Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/303 E. 2021/328 K. 26.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/223
KARAR NO : 2021/300

DAVA : Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/07/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 2000 yılında kurularak enerji içeceği üretim ve dağıtımında dünya lideri olduğunu, Dünyaca tanınmış … firmasının iştiraki olduğunu, alanının enerji ve spor içecekleri olmakla birlikte özellikle meşrubat ürünleri, alkollü-alkolsüz içecekler, aroma çaylar, spor içecekler, sıvı gıda ve besin takviyeleri sektöründe olduklarını, müvekkilinin 2014 yılı itibariyle %43 payla Dünya lideri olduğunu Türkiye’de tescilli birçok markası bulunduğunu, markaların … firmasından … firmasının iştirakı olan …’a oradan da diğer iştiraki olan müvekkiline devredildiğini, … markalı ürünlerine ait bilgiye https://…/tr/tr adresinden ulaşıldığını ve … markasının Türkiye’nin en tanınmış enerji içeceği markalarından olduğunu, … ve … ibareli markaların OHIM başta olmak üzere Dünya nezdinde onlarca ülkede tescilli olduğunu, 31/10/2003 tarihli başvuru ile … sayı ile 32. Sınıflarda OHIM nezdinde topluluk markası olarak … markasının tescil ettirildiğini, 29 Avrupa Birliği ülkesinde koruma altında olduğu, … unsurlu seri markalar dahil markalarının …, …, …, …, …, … ve … başvuru numaraları ile TürkPatent nezdinde tescilli olduğunu, davalının … tescil sayılı markası ile müvekkilinin hak sahibi olduğu ve tanınmış hale getirilmiş … ibaresini kötüniyetli olarak kendi adına marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkili markasının tanınmış olmasına rağmen davalı markasının tescilli olması nedeniyle hükümsüzlüğü gerektiğini, müvekkili markalarının davalı … markası ile iltibas oluşturacak düzeyde benzer olduğunu, markaların görsel, biçimsel, okunuş, ses, telaffuz ve algılama, markada ön plana çıkarılmak istenen unsurlar açısından birebir aynı olduğunu, müvekkilinin …, …, …, …, … markaları ile davalının … kelime markalarındaki ortak ve ön plana çıkarılmak istenen unsurun … ibaresi olduğunu, diğer unsurların tali olduğunu, … ibaresinin ısı/sıcak, sıcaklık anlamına gelmekte olup, içecek ve gıda takviyeleri, diyetik maddeler ve bununla bağlantılı mallarda başvurusu yapılan markada, farklılık ve ayırt edicilik kazandırmadığıni, … ve … ibaresini aynı rafta gören tüketicinin daha önceden bildiğini, güvendiği … markalı enerji içeceğini, besin takviyesini alacakken ibarenin birebir kullanıldığını … markalı ürünü alabileceğini, müvekkilinin 05 Nice sınıfını kapsar birçok ülkede … ve … ibareli marka tescilleri bulunduğunu, davalının … sayılı … ibareli markasını da 2017 tarihinde 5. Sınıfta bulunan emtialar yönünden tescil ettirdiğini, … ibareli müvekkili markasının tanınmışlığı kabul edilerek, müvekkilinin tanınmış markasından haksız kazanç sağlamaya çalışan ve müvekkili markasının itibarını ve ayırt ediciliğini zedeleyen davalı markasının hükümsüzlüğünün gerektiğini, davalının … Ltd. Şti., … Ltd. Şti. unvanlı şirketin sahibi olup, … Ticaret Odası nezdinde kayıtlı bir tacir olduğunu, müvekkili ile aynı sektörde ve enerji gıdaları, içecek, besin takviyesi satımı ve pazarlanması alanında faaliyet gösterdiğinden müvekkili ve markasını bilmediğinin kabul edilemeyeceğini, markaların Türkçe ve yaygın bir ibare olmadıkları dikkate alındığında, ortada haksız bir
yararlanmanın olduğunu, davalının markasını … ile ilişkilendirecek şekilde ayrı olarak ve enerji ve sporcu içecekleri gamında kullandığını, Bu hukuka aykırı kullanıma ilişkin … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …E. sayılı dosya ile marka tecavüzü nedeniyle maddi-manevi tazminat davasının açıldığını ve derdest olduğunu, davalının … tescil numaralı … markasının müvekkili markasının aynen kullanılması suretiyle, markalar arası benzerlik ve iltibas ihtimali, müvekkilinin gerçek hak sahipliği ihlal edilerek ve müvekkili markasının tanınmışlığından faydalanmak amacıyla kötü niyetli tescil ettirildiğinden bahisle, dava konusu … tescil numaralı “¸¸” markasının; müvekkili markasının aynen kullanılması suretiyle, markalar arası benzerlik ve iltibas ihtimali, müvekkilinin gerçek hak sahipliği ihlal edilerek ve müvekkil markasının tanınmışlığından faydalanmak amacıyla kötü niyetle tescil ettirilmiş olması nedeniyle, tümüyle hükümsüz kılınmasına, dava konusu markanın Türk Patent ve Mark Kurumu sicilinden terkinine, dava konusu markanın, davanın devamı sırasında 3.kişilere devredilmesinin hak kayıplarına neden olacağı dikkate alınarak, markanın 3.kişilere devredilmesinin önlenmesi zımnında İhtiyati Tedbir Kararı verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … ibareli markayı lisans sözleşmesiyle … A.Ş. kullanımına sunduğunu, firmanın 1996 yılından beri sporcu beslenmesi pazarı alanında faaliyet gösterdiğini, … ibareli marka ile davacının dayanak markaları bütünsellik ilkesi gereği benzerlik bulunmadığını, davacının markasında baskın unsur … ibaresi iken, müvekkilinin markasında baskın unsurun … ibaresi olduğunu, müvekkilinin … ibaresinin baskın unsur olduğu birden fazla markası bulunduğunu, … adresinde görüleceği üzere .. ibaresinin bir seri marka haline getirilerek piyasada … ibaresinin tanınmışlık elde ettiğini, … sözcüğünün ısı/sıcaklık anlamına geldiğini, … sözcüğünün yanmak/yakmak anlamlarına geldiğini, her iki marka arasında anlamsal benzerlik bulunmadığını, müvekkili markasının … ve … ibarelerinin bitişik şekilde yazılarak oluşturulduğunu, davacının markası 4 harfli iken, müvekkilinin … sözcüğünün önüne seri markalarında kullandığı … ibaresini ekleyerek on karakterli ve özgün ve ayırt ediciliği haiz bir marka yarattığını kavramsal ve görsel açıdan markaların birbirine benzer olmadığını, davacının … ibareli markalarının ağırlıklı olarak 32. Sınıfta tescilli iken, müvekkili markasının 5. Sınıfta tescilli olduğunu, müvekkilinin … ibareli ürününün yalnızca sporcular tarafından kullanıldığını ve sporcu içeceği olduğunu, davacının … ibareli ürününün enerji içeceği olduğunu ve taraf ürünlerinin aynı rafta satılmasının mümkün olmadığını, müvekkilinin kötüniyetli olduğunun ispatlanmadığını, taraf markalarının benzer olmadığını, kendilerinin … ibaresini baskın unsur olarak kullanarak bir dizi seri marka tescil ettirdiğini, markaların aslı unsurlarının birbirinden farklı olduğunu, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi …E. Sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunun fahiş hatalar barındırdığını ve bu dava açısından ehemmiyeti bulunmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Dava, 6769 Sayılı SMK kapsamında açılmış, davalı markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemli davadır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, Türk Patent ve Marka Kurumu Marka Dairesi Başkanlığından tarafların markalarına ilişkin kayıtlar istenmiş, teknik ve özel bilgi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Dosyaya sunulan 30.04.2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı adına tescilli … ibareli …, …, …, … numaralı 32. Nice sınıfında yer alan “enerji içecekleri, spor içecekleri, enerji içecekleri, spor içecekleri yapımında kullanılan şurup, toz ve konsantreler” malları ile davalı adına tescilli … ibareli … numaralı 05 Nice sınıfında yer alan “Özellikle, Özellikle, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein ve karbonhidrat karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein karışımlı Tozlar ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein karışımlı içecekler, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, amino asit ve protein karışımlı tozlar ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, amino asit ve protein karışımlı içecekler, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı içecekler ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş tekli ve çoklu amino asit karışımlı tabletler, yenilebilir protein ve amino asit içeren hazır barlar, Sporcu beslenme maddeleri ve takviyeleri, yüksek protein içeren pirinçten yapılan takviyeler” mallarının SMK m.6/1 maddesi anlamında benzer mallar oldukları, Davacının …, …, … ve … numaralı 32. Nice sınıfında yer alan “enerji içecekleri, spor içecekleri, enerji içecekleri, spor içecekleri yapımında kullanılan şurup, toz ve konsantreler” mallarında tescilli markaları ile davalının hükümsüzlüğü talep edilen… tescil numaralı … ibareli markasının 05 Nice sınıfında “Özellikle, Özellikle, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein ve karbonhidrat karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein karışımlı tozlar ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein karışımlı içecekler, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, amino asit ve protein karışımlı tozlar ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, amino asit ve protein karışımlı içecekler, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı içecekler ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş tekli ve çoklu amino asit karışımlı tabletler, yenilebilir protein ve amino asit içeren hazır barlar, sporcu beslenme maddeleri ve takviyeleri, yüksek protein içeren pirinçten yapılan takviyeler” mallarında tescilli markası arasında görsel, işitsel ve anlamsal olarak ortalama tüketici nezdinde bıraktıkları umumi intiba nezdinde iltibasa neden olacak derecede benzerlik olduğu ve karıştırılma ihtimali bulunduğu, davacının… tescil numaralı … markasının enerji içeceği alanında SMK m.6/4 anlamında tanınmış marka olduğu, davalı eylemlerinin, tarafların ticari faaliyet alanlarının benzer oluşu, davacı markalarının, davalı markasından uzun zaman önce tescil edilmiş olması ve davacı markalarının Türkiye dahil Dünya’nın pek çok yerinde marka tescillerinin bulunması, davacı markalarını ihtiva eden ürünlerin hem Türkiye’de hem de Dünya’daki bilinirliği, tarafların benzer sektörde faaliyet göstermeleri, tek başına ve kelime ve/veya kelime kombinasyonu (…) olarak tesadüfî olarak seçilmesi ya da oluşturulması mümkün olmayan davacı markalarına benzer şekilde marka tescil ettirilmiş olma ihtimalinin habersiz olarak tesadüfi olamayacağı, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde, markanın gerçek sahibinin (davacının) itibarından yararlanmak amacıyla davalının markasını tescil ettirdiği kanaatine varıldığından davalı adına tescilli … tescil numaralı markanın SMK m.6/9 anlamında kötüniyetli tescil olup olmadığının Mahkemenin takdirinde olduğu…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava, 6769 Sayılı SMK kapsamında açılmış, davalı markasının hükümsüzlüğü ve sicilden terkini istemine ilişkindir.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6769 sayılı SMK’nın 4/1 maddesi uyarınca Marka, bir teşebbüsün mallarının veya hizmetlerinin diğer teşebbüslerin mallarından veya hizmetlerinden ayırt edilmesini sağlaması ve marka sahibine sağlanan korumanın konusunun açık ve kesin olarak anlaşılmasını sağlayabilecek şekilde sicilde gösterilebilir olması şartıyla kişi adları dâhil sözcükler, şekiller, renkler, harfler, sayılar, sesler ve malların veya ambalajlarının biçimi olmak üzere her tür işaretten oluşabilir.
6769 sayılı SMK’nın 25. Maddesine göre 5 inci veya 6 ncı maddede sayılan hâllerden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme tarafından markanın hükümsüzlüğüne karar verilir. 5. Madde “Marka tescilinde mutlak ret nedenleri ” ne ilişkindir. Madde 5/1-ç de ” Aynı veya aynı türdeki mal veya hizmetlerle ilgili olarak tescil edilmiş ya da daha önceki tarihte tescil başvurusu yapılmış marka ile aynı veya ayırt edilemeyecek kadar benzer işaretler.” mutlak red nedeni olarak düzenlenmiştir. 6. Madde ise “Marka tescilinde nispi ret nedenleri ” ne ilişkin olup, madde 6/1 “Tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa itiraz üzerine başvuru reddedilir.” yine 6/5 ‘e göre ” Tescil edilmiş veya tescil başvurusu daha önceki tarihte yapılmış bir markanın, Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle haksız bir yararın sağlanabileceği, markanın itibarının zarar görebileceği veya ayırt edici karakterinin zedelenebileceği hâllerde, aynı ya da benzer markanın tescil başvurusu, haklı bir sebebe dayanma hâli saklı kalmak kaydıyla, başvurunun aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde yapılmış olmasına bakılmaksızın önceki tarihli marka sahibinin itirazı üzerine reddedilir. ” yine 6/9’a göre “Kötüniyetle yapılan marka başvuruları itiraz üzerine reddedilir. hükmüne amirdir.
Her iki taraf markalarının görsel, işitsel ve anlamsal olarak karıştırıldığında tüketiciler nezdinde karıştırılma ihtimaline sebebiyet verip vermeyeceği yönünden yapılan incelemede;
SMK m.6/1 hükmü gereği, “tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile halk tarafından ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali varsa” itiraz üzerine başvuru reddedilecektir. Bu hükme aykırılığa rağmen tescil edilmiş markalar ise SMK m.25 kapsamında hükümsüzlük yaptırımına tabi olacaktır.
SMK m.6/1 hükmü anlamında markalar arasında iltibasın varlığından söz edebilmek için hem karşılaştırma konusu marka “işaretleri ” arasında hem de işaretlerin tescil edileceği “mal ve hizmetler ” arasında aynılık veya benzerliğin bulunması gereklidir.
Bu kapsamda öncelikle marka işaretleri arasında benzerlik incelenmeli, sonra ise mal ve hizmetler (ürünler) arasındaki benzerlik irdelenmelidir. Son olarak markalar arasındaki benzerlik derecesi ile ürünler arasındaki benzerlik derecesinin arasındaki ilişki dikkate alınarak, bu benzerliğin uyuşmazlık konusu ürünler açısından iltibas oluşturup oluşturmadığına bakılmalıdır. Karıştırılma tehlikesi, birbiri ile bağlantılı olan üç unsurla belirlenir. Bu unsurlar, malların ve/ veya hizmetlerin benzerliği, markaların benzerliği ve önceki markanın ayırt etme gücüdür. Bu unsurlar farklı şekillerde bir araya gelebilir. Bunlar, “aynı mal ve/veya hizmet- benzer marka”, “aynı marka-benzer mal ve/veya hizmet”, “benzer marka-benzer mal ve/veya hizmet” şeklinde ortaya çıkabilir. Malların ve/veya hizmetlerin benzerliği veya markaların benzerliği unsurlarından biri mevcut değilse, karıştırma tehlikesinden de söz edilemez. Buna karşılık bu unsurlardan birinin zayıf olması halinde, diğerinin daha kuvvetli olarak mevcut olması karıştırma tehlikesinin tespitinde belirleyicidir. Karıştırılma ihtimali (iltibas) kavramı doktrinde; “tescil edilmemiş bir işaretin veya tescil edilmiş bir markanın daha önceden tescilli bir marka ile görsel, işitsel, anlamsal vs. sebeplerden dolayı aynı veya benzer kabul edildiği için, hitap edilen tüketici kitlesinde markalar arasında karıştırılma tehlikesinin ortaya çıkması ” olarak tanımlanmaktadır.( Tekinalp Ünal, Fikri Mülkiyet Hukuku, İstanbul, 2012, sf.436)
Yargıtay ise karıştırılma ihtimali (iltibas) kavramını; “karıştırılma ihtimalinde önemli olan husus halkın iki işaret arasında herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel ve görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından “umumi intiba ” olmasa bile, halk tarafından iki marka arasında bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir. ” şeklinde tanımlamıştır.
Marka hukukunda karıştırılma ihtimali üç şekilde karşımıza çıkmaktadır. Bunlardan birincisi, Tüketicinin almayı düşündüğü mal/hizmette yer alan İşaret, alıcının almayı düşündüğü mal/hizmeti simgeleyen işaretin alıcının belleğinde bıraktığı görsel, işitsel, şekilsel veya anlamsal izlenime o derece benzemektedir ki, alıcı başka bir işletme tarafından ona sunulan mal/hizmeti almayı düşündüğü mal/hizmet zannetmektedir.
İkinci durumda; tüketiciye mal/hizmeti sunan işletmenin kimliği konusunda yanılır. Diğer bir ifade ile malın/hizmetin tüketicide yarattığı beğeniyi ve güveni kullanmak isteyen ikinci işletme tescilli marka ile aynı olan veya onun benzeri olan işareti kullanarak karıştırmayı sağlamaktadır.
Üçüncü durum ise; bağlantı bulunduğu zannınm yaratılması tehlikesidir. Bu halde başvurusu yapılan işaretin bütünü itibariyle bıraktığı izlenim, hedef kitlenin ortalaması bakımından tescilli bir marka veya başvurusu yapılmış bir işaret ile ilk bakışta ayırt edilemezse, karıştırılma ihtimali vardır. Esas olan, o mal/hizmctin ortalama dikkat sahibi tüketicinin malın/hizmetin niteliğine göre ayırabildiği “ahm süresi” içinde edindiği toplu izlenimdir. “Alım süresi” malın/hizmetin alınmasının günlük iş algılanmasında ve incelenmesinde o malın ortalama alıcısının dikkati, algılaması ve inceleme yöntem ve yeteneği esastır. Bunula birlikte markalarm kullandığı mal/hizmet grubu birbirine ne kadar yakınsa iltibas İhtimali o kadar artacaktır.
Buna göre, karıştırma ihtimali, tescil başvurusu yapılan bir markanın, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka ile aynılığı ya da benzerliği ve kapsadığı mal veya hizmetlerin aynılığı ya da benzerliği nedeniyle, tescil edilmiş veya önceki tarihte başvurusu yapılmış marka İle halk tarafından ilişkilendirilmesidir. Kısaca karıştırılma İhtimalinden söz edebilmek için ortalama tüketici kitlesinin her iki marka arasında bir şekilde bağlantı kurmasıdır. Bu bağın kurulmasında mal ve hizmetlerin aynı ya da benzer olup olmaması önemlidir.
Somut olay bakımından yapılan değerlendirmede, bilirkişi raporu ile de tespit edildiği üzere, taraf markalarında … ibaresinin müşterek unsur olarak yer aldığı, davalının hükümsüzlüğü talep edilen …numaralı markasında yer alan bu sözcüğün, davacının önceki tarihli tescil edilen … markası ile yazılış, okunuş, görsel, işitsel bakımdan orta seviyede ki tüketiciler açısından iltibas oluşturacak şekilde benzerlik taşıdığı kanaatine varılmakla … tescil numaralı … ibareli markanın 05 Nice sınıfında kayıtlı “Özellikle, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein ve karbonhidrat karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein karışımlı tozlar ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein karışımlı içecekler, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde Olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, amino asit ve protein karışımlı tozlar ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, amino asit ve protein karışımlı içecekler, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı içecekler ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş tekli ve çoklu amino asit karışımlı tabletler, yenilebilir protein ve amino asit içeren hazır barlar, Sporcu beslenme maddeleri ve takviyeleri, yüksek protein içeren pirinçten yapılan takviyeler” malları yönünden kısmi hükümsüzlük koşullarının oluştuğuna kanaat getirilmiştir.
Her ne kadar davalı tarafça … ibaresinin baskın unsur olduğu, davalıya ait birden fazla markanın bulunduğu, bu nedenle markaların seri marka olarak değerlendirilmesi gerekeceğine yönelik itirazlarda bulunulmuş ise de, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 12/11/2009 Tarih, 2008/1868 Esas, 2009/11768 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, “Seri marka oluşturma bahanesi ile başkasına ait bir markaya yaklaşılmaya çalışılmasına, başkasının markasıyla iltibas yaratılmaya çalışılmasına izin verilemez.” denilmektedir. Eğer seri marka olduğu iddia edilen markada amaç gerçekten kök markanın bir serisi olarak görülür ise ve başkasının bir markasına yaklaşma amacı söz konusu değil ise, bu takdirde her olayda somut olayın özellikleri de dikkate alınarak seri markanın karıştırma ihtimaline neden olmayacağı kabul edilebilir. ( Çolak Uğur, Türk Marka Hukuku, Oniki Levha Yayıncılık, 4. Baskı, 2018, İstanbul, sf. 298 )
Davalının tescilli markalarının tescil tarihlerinden önce davacıya ait … ibareli ilk marka tescilinin … tescil numaralı markaya dayandığı gözetildiğinde, davalı markasının kendi işletmesi ile özdeşleşmiş davacının önceki tescilli markalarından bağımsızlaşmış, yeni ve seri bir marka olmadığı gözetilerek bu savunmalara itibar edilmemiştir.
Davacı Markası Yönünden Tanınmışlık İddialarının Değerlendirilmesi
Davacı kendisine ait markanın tanınmış marka olduğu iddiasında bulunmuştur. 6769 sayılı SMK’da ve taraf olduğumuz tanınmış markalarla ilgili uluslararası anlaşmalarda tanınmış markanın tanımı ve kriterleri gösterilmemiş, bu husus Özel Dairenin bozma kararında belirtildiği üzere konu mahkeme içtihatları ve öğretiye bırakılmıştır. Nitekim Özel Daire 13/03/1998 tarih ve 5647/1704 s. bir kararında “bir kişi veya teşebbüse sıkı sıkıya bağlı, garanti, kalite, kuvvetli reklam ve yaygın dağıtım içeren, müşteri, akraba, dost ve düşman ayırımı yapılmaksızın, coğrafi sınır, kültür ve yaş farkı gözetilmeksizin aynı çevredeki insanlar tarafından refleks halinde ortaya çıkan bir çağrışımdır” biçiminde bir tanımlama getirmiş ve bu tanıma nazaran da markanın promosyon sonucunda kazanılan herkesçe veya ilgili kesimce bilinme, emtia söylendiğinde o markanın akla gelmesi, ilişkin olduğu sektörde iyi bilinme ve geniş bir dağıtım ağına sahip olma gibi kıstaslara göre markanın tanınmış marka olup olmadığının tespiti cihetine gidilmektedir.
Doktrinde konuyla ilgili yapılan bir başka tanıma göre ise; “Bir ülkenin bir veya birkaç yöresinde tutunma markalar değil, dünya çapında olmasa bile, yurt içi ve yurt dışında ilgili çevrelerce bilinen, Paris Sözleşmesine üye devletlerden birinin yurttaşına veya o ülkelerden birinde yerleşik olan ya da ticari veya sınai işletmeye sahip kişilere ait bulunan markalar” tanınmış markalardır (Bkz. Ünal Tekinalp Fikri Mülkiyet Hukuku, 2012, s. 411).
SMK m.6/5’te yer alan “Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi” ibaresine temel teşkil eden düzenleme Paris Konvansiyonunun 1. mükerrer 6. maddesi hükmüdür. Bu hükümde tanınmış marka kavramına yönelik olarak verilen kriter “herkesçe bilindiği mütalaa edilen” kavramıdır. Antlaşmanın Fransızca metninde markayı ifade etmek “notoirement connue(s)” ifadesi, Almanca metninde ise Türk doktrininde de sıklıkla kullanılan “notorisch bekannte” ifadesi kullanılmaktadır. Yine Konvansiyon’un 29/1-(c) hükmünde muhtelif yorumlarda itirazlar olması halinde Fransızca metin kabul edilir denmek suretiyle, Fransızca (ve takiben Almanca) metnin esas alınmasının yanlış olmadığı söylenebilir. Hukukumuzdaki düzenlemeye de temel teşkil eden anılı hükümde yer alan ifadeler ise herkesçe bilindiği gibi anlamına gelmekte olup, tanınırlık kriteri olarak ilgili/ilgisiz herkesi yeni toplumu esas almaktadır. Bu kabulün ise tanınmış markanın bilinirlik eşiğini çok yukarı koyduğu ve maddenin uygulama alanını daralttığı muhakkaktır. Bir diğer uluslararası antlaşma olan Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Hakları Antlaşması (TRIPs) ise 16. maddesinde yer alan düzenleme ile tanınmışlık düzeyi (yüksek) marka kavramını gündeme getirmiştir. Bu düzenleme sebebiyle doktrinde ve yargı makamlarında farklı özelliklerine göre ve tanınmıştık derecelerine göre, farklı koruma düzeylerine sahip tanınmış marka çeşitlerinin olduğu öngörüsü egemendir. Ancak tanınmış marka huhuken farklı alt türlere ayrılmamakta, TRİPs Paris Konvansiyonu’ndan bağımsız, ayrı bir tanınmış marka kavramı ile ondan ayrı bir düzen getirmemekte, aksine hükmü tamamlamakta, tanınmış marka kavramının uygulama alanını genişletmektedir. Paris Konvansiyonu ve TRIPs bağlamında tanınmış marka tektir. TRIPs düzenlemesiyle tanınmış markanın herkesçe bilinirlik ölçütünü tüm toplum olmaktan çıkarmıştır. Bu bağlamda markanın ticarete konu yapıldığı ilgili sektörde bilinir olması tanınmış marka olarak kabul görmesinde yeterli olacaktır. İlgili sektörün tespitinde ise markanın kapsadığı ürünlerin hitap ettiği müşteriler yanında, rakip ürün müşterileri, alıcıları, satıcıları ve sektör içindeki ilgili kişiler nezdindeki bilinirlik dikkate alınacaktır. (Bkz. Paslı, 433- 440). Tanınmışlık kriteri değerlendirilirken anket çalışmaları, ticari defterlerin marka bağlantılı ciro ve envanter bilgileri, tescilin tarihi, kullanım yoğunluğu, reklam harcamalarının miktarı, dünyanın pek çok ülkesinde markanın tescilli olup olmadığı, satış veya bayi ağı gibi somut kanıtlar incelenir. 
Yukarıda yapılan açıklamalar kapsamında dosyaya sunulan deliller ve düzenlenen bilirkişi raporundaki tespitler de dikkate alındığında, davacı adına tescilli … markalı enerji içeceği ürünün tüm Türkiyede pazarlandığı, bu markanın tanıtımı için yoğun emek, çaba ve para harcandığı, özellikle enerji içecekleri hususunda halkın büyük bir kesimi tarafından bilinilirliğinin olduğu, bu nedenle Paris Sözleşmesine taraf olan Türkiye’de tanınmışlık düzeyi yüksek olan … markasının SMK 6/4 kapsamında tanınmış marka olduğu sonucuna varılmıştır.
Kötü niyetli tescil iddiasının değerlendirmesi:
Kötü niyetli marka tescili 556 S. KHK’da bir hükümsüzlük nedeni olarak sayılmamış olmasına rağmen, doktrinde bir kısım yazarlar tarafından bu durum da hükümsüzlük nedeni olarak savunulmuş, nihayet SMK 6/9 maddesinde kötü niyetli tescil bir tescil engeli olarak yasal mevzuattaki yerini almıştır. Yargıtay HGK, 16.07.2008 tarih ve 2008/11-501- E., 2008/507 K. Sayılı kararı ile tescilde kötü niyetliliği markanın hükümsüzlüğüne yol açacağı yönünde içtihat oluşturmuştur. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi de sonradan vermiş olduğu kararlarda bu hususu dikkate almıştır.
Bir markanın kötüniyetle tescil ettirildiğinden söz edebilmek için, o markanın tescil ettirilmesinin altında başkasına ait olduğunu bildiği bir markayı haksız olarak sahiplenme, başkasına ait markanın tanınmışlığından ve itibarından haksız olarak yararlanma, başkasının markasının piyasaya girmesini engelleme, tescil ettirilen markayı gelecekte gerçek hak sahibine markadan doğan hakları kullanmakla tehdit ederek satma amacı gibi dürüstlük kuralı (MK m d. 2) ile bağdaşmayan kanıtlanabilir niyetlerin yatması gerekir.
Yine bu konuda Yargıtay HGK 2013/1831 E., 2015/1198 K sayılı 15.04.2015 tarihli emsal kararlarında, “…556 sayılı KHK’nın 35/l.maddesi uyarınca tescil başvurusu sırasında kötü niyetin başlı başına bir itiraz sebebi olarak öne sürülebilmesi mümkün olduğu gibi, sonradan aynı nedenle hükümsüzlük davasının açılabilmesi de KHK’nın amacına uygundur. Çünkü, KHK’nîn 35/1. Ve 42/l-(a) maddelerindeki düzenlemelerde, esasen MK’nun 2.maddesinin özel bir uygulamasından ibarettir. Bu bakımdan her somut olayın özellikleri gözönüne alınarak açıkça kütü niyetle gerçekleştirildiği belirlenen marka tescilinin hükümsüzlüğüne karar verilebilmelidir. Bu husus 556 sayılı KHK’nın 42.maddesinde başlı başına bir hükümsüzlük nedeni olarak düzenlenmemiş olsa dahi, genel hüküm ve temel prensip niteliğindeki MK’nun 2.maddesi uyarınca kötü niyetin korunması söz konusu olamayacağından dolayı aynı sonuca ulaşılması KHK’nın ruhuna da uygundur. … marka Hukukunda genel olarak kabul gören anlayışa göre, tescil nedeniyle sağlanan marka korumasının amacına aykırı biçimde kötüye kullanılması yoluyla başkasının markasından haksız yararlanmak veya gerçekte kullanmayıp yedekleme, marka ticareti yapmak amacına ya da şantaja yönelik başvuru ve tesciller kötü niyetli tescil olarak kabul edilmektedir.
Herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır. Bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Durumun gereklerine göre kendisinden beklenen özeni göstermeyen kişinin iyi niyet iddiasında bulunamayacağına da şüphe yoktur (TMK. m. 2).
Somut olaya dönüldüğünde; taraf markalarının her ne kadar benzer olduğu tespiti yapılmış ise de bir markanın benzerinin tescili her zaman kötü niyetli bir tescil olarak değerlendirilmemektedir. Ayrıca tek başına tanınmış bir markanın benzerinin ya da aynısının tescil ettirilmesi, kötü niyetli marka tescili olarak yorumlanamayacaktır. Kötü niyetin her somut olayda net olarak ortaya konması gerekir. Davalının kötü niyetinin ispat külfeti davacıya aittir. Yukarıda da açıklandığı üzere, davalının markasını kullanış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı ve iyi niyetli 3. Kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından, bilirkişi raporunda yer alan değerlendirmelerden farklı olarak davalı marka başvurusunun kötü niyetli bir başvuru olarak kabul edilemeyeceği hukuki kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirildiğinde; taraf markaları arasında benzerliğin bulunduğu, davalı markasının tüketiciler nezdinde iltibasa sebebiyet vereceği, görsel benzerlikle birlikte mal ve hizmetlerde de benzerliğin söz konusu olduğu dikkate alındığında iltibasa dayalı hükümsüzlük şartlarının oluştuğu, davacının tanınmış marka iddiasının sunulan deliller ve izahı yapılan kriterler dikkate alındığında ispatlandığı ve tanınmış marka statüsünde olduğu, davalının markasını kullanış amacı ve fonksiyonlarına aykırı bir şekilde, davacı ve iyi niyetli üçüncü kişileri baskı altında tutma, onlara şantaj yapma veya engelleme amacına ilişkin herhangi bir olgu ve olay söz konusu olmadığından kötü niyet iddiasının sübut bulmadığı gözetilerek davanın kısmen kabulü cihetine gidilmiş, davalı adına tescilli … ibareli … numaralı 05 nice sınıfında yer alan “Özellikle, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein ve karbonhidrat karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein karışımlı tozlar ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein karışımlı içecekler, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde Olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, amino asit ve protein karışımlı tozlar ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, amino asit ve protein karışımlı içecekler, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı içecekler ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş tekli ve çoklu amino asit karışımlı tabletler, yenilebilir protein ve amino asit içeren hazır barlar, Sporcu beslenme maddeleri ve takviyeleri, yüksek protein içeren pirinçten yapılan takviyeler” malları yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, fazlaya ilişkin kısmın reddine, dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın kısmen kabulü ile, davalı adına tescilli … ibareli … numaralı 05 nice sınıfında yer alan ” Özellikle, Özellikle, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein ve karbonhidrat karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein karışımlı tozlar ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, protein karışımlı içecekler, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde Olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, amino asit ve protein karışımlı tozlar ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, amino asit ve protein karışımlı içecekler, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı içecekler ve sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş, tekli ve çoklu amino asit karışımlı tozlar, sporcular için gıda takviyesi niteliğinde olan, protein bakımından zenginleştirilmiş tekli ve çoklu amino asit karışımlı tabletler, yenilebilir protein ve amino asit içeren hazır barlar, Sporcu beslenme maddeleri ve takviyeleri, yüksek protein içeren pirinçten yapılan takviyeler” malları yönünden kısmen hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, Fazlaya ilişkin kısmın reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 4,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsiline,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen talep yönünden davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddolunan talep yönünden davalı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 2.550,00TL bilirkişi ücreti, 70,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 2.620,75 TL’den kabul ve red oranına göre hesap olunan, 1.310,37 TL ve 108,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 1.419,17 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/10/2021

Katip… Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.