kaynaklanan haklarımız saklı kalmak üzere; … sayılı patentin bütün istemleri ile hükümsüzlüğünü, Hükümsüz kılınan patentin sicilden terkinini, Yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini saygılarımızla arz ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, patent hukuku kapsamında açıklanacağı üzere, davacının hükümsüzlük iddiaları hukuki ve bilimsel temelden yoksun olduğunu, reddi gerektiğini, müvekkil şirket “… başlıklı patent başvurusu ise Avrupa Paten Ofisi nezdinde … sayı ile tescil edildiğini, söz konusu başvuru kapsamında …ve … nolu patent Türk Patent nezdinde ulusal safhaya girdiğini ve tescil edildiğini, Epo nezdide devam eden süreç işbu dava bakımında bekletici mesele yapılması gerektiğini, davacı yanın kapsam aşımına ilişkin iddialarının haksız olduğunu, … sayılı patentin açık ve tam olarak açıklandığını, patentin buluş basamağını havi olmadığına dair iddiasının haksız olduğunu, patentin tedavi yöntemine ilişkin olması nedeniyle patentlenemeyeceğine ilişkin iddialar haksız ve ulusal patentin hukukumuza aykırı olduğunu, davacının başta davasını somutlaştırma yükümlülüğü olmak üzere dava dilekçesindeki usulü eksiklikleri tamamlaması için kendisine emir ve süre verilmesini, 1 numaralı bentte belirtilen konu yerine getirildikten sonra, taraflarına savunma haklarının kullanımına uygun bir süre verilmesini, işbu davaya konu patentin avrupa patentine ilişkin olarak EPO nezdinde devam etmekte olan sürecin işbu dava için bekletici mesele yapılmasını, haksız davanın ve davacı taleplerinin tümden reddini, dava masraf ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava, Patent (Patent Hükümsülüğünden Kaynaklanan) hükümleri uyarınca açılmış davadır.
Davacı vekilinin sunduğu 09/06/2023 tarihli dilekçe ile açmış oldukları davadan feragat ettiklerini, HMK 307 vd. Md. Hükümleri gereğince davalarından kayıtsız ve şartsız olarak (HMK 309/4), bu çerçevede istinaf ve temyiz haklarından da feragat ettiklerini bildirdiği anlaşılmıştır.
HMK.nun 307 ve devamı maddelerinde davadan feragat ve şekli açıkça belirtilmiştir. HMK 307. maddesi düzenlemesine göre feragat davacının talep neticesinden kısmen veya tamamen vazgeçmesidir.
Feragat beyanı dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır, hüküm ifade etmesi için karşı tarafın veya mahkemenin muvafakatine bağlı değildir (HMK 309. madde). Feragat hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir (HMK 310. Madde).
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; davacı vekilinin açık beyan içeren feragat dilekçesi ibraz ettiğinin ve vekaletnamesinde feragate ilişkin yetkisinin bulunduğu anlaşıldığından davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın vaki feragat nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiyesi 125,50 TL’nin davacıdan tahsili ile Hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile müracaat etmek ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesin nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/06/2023

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır