Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/350 E. 2021/329 K. 28.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/350 Esas
KARAR NO : 2021/329

DAVA : Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, “Müvekkil şirket, 15 yılı aşkın bir süredir er faaliyetlerini sürdürdüğü sektörün en önemli aktörlerinden biridir.Müvekkil şirketin kurucusu ve yetkilisi olan …, Miivekkil şirketin kurulmasından evvel “… — …” şeklindeki şahıs şirketi ile ticari fabliyetlerini sürdürmüş, daha sonra Müvekkil şirketi kurarak uhdesindeki markaları Müvekkil şirkete devir etmiştir. Her ne kadar Müvekkil şirket tüzel şirket olarak ticari kayıtlarda 2017 yılında beri yer alsa da, öncesinde şahıs şirketi “… …” unvanı ile kıjrulmuş ve arz ve izah olunmaya çalışıldığı üzere Müvekkil şirketin kurucusu ve yetkilisi Sayın … markası ile aşağıda arz edileceği … 2011 yılından bu yana yüz milyonlarca liralık ticaret hacmi kazanmıştır. … görselini ihtiva eden marka 2012 yılından bu yana (özellikle adaptör emtiası bakımından) ülkemizde yoğun olarak kullanılmakta, tüketicildr tarafından tanınmakta, bilinmektedir. Müvekkilin sağladığı kalite algısı ile ilgili emtia üzerinde … markasını gören tüketici doğrudan ilgili ürüne yönelmekte, aldığı ürün ile ilgili Müvekkilin var tolan itibarı çerçevesinde ciddi beklentiler taşımaktadır. Müvekkile ait olmak ile yaklaşık 8 yıldır yapılmakta olan yoğun kullanımlar ve markaya yapılan ciddi yatırımlar ile “…” ibareli marka, ilgili emtia grubu bakımından sektörel tanınmışlığa erişmiş, tüketiciler tarafından tercih edilir / bilinir bir marka haline gelmiştir. tüm tespit işlemleri ile de sarih olduğu üzere davalı yan …, …; …, …, …, …, model ürünlerinde müvekil firmaya ait “…” ibareli markayı ihtiva eden ürünleri haksız ve kötüniyetli olarak satışa arz etmiştir. bu meyanda, davalı yana ait ticari kayıtların incelenmesi ile ilgili kodlu ürünlerin 2017 yılı aralık ayından bu yana tüm satış sayılarının tespit olunmasını, akabinde aşağıda tercih ettiğimiz tazmimnat hesaplama ; yöntemi ile tazminatın hesaplanmasını talep etme zaruretimiz hasıl olmuştur. sayın mahkeme, davalı yanın haksız kullanımları ile ilgili davalı yan ile görüşülmüş, |bir çözüm arayışında bulunulmuştur. ancak hem ilgili görüşmelerin uzaması hem de ülkemizde var olan pandemi süreci, hem de davalı yanın tarafımıza ilettikleri kullanımlarını sonlandırdıkları yönündeki ( gerçek dışı ) beyanlarının doğru olmadığı tarafımızca güncel olarak tespit edildiğinden huzurda bulunan dava ancak ikame edilbilmiştir. sayın mahkeme, davalı tarafından “…” ibaresi müvekkil şirketin markasının tescilli olduğu emtia ve hizmetlerde markasal olarak kullanılmakta ve bu suretle müvekkil tarafından yapılan maddi ve manevi yatırımlar ile nihai tüketici nezdinde meşhijr ve maruf hale getirilen “…” ibareli markasına tecavüz edilmektedir. :müvekkil firmaya ait olmayan ürünler; müvekkil firmaya ait dve ibareli marka adı altında, müvekkil şirketin yoğun olarak yatırım yaptığı adaptör emtiası üzerinei basılmak sureti ile satışa sunulmaktadır. malumunuz olduğu üzere, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu marka sahibine tanıdığı hak ve yetkileri açıkça ortaya koymaktadır: “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları Huzurdaki dava bakımından Davalı yan, Müvekkil şirkete ait … ibareli markayı, tescilli markanın aynısını aynı mal veya hizmet için kullanma, tescilli markanın ayırt edilemeyecek derecede benzerini kullanma ve tescilli marka ile ;karıştırılma ihtimali yaratma suretiyle Müvekkil şirketin marka hakkına tecavüz teşkil eden fiilleri gerçekleştirmiştir. Davalı yan tarafından gerçekleştirilen tecavüz filleri nedeni ile Müvekkil şirket ve Davalı yar arasında nihai tüketici nezdinde işletmesel bir bağ olduğu ve ürünlerin kökeni noktasında yanılgıya düşüleceği açıktır. Sayın Mahkeme, Müvekkil şirkete ait … ibareli marka; ile davalı yan tarafından yapılan kullanım arasında bağ kurulması da haliyle, bir mal veya hizmetin alıcısının, genel anlamda halkın almayı tasarladığı, bildiği veya duyduğu bir mal veya hizmeti aldığı zannıyla başka bir işletmenin aynı veya benzer malını veya hizmetini alma tehlikesini ortaya çıkarmdktadır. Buna ilişkin olarak Yargıtay yerleşik içtihatlarında iltibas, ortalama bir tüketici nezdinde iki ürünü bakımından iltibasın ortaya çıktığı kabul edilmektedir.” şeklinde beyanda bulunmuş fazlaya ilişkin bilcümle hak ve alacaklarının tazminini talep ve dava hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik; Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde tescilli “…” ibareli markasına vaki tecavüzünün tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesine, davalı yanın haksız rekabet teşkil eden eylemlerinin tespiti, meni, durdurulması ve önlenmesine, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu kapsamında davalı yandan ŞİMDİLİK işleyecek en yüksek mevduat faizleri ile birlikte 100.000,00 TL maddi ve 100.000,00 TK manevi tazminat taleplerimizin kabulü ile yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Mahkememizde açılan davanın 6769 sayılı SMK ve 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca açılmış Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli) hakkına tecavüz ile haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, giderilmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması talepli davadır.
Mahkememizin 2020/348 esas sayılı dosyasının incelenmesinde, taraflarının dosyamız tarafları ile aynı dava konusunun yine Marka (Manevi Tazminat İstemli), Marka (Maddi Tazminat İstemli) hakkına tecavüz ile haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, giderilmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin olduğu, aralarında hukuki ve fiili irtibat olduğu anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK.nun 166. maddesi uyarınca “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2)Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3)Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir.” denilmektedir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, mahkememizin iş bu dava dosyası ile yine Mahkememizin 2020/348 esas sayılı dosyası arasında fiili ve hukuki bağlantısının mevcut olduğu, biri hakkında verilecek hükmün diğerini de etkileyeceği anlaşıldığından usul ve dava ekonomisi de gözönüne alınarak her iki dosyanın birleştirilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Mahkememizin işbu dava dosyası ile 2020/348 Esas sayılı dosyası arasında hukuki ve fiili irtibat bulunduğu anlaşılmakla davaların BİRLEŞTİRİLMESİNE, yargılamaya birleşen dosya üzerinden devam olunmasına, esasın bu şekilde kapatılmasına,
2-Harç, masraf ve yargılama giderlerinin esas hükümle birlikte birleştirilen dosya üzerinden değerlendirilmesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, esas hükümle birlikte yasa yolu açık olmak üzere,açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/10/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸