Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/323 E. 2021/281 K. 28.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/323
KARAR NO : 2021/281

DAVA : Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 28/09/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 12.10.2009 tarihinde kurulduğunu, ticari faaliyetlerini gerek tüketiciler gerek sektör çapında yüksek bilinirliğe sahip … internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, ticari faaliyetinin bir parçası olarak ürettiği veya 3.kişilerden temin ettiği ürünleri internet sitesi aracılığı ile satışa sunduğunu, müvekkili Şirket’in adına Türk Patent ve Marka Kurumu (“TÜRKPATENT”) nezdinde tescilli markaları üzerinde, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu (“SMK”) ve tüketicilere sunulan iş mahsulleri üzerinde ise 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) ile korunan hak ve menfaatleri bulunduğu ve ayrıca haklı ve yoğun çabaları neticesinde yüksek tanınmışlık seviyesine ulaştırdığını, toplum nezdinde güvenilirlik kazandırdığı markalarının ve itibarının haksız ve hukuka aykırı biçimde kullanılmasını önleme ve/veya durdurma yönünde üçüncü kişilere karşı yasal haklarını ileri sürebileceğini, 2009 yılından bugüne … internet sitesi üzerinden faaliyetini sürdüren Müvekkil Şirket, TPMK nezdinde tescilli “…” ibareli birçok markanın ve … sayı ile “…” tanınmış markasının ve… sayı ile “…” markasının hak sahibi konumunda olduğunu, davalının hukuka aykırı kullanımının SMK kapsamında sahip olduğu haklara tecavüz oluşturduğundan, hâlihazırda internet ortamında devam eden ve Müvekkil Şirket’in marka tescilinden doğan haklarına tecavüz teşkil eden, aynı zamanda Müvekkil Şirket aleyhine haksız rekabete sebebiyet veren eylemleri nedeniyle TTK md. 61, SMK md. 159 ve HMK md.389 maddeleri anlamında ihtiyati tedbir sebep ve şartlarının oluştuğundan bahisle … 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş. sayılı dosyası kapsamında erişimin engellenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiklerini Mahkemece 18.09.2020 tarihinde, … internet sitesine Türkiye’den erişimin 3.000,00 TL teminat ödenmesi şartıyla tedbiren engellenmesine karar verildiğini, değişik iş dosyasında alınan bilirkişi raporunda, … alan adı internet sitesinin “…” adına kayıtlı olduğunun tespit edildiğini, müvekkil şirketçe yapılan araştırmalar neticesinde “…” isminin … isimli şirkete ait olduğunun tespit edildiğini beyanla … 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.İş. dosyası tahtında verilen ihtiyati tedbir kararının, davada verılecek karar kesınleşene kadar devamına, müvekkili şirketin tescilli ve tanınmış markası olan “…” ibaresinin, davalının yetkilisi ve sorumlusu olduğu tespit edilen … alan adlı internet sitesinde herhangi bir hak veya meşru bağlantı olmaksızın kullanılması ile marka tescilinden doğan haklarına tecavüz gerçekleştiğinden bahisle, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 29’uncu maddesi anlamında Müvekkil Şirket’in marka tescillerinden doğan haklarına vaki tecavüzün 149’uncu madde hükmü uyarınca durdurulmasına, Türk Ticaret Kanunu’nun 54 ve devamı maddeleri uyarınca, Davalı’nın eylemleriyle oluşan haksız rekabetin varlığının hükmen tespiti’ne, (m.56/1-a) saptanan haksız rekabetin önlenip yasaklanması’na (m.56/1-b) Haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun Ortadan kaldırılması’na, (m.56/1c) TTK md. 59 ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun md. 149/(1)-g ve 149/(3) uyarınca hükmün kesinleşmesini takiben karar özetinin; masrafı davalıdan alınmak üzere Türkiye çapında yayın yapan ve hükmün kesinleşeceği tarih itibariyle tirajı en yüksek üç gazeteden birinde ilanına karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalıya dava dilekçesinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, cevap dilekçesi veya herhangi bir delil dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dava 6769 sayılı SMK kapsamında açılmış , marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması talepli davadır.
Mahkememizin 2020/157 D.iş sayılı dosyasında alınan 18/09/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; web sitesinin 08/08/2020 tarihinde kayıt edildiği, kaydı oluşturan kişi bilgileri “…” olarak tespit edildiğini, “…” ismi web sitesi alan adında kullanıldığını, web sitesi kaynak kodlarında “…” ismi yada yönlendirici linklerde bulunmadığının tespit edildiği…” görüş ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmamak şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
SMK’nın 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c) Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Sonuç olarak; gerek diş dosyasındaki tespit raporu gerekse izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde davalının davacıya at tescilli ve tanınmış ” … “markasını ” … ” şeklinde alan adı olarak kullandığı bu kullanımın izahı yapılan 6769 sayılı SMK 7/2-d kapsamında markanın izinsiz kullanımı ve marka hakkına tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış, markaya tecavüze dayalı taleplerin kabulü ile davalı kullanımlarının davacıya ait markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, siteye erişimin engellenmesine, alan adının terkinine karar vermek gerekmiştir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde; Değişik iş dosyasında sunulan bilirkişi raporundaki tespitler dikkate alındığında davalının davacıya ait markayı izinsiz ve iltibasa sebebiyet şeklinde kullanımlarının izahı yapılan TTK md. 54 ve TTK md. 55/l-a (4) kapsamında haksız rekabete sebebiyet verdiği sonucuna ulaşılmış, yine davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı Değişik İş dosyasına sunulan rapor içeriği, yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde markaya tecavüz ve haksız rekabete dayalı sübut bulan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, kullanımın ağırlığı ilan ile elde edilmek istenen menfaat gözetildiğinde ilan talebinin yerinde olmadığı dikkate alınarak bu talep reddolunmak suretiyle aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda http://…. isimli internet sitesine erişimin engellenmesine, alan adının terkinine,
2-Dosya kapsamı dikkate alınarak ilan talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 69,75 TL yargılama gideri ve 108,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 178,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.