Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/346 E. 2022/159 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/346 Esas
KARAR NO : 2022/159

DAVA : Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/10/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Endüstriyel Tasarım (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkili … A.Ş.’nin yıllardır ofis, büro, kırtasiye malzemeleri üretimi ve satışında faaliyet gösterdiğini, alanında öncü firmalardan olduğunu, müvekkili firmanın 45 yıllık kırtasiye bilgi ve birikimi ile Türkiye kırtasiye sektöründe tasarım, patent ve faydalı model tescili konularında lider olduğunu, yeni tasarımlar konusunda yer alan müvekkili firmanın tasarım hususuna büyük önem verdiğini, müvekkili firmanın çok sayıda tasarım çalışmasına ciddi emek verdiğini ve para harcadığını, müvekkili firmanın Türk Patent nezdinde çok sayıda tasarım başvurusu yaptığını ve birçok tasarımını tescil ettirdiğini, müvekkili firmanın 2019 yılı başında kırtasiye sektöründe devrim niteliğinde olacak biri üstte yatay fermuarlı biri dikey fermuarlı ve körüklü silikon vakum özelliği ile bulunduğu yüzeye sabitlenebilen iki farklı kalem kutusu tasarımı ortaya çıkardığını, tasarım sürecinde tasarım konusunda öncü firmalardan … Şirketi ve başarılı tasarımcı … ile çalışıldığını, işbu kalem kutusu tasarımının en önemli ve yenilikçi özelliğinin körüklü silikon vakum özelliği olduğunu, bu vakum özelliğinin kalemliğin bulunduğu zemine vakumlanarak sabitlenmesini sağladığından kalemlik kullanıcılarına ciddi bir hareket kolaylığı sağladığını, dolayısıyla müvekkilince tasarlanan ürünün özgün, yeni ve ayırt edici özellikte olduğunu, kalem kutusuna bu şekilde sabitlenme fonksiyonu katan işbu tasarımın gerek fonksiyonel gerekse estetik özellikleriyle tüketicilerin büyük ilgisini çekeceğini, müvekkili firmanın işbu kalemlik tasarımını hem yurt içinde hem yurt dışında tüketiciler ile buluşturmayı ve ciddi gelir elde etmeyi planladığını, dikey fermuarlı modelin tasarım tescilinin resmileştiğini ve …numaralı tasarımın tescil belgesinin verildiğini, yatay fermuarlı modelin tasarım tescilinin resmileştiğini ve … numaralı tasarım tescil belgesinin verildiğini, dikey fermuarlı model için Avrupa’da WIPO ve Çin Halk Cumhuriyeti’nde ilgili kurumlar nezdinde tasarım tescili için başvuru yapıldığını, 28 Avrupa ülkesi için; … ile tescilin gerçekleştiğini, müvekkilinin tesadüfen tasarım ürünü imal ettirdiği firmanın komşusu olan davalı firmada dava konusu kalem kutusu tasarımına çok büyük benzerlik gösteren kalem kutusunun üretilmeye başlandığını, tespite konu ürünün üretimini yapan firmanın … olduğunu ve bu firmanın ürünün dikimini … firmasına, kalıplarını ise … firmasına yaptırdığının öğrenildiğini, SMK’nın 81. ve 149. vd. maddelerince müvekkilinin tasarım hakkına tecavüzün tespiti ile durdurulmasını, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalılara yükletilmesine hükmedilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Davacı tarafından müvekkili aleyhinde açılan davanın haksız ve hukuka aykırı bir dava olduğunu, davanın reddine karar verilmesini, müvekkili şirketin davacının tescilli ürününü üretmediğini veya satmadığını, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü hususların tamamen yanlış olduğunu, müvekkilinin silikon esaslı genel olarak da mutfak kalıpları ve malzemeleri üreten, iddialı ve yenilikçi bir şirket olduğunu, bu alanda tanındığını, müvekkili şirketin demo kalıp kullanarak davacı şirketin talep ettiği numune amaçlı 22 adet kalem kutusunu imal ettiğini, davacının talebi doğrultusunda bu 22 adet ürünü, dava dışı … Şirketi’ne fatura ederek teslim ettiğini, müvekkili şirketin davaya konu kalemlik üretimine dair faaliyetinin bundan ibaret olduğunu, müvekkilinin davaya konu tasarım ürününü 22 adetten başka üretmediğini, satmadığını, üretimine veya satımına da aracılık etmediğini, davacı taraf ile bu ürünün üretilmesi konusundaki görüşmelerin 22.11.2019 tarihi öncesine dayandığını, davacı şirketin 2019 yılı başlarında bu ürünün tasarım aşamasında olduğunu, ekonomik bir maliyetle üretiminin gerçekleşebileceğinin belirlenmesi halinde bu ürünü müvekkili şirkete ürettirmek istediğini, maliyete dair müvekkili şirketten çalışma yapmasını istediğini, müvekkili şirketin referansı ile bu konuda çeşitli firmalarla maliyet görüşmeleri yaptığını, buna dair mail, telefon mesajları ile e-maillerin mevcut olduğunu, müvekkilinin bu hususta çalışmalar yaparak davacı şirkete bildirdiğini, müvekkili şirketin davacının tescilli ürününü taklit veya gayrı yasal yollarla üretmek gibi bir amaç içerisinde olmadığını, davacı tarafın müvekkili şirketle kötü niyetli olarak iletişim kurduğunu, bizzat talebi üzerine üretilen bir ürün nedeniyle haksız tazminat almayı amaçladığını, müvekkilinin piyasada bilinirliği olmayan, tüketicilerin sevip talep ettiği bir ürün dahi olmayan bir ürünü taklit ederek piyasaya sürmesinin izah edilebilir yanının olmadığını beyan ederek davanın reddini, vekalet ücreti ve masrafların davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Kalkınoğluna usulüne uygun tebliğ yapılmış olmasına rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamış, yargılamaya katılım olmamıştır.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkilinin, tasarım kalemliğin üretilmesi amacıyla birçok firma ile görüşme gerçekleştirdiğini, davalı şirketin işbu firmalar arasında yer almadığını, müvekkilinin kırtasiye sektöründe devrim niteliğinde olacak bir tasarım ortaya çıkardığını, tasarım sürecinde tasarım konusunda öncü firmalardan … Şirketi ve tasarımcı … ile çalışıldığını, müvekkilinin 16.03.2020 tarihi itibariyle tasarım çalışmaları sürecini tamamladığını, … dosya numaralı … sayılı “…” konulu tasarım tescil başvurusu ile tescil sürecini başlattığını, tasarım tescili için başvurulan ürünlerin Türk Patent’in … No’lu Tasarım Bülteni’nde 11.05.2020 tarihinde yayımlandığını, herhangi bir itirazın gerçekleşmemesi ile 07.07.2020 tarihinde, ilgili itiraz süresinin dolması ile beraber tasarımların tescilinin resmileştiğini ve … No’lu Tasarım Tescil Belgesinin verildiğini, davalı firma tarafından davaya konu edilen kalem kutusuna büyük benzerlik gösteren ve taklit olduğu bariz şekilde anlaşılan kalem kutusunun üretildiğinin tespit edildiğini, davalı şirket tarafından tasarım kalemliğin üretiminin yapıldığının ikrar edildiğini, davalı tarafın durumu ispatlayacak nitelikte herhangi bir delil sunmadığını, müvekkilinin tasarım hakkına tecavüz edildiğinin sabit hale geldiğini, dosya kapsamında yapılmış olan bilirkişi incelemesi neticesinde davalı şirketin merkezinde tasarım kalemliğe ait kalıpların ve tasarım ürünlerin taklitlerinin bulunduğunu beyan ederek SMK’nın 89. maddesince müvekkilinin tasarım hakkına teczavüzün tespiti ile durdurulmasına, yargılama gideri ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin ikinci cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Davacı taraf ile bu ürünün üretilmesine ilişkin görüşmelerin davacı tarafın tasarımının tescil edildiği 22.11.2019 tarihinden öncesine dayandığını, üretim ve fatura tarihi itibariyle davacının taleplerinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın müvekkili ile yapılan görüşme ve değerlendirmeler sonrasında müvekkilden numune üretim talebinde bulunduğunu, müvekkilinin mevcut demo kalıplardan yararlanmak suretiyle talep edildiği gibi 22 adet numune ürettiğini, davacının belirttiği şirkete numuneyi gönderdiğini, davacı … A.Ş. ile … Şirketi yetkililerinin aynı kişiler olduğunu, bu iki şirket arasında organik bağ bulunduğunu, bu durumun dava dilekçesinde davacı tarafça da kabul edildiğini ve ifade edildiğini, müvekkili şirket ile davacı tarafın davaya konu ürünün üretilmesi için işbirliği içerisine girdiklerini ve görüşmeler gerçekleştirdiklerini, … ile müvekkili şirketin komşu olduklarına ilişkin iddianın da gerçeği yansıtmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirketin dava konusu ürünlerin üretilmesine ilişkin numune çalışması yapılması dışında başkaca bir ticari ilişki içerisinde bulunmadığını, davacı tarafın iddialarında haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkilinin dava konusu ürünün üretimini ve satışını yapmadığını, bilirkişi raporunda müvekkili şirket tarafından SMK gereğince tasarım hakkına tecavüz kabul edilen fiillerin işlendiğine dair bir tespite yer verilmediğini, dava konusu ürünün tasarım hakkına tecavüz sayılan fiilleri işlediğine dair somut bir tespitte bulunulmadığını, ihtiyati tedbir kararının kaldırılması gerektiğini, … İcra Müdürlüğü’nün …Talimat sayılı dosyası üzerinden yapılan tespitte bilirkişilerce davacı şirketin tasarım ürününe ilişkin herhangi bir ürün bulunmadığını, üretiminin yapılmadığını, dava konusu ürüne ilişkin kalıpların bulunmadığının tespit edildiğini, davacı tarafın sunmuş olduğu Uzman Görüşünün hükme esas alınmamasını talep ettiklerini beyan ederek davacının ihtiyati tedbir kararının uygulanmasına ilişkin emre uyulmadığına ilişkin şikayetinin HMK 398/4 gereğince reddine, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri ve belgeler dosya içerisine alınmış olup, TPMK’ya müzekkere yazılarak dava konusu … tescil nolu ve … tescil nolu tasarım dosyaları ile … başvuru nolu faydalı model belgesinin aslına uygun suretleri celp edilmiştir.
Dava dilekçesinin ekinde bulunan …’nın tescilli ürün ve taklit ürün karşılaştırmasında; “Davacıya ait bu kalemliklerin bulundukları tasarım alanında bu güne kadar görülmemiş bulunan tabanlarındaki “körüklü ve vakumlu mekanizmaların”, bu tasarıma kattığı görsel etkinin başat (dominant) bir karakterde olması, yani bu kalemliklerin ürün kimliğinin belirlenmesinde bütün diğer biçimsel faktörlerinden daha belirleyici bir etki taşıdığının belirginlik kazandığını, diğer deyişiyle tasarımların bu öğeleriyle asıl ayırıcı niteliklerini yani benzersizliklerini (unigue), tekilliklerini veya özgünlüklerini kazandığını, bu özelliklerinin ise onları taklide değer hale getirdiğini ve taklit edeni de açığa çıkarıcı bir etken olduğunu, ayrıntıda her iki kavramın da farklı anlamlara gelse dahi; Davacı vekilinin dilekçesinde belirttiği gibi, davalıların ürettiği “…bu ürünlerin benzerliği ‘bilgilenmiş’ veya ‘ortalama’ tüketicilerin ve sektör profesyonellerinin gözünde bile karıştırılabilecek seviyede olup…” taklit veya kopya olarak adlandırılabileceğini, davacı firmanın kalem kutusu ile aynılık derecesinde benzerlik taşıdığını belirtmiş ve “Bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin bir farklılığı, yenilik ve ayırt edicilik vasfı bulunmayan bu kalem kutusu tasarımlarının sayılan tescilli tasarımlarla “ayniyet derecesinde benzer olmaları” nedeniyle “taklit ürün olarak adlandırılabileceği” yönünde görüş ve kanaat bildirdiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce taleplerin değerlendirilebilmesi yönünden; Dosyanın bilirkişiye tevdiine karar verilmiş olup; Mahkememizin 04/11/2020 tarihli talimat gönderme yazısı ile dosya … 1. Asliye hukuk Mahkemesi’ne kullanım durumları, tecavüz iddiaları ile diğer talepler yönünden sunulan belgeler de dikkate alınarak gerekli incemelerin yapılması yönünden gönderilmiş olup; Talimat vasıtasıyla sunulan 27/11/2020 Tarihli … Talimat Sayılı Bilirkişi Raporunda Özetle; Keşif gerçekleştirildiği esnada aleyhine tespit istenen …’ne ait … adresindeki iş yerinde, tespite konu … numarası ile tescilli “…” tasarımlarına benzer ürünler ve kalıplar görüldüğünü, aleyhine tespit istenen iş yeri yetkililerinin keşif esnasında heyeti dışarı çıkarması ve sonrasında jandarma eşliğinde iş yerine girildiğinde bu ürün ve kalıpların iş yeri tarafından ortadan kaldırıldığının tespit edildiğini, tespit talep eden tarafa ait 16.03.2020 başvuru tarihli … numaralı tescil başvurusu bulunan kalem kutusu tasarımı ile aleyhine tespit talep edilen tarafa ait kalem kutusu arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerliklerin bulunduğunu, bu sebep ile iltibas yaratabilecek derecede benzer olarak algılandıkları yönünde sonuç ve kanaate ulaştıkları anlaşılmıştır.
Mahkememizin 05/01/2021 tarihli ara kararının 1. Maddesinde “…6100 sayılı HMK’nın 389-390 maddeleri ile 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 159. maddesi gereğince İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN takdiren 30.000,00 TL (otuzbintürklirası) nakdi teminat veya aynı miktarda kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibrazı şartıyla KABULÜ İLE, Davalı … yönünden, davacıya ait tescilli tasarıma iltibasa sebebiyet verdiği değerlendirilen ürünlerin üretilmesinin, kullanılmasının, satışa sunulmasının tedbiren önlenmesine yönelik, bulundukları davalı …’nden toplatılmasına ve taklit ürünlerin üretildiği üretim araçlarına EL KONULARAK, masrafı davacıya ait olmak üzere YEDDİ EMİNE TEVDİNE …” yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
Mahkememiz 28/10/2021 tarihli duruşmasının 5 nolu ara kararında “…Taraflara tanık isim ve adreslerini bildirebilmeleri için 2 haftalık kesin süre verilmesine, bu süre içerisinde isim ve adres bildirilmediği takdirde tanık dinletmekten vazgeçmiş sayılacaklarının hususuna…” yönünde karar verilmiş olup, Mahkememiz 10/12/2021 tarihli duruşmasında;
Davacı Tanığı …duruşmadaki yeminli beyanlarında: ”Ben Nisan 2015 tarihinden beri davacı firma bünyesinde ürün müdürü olarak çalışmaktayım, öncesinde de yaklaşık 5 yıl bahse konu firmada çalıştım, kısacası uzun dönemdir davacı firma bünyesinde çalışmaktayım, çalıştığımız firma kırtasiye sektöründe ülkenin önde gelen lider firmalarından biri olup, kırtasiye ürünlerine ilişkin olup AR-GE ve tasarım geliştirme alanında ciddi çalışmalar yapmaktadır, davaya konu ürüne ilişkin olarak 2019 senesinde …ile başlatmış olduğumuz çalışmalar neticesinde 2020’nin Mart ayında tasarım tescili yönünden başvurularımızı yaptık, Mayıs ayında tasarım tescilimiz yayınlandı, bu dönemde tasarımını gerçekleştirmiş olduğumuz ürünün üretimine ilişkin olarak değişik firmalardan fiyat teklifi almak amaçlı olarak görüşme sağladık, görüşme yaptığımız firmalardan bir tanesi davalı firmadır, davalı firma ile görüşmeye gittiğimizde yoğun çalışmalar sonucu oluşturmuş olduğumuz tasarıma benzer tasarımların bulunduğunu görmemiz üzerine bunun nasıl gerçekleştiğini araştırmaya başladık, bahse konu tasarımın üretimine ilişkin olarak 2019 yılı sonunda … isimli firma ile görüşmüştük, hatta bahse konu firma bu tasarıma yakın olan vakumlu ürünlere ilişkin bize numune kalıplar da üretmişti, buna ilişkin faturalarımız da bulunmaktadır, o dönemde davalı firma bahse konu … firmasının …’daki üretim tesisine komşu idi, biz görüşmelerimizi de …’da gerçekleştirdik, bu tespitimizi netleştirmek için davalı firmadan bahse konu ürünün üretimine ilişkin yazışmaların sağlandığını biliyorum, ancak o sürece ilişkin ayrıntılı bilgim yoktur, davalı taraf firmamızdan habersiz bir şekilde üretim amaçlı görüştüğümüz diğer firmalardan temin ettiği tasarım üzerinden haricen üretim gerçekleştirmiştir, bilgim bundan ibarettir.” beyanında bulunmuştur.
Davacı Tanığı …duruşmadaki yeminli beyanlarında: ”Ben davacı firma bünyesinde yaklaşık 20 sene boyunca farklı pozisyonlarda görev aldım, en son iş geliştirme direktörü olarak görev yapmakta iken emekli oldum, çalıştığımız dönem içerisinde … ile birlikte yürüttüğümüz çalışmalar kapsamında davaya konu vakumlu kalemlik tasarımını geliştirdik, 2019 senesi içerisinde bahse konu çalışmaları yapmış olmakla birlikte 2020 Mart ayında tescil sürecini başlattık, Mayıs ayı itibari ile tasarım tescilimiz yayınlandı. Tescil sonrası dönemde bahse konu tasarımın üretimini gerçekleştirmek üzere değişik firmalar ile görüşme sağladık, bu firmalardan bir tanesi davalı Baltalı silikon idi, görüşmeye diğer tanık … bey ile birlikte gittik, alternatif ürünleri göstermelerini istediğimizde bizim tasarımımıza çok yakın olan bir tasarımın reyonda bulunduğunu görünce büyük şaşkınlık ile bahse konu üründen gerekli ticari ilişkinin kurulma ihtimali olduğunu söyleyerek numune aldık, tasarımın kime ait olduğunu sorduğumuzda görüştüğümüz şirket yetkilisi … bahse konu ürünün tasarımının kendilerine ve kalıpçılarına ait olduğunu söyledi, sonrasında ben firmamıza ait diğer ürün üretimini gerçekleştiren … firmasına gidip geldikçe oraya da uğradım, bahse konu ürünün yurt dışına pazarlanmasına ilişkin olarak kendileri ile çalışabileceğimizi söylediğimde bana bir kaç ülkeye ilişkin olarak tanıdıklarına teklif ettiğini, bu ülkeler dışındaki ülkelere pazarlama yetkisi verebileceğini söyledi, ben bu görüşmelerin tümünü tasarımını gerçekleştirdiğimiz ürünün ne şekilde piyasaya sunulduğunu öğrenme amaçlı olarak gerçekleştirdim, sonrasında … bey ile birlikte kalıpçı firma olduğunu söylediği Su Kalıp firmasına gittik, ürünün konfeksiyon işlerinin davalı olarak gösterilen … firması tarafından gerçekleştirildiğini kendisi söyledi, bahse konu firmaların konumlarını da … Bey bana telefondan gönderdi, daha sonra bahse konu ürüne ilişkin olarak şirket yetkilimizin kardeşine ait firma üzerinden bu üretimin gerçekleştirdiklerinin ispatına yönelik olarak numune siparişi verdik ve Rekman reklam firmasına bahse konu ürünler fatura edildi, davaya konu tasarıma ilişkin olarak daha önceden herhangi bir firma ile anlaşmamıştık, … firması bizim sürekli olarak çalıştığımız ve değişik ürünlerimize ilişkin üretimi gerçekleştiren firmalardan bir tanesidir, ancak biz bu firmaya da bu ürünün üretimine ilişkin olarak bir tasarım iletmemiştik, ancak vakumlu diğer örnekleri bu firma tarafından üretilmekte idi, davalının davaya konu tasarımı ne şekilde elde ettiğine ilişkin bilgim yoktur, o dönemde davalı firmanın adresi …’da idi ve … firmasına komşu idi, bilgim bundan ibarettir.” beyanında bulunmuştur.
Mahkememiz 10/12/2021 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararında “…Davalı tanıkları adına duruşma gün saatini bildirir davetiye çıkarılmasına…” yönünde karar verilmiş olup, Mahkememiz 10/02/2022 tarihli duruşmasında;
Davalı Tanığı … duruşmadaki yeminli beyanlarında: ”Ben davalı firmada 2018 yılından beri ihracat ve yurt dışı satış sorumlusu olarak çalışmaktayım. Davaya konu edilen ürünlere ilişkin olarak herhangi bir üretim ve satışımız söz konusu değildir. Davacı şirket tarafından firmamıza gelen … Bey ile yapmış olduğumuz görüşmeler sonucunda onların ısrarı üzerine biz aparat şeklindeki kalıbı numune olmak üzere bahse konu ürünler 22 adet ürettik ve ürettiğimiz ürünleri de davacı firmanın belirttiği firmaya faturalandırdık. O dönemde gerekli yazışmaları … Bey ile yaptık. Kendisinini firmamıza geldiğinde davaya konu tasarımın firmamızda bulunduğuna ilişkin iddiasını kabul etmiyoruz. Çünkü biz kırtasiye alanında üretim yapmıyoruz, züccaciye alanında üretim yapmaktayız. Davacı firmanın yoğun isteği üzerine üretilmiş ürün söz konusudur. Bahse konu ürünlere ilişkin herhangi bir kalıp yapmamız söz konusu değildir. Zira kalıp yapımı oldukça maliyetli bir iş olup ciddi miktarda sipariş alınması gerekir. Biz diğer davalı … ile de herhangi bir ticari ilişki içerisinde değiliz. Davalı şirket yetkilisi olarak firmamıza gelen … Bey yine şirket yetkilimiz olan … Beyle yaptığımız görüşmelerde numune ürünün üretimine ilişkin olarak çalışabileceği firmayı sorması üzerine, … Beyle beraber … firmasına gidildiğini biliyorum bunun dışında bizim … Firmasıyla herhangi bir ticari işimiz söz konusu değildir. Tespit sırasında fotoğraflara eklenmiş olan kalıp başka bir firma için yapılmış giydirme kalıptır. Dava konusu ürünlerin yapımı için değildir. Tespit esnasında kalıpların saklanması ise söz konusu değildir. Zaten o kadar kısa bir süre içerisinde kalıpların saklanması mümkün değildir. Yine tespit sırasında üzerinde kalemlik yazan kalıplara ilişkin olarak bunlar başka bir firmaya ait ürüne ilişkin bir bahse konu kalıp hala üretimde kullanılmaktadır. Ben üretim esnasında kalıpların üzerine doğrudan ismini yazmıyoruz. Bahse konu kalıplar firma tarafından proje olarak kalemlik projesi olarak başlamıştı, daha sonra matara giydirmesine çevrilmiştir, firmanın ismi …’sıdır. Biz üretim aşamasında kalıp yapılması halinde maliyeti … Beye çıkarmıştık ancak kendisi numune üretim istedi sonrasında müşteri siparişlerine göre durumun değerlendirileceğini söyledi, bilgim bundan ibarettir.” beyanında bulunmuştur.
Davalı Tanığı … duruşmadaki yeminli beyanlarında: ”Ben Davalı şirkette 3 yıla yakın süredir çalışmaktayım. Daha önceden …’de ki fabrikada çalışıyordum. Paketleme sorumlusuydum Firmamızın üretimi mutfak eşyalarına yöneliktir. Herhangi bir suretle kırtasiye eşyası üretilip pazarlandığını görmedim. Bana göstermiş olduğunuz ürüne ilişkin üretime de şahit olmadım. …’de ki fabrika kapandıktan sonra ben başka bir adreste olan fabrikaya geçtim, orda da banyo aksesuarları üretmekteyiz. …’de ki konusu firmaları bilmiyorum, ürün üretilmiş olması halinde mutlaka bizim elimizden geçerdi paketleme işlemlerinin tamamında yer alıyoruz, şovrumun temizliğini de ben yapıyordum, bana göstermiş olduğunuz ürüne rastlamadım, bilgim bundan ibarettir.” beyanında bulunmuştur.
Davalı Tanığı … duruşmadaki yeminli beyanlarında: ”Ben 2020 yılından beri Davalı firmada sevkiyat sorumlusu olarak çalışmaktayım. Firma mutfak eşyalarına yönelik üretim yapan bir firmadır. Herhangi bir suretle kırtasiye malzemesi üretilip sevk edildiğine ben şahit olmadım, bilgim bundan ibarettir.” beyanında bulunmuştur.
Mahkememiz 10/02/2022 tarihli duruşmasının 1 nolu ara kararında “…Mahal mahkemesine talimat yazılarak davalı tarafça bildirilen adreste mali müşavir bilirkişi tarafından yerinde inceleme yapılmak sureti ile davaya konu tasarımlara ilişkin davalı tarafa ait ticari kayıtlarda üretim ve satışa ilişkin herhangi bir kaydın bulunup bulunmadığı, 22 adet numune olarak üretildiği bildirilen… Şirketi’ne kesilen faturadaki ürün kodları da değerlendirilmek sureti ile gerekli incelemelerin yapılarak yine … ilişkin emsal nitelikte faturaların incelenmek sureti ile hangi ürün üretiminin gerçekleştirildiği hususu da değerlendirilerek davalının bu firma dışında … olan ticari ilişkilerine ilişkin yine emsal nitelikteki faturalar incelenerek düzenlenecek olan raporun ve yine mahkememizin daha önceki talimatı gereği incelemeye katılmış olan Bilirkişi …’ün incelemenin gerçekleştirilmiş olduğu adreste yeni bir inceleme yapılarak davalı savunmalarında geçen ve daha önceki tespit raporunda dava konusu ürüne ait olduğu belirtilen kalıpların hali hazırda firmada bulunup bulu7nmadığı, bahse konu kalıpların bu ürünlerin üretimine yarayan kalıplar olup olmadığı davalı tarafça üretimde kullanıldığı iddia olunan aparetif kalıbın firma bünyesinde bulunup bulunmadığı, bahse konu aperatif kalıpların numune üretimine yönelik olup olmadığı hususunda ek raporun mahkememize gönderilmesinin istenmesine…” yönünde karar verilmiş olup, Mahkememizin 21/02/2022 tarihli talimat gönderme yazısı ile dosya … 1. Asliye hukuk Mahkemesi’ne gerekli incemelerin yapılması yönünden gönderilmiş olup; sunulan 27/06/2022 Tarihli …Talimat Sayılı Bilirkişi Raporunda Özetle; Davalı …’ne ait 2020 yılına ilişkin ticari defterlerin HMK m.222/1 uyarınca eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulduğunu, açılış ve kapanış onaylarının yaptırıldığını ve defter kayıtlarının birbirini doğrular nitelikte olduğunu, dava dışı …Şirketi’ne düzenlenen 16.10.2020 tarihli faturanın davalı şirket tarafından düzenlendiğini, ticari defterlerine kayıtlı olduğunu, satılan bu ürüne ürün kodu olarak “…” kodunu vermiş olduğunu, buradan yola çıkarak davalı tarafından 2020 yılında düzenlenen tüm faturaların incelendiğinde, “…” kodu ve “…” ismi ile başka bir fatura düzenlemediğini, …Şirketi’ne düzenlemiş olduğu 16.10.2020 tarihli faturadan 22 adet ürünün her birini 15,42 TL’den satmış olduğunu, bu satış nedeniyle 400,30 TL tutarında alacaklı olduğunu, tahsilata ilişkin bir bilgi bulunmadığını, yasal defter ve kayıtlara göre 31.12.2021 tarihi itibariyle hala alacaklı olduğunu, davalı şirket tarafından 2020 yılında …Ticaret Anonim Şirketi’ne hiç fatura düzenlemediğini, buna karşın davacı firma merkezinde ilişkili kişi konumunda (grup şirketi olarak) “… Şirketi’nin bulunduğunu, bu firma tarafından … Anonim Şirketi’ne pek çok faturanın 2020 yılında düzenlenmiş olduğunu ancak bu şirkete ait 2020 yılı faturalarının heyete sunulmamış olduğundan dava konusu ürünlerin “…” kodu ve “…” ismi ile bu firmadan fatura düzenlenip düzenlenmediğinin tespit edilemediğini, …-…- …’dan alınan fatura bulunmadığını ve bu firmaların hesap ekstreleri veya ticari defterlerde bunlar adına açılmış hesaplar olmadığını, dolayısıyla mal veya hizmet alındığına ilişkin somut bir bilgi veya belgenin tespit edilemediğini, davaya konu tasarımlara ilişkin davalı tarafa ait ticari kayıtlarda üretime ilişkin kayıtların detaylı olmadığından dava konusu ürüne ilişkin somut bir kaydın tespit edilemediğini, satışa ilişkin olarak sadece davacı tarafından sunulan …Şirketi’ne düzenlenen 16.10.2020 tarihli fatura bulunduğunu, başka bir satışın bulunmadığının tespit edildiğini, davalı şirkete ait fabrikanın incelenmesinde; Daha önceki tespit raporunda dava konusu ürünlerin üretiminde muhtemel kullanılan kalıbın hali hazırda firmada bulunmadığını, bahse konu kalıbın 25.11.2020 tarihli 1. keşifte içinin gösterilmediğini, 25.11.2020 tarihli 2. keşifte ve 08.06.2022 tarihli keşifte bulunamadığı nedeni ile bu ürünlerin üretimine yarayan kalıp olup olmadığının tespit edilemediğini, davalı tarafça üretimde kullanıldığı iddia olunan aparetif kalıbın firma bünyesinde bulunduğunu, aperatif kalıp ile 25.11.2020 tarihli 1. keşifte içi görülemeyen kalıbın birbirinden farklı olduğunu, aperatif kalıp ile üretilen numune görsellerinin bulunmadığından dolayı dava konusu ürünlerin üretimine yönelik olup olmadığının tespit edilemediği yönünde sonuç ve kanaate ulaştıkları anlaşılmıştır.
İşbu dava; 6769 sayılı SMK hükümleri kapsamında açılmış Endüstriyel Tasarıma Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi, Ortadan Kaldırılması talebine ilişkindir.
6769 sayılı SMK’da tescilli tasarımların korunma şartları belirlenmiştir.
Tasarım ve ürün; Madde 55- (1)Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Yenilik ve ayırt edicilik; Madde 56- (1)Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (4)Bir tasarımın aynısı; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. (5)Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. (6)Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Madde 57- (1)Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. (2)Koruma talep edilen bir tasarım, BAŞVURU TARİHİNDEN VEYA RÜÇHAN TALEBİ VARSA RÜÇHAN TARİHİNDEN ÖNCEKİ ON İKİ AY İÇİNDE tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez. Madde 58- (1)Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2)Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır… Madde 59- (1)Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz. (2)Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.
MADDE 77- (1) Aşağıdaki hâllerde tasarımın hükümsüz sayılmasına mahkeme tarafından karar verilir: a)55 inci maddenin birinci ve ikinci fıkralarında yer alan tanımlara uygun olmadığı, 56 ncı ve 57 nci maddelerde belirtilen şartları taşımadığı, … başvurunun kötüniyetle yapıldığı ve bir fikri mülkiyet hakkının yetkisiz kullanımını içerdiği ispat edilmişse. b)Hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse. c)Sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki bir tasarımın başvuru tarihi, tescilli bir tasarımın başvuru tarihinden önce ise…. Madde 79- (1)Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin karar geçmişe etkili olup, tasarıma bu Kanunla sağlanan koruma hiç doğmamış sayılır. 2)Tasarım sahibinin ağır ihmali veya kötüniyetli hareket etmesinden zarar görenlerin tazminat talepleri saklı kalmak üzere, hükümsüzlüğün geçmişe dönük etkisi aşağıdaki durumları etkilemez: a)Hükümsüzlüğe karar verilmeden önce tasarımın sağladığı haklara tecavüz nedeniyle verilen kesinleşmiş ve uygulanmış kararlar. b)Hükümsüzlüğe karar verilmeden önce yapılmış ve uygulanmış sözleşmeler. (3)İkinci fıkranın (b) bendinde belirtilen sözleşme uyarınca ödenmiş bedelin hakkaniyet gereğince kısmen veya tamamen iadesi talep edilebilir. (4)Tasarımın hükümsüzlüğüne ilişkin kesinleşmiş karar herkese karşı hüküm doğurur.
Tasarıma tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi talepleri yönünden;
6769 sayılı yasanın “Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 81. Maddesi; “(1)Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a)Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b)Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c)Tasarım hakkını gasp etmek. (2) Başvuru, 65. maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3) Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4) Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57. maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149. maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Tüm dosya kapsamı sunulan tescil belgeleri alınan bilirkişi raporları ve teknik mütalaa izahı yapılan mevzuat kapsamında bir arada değerlendirildiğinde davacı tarafa ait 16.03.2020 başvuru tarihli …numaralı tescil başvurusu bulunan kalem kutusu tasarımı ile davalı tarafa ait kalem kutusu arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin benzerliklerin bulunduğu, davalının bahse konu tasarım tescilli ürünü herhangi bir izin lisans sözleşme olmaksızın piyasaya sunduğu, her ne kadar davacının bağlantısı bulunan dava dışı … Şirketi’ne fatura ederek teslim ettiği bunun dışında üretim yapmadığı savunmasında bulunmuş ise de bahse konu siparişin davacı tarafça üretimin tespiti amaçlı olarak verildiği ve davalının tespit incelemesinde basiretli tacir ve dürüstlük kuralına aykırı bir şekilde kalıpların incelenmesine müsaade etmediği, jandarma eşliğinde yapılan incelemede kalıpların kaldırıldığı, sonradan yapılan incelemedeki kalıpların ilk görülen kalıplardan farklı olduğu tespit ve değerlendirmeleri dikkate alındığında davalı savunmalarının sorumluluktan kurtulmaya yönelik soyut savunmalar olduğu, izinsiz üretim olgusunun dinlenen tanık beyanları ve dosya kapsamındaki delillerle ispatlandığı, davalının diğer davalı ile olan ilişkisi bu durumu tevsik eden tanık beyanları ticari kayıtlar bir bütün olarak değerlendirildiğinde, bu davalı yönünden de sorumluluğun ve tasarıma tecavüzün oluştuğu sonucuna ulaşılmış olup davacının sübut bulan davasının kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
-Davalı tarafça piyasaya sürüldüğü iddia olunan ve dosya kapsamı itibari ile Mahkememizce bu yönde kanaat oluşan ürünlerin davacıya ait … Nolu tasarıma tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, taklit ürünlerin davalı uhdesinde olmak kaydı ile toplatılarak YEDDİ EMİNE TEVDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere İMHASINA, bu ürünlerin üretiminde kullanılan başkaca ürün üretimine yaramayan kalıp ve üretim araçlarına el konularak karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere İMHASINA,
3-Alınması gerekli harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 26,30 TL’nin davalılardan alınrak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan:5.500,00 TL bilirkişi + posta ücreti (678,50-TL) ve 116,60 TL harç olmak üzere toplam 6.295,10 TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen tasarıma tecavüz talebine ilişkin hesaplanan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸