Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/412 E. 2022/230 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/412 Esas
KARAR NO : 2022/230

DAVA : İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkilİ …’nin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 42. maddesi gereğince kurulmuş olan bir meslek birliği olduğunu, müvekkili ile davalı borçlu … AŞ (… ) arasında akdedilen 25.12.2018 tarihli ve … AŞ (… ) arasında akdedilen 07.11.2018 tarihli LİSANS SÖZLEŞMELERİ ile tarafların karşılıklı edimlerini hüküm altına aldığını, bu sözleşmelere göre davalı şirketin, sözleşmenin ‘MALİ ŞARTLAR ‘başlıklı 5. Maddesinde mali hak bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin 7. Maddesinde Sözleşmenin Süresinin hüküm altına alındığını, ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde ;borçlu ,sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veye belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemez ise, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğini, yine Borçlar Kanunu’nun 117/1 hükmü gereği ; borcun ifa edileceği gün ,taraflarca birlikte belirlenmişse bu günün geçmesiyle borçlunun temerrüde düşmüş olacağını, davalı borçlunun açıkça kötü niyetli olduğunu, davalı şirketin akdedilen sözleşmeye istinaden müvekkil meslek birliğine hangi oranda borcu olduğunu bildiği halde ödemesini yapmamış bakiye borcunu da ödemediğini, davalı şirkete karşı alacaklarının tahsiline yönelik … 36.İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile açılan ilamsız takipteki borca itiraz ettiğini, davalı borçlunun haksız itirazları neticesinde takibin durduğunu, davalı tarafından yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olduğunu, davayı sürüncemede bırakmaktan başka bir amaç taşımadığını, bu nedenle itirazın iptali için iş bu davanın ikamesi zaruret olduğunu, açıklanan nedenlerle Müvekkili şirketin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını; takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini; dava giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilince sunulan cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davacı tarafın müvekkili şirket aleyhine … 36. İcra Müdürlüğü’nün … E. ve…E. sayılı dosyaları ile icra takibi başlattığını, taraflarınca aleyhlerine yapılan haksız icra takiplerine itiraz edildiğini, görülmekte olan işbu itirazın iptali davasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, zira müvekkili şirketin merkezinin … olduğu, … İcra Daireleri ve Mahkemeleri taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda yetkili olmadığını, zira Müvekkili şirketin adresinin … olduğunu, Taraflar arasında imza ve tanzim olunan sözleşmenin 8. Maddesine göre davacı tarafa sundukları …tarihinde keşide edilerek usulüne uygun olarak … 26. Noterliği’nden gönderilen … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşme taraflarınca feshedildiğini, dolayısıyla 2018 yılı dönemi için yenilenmediğini, müvekkili şirketin ile davacı arasındaki lisans sözleşmesinin müvekkili tarafından sözleşme hükümlerine göre feshedildiğini, 2018 yılı döneminde yenilenerek, uzamadığından, müvekkil şirketin 2018 yılı döneminde sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borcu bulunmadığını, sözleşme incelendiğinde görüleceği üzere sözleşmenin taraflarının …, …, … ve … olduğu, sözleşmede bu dört meslek birliği birlikte kısaca meslek birlikleri olarak yer aldığını, sözleşmenin geçerliliğini kabul anlamına gelmemekle beraber görüldüğü üzere bu dört meslek grubunun birlikte hareket ettiklerini, Müvekkili şirket ile bahsi geçen meslek birlikleri arasında tek bir sözleşme imza altına alındığını, bahsettikleri üzere bu sözleşmenin 24.11.2015 tarihinde feshedildiğini, ancak sözleşmede bahsi geçen dönem için 60.000 tl 27/11/2020 tarihinde müvekkili şirketin muhasebecisi … tarafından …’A ödendiğini, bu ödemeye ilişkin dekontun sunulduğunu, dekont açıklamasında yer alan … 5. İcra Dairesi … E., … E., … E. sayılı dosyalara yapılan ödemeler …’A yapıldığını, bu dosyalardaki alacak konusu işbu davaya konu sözleşmedeki alacak konusu ile aynı olduğunu, daha sonradan bahsi geçen bu meslek birliklerinin ayrılarak ikili olarak hareket etmesi dolayısıyla müvekkilden ayrı ayrı talepte bulunulmasının açıkça kötü niyetli olduğunu, Müvekkili şirketin uzun yıllardır otel işletmeciliği yapan saygın bir şirket olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin işlettiği otelin mevsimlik olarak çalıştığı ve kışın kapalı olduğu göz önüne alınmadan davacı tarafça sanki 12 ay müvekkilinin işlettiği otel açıkmış gibi fatura kesildiğini, yine müvekkili şirketin işletmekte olduğu otelin oda sayısı ve yıldızı değerlendirilmeden faturalar kesildiğini, hiçbir değerlendirme ve tespit yapılmadan davacı tarafça fatura kesilmesinin, geçersiz bir sözleşmenin dayanak gösterilmesinin açıkça usul ve yasalara aykırı olduğunu, kaldı ki bilindiği üzere 1 yıldan fazla süredir Covid-19 salgın hastalığı ile olan mücadelede ekonomik olarak en çok otelciler etkilendiğini, otellerin çok uzun süredir kapalı olması ve turizmin bu süreçte durma noktasına gelmesi nedenleri ile müvekkilinin halihazırda sözleşme yapılan bir kuruma aynı dönemler için ödeme yaptığı halde yine sözleşmedeki bir diğer kurumun aynı dönemlere ilişkin talepleri aşırı yararlanma durumunu oluşturduğunu ve haksız kazanç elde edilmesine yol açtığını, müvekkili şirketin davacı tarafın iddia ettiğinin aksine, davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacı tarafın belirsiz bir alacak iddiası ile kötü niyet tazminatı istemesinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu ve davacı tarafın kötü niyetini ortaya koyduğunu, haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini talep ettiklerini, Yargıtay’ın artık yerleşik hale gelmiş olan görüşüne göre; lokanta, bar, otel lobisi vb. Alanlarda işletmelerin, umumi mahalde müşterilerine dinletmekten ibaret olan eylemlerinde, muhataplar ve icracı sanatçılar yönünden mali hakların ihlalinden bahsedilemeyeceği sabit olduğundan, bu yayınlara ilişkin müvekkili şirketin düzenlenen fatura bedellerini ödeme yükümlülüğü bulunmadığından, işbu davanın reddi gerektiğini, açıklanan nedenlerle yetki itirazının kabulü ile işbu haksız davanın, sözleşme konusu alacağın müvekkili şirket tarafından ödenmiş olması sebebi ile reddini, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalının sözleşmenin 2015 yılında feshedildiğini, borcun ödendiğini, otelin mevsimlik çalıştığı ve otelin oda sayısı-yıldızı değerlendirilmeden fatura kesildiğini iddia ettiğini, işbu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, her ne kadar yetki itirazında bulunmuşsa da yetki itirazlarını kabul etmediklerini, zira İİK m. 50/2 hükmü gereğince yetki itirazını ödeme emri tebliği ile 7 gün içerisinde borca itiraz ile birlikte icra dairesine iletmesi gerektiğini, ancak davalı vekilinin davaya konu … 36.İcra Müdürlüğü … E. ve … 36.İcra Müdürlüğü … E. Sayılı icra dosyalarında sadece borca itiraz ettiğini, Mahkemenin de takdir edeceği üzere davalı sadece borca itirazı ile bağlı olduğunu itiraz sebeplerini genişletemeyeceğini, işbu iddiaların genişletilmesine muvafakatleri bulunmadığını, kesinlikle yetki itirazının geçerli olduğunu kabul ettikleri anlamına gelmemek kaydı ile hukuki yarar olduğu düşünüldüğünden yetki itirazına cevap verme zorunluluğu da hasıl olduğunu, davalı borçlunun yetki itirazının yersiz ve TBK. Md. 89’ a göre borcun ifa yerinin tarafların açık veya örtülü iradelerine göre belirlendiğini, aksine anlaşma olmadığı takdirde para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğini, bu durumda, alacaklı müvekkilinin yerleşim yerinin … olduğundan, takibin yetkili … İcra Müdürlüklerinde açıldığını, Mahkemeye sunulmuş olan taraflarca akdedilmiş olan sözleşmenin 8.6 maddesinde taraflarca olası bir ihtilafta İstanbul Merkez icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olacağının kabul edildiğini, taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesi ile İstanbul Mahkemeleri ve Müdürlüklerinin yetkili kılındığını, dolayısıyla davalı borçlunun yetki itirazının geçerli olduğu düşünülse de açıklanan sebeplerle zaten reddi gerektiğini, davalı şirketin cevap dilekçesinde beyan ettiği fesih ihtarının beyan edildiği üzere 2015 yılında gönderildiğini, fesih ihtarında da açıkça yazıldığı üzere 01.08.2008 tarihli sözleşmeye istinaden gönderildiğini, ihtarda bahsi geçen 01.08.2008 tarihli sözleşmenin işbu dilekçe ekinde yer aldığını, Mahkemenin de takdir edeceği üzere beyan edilen ihtarın huzurdaki davanın konusu dışında olduğunu, zira huzurdaki dava 2018 ve 2019 yılı sözleşme bedellerinin talebine dayanak olan 07.11.2018 tarihli sözleşmenin dava dilekçesinin ekinde Mahkemeye sunulduğunu, tarafların fesih ihtarında 3 yıl sonra tekraren sözleşme akdettiğini, işbu 2018 tarihli sözleşme bedellerinin ödenmediğini, taraflar arasında geçerli bir fesih ihtarı varmış gibi 2015 tarihli fesihli ihtarın dosyaya sunulmuş olmasının tamamen kötüniyetli ve yanıltmaya yönelik olduğunu, sözleşmede açıkça hangi meslek birliğine ne kadar ödeme yapılacağının belirtildiğini, davalı tarafın diğer meslek birliğine ödemiş olduğu lisans bedelleri ile borcun sona erdiği kanısına nasıl varıldığı taraflarınca anlaşılamadığını, zira dosyaya sunulmuş olan dekontta huzurdaki davaya konu icra takiplerinin numarasının bulunmadığını, beyan edilen ödeme varsa davalı şirketin akdedilen sözleşme gereği Mesamın hak ettiği bedeli ödediği kanısına ulaştıklarını, takdir edileceği üzere Mesam ve Müyorbir’in ayrı meslek birliği olduğu sözleşmede hak edilen lisans bedellerinin de ayrı olduğunu, müvekkili Müyorbir Meslek birliğine herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı tarafın da bu anlamda gerçeğe uygun sunduğu bir dekont bulunmadığını, dosyaya sunulmuş olan dekontun Mahkemeyi yanıltmaya yönelik olduğunu ve dikkate alınmaması gerektiğini, davalı şirketin otelin mevsimlik çalıştığı ve otelin oda sayısı-yıldızı değerlendirilmeden fatura kesildiği beyanlarının da taraflarınca kabul edilmediğini, sözleşmede oda birim fiyatının belirlendiğini, keşide edilen faturaların sözleşmeye uygun olduğunu, hukukumuzda sözleşmeye bağlılık (Ahde vefa-pacta sund servanda) ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edildiğini, bu ilkelere göre sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalı ve hükümlerine riayet olunması gerektiğin, taraflar sözleşmeyi imzalayarak sözleşmenin tüm hükümlerini kabul ettiklerini, sözleşmenin kurulması ile tüm maddelerin taraflar için bağlayıcılık kazandığını, davacının sözleşme hükümlerini göz ardı ederek fatura bedellerinin ödeme yükümlülüğünün bulunmadığı beyanının taraflarınca asla kabul edilebilecek bir durum olmadığını, açıklanan nedenlerle haksız ve kötü niyetli itirazın iptalini, talep edilen meblağ üzerinden takibin devamını, %20 inkar tazminatına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilince sunulan ikinci cevap dilekçesinde özetle; Her şeyden önce icra takibinin yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, zira müvekkili şirketin merkezinin … olup İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemelerinin taraflar arasındaki uyuşmazlıklarda yetkili olmadığını, davacı yan taraflarınca dosyaya sunulmuş olan dekontta huzurdaki davaya konu icra takiplerinin numarası bulunmadığı iddiasında olduğunu, ancak davacının diğer iddiaları gibi bu iddiası da mahkemeyi yanıltma amacı güttüğünü, daha önce de belirttikleri gibi müvekkili şirket ile davacı arasındaki lisans sözleşmesinin, müvekkili tarafından sözleşme hükümlerine göre 2015 tarihinde feshedildiğini, 2018 yılı döneminde yenilenerek uzamadığından müvekkili şirketin 2016-2017-2018 döneminde sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borcu bulunmadığını, sonuç olarak sözleşmenin geçerliliği taraflarınca kabul edilmediğinden davacının yapmış olduğu haksız takip neticesinde bahsi geçen dosyaya müvekkili şirket tarafından ödeme yapılmış olmasını beklemenin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkil, şirket tarafından sözleşmede bahsi geçen dönem için 58.896,20 TL …’a ödeme yapıldığını, yapılan ödemelerin bu dosyalardaki alacak konusu işbu davaya konu sözleşmedeki alacak konusu ile aynı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının iddia ettiği gibi sözleşmenin feshedilmemiş olduğu kabul edilse dahi işbu davaya konu bedellerin müvekkil şirket tarafından sözleşmedeki diğer taraf …’A ödendiğini, dekontların sunulduğunu, dolayısıyla daha sonradan bahsi geçen bu meslek birliklerinin ayrılarak müvekkilinden ayrı ayrı talepte bulunulmasının açıkça kötü niyetli olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin işletmekte olduğu otelin mevsimlik olarak çalıştığı ve kışın kapalı olduğu göz önüne alınmadan davacı tarafça sanki 12 ay müvekkilinin işletmekte olduğu otel açıkmış gibi fatura kesildiğini, yine müvekkil şirketin işletmekte olduğu otelin oda sayısı ve yıldızı değerlendirilmeden faturalar kesildiğini, müvekkilinin halihazırda sözleşme yapılan bir kuruma aynı dönemler için ödeme yaptığı halde yine sözleşmedeki bir diğer kurumun aynı dönemlere ilişkin talepleri aşırı yararlanma durumunu oluşturduğunu ve haksız kazanç elde edilmesine yol açtığını, müvekkili şirketin davacı tarafın iddia ettiğinin aksine, davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, açıklanan nedenlerle yetki itirazlarının kabulü ile işbu haksız davanın, sözleşme konusu alacağın müvekkili şirket tarafından ödenmiş olması sebebi ile reddinei takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan deliller ve belgeler ile … 36. İcra Dairesinin …E , … E ve …E sayılı icra dosyasının fiziki olarak mahkememize gönderilmesi istenilmiş olup, işbu dosyalar celp edilerek Mahkememiz dosyası içerisine alınmış olup Mahkememiz 28/10/2021 tarihli duruşmasında “…Mahkememizce resen seçilecek bir mali müşavir bilirkişiye tevdiine, tarafları arasındaki uyuşmazlık konusunun tespiti yönünden özellikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında düzenlenen faturaların sözleşmeye uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği işlemiş faize yönelik taleplerin sözleşme hükümlerine uygun olup olmadığı, davalının dava dışı meslek birliği olan …’a yapmış olduğu ödemelerin davacıya ait lisans alacağı kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği (sözleşmede belirlenen lisans ücretleri dikkate alındığında), icra takip tarihi itibariyle alacak borç durumunun tespiti yönünden bilirkişi raporu alınmasına…” karar verilmiş ve alınan 22/01/2022 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle; Davacı tarafın dava konusu döneme ait ticari defterlerinin açılış-kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde usulen uygun olarak yapılmış olduğu, davacı … taraf defterlerinin sahipleri lehine delil olma özelliğini haiz olduğu, Taraflar arasında 07.11.2018 tarihli ve 25.12.2018 tarihli lisans sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeden kaynaklı alacakların icra takiplerine ve davaya konu edildiği, Davacı şirketin davalı firma ile ilgili 120 alıcılar hesabının alt hesabında takip ettiği 120.02.2940 … TİC. AŞ.’ nin alıcılar hesabına faturaları Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2018-2019 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalardan sonra oluşan 31.12.2019 tarihi itibariyle 10.049,60 TL defter ve kayıtlarında davalıdan alacaklı olduğu, davacı şirketin davalı firma ile ilgili 120 alıcılar hesabının alt hesabında takip ettiği 120.02.2926 … TİC. AŞ.’ nin alıcılar hesabına faturaları Muhasebe teknik ve usullerine uygun olarak 2018-2019 yılı defter kayıtlarına işlediği eklerde yevmiye kaydı ile detayı verilen tüm faturalardan sonra oluşan 31.12.2019 tarihi itibariyle 5.336,25 TL defter ve kayıtlarında davalıdan alacaklı olduğu, bu alacağın 2020 yılına devrettiği başkaca ödemenin olmadığı, davacının davaya ve icra takibine konu 2019 yılı sözleşmelerden kaynaklı alacaklarının davalıya faturalandırılmadığı, hukuki takdir ve değerlemesinin yüce mahkemenize
bırakıldığı, yansıtılan 2018 yılı bedelin sözleşme içeriği ve tutarla örtüştüğü, 2019 yılı sözleşme bedeliyle örtüşmediği, Huzurdaki davada; toplam 7.341,60 TL 07.11.2018 tarihli sözleşmeden kaynaklı alacağına aylık %2 oranında icra takip tarihinden işlemiş faizi birlikte talep ettiği, davacı tarafından 10.02.2020 tarihinde … 36.İcra Müdürlüğünün … n.olu dosyası ile icra takibi başlatıldığının görüldüğünü, bir alacağa faiz talep edilebilmesi için ödeneceği tarihin kesin
olarak belirli olması (kesin vadeli işlem) ya da karşı yanın diğer tarafça bir ihtar ile temerrüde düşürülmesi gerektiğini, 2018 yılı lisan bedeli için belirlenen 4.470,23 TL+kdv=5.274,86 TL tutarın davacı tarafından davalı ünvanına fatura düzenlendiği, 2019 yılı lisan bedeli için belirlenen 1.648,19 TL+296,67 =1.944,86 TL tutara davacı tarafından faturanın düzenlenmediği 61,39 TL damga vergisi bedelinin tespit edildiği, toplam 7.281,11 TL alacak tutarın sözleşme içeriği ile uyumlu olduğu ve ödenmesinin yerinde olduğu, Huzurdaki davada; toplam 13.826,07 TL 25.12.2018 tarihli sözleşmeden kaynaklı alacağına aylık %2 oranında icra takip tarihinden işlemiş faizi birlikte talep ettiği, davacı tarafından
20.01.2020 tarihinde … 36.İcra Müdürlüğünün … n.olu dosyası ile icra takibi başlatıldığının görüldüğünü, İcra takibi ekindeki sözleşmede Miyorbir 2018 yılı lisan bedeli için belirlenen 8 418,56 TL+kdv=9.933,89 TL tutarın davacı tarafından davalı ünvanına fatura düzenlendiği ve ticari defter kayıtlara işlendiği, 2019 yılı lisan bedeli için belirlenen 3.103,95 TL+KDV =3.662,66 TL tutara davacı tarafından faturanın düzenlenmediği 115,61 TL damga vergisi bedelinin tespit edildiği, toplam 13.712,26 TL alacak tutarın sözleşme içeriği ile uyumlu olduğu ve ödenmesinin yerinde olduğu, Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 5.6 maddesinde ödeme seçeneği ne olursa olsun gecikme halinde lisans alan ilgili mali hak bedeli üzerinden %2 aylık gecikme faizinin uygulanacağının yazılı olduğu, itirazın iptali ile takibin devamı gerektiği, icra takip tarihinden sonra asıl alacak için talep edilen aylık %2 işlemiş faizin oranının yerindeliğinin Mahkemeniz görev
alanı ve takdirinde bulunduğu görüş ve kanaatini belirtmiştir.
Davacı vekilince sunulan 25/02/2022 tarihli bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçesinde özetle; Her ne kadar bilirkişi tarafından raporunun 9.sayfasına 6.numarada yansıtılan bedellerin sözleşme içeriği ve tutarla örtüşmediğini beyan etmiş ise de damga vergilerini eklemediğini, aradaki farkın damga vergilerinden kaynaklandığını, karar sürecini uzatmamak adına -aradaki farkın az olmasından sebeple- hesaplamaya itiraz edilmediğini, müvekkili ile davalı şirketin 07.11.2018 tarihinde ortak iradeleri ile dava ve takiplerin konusu sözleşmeyi akdettiklerini ve işbu sözleşme gereğince davalı tarafın meslek birliklerine belirlenen oranlar tutarında ayrı ayrı lisans hak bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, davalı şirketin takipte konu edilen müvekkilinin hak ettiği 2018 ve 2019 yılındaki sözleşme bedellerini ve damga vergilerini ödemediğinin işbu tespit bilirkişi raporunda yer aldığını, sözleşmede meslek birliğine hangi oran ve miktarlarda ödeme yapılacağı belirtildiği gibi, kesin vade ile ödeme tarihleri de açıkça hüküm altına alındığını, bundan sebeple davalı şirketin 2019 yılı lisans bedelinden de sorumlu olduğunu, sözleşmenin 7.2 nolu maddede açıklandığı üzere usule uygun fesih bildirilmedikçe sözleşmenin aynı şartlar ile devam eden yıllar için otomatik olarak yenilendiğini, her ne kadar 2019 yılı lisans bedeli faturalandırılmamış olsa da taraflar arasındaki sözleşme gereği davalı taraftan tahsili gerektiğini, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile açıklanan sebeplerle bilirkişi raporu ve talepleri doğrultusunda davanın kabulü ile %20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatına, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilince sunulan 01/03/2022 tarihli Bilirkişi Raporuna karşı itiraz dilekçesinde özetle; FSEK’nun 42. maddesi gereğince kurulmuş bir meslek birliği olan …’nin tacir olmadığı ve işbu uyuşmazlıkta delil olarak ticari defterlere dayanamayacağı, taraflarınca 23/11/2021 tarihinde süresi içinde müvekkilinin şirket merkezinin Alanya’da olması nedeni ile ticari defterlerinin yerinde incelenmesi talepleri ve defterlerin bulunduğu adresin mahkemeye iletildiğini, oysa dosyada bilirkişinin yetkilendirilmiş olmasına rağmen müvekkilinin ticari defterlerini yerinde incelenmeden, sadece davacı yanın ticari defterlerini incelemek suretiyle raporunu tanzim ettiğini, dolayısıyla işbu bilirkişi raporunun henüz eksiklikler giderilmeden hazırlanmış olduğunu, anılan kanun hükmü gereğinde ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi gerektiğini, müvekkilinin şirket ticari defterlerini ibraz etmekten kaçınmadığını, halen defterlerin yerinde incelenmesi talepleri olduğunu, her ne kadar bilirkişi tarafından taraflar arasında sözleşme akdedildiği şeklinde yorumda bulunulmuşsa da esasen dosyada mübrez davacı tarafa …tarihinde keşide edilerek usulüne uygun olarak … 26. Noterliği’nden gönderilen … yevmiye nolu ihtarname ile sözleşme taraflarınca feshedildiğini, 2018 yılı dönemi ve sonrası için yenilenmediğini, müvekkili şirket ile davacı arasındaki lisans sözleşmesinin müvekkili tarafından sözleşme hükümlerine göre feshedildiğini, 2018 yılı döneminde yenilenmemiş olduğundan müvekkili şirketin 2018 ve sonrası dönemlerine ait sözleşmeden kaynaklı herhangi bir borcu bulunmadığını, sonuç olarak sözleşmenin geçerliliği taraflarınca kabul edilmediğinden davacının yapmış olduğu haksız takip neticesinde bahsi geçen dosyaya müvekkili şirket taraından ödeme yapılmış olmasını beklemek hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte davacının iddia ettiği gibi sözleşmenin feshedilmemiş olduğu kabul edilse dahi işbu davaya konu bedellerin müvekkil şirket tarafından dava dışı …’A zaten ödendiğini, dolayısıyla daha sonradan meslek birliklerinin ayrılarak müvekkilden ayrı ayrı talepte bulunulmasının açıkça kötü niyetli olduğunu, açıklanan nedenlerle 22/01/2022 tarihli bilirkişi raporunun hükme esas alınmamasını, itirazları doğrultusunda ticari defterleri incelenmek üzere dosyanın yeni bir bilirkişiye tevdi edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememiz 07/04/2022 tarihli duruşmasında tarafların beyan ve itirazları değerlendirilmiş olmakla “…Davalı vekilinin talebi doğrultusunda mahal mahkemesine talimat yazılarak dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi ile takibe konu dönemler kapsamında davalı ticari kayıtlarında herhangi bir ödemenin bulunup bulunmadığı sözleşme kapsamında yapılan ödeme var ise bunların miktar ve tarihlerinin ne olduğu hususlarında rapor tanziminin istenmesine…” karar verilmiş ve davalının adresinin bulunduğu Nöbetçi … Asliye Hukuk Mahkemelerine (FSHHM sıfatıyla) talimat yazılmış … 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin …Talimat sayılı dosyasında davalının ticari defterleri yerinde incelenmiş olmakla alınan 02/06/2022 tarihli Bilirkişi Raporunda özetle;
Davalı şirketin ticari defterleri ve dava dosyası kapsamına göre, taraflar arasında borç-alacak ilişkisinin olduğu ve davalı şirketin ticari defterlerinde davacı kurum adına alacak kaydettiği faturalara istinaden takip tarihi itibariyle davalı şirketin bakiye 22.790,98.-TL. tutarında davacı kuruma borcunun kayıtlı olduğu, dava dosyasına sunulan 22.01.2022 tarihli bilirkişi raporunda, davacı kurumun ticari defterlerine göre davacı kurumun 10.049,50 + 5.336,25 = 15.385,75.-TL. tutarında davalı şirketten alacağı olduğunun tespit edildiği, davacının ticari defterlerinde tespit edilen bu alacak tutarının içine dahil olan ; 09.12.2019 tarihli 19,01.-TL. (Damga vergisi) 27.11.2019 tarihli 35,80.-TL. (Damga vergisi)
31.12.2019 tarihli 79,81.-TL. (Damga vergisi) ,Toplam 134,62.-TL. olmak üzere toplam 134,62.-TL. tutarındaki kayıtların davalı şirketin ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı görüş ve kanaatini belirtmiştir.
İşbu dava sözleşmeye dayalı ilamsız takibe vaki itirazın İİK.’nın 67. Maddesine dayalı iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 mad.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibin de haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükümlerine amirdir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi imzalandığı, davalı tarafından fesholunduğu iddiasının davaya ve takibe konu dönem öncesi sözleşmeye ilişkin olduğu, yine yetki itirazının sözleşmenin yetkiye ilişkin hükmü dikkate alındığında yerinde olmadığı, dolayısıyla bu savunmalarına itibar olunamayacağı, sözleşmeye istinaden davacı tarafça düzenlenen faturaların ve dönemsel olarak ödenmesi gereken bedellerin ödenmemesi üzerine … 36.İcra Müdürlüğünün … nolu dosyası ile icra takibi başlatıldığı, 2018 yılı lisan bedeli için belirlenen 4.470,23 TL+kdv=5.274,86 TL tutarın davacı tarafından davalı ünvanına fatura düzenlendiği, 2019 yılı lisan bedeli için belirlenen 1.648,19 TL+296,67 =1.944,86 TL tutara davacı tarafından faturanın düzenlenmediği 61,39 TL damga vergisi bedelinin tespit edildiği, toplam 7.281,11 TL alacak tutarın
sözleşme içeriği ile uyumlu olduğu ve ödenmesinin yerinde olduğu, yine … 36.İcra Müdürlüğünün … n.olu dosyası ile icra takibi başlatıldığı, İcra takibi ekindeki sözleşmede … 2018 yılı lisan bedeli için belirlenen 8 418,56
TL+kdv=9.933,89 TL tutarın davacı tarafından davalı ünvanına fatura düzenlendiği ve ticari defter kayıtlara işlendiği, 2019 yılı lisan bedeli için belirlenen 3.103,95 TL+KDV =3.662,66 TL tutara davacı tarafından faturanın düzenlenmediği, 115,61 TL damga vergisi bedelinin tespit edildiği, toplam 13.712,26 TL alacak tutarın sözleşme içeriği ile uyumlu olduğu ve ödenmesinin yerinde olduğu, borçlunun itiraz dilekçesi ile borca, faize ve ferilerine, yetkiye itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verildiği davacı tarafından süresi içerisinde iş bu davanın açıldığı, mali bilirkişi tarafından izahı yapılan hesaplamaya göre her bir takip dosyası yönünden yapılan hesaplama üzerinden davanın kısmen kabulü ile alacağın likit olduğu davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile,
a) … 36. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, takibin 7.281,11 TL asıl alacağın (5.274,86 TL 2018 yılı sözleşme bedeli, 1.944,86 TL 2019 yılı sözleşme bedeli, 61,39 TL damga vergisi bedeli olmak üzere) takip talebinde belirtilen oranlar üzerinden işleyecek faiziyle birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (7.281,11 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
b) … 36. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE, 13.712,26 TL asıl alacağın (9.933,99 TL 2018 yılı sözleşme bedeli, 3.662,66 TL 2019 yılı sözleşme bedeli, 115,61 TL damga vergisi bedeli olmak üzere) takip talebinde belirtilen oranlar üzerinden işleyecek faiziyle birlikte DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
-İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (13.712,26 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli harçtan peşin yatırılan harcın mahsubu ile bakiye kalan 1.072,76 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan: 361,50 harç masrafı ile 2.399,25 TL posta bilirkişi giderinin kabul oranına göre hesaplanan 2.379,83 TL olmak üzere toplam 2.741,33 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 171,30 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin e duruşma bağlantısının koptuğu anlaşılmakla yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸