Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/410 E. 2022/128 K. 15.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/410 Esas
KARAR NO : 2022/128

DAVA : İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 15/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/09/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan İtirazın İptali (Fikir Ve Sanat Eseri Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkili …’nin 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu’nun 42. maddesi gereğince kurulmuş olan bir meslek birli olduğunu, müvekkili ile davalı borçlu … Tic.limited Şirketi arasında akdedilen 13.02.2018 tarihli lisans sözleşmesi ile tarafların karşılıklı edimlerini hüküm altına aldığını, bu sözleşmelere göre davalı şirketin sözleşmenin Mali Şartlar başlıklı 3. Maddesinde mali hak bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, sözleşmenin 5.Maddesinde Sözleşmenin Süresi hüküm altına alındığını, sözleşmeden doğacak uyuşmazlıkların çözümünde istanbul mahkemeleri ve icra daireleri yetkil olduğunu, madde açıkça uyuşmazlık halinde İstanbul Mahkeme ve icra dairelerini yetkili kılmış olup yetki yönündeki itirazın reddi gerektiğini, Ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde ; borçlu ,sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veye belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemez ise, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşeceğini, yine Borçlar Kanunu’nun 117/1 hükmü gereği ; ‘borcun ifa edileceği gün ,taraflarca birlikte belirlenmişse bu günün geçmesiyle borçlu temerrüde düşmüş olur ‘ şeklinde belirtildiğini, davalı borçlunun açıkça kötüniyetli olduğunu, davalı şirket akdedilen sözleşmeye istinaden müvekkil meslek birliğine hangi oranda borcu olduğunu bildiği halde ödemesini yapmamış bakiye borcunu da ödemediğini, davalı şirkete karşı alacakları tahsiline yönelik … 36.İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyası ile açılan ilamsız takipteki borca itiraz ettiğini, davalı borçlunun haksız itirazları neticesinde takip durduğunu, davalı tarafından yapılan itiraz haksız ve mesnetsiz olup davayı sürüncemede bırakmaktan başka bir amaç taşımadığını, açıklanan nedenlerle müvekkili şirketin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davalı tarafından icra dosyasına yapılan itirazın iptalini ve takibin devamını; takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini; dava giderleri ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkili aleyhine yürütülen takip yetkisiz icra dairesinde başlatıldığını, işbu itirazın iptali davası da yetkisiz mahkemede açıldığını, HMK uyarınca yargılamanın müvekkilinin ikametgahının bulunduğu … Asliye Hukuk Mahkelemelerinde ( Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) görülmesi gerektiğini, bu nedenle yetkisizlik kararı verilerek dosyanın yetki … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesini talep ettiklerini, davanın … Ltd. Şti.ne karşı açıldığını, davanın husumet yönünden reddi gerektiğini, …tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarından da görüleceği üzere … tarih ve … sayılı Genel Kurul kararı ile müvekkil … Ltd. Şti., …Tic. Ltd. Şti. ve … Ltd. Şti. ile beraber …Ltd. Şti.ne birleşme yoluyla devredildiğini, Müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı müvekkili aleyhine yapılan takipte 2017, 2018 ve 2019 yılları sözleşme bedeli borcu için takip başlatıldığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmamakla beraber iddia edilen dönemlere ilişkin geçerli bir fatura düzenlenip müvekkilim şirkete gönderilmediğini, anlatılan nedenlerle müvekkili şirketin davacı tarafa iddia edildiği gibi bir borcu bulunmadığını açıklanan nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesini, davalı müvekkili aleyhine açılan haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun işbu davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatteyse davanın esastan reddini, haksız ve kötü niyetli takip yapan alacaklı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle; TBK. Md. 89’ a göre alacaklı müvekkilinin yerleşim yeri Şişli/İstanbul olduğundan takip yetkili İstanbul İcra Müdürlüklerinde açıldığını, Mahkemeye sunulmuş olan taraflarca akdedilmiş olan sözleşmenin 6.6 maddesinde taraflarca olası bir ihtilafta İstanbul Merkez icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olacağı kabul edildiğini, davalı şirketin cevap dilekçesinde de beyan ettiği üzere davalı şirketin birleşme kararı her ne kadar 06.01.2020 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlanmışsa da davaya konu takip kayıtlardan da açıkça görüleceği üzere 18.12.2019 tarihinde yani birleşme kararından önce açıldığını, sayın davalı vekili gerek icra dosyasında sunulan itiraz dilekçesinde gerekse arabulucu toplantılarında işbu birleşmeden bahsetmediğini, davalı vekilinin borca itirazı … adına yaptığını, borçlu şirkete ait vekaletname örneğini de eklediğini, tüzel kişiliğini kaybettiği iddia edilen firma adına borca itiraz edip arabulucu toplantılarına katılmaları sebebini merak ettiklerini, takdir edileceği üzere işbu tutum dürüstlük kurallarına açıkça aykırı olduğunu, bu kapsamda HMK m.124/3 gereği taraf değişikliği talepleri bulunmayıp davalı şirketin … Ltd. Şti olması gerektiğini, müvekkili ile davalı şirket 13.02.2018 tarihinde ortak iradeleri ile dava ve takip konusu sözleşmeyi akdettiklerini ve işbu sözleşme gereğince davalı taraf meslek birliklerine belirlenen oranlar tutarında ayrı ayrı lisans hak bedeli ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, açıklamalara binaen haksız ve kötü niyetli itirazın iptalini, talep edilen meblağ üzerinden takibin devamını, %20 inkar tazminatına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesinde özetle; … tarih ve … sayılı Ticaret Sicil Gazetesi kayıtlarından da görüleceği üzere 19.12.2019 tarih ve 2019/04 sayılı Genel Kurul kararı ile müvekkil … Ltd. Şti., … Turizm Tic. Ltd. Şti. ve …Tic. Ltd. Şti. ile beraber … Ltd. Şti.ne birleşme yoluyla devredildiğini, icra takibinin başlatıldığı 18.12.2019 tarihinde müvekkili şirketin birleşme kararı henüz genel kurul tarafından onaylanmamış ve bu hususun sicile tescil edilmediğini, bu nedenle taraflarının icra takibine yapılan itirazını müvekkili …Ltd. Şti. adına yapılmasında herhangi bir hukuka aykırılık bulunmadığı bu durumun dürüstlük kuralına da aykırılık teşkil etmediğini, HMK madde 6/1 ‘Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.’ şeklinde hüküm altına alındığını davada karşı tarafın rızası aranmaksızın taraf değişikliği yapılabilmesinin koşulları taraf değişikliğinin maddi bir hatadan kaynaklanması veyahut dürüstlük kuralına aykırı olmaması olduğunu, HMK’nun 124/1. fıkrasına göre Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğunu, somut olayda maddi hatadan kaynaklanan bir taraf değişikliği olmamakla beraber müvekkili şirketin birleşmeye dayalı olarak tüzel kişiliğinin sona ermesi nedeniyle taraf değişikliğine muvafakatleri bulunmadığını, ticaret sicilinden silinmek suretiyle hukuk alemindeki varlığı sona eren bir şirketin, yargılamanın tarafı olmak ehliyeti bulunmadığını, taraf ehliyeti hususunun kamu düzeni ile ilgili olduğunu, hakimin bu hususu resen göz önünde bulundurmakla yükümlü olduğunu, ticaret sicilinden silinmekle tüzel kişiliği sona ermiş ve hukuk aleminden silinmiş olan şirketin, haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsilinin hukuken olanaklı olmadığı, bunun sonucu olarak, münfesih şirket adına tüzel kişiliğin sonra ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, hukuki işlem tesis edilemeyeceğini, tesis edilen işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağını, Müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı müvekkili aleyhine yapılan takipte 2017, 2018 ve 2019 yılları sözleşme bedeli borcu için takip başlatıldığını, müvekkilinin böyle bir borcu bulunmamakla beraber iddia edilen dönemlere ilişkin geçerli bir fatura düzenlenip müvekkilim şirkete gönderilmediğini, anlatılan nedenlerle müvekkili şirketin davacı tarafa iddia edildiği gibi bir borcu bulunmadığını açıklanan nedenlerle öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne (Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi sıfatıyla) gönderilmesini, davalı müvekkili aleyhine açılan haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun işbu davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddini, mahkeme aksi kanaatteyse davanın esastan reddini, haksız ve kötü niyetli takip yapan alacaklı aleyhine takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan deliller ve … 36. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası dosya içerisine alınmış olup Mahkememiz 20/01/2022 tarihli duruşmasında “…Davalı tarafından bildirilen adresin dikkate alınarak mahal mahkemesinin mali inceleme yönünden talimat yazılmasına, bilirkişiden takibe konu faturaların ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı taraflar arasında imzalanan 13/02/2018 tarihli sözleşme kapsamında herhangi bir ödeme kaydının bulunup bulunmadığı hususunda rapor tanziminin istenmesine…” karar verilerek dosya … 1. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş ve ….Talimat sayılı dosyasına sunulan Bilirkişi Raporunda özetle; 1) Takibe konu faturaların ticari defterlerde kayıtlı olup olmadığı davacının 2018 yılına ait davalı adına düzenlemiş olduğu; Toplam 2.516,99 TL tutarlı 3 adet faturanın davalının ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının 18.12.2019 takip tarihli talebine konu ettiği 1.368,58 TL 2019 yılı sözleşme bedel ve 2019 yılına ilişkin 12,97 TL tutarlı Damga Vergisi ile ilgili fatura düzenlenmediğinin davacı tarafından beyan edildiği, 2019 Yılına ilişkin davalının Ticari Defterlerinde Davacı ile ilgili herhangi bir işlem kaydına rastlanılmadığı, 2) Taraflar arasında imzalanan 13.02.2018 tarihli sözleşme kapsamında herhangi bir ödeme kaydının bulunup bulunmadığı: Taraflar arasında imzalanan 13.02.2018 tarihli sözleşme kapsamında Davalının Ticari Defter kayıtlarında yapılan incelemelerde, davalı tarafından yapılmış herhangi ödeme belgesine ve ödeme kaydına rastlanılmadığı, Davalının 18.12.2019 takip tarihi itibariyle Davacıya 2.516,99 TL BORÇLU olduğu Ticari Defter Kayıtlarından tespit edildiği, 2019 yılına ilişkin Davalı kayıtlarında davacıya ilişkin herhangi bir işlem kaydına rastlanılmadığı, davalının ticari defterlerinin yasalara uygun olarak açılış ve kapanış tasdiklerinin yapıldığı, kayıtların usul uygun olarak tutulduğu, ticari defterlerin davalının aleyhine delil olma özelliğine haiz olduğu görüş ve kanaatini belirtmiştir.
İş bu dava taraflar arasında akdedilen lisans sözleşmesine dayalı yapılan takibe vaki itirazın İİK.’nın 67. Maddesine dayalı iptali istemine ilişkindir.
Anılan maddede “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir. (Değişik fıkra: 09/11/1988 – 3494/1 mad.) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibin de haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın (Değişik ibare: 02/07/2012-6352 S.K./11.md.) yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükümlerine amirdir.
Yapılan yargılama, davacı tarafın iddiaları, tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 13.02.2018 tarihli Müzik Eserleri Yayın İzin Sözleşmesi imzalandığı, sözleşmeye istinaden davacı tarafça düzenlenen faturaların ödenmemesi üzerine … 35. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden davacı alacaklı tarafından, davalı hakkında ilamsız takip başlatıldığı, borçlunun itiraz dilekçesi ile borca, faize ve ferilerine, yetkiye itiraz ederek takibin durdurulmasına karar verildiği davacı tarafından süresi içerisinde iş bu davanın açıldığı, yetkiye ilişkin itirazın sözleşme hükümleri gereği yerinde olmadığı, mali bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre davalının faturaları kayıtlarına işlemesine rağmen ödeme belgesi sunulmadığı, 2019 yılına ilişkin fatura kayıtlara işlenmemiş ise de sözleşme ilişkisinin devam ettiği dikkate alındığında takibe konu edilmesinin aykırılık olarak değerlendirlemeyeceği, sözleşme kapsamında düzenlenen faturalara dayalı yapılan takipteki kalemlerin sözleşmeye uygun olduğu anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının kabulüne, alacağın likit olduğu davalının itirazında haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılmakla İcra İflas Kanun’unun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş miktar yönünden kesin olmak üzere aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının KABULÜ ile, davalı tarafından … 36. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında davalı tarafından yapılan İTİRAZIN İPTALİNE, takibin aynen DEVAMINA,
2-İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi uyarınca asıl alacak miktarının (3.898,54 TL) %20.’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 266,30 TL karar ve ilam harcından peşin yatırılan 66,58 TL’nin mahsubu ile bakiye kalan 199,72 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan: 128,78 harç masrafı ile 968,25 TL posta bilirkişi gideri olmak üzere toplam 1.097,03 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 3.898,54 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar yönünden kesin olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/09/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸