Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/390 E. 2021/221 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/390 Esas
KARAR NO:2021/221

DAVA:Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/11/2020
KARAR TARİHİ:22/06/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; HMK 390. madde hükmü uyarınca davanın esasına girilmeden ve dilekçe davalıya tebliğ edilmeden evvel, dava dilekçesinde yapılan açıklamalar ve sunulan deliller itibariyle davalının davacının gerçek hak sahibi olduğu … markasını birebir kopyalayarak davaya konu ürünler üzerinde ihlal teşkil eden kullanmaları sebebiyle, marka ile telif haklarına tecavüz ile haksız rekabet oluşturan davaya konu fiil ve işlemlerinin davacıya çok ciddi zarar doğuracağı somut olmakla, HMK madde 389 (1) uyarınca davacının marka ve telif haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden “…” markasının üretim, satış, dağıtım ve tanıtım olmak üzere her türlü kullanımının dava sonuçlanana kadar tedbiren engellenmesi suretiyle, davalıya ait “…”, “… …”, markası/logosunu içeren her türlü kullanımın durdurulmasını, ürün, tabela, araç üzeri reklam, reklam, ambalaj, broşür, fatura, katalog, poster, kartvizit vb. evrak ile bütün iş materyallerini, belgelerini ve bu ürünlerin üretimine yarayan makine, araç, kalıplara, görüldüğü yerde tedbiren el konulmasını, yargı gözetiminde tutulmasını, kararın icrası için gerekli müzekkerelerin yazılmasını, “…”, “… …” ibareli ürünlerin tarafından ithalat ve ihracatının durdurulmasını ve önlenmesini teminen, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na ithalat ve ihracatının durdurulması ve önlenmesi yönünde müzekkere yazılmasını, davacıya ait marka ve telif haklarına ihlal teşkil eden ve haksız rekabet oluşturan içerikler içeren davalıya ait aşağıda linkleri verilmiş olan; … sosyal medya hesapları ile bunlarla sınırlı olmamak üzere tüm sosyal medya hesaplarına (…, …, …, …) erişimin tedbiren engellemesine ve bu karar uygulatma üzere Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne müzekkere yazılmasını, davacının teminattan muaf tutulması suretiyle, davalıya ait… tescilli no.lu … markasının 3. kişilere devrinin tedbiren önlenmesi ve bu amaçla Türkpatent’e müzekkere yazılmasına, dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalının, davacının gerçek hak sahibi ve yaratıcısı olduğu …/ … …; ve ticari görsel kimliğinin birebir kopyalandığı da göz önünde bulundurulduğunda müvekkiline ait marka ile telif haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturulduğunun ve davalının kötü niyetli olduğunun tespitine, durdurulmasına ve önlenmesini, her türlü tanıtım ve promosyon araçlarına el koyularak imhasını, davalıya ait … isimli … sosyal medya hesaplarına; … ve … “…” ile “…” isimli … sosyal medya hesaplarına Türkiye’den erişimin engellenmesine ve bu amaçla Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne müzekkere yazılmasını, davacının gerçek hak sahibi olduğu “…” markasının/telif hakkının aynısını kötüniyetli olarak içerir davalıya ait 2015 … sayı ile 25. sınıfta tescilli “…” markasının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinini, mahkeme karar özetinin tüm Türkiye’de yayınlanan ve en yüksek tiraja sahip ilk 3 gazeteden birinde bir kez ilanına, ilan ücretinin peşin olarak davalıdan alınmasını ve yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin kötü niyetli olduğuna dair iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin “…” markasına ilişkin 2015 yılında Türk Patent kurumuna başvuru yaptığını, Türk Patent kurumunun belirli incelemelerden sonra başvuruyu belirli şartlara uygunluk açısından değerlendirmekte olduğunu ve başvurunun kabulünü ona göre yaptığını, bu sebeple müvekkilinin yasaların öngördüğü şekliyle marka başvurusu yaptığını ve ilgili incelemeler yapıldıktan sonra usulüne uygun surette marka tescilinin gerçekleştiğini, davacı vekilinin, müvekkilinin … … markası ile ilgili de başvuru yaptığını beyan ederek kötü niyetli olduğu üzerinde değerlendirmelerde bulunulduğunu, dava dilekçesi içerisinde ilgili ihtarname üzerine müvekkilinin yaptığı başvuruyu ilgili ihtar üzerine geri çektiğini de beyan ettiğini, eğer müvekkil kötü niyetli olması halinde müvekkilden beklenecek davranış başvurusunu geri çekmeyip işlemlere devam etmesi şeklinde olabileceğini, oysaki müvekkil … … markası ile ilgili başvurusunu geri çektiğini fakat 2015 yılında tescilini gerçekleştirmiş olduğu “…” markasının kullanım hakkından feragat etmeyeceğini beyan ettiğini, çünkü bu hususta taraflar arasında açık bir ihtilaf bulunmadığını, mezkur ihtilafın çözümü için ilgili ihtarnamenin marka hakkının haksız kullanımına ilişkin ispat yükümlülüğü açısından rolü eksik kalacağından müvekkilinden mezkur ihtarname ile 2015 yılında tescil ettirdiği … markasından feragat etmesinin istenilmesi hayatın olağan akışına da aykırı olacağını, bu husus yargılamayı, delillerin açıkça ortaya konulmasını gerektirdiğini, davacı tarafından markanın tanınırlılığının yüksek olduğu belirtilmesine rağmen, müvekkilinin 2015 yılında tescilini gerçekleştirmiş olduğu … markasının kullanımına ilişkin mezkur davanın tescilden 5 yıl sonra açılmasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, müvekkilinin yaptığı tüm işlemleri yasalara uygun olarak yaptığı inancıyla ticari faaliyetlerini gerçekleştirdiğini ve bugüne kadar da sorun yaşamadığını, taraflar arasında husumetin doğmasını sağlayan şeyin müvekkilinin … … markasını tescil ettirmek ve bu markayla ticaret yapmak istemesinden kaynaklandığını, fakat müvekkilinin ilgili ihtarnameden sonra marka başvuru hakkından vazgeçtiğini ve ilgili ürünlerdeki markaları da … olarak düzelttiğini, bu sebeple müvekkilinin kötü niyetli olmasından bahsetmenin mümkün olmayacağını, müvekkilinin 2015 yılında … tescil numarasıyla … markasını Türkpatent kurumuna tescilini gerçekleştirdiğini, müvekkilinin … adı altında bir markanın tescilini gerçekleştirmediğini, davacı … ve … … markalarını toplum nezdindeki tanınmışlığı ve yüksek ayırt ediciliği sebebiyle de daha geniş kapsamlı bir korumadan yararlanması gerektiğinden bahisle ihtiyadi tedbir talebinde bulunulduğunu, davacının mezkur düşüncesine katılmanın mümkün olmadığını, toplum nezdinde tanınmışlığı olan … markası olup … markasının toplum nezdinde tanınmış ve bilinirliliği bulunduğunu, Yine bu tanınmış ve bilinirlilik müvekkilinin 2015 yılında marka tescilini yaptığı tarih itibariyle oluşması gerektiğini, müvekkilinin markasını tescil ettiği 2015 yılında toplum nezdinde tanınmış ve bilinir bir marka olduğuna dair dosya içerisinde herhangi bir delile taraflarınca rastlanmadığını, bilirkişi raporunda da … markasının 2015 yılında tanınmış ve bilinirliliğine dair bir değerlendirme de yapılmadığını, davacı vekilinin dava dilekçesinde defaatle … markası ile bağlantı kurma gayreti içerisinde olduğunu, Bunun … markasının tanınırlılığı ile alakalı olduğu … markası olmaksızın … markasının bir anlam ifade etmeyeceğinin açık olduğunu, bu durumun davacının beyanları incelendiğinde de görüleceğini, davacının dava dilekçesinde ” … filmine ilişkin aralarında …, …, … … vb markalarla işbirliği yaptıklarını ifade etmiş olduğunu, fakat görseller de incelendiğinde … ibareleri ile birlikte … markasının ve James Bond karakterinin de yer aldığının görünmediğini, taraflar arasındaki mezkur anlaşmalarında … markasının tanınırlılığı ve bilinirliliği üzerinden yapıldığının açık olduğu, tüm bu sebeplerle … ibaresi olmaksızın müvekkilinin … markasını kullanmasında herhangi bir mahsur olmadığı kanaatinde olduklarını, ayrıca davacının dava dilekçesinde Türk Patent ve Marka kurumu nezdinde … marka başvurularının sahibi olduğunu belirttiğini, mezkur başvuru tarihlerine bakıldığında 2020 yılında başvuruların yapıldığının gözüktüğünü, davacı 2020 yılında 25. Sınıfta sadece başvurularının olduğunun gözüktüğünü, daha öncesinde 25.sınıfta herhangi bir başvurusunun olmadığı müvekkilin 25.sınıfta … markasını tescil ettirdiğinin gözüktüğünü, müvekkilinin, davacının dosya kapsamında yer alan faaliyetlerinin dışında bir sınıfta markanın tescilini gerçekleştirdiğini, … ibaresi … markasından bağımsız olarak genel nitelikli bir şekilde güncel hayatta kullanımı oldukça yaygın olduğunu, davacı vekili …’un günlük hayatta kullanılmayan, sözlükte yer almayan iki kelimenin birleşiminden ibaret bir kelime olduğunu, mezkur filmden sonra kelimenin bilinirliliğinin olduğunu savunduğunu, öncelikle … sağanak, şiddetli yağmur olarak bilindiğini, davacının iddiasının aksine tanırlılık anlamında örnek gösterdiği ekşi sözlük’te … hakkında “…. …’in 2009 yılında çıkardıkları … adlı albümlerinde yer alan şahane parça. otomobil kullanırken uzak durulması gerekiyor. şuradan dinlenebilir:…” açıklaması yapılmıştır. Paylaşım yapılan tarihin de 2010 olduğu gözüktüğünü, görüleceği üzere davacının kullanımı olmadığını ifade ettiği ve mezkur film ile kullanımının başladığını ifade etmesi gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin davacı tarafından kendisine gelen ihtarnameden sonra … … markasına ilişkin başvurusundan vazgeçtiği gibi, mezkur marka ile satışlarını da durdurduğunu, müvekkilinin … markası üzerinden ticaretine devam etmiş olduğunu, bu sebeple marka hakkına tecavüzden bahsedilmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin tanınmış ve bilinirliliği olmayan … markasını 2015 yılında tescil ettiği de göz önüne alındığında davacının huzurda açmış olduğu mezkur dava Markanın Tescili Tarihinden İtibaren 5 Yıllık Hak Düşürücü Süre İçinde açıldığını, açıklanan nedenlerle davanın reddini talep ve beyan etmiştir.
Dava; FSEK kapsamında eser sahipliğine tecavüzün, TTK kapsamında haksız rekabetin tespiti, durdurulması, giderilmesi, önlenmesi, maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Davacı vekili mahkememiz dosyasına sunduğu 12/05/2021 tarihli dilekçesindeki beyanında; karşı taraf ile sulh olduklarını beyan etmiştir.
Sulh 6100 sayılı HMK’nın 313 vd maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre “Sulh, görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir. Sulh, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan davalarda yapılabilir.
Dava konusunun dışında kalan hususlar da sulhun kapsamına dâhil edilebilir. Sulh, şarta bağlı olarak da yapılabilir.” Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir. Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir. İrade bozukluğu ya da aşırı yararlanma hâllerinde sulhun iptali istenebilir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde tarafların dava konusu hususunda sulh oldukları sulh kapsamında yargılamanın bitirilmesini talep ettikleri, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı anlaşılmakla esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına kararı verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Tarafların arasında imzalanan sulh sözleşmesi kapsamında, dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 4,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Taraflar arasında imzalanan 12/05/2021 tarihli sulh sözleşmesinin 9.maddesi uyarınca tarafların birbirinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinde bulunmadıkları anlaşıldığından; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.22/06/2021
Katip …
¸

Hakim …
¸