Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/4 E. 2020/413 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/4
KARAR NO : 2020/413

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 06/01/2020
KARAR TARİHİ : 26/11/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli), Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkil şirket …Ticaret AŞ 2009 yılından bugüne … internet sitesi üzerinden faaliyetini sürdürdüğünü, TPMK nezdinde tescilli “…” ibareli birçok markanın … “…” tanınmış markasının ve…sayı ile “…” markasının hak sahibi konumunda olduğunu, davalının hukuka aykırı kullanımı müvekkil şirketin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil eden aynı zamanda haksız rekabete sebebiyet veren eylemleri nedeniyle … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi … d.iş sayılı dosyası kapsamında ihtiyati tedbir kararı verilmesi talep edildiğini, mahkemenin 16.12.2019 tarihinde dosyadan alınan bilirkişi raporuna göre erişimin tedbiren engellendiğini, bilirkişi raporunda internet sitesinin sahibinin tespit edilemediğini, mahkememizden davanın sürüncemede kalmasını engellemek amacıyla adına hosting hizmeti veren …Ticaret Limited şirketine müzekkere yazılıp ilgili internet sitesinin sahibinin kimlik bilgilerini talep edildiğini, davalı tarafından müvekkil şirketin marka tescillerinden doğan haklarının ihlal edilmesinin ve gerçekleştirdiği eylemleri sonucu haksız rekabetinin önüne geçilebilmesi adına mahkememizde dava açıldığını, davalının müvekkil şirketin tescilli “…” markasını hiçbir hak veya meşru bağlantısı olmaksızın “…” internet sitesinin alan adında ticari etki yaratacak şekilde kullanılmasının müvekkil şirketin marka tescilinden doğan haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini belirtmiş markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti durdurulması önlenmesi, ortadan kaldırılması, bu kapsamda … sitesine erişimin engellenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davaya konu alan adına ilişkin hosting hizmeti veren … Tic. Ltd. Şti. Müzekkere yazılmış gelen müzekkere cevabında alan adının …’a ait olduğunun bildirildiği anlaşılmakla … dosyaya davalı olarak eklenmek suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı dosyaya sunmuş olduğu 16.03.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın muhatabının alan adının sahibi olduğunu, onlara karşı yapılmayan hiçbir hukuki eylemden sorumlu tutulamayacağını, hasım sıfatının bulunmadığını, davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, dava konusu hosting hesabını tarafınca kullanıldığını ancak satış yapmadığını, ilgili internet sitesini pratik yapmak amacıyla kullandığını, herhangi bir satış yapmadığını, ücretli ücretsiz üyelik bulunmadığını, davacının müşterisini ve kazancını hedef alan faaliyette bulunmadığını, reklam almadığını ya da vermediğini, sadece güncel kampanya linklerini paylaştığını, sitenin 40-45 gün yayında kaldıktan sonra erişim engeli sonrası yayından kaldırıldığını, davacıyı zarara uğratacak ve haksız rekabete sebebiyet verecek herhangi bir faaliyetinin olmadığını, kendisine herhangi bir ihtar çekilmediğini, davacı tarafın iddiasını delilleriyle ispatlamak zorunda olduğunu belirtmiş davanın reddini talep etmiştir.
Davacı vekilinin 06.07.2020 cevaba cevap dilekçesinde özetle; dosyası kapsamında alan adı sahibinin kimlik bilgilerinin tespiti için yazılan müzekkereye verilen cevabi yazıda “…” olduğu belirtildiğini, davalı tarafından iddia edildiği şeklide uyuşmazlığın muhatabının kendisi olmadığına yönelik ifadelerin gerçeklikten uzak olduğunu, davalının husumet yokluğuna ilişkin usul itirazının dinlenebilir bir yanının bulunmadığını, eldeki davada … alan adını kasti olarak kendisi tarafından satın aldığını cevap dilekçesinde kendisi tarafından ikrar edildiğini, davalının müvekkil şirket ile markasının tanınmışlığından haksız bir şeklide fayda sağladığı ve müvekkil şirketin ticari itibarının zedelediğini ve tüketicileri aldattığını, davalının “Firmanın hiçbir şekilde ve direkt olarak logosu, ikonu veya kullanıcılarını etkilemeye yönelik bir ibare kullanılmamıştır” iddiasına yönelik olarak müvekkil şirketin sahibi olduğu “…” markası hem alan adında hem de internet sitesi içeriğinde bilinçli olarak kullanıldığını belirtmiş davanın kabulünü talep etmiştir.
… 1. FSHHM’nin … nolu değişik iş dosyası dosya içerisine alınmış, bilişim uzmanı tarafından dosyaya sunulan 25/11/2019 tarihli bilişim uzmanı bilirkişi tarafından düzenlenen raporda özetle;… internet web sitesinin kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whoıs(sahiplik) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 05/11/2019 tarihinde kayıt olunduğu ve site sahiplik bilgilerinin açıkça belirtilmediği, hosting hizmetinin … Ltd. Şti. Ce verildiği, tespite konu siteye ait içeriğin ne olduğu konusunda yapılan incelemelerde “… ve … markasal kullanımlarının olduğu ve “…” ibareli ürünlerin tanıtımının yapıldığının tespit edildiği yönünde rapor sunulduğu anlaşılmıştır.
Davacıya ait marka tescil belgelerinin dosya içerisinde yer aldığı anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK ve TTK hükümleri uyarınca açılmış markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1) Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir. Dosya kapsamı davacının talepleri dikkate alındığında tespit dosyasında yapılan incelemenin uyuşmazlığın değerlendirilmesi yönünden yeterli olduğu tekrardan bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektirecek bir durum bulunmadığı ve usul ekonomisine uygun düşmeyeceği anlaşılmakla bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yargılamaya devam olunmuştur.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile iîişkilendiribne ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanmast veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması… ” hükümlerine amirdir.
SMK’nın 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c) Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde ; tespit raporunda belirtildiği üzere davalıya ait olduğu anlaşılan … ibareli alan adının davacıya ait tescilli ve tanınmış “…” ibareli markayı “kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaksızın içerdiği, markanın aynı şekilde internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı olarak kullanıldığı” yine tespit raporunda göre site içeriğinde davacıya ait markayı içeren ürün tanıtımının yapıldığı dikkate alındığında, davalının da ikrarında olan kullanımın markaya tecavüz teşkil ettiğine kanaat getirilmiş ve bu yöndeki taleplerin kabulü gerekmiştir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri ise Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1) Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2) Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1) Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a) Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;….4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b) Haksız rekabetin men’ini, c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d) Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e) Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
TTK hükümlerinden de anlaşılacağı üzere başkasının haklı olarak kullandığı tanıtıcı işaretlerle kullanmak veyahut iltibasa meydan verecek eylemlerde kullanmak haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir.
Tacirin ticari hayatı ile ilgili olarak yaptığı işlerde diğer şahıslardan daha çok “özen göstermesi” gerektiği kabul edilmektedir. Tacir devamlı olarak yaptığı işlerle ilgili mevzuatı, ne yapması gerekeceğini tacir olmayan şahıslardan daha iyi bilir ve bilmek zorundadır. Tacirin bilmek zorunda olduğu şeylerin başında ticari hayatı için gerekli olan kanun hükümleri, ticari hayatın gerekleri ve teamülleri ile ticari örf ve adet gelir. Bu bağlamda, başvuru sahiplerinin tacir olması durumunda T.T.K. M.18/f.2 uyarınca “basiretli bir tacir gibi” hareket etme yükümü altında oldukları kabul edilmektedir. Fakat; bu yükümlülüğün çok katı ve sert değerlendirilmemesi her somut olayın özelliğine göre incelenmesi gerekmektedir.
Somut olaya dönüldüğünde; davalının davacıya ait tescilli ve tanınmış markalarını içeren alan adı kullanımı ve site içerisinde davacıya ait markanın yer aldığı ürün tanıtımlarının TTK 54/4 kapsamında haksız rekabet teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış bu kapsamdaki taleplerinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu, davalının kullanıma ilişkin ikrarları, izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davalının ikrarı ile sabit olan www.trendyolindirim.com ibareli alan adı kullanımın ve bahse konu site içeriğinde davacıya ait markayı içeren ürün tanıtımından ibaret eyleminin markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğine kanaat getirilmekle davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı kullanımlarının davacıya ait tescilli markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda … sitesine erişimin engellenmesine,
2-Yargılama safahatinde verilen tedbir kararının AYNEN DEVAMINA,
3-Hüküm özetinin karar kesinleştiğinde tiraji en yüksek üç gazeteden birinde masrafı davalıya ait olmak üzere bir defaya mahsus ilanına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmamasına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan: 81,90 TL posta gideri ve 108,80 TL harç (peşin+başvuru), değişik iş dosyasında yapılan posta bilirkişi gideri ve harç 1.144,90 TL olmak üzere toplam 1.335,60 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalının yüzlerine, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/11/2020

Kâtip …
¸

Hâkim …
¸