Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/270 E. 2022/18 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/270 Esas
KARAR NO : 2022/18

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 14/08/2020
KARAR TARİHİ : 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili sunmuş olduğu dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; davalının müvekkili adına tescilli “…” ibareli tescilli markaları “…” adlı Instagram, Facebook hesapları, … internet sitesi alan adında, internet sitesi içeriğinde, “…adresli ve diğer imalat ve satış mağaza içi ve tabela, reklam ve tanıtımlarda, satış belgelerinde, satış mağazası ekipmanlarında kullanıldığı öğrendiğini, bu sebeple davalıya … 17. Noterliği kanalı ile … tarih, … yevmiye numaralı e-tespit tutanağı tutularak davalı tarafın Instagram hesabında müvekkil şirket adına tescilli “…” markasını taklit ederek satışlar yaptığı tespit edildiğini, yine … tarihli … tarihli ihtarname keşide edilerek 3 gün içinde davalı tarafından izinsiz, haksız ve hukuka aykırı markanın kullanımına son verilerek satış mağazası tabelasından, satış mağazası ekipmanlarından, tanıtım ve reklamlarından, mağaza dışı ve mağaza içi görüntülerden, satış belgelerinden, davalı tarafa ait tüm sosyal medya hesaplarından, internet sitesinden ve yine internet üzerinden alışveriş yapılan sitelerden kaldırılması, buna ilişkin herhangi bir ibarenin yer almaması aksi takdirde tarafımızca şikayet ve yasal yollara başvurulacağı ihtar edildiğini, ancak tüm bu uyarılara rağmen davalı taraf haksız ve izinsiz marka kullanımına, dolayısıyla marka hakkına tecavüze devam ettiğini, … A.Ş. Nin 1890 Yılına dayanan geçmişi ile Türkiye ve dünyanın önde gelen pırlanta markalarından biri olan … , Türkiye’de pırlanta denildiğinde akla ilk gelen markaların başında geldiğini, Avrupa’nın en büyük üretim kapasitesine ve en geniş pırlanta stokuna sahip olan müvekkil şirket son 8 yıldır pırlantalı mücevher alanında ihracat liderliğini de elinde bulundurmakla beraber her yıl dünyanın en önemli mücevherfuarlarına katılarak tasarımlarını uluslararası arenaya taşıdığını, … ile yaptığı anlaşma ile derneğin dünyadaki ilk ve tek lisanslı mücevher üreticisi olan … , Türkiye ve Avrupa’daki 80’i aşkın mağazasının yanında, …ve …gibi dünyanın çeşitli şehirlerindeki ofisleriyle, yalnız Türkiye’de değil dünyada da önde gelen pırlanta markalarından biri olup ülkesine katma değer sağladığını, müvekkil şirket, … Tic. Ltd. Şti. ve grup şirketi olan … A.Ş. uzun yıllar boyunca sürdürmüş olduğu ticari faaliyetleri ile yapılan başarılı reklam kampanyaları sayesinde pazarda önemli ölçüde bir tüketici portföyüne sahip olduğunu, müvekkil şirket tarafından, tescilli “… Diamond” markası ile üretilen ve grup şirketi … A.Ş. uzmanlığı ile satışa arz edilen ürünlerin; gerek kalitesi ve güvenilirliği, gerekse özgün tasarımları ve tüketici memnuniyeti sonucunda kazandığı pazar payından haksız menfaat sağlamak amacıyla … Diamond markasının taklitleri piyasaya sürüldüğünü, Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde, müvekkil şirket, … San. ve Tic. Ltd. Şti. adına tescilli bulunan “…” ve “… ” markalarının, marka tescilinden doğan haklar kapsamında, ülke içinde her türlü fikri ve sınai haklarına (marka, patent, endüstriyel tasarım vb.) sahip olup, bahsedilen markaları taşıyan ürünleri Türkiye’de üretme ve satışa sunma hakkı münhasıran müvekkil şirket ve … A.Ş.’ye ait olduğunu, aynı zamanda … ibareli ve aynı şekilde müvekkil adına tescilli toplam 10 adet “…” markasının bulunduğunu, … , yalnızca hedef kitlesi tarafından değil; aynı zamanda, toplumun tüm kesimleri tarafından kabul edilebilir düzeyde tanınmışlığa erişmiş, herhangi bir hatırlatmaya gerek kalmaksızın zihinlerde refleksif olarak belirli bir ürün veya işletme ile çağrışım yapan tescilli bir tanınmış marka olduğunu, …, … ” ibareli markalar uluslararası tanınmış markalar olup, müvekkil ve grup şirketleri tarafından yoğun ve kesintisiz bir şekilde yurt içi ve yurt dışında kullanıldığını, bu husus internet ortamında yapılacak kısa bir araştırma ile de görüleceğini, nitekim yazılı ve görsel basında, tüm medya ortamlarında, billboardlarda ve sokak reklamlarında “…’…” ifadesiyle fazlasıyla yer aldığı görüldüğünü, nitekim, Müvekkil şirket ve grup şirketinin “…” markası reklamlarında birçok ünlü isim yer almakta olup, reklam filmleriyle yazılı ve görsel basında defalarca yer aldığını, davalının fiilleri, müvekkil şirketin sınai mülkiyet kanunu uyarınca korunan marka hakkına tecavüz teşkil etmektedir, söz konusu fiillerden ötürü sınai mülkiyet kanunu uyarınca cezalandırılması gerektiğini, iltibas, piyasada tanınan bir markanın isminden, şeklinden, ambalajının renk ve kompozisyonundan yararlanılarak, başka bir kişi adına tescilli markayı aynen taklit etmek veya benzerlik yaratmak suretiyle, karışıklığa ve yanılmaya sebebiyet vererek başka bir kişinin emeği ve itibarından haksız olarak yararlanma teşkil ettiğini SMK 29’da sayılan marka hakkına tecavüz fiilini gerçekleştiğini, davalının herhangi bir marka tescili ya da tescil başvurusu bulunmadığı gibi, dava konusu tabela, reklam, tanıtım, internet sitesi ve sosyal medya hesaplarında ve ibaresi kullanıldığını, bu kullanım, müvekkil şirkete ait … markasının tanınırlığından yararlanrak haksız menfaat elde etme amacıyla kötü niyetli bir kullanım olmakla beraber; markanın, sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında, markanın taşıdığı baskın unsur göz önüne alındığında, baskın unsur olarak belirlenen kelime veya sekil ile beraber, yan nitelikteki kelimelerin değiştirilerek kullanılması markaya tecavüzü ortadan kaldırmayacağını, davalı taraf, müvekkil şirket adına tescilli tanınmış … markasını kullanırken “…” harfini diğer yöne değiştirmiş ve bir adet daha “…” harfi eklediğini, söz konusu kullanımın yaptığı değişikliklerin hukuken kabul edilebilir hiçbir yanı bulunmadığını, bu haksız ve hukuka aykırı kullanımı ile müvekkil şirketin markalarının Türkiye ve Dünya çapındaki tanınmışlığından, tüketici nezdinde oluşturmuş olduğu güven ortamından faydalanmakta ve haksız bir menfaat sağladığını, her ne kadar davalı tarafından, … markasında ver alan harflerin yönleri değiştirilerek, fazladan harf eklenerek ve “teşbih” ibaresi eklenerek kullanılsa da bu, müvekkil şirkete ait markanın müvekkil şirketin izni olmadan ve taklit edilmek suretiyle kullanılması olduğunu, bu doğrultuda; markadaki baskın unsur olan … ibaresi üzerinde küçük değişikliklerle kullanılmasıyla birlikte kullanılan yan nitelikteki işaret veya kelimelerin varlığı marka hakkına tecavüzü ortadan kaldırmayacağını, sonuç olarak izah edilen kötü niyetle haksız kazanç elde etmek amacıyla kullanımın marka hakkına tecavüz teşkil ettiği açık olduğunu belirtmiş, davalının fiilinin, Sınai Mülkiyet Kanunu uyarınca marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, devamında “zenntesbihgumus” adlı Instagram hesabının https://…ve … internet sitesi ve tespit edilecek diğer internet mecralarının erişiminin engellenmesine, kapatılması, veya dava konusu tecavüze ilişkin içeriklerin kaldırılması ve tüm işyerlerinde tecavüz teşkil eden ibarelerin kullanıldığı tabela,reklam ve tanıtım vasıtalarına, ekipmanlarına ve bunların üretiminde münhasıran kullanılan vasıtalara bulundukları yerde el konularak tecavüzün önlenmesine, el konulan tüm bu ekipmanlardan tecavüz teşkil eden ibarelerin silinmesine, bu mümkün değilse bunların imha yoluyla tasfiyesine yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin haksız fiilleri ile işbu davanın açılmasına sebebiyet veren davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacının talebi doğrultusunda …, … ve …şirketlerine… numaralı hat sahibinin kimlik bilgileri istenmiş, ….A.Ş.’nin …yılı cevabi yazısında; … numaralı hattın sahibinin/… olduğu, kimlik numarasının … olduğu bilgisi verilmiş, ayrıca … tarihinde … Cumhuriyet Başsavcılığı kanalı ile … Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde yine … olarak şikayette bulunulduğu, ‘ … Cumhuriyet Başsavcılığımın … soruşturma numaralı dosya ile soruşturma yürütüldüğü, … Cumhuriyet Başsavcıhğı’mn … soruşturma numaralı dosyasında, şüphelinin … olduğu tespit edilerek 01.12.2020 tarihinde iddianame düzenlendiği ve … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas nolu dosyasında dava açıldığı anlaşılmış, davacının HMK’nın 124/3 hükmü gereğince davalının … olarak tespitine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmakla davacının bu talebinin kabul edilerek …’ın davalı olarak dosyaya eklenmek suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
Davalı mahkememize (süresinden sonra sunmuş olduğu anlaşılmakla) sunduğu beyan dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; açılan iş bu davanın hiçbir hukuki neticesi bulunmadığını, dava açılmadan önce davacı şirket vekilleri tarafından tarafıma gönderilen … 17. Noterliğinin … tarih ve … Yevmiye sayılı yazısı ile tarafıma markaya tecavüz fiilimden dolayı ihtar çekildiğini, akabinde tarafımca bu haksız olduğu düşünülen eylemlerin tamamı sona erdirilmiş olmasına rağmen, davacı tarafça salt yargılama gideri ve vekalet ücreti tahsili amacıyla hareket edildiğini, mahkemece verilen tedbir kararından çok önce kullanılan siteler zaten yayından kaldırılmış olduğunu, bahse konu davanın açılmasından önce, tarafıma çekilen İhtarname neticesinde bahse konu markaya tecavüze ilişkin eylemlere son verildiğini, bu haliyle iş bu davanın, dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, bununla birlikte tarafımca kullanılan markanın kuyumculuk sektörü ile bir alakası bulunmadığını, 6769 Sayılı Sinai Mülkiyet Kanunu 6/1. Maddesinde belirtilen şartların oluşmadığını, bu durumda … ve ..markası ile itiraza dayanak gösterilen marka arasında benzerlik olmadığı ve halk nezdinde karıştırılmayacağının açık olduğu, markalar arasında benzerlik incelemesinde temel ilke, her iki markanın, ortalama tüketici üzerinde bıraktığı genel intihaya göre, tüm faktörler bir arada gözetilerek ‘’global/bütüncül değerlendirme” yapılmasına ilişkindir. Avrupa Adalet Mahkemesi karıştırılma ihtimalinin tartışıldığı hemen her olayda, görsel, işitsel ve kavramsal benzerlik incelemesini de içerecek şekilde, ‘’global/ bütüncül değerlendirme” yapılması gereğine işaret ettiğini, bütüncül değerlendirme sırasında bazı hususların dikkate alınması gerekli olduğunu, davaya konu edilen markaların karşılaştırılmasında doktrin ve Yargıtay içtihatları çerçevesinde ‘ ’i) Görsel, biçimsel, anlamsal, işitsel benzerlik, ii) Çağrıştırma, iii) Bütünlük ilkesi ve toplu kanaat, iv) Malın ve hizmetin hitap ettiği alıcı grubunun toplumsal düzeyi ve durumu, v) Markayı taşıyan malın değeri ve alıcının bu malı almaya ayırdığı zaman, vi) Markanın esas unsurları ve tamamlayıcı unsurlar’ ’ ilkelerinin dikkate alınması ifade edildiğini, bu hususlar ışığında, davacı tarafa ait markanın pırlanta, altın gibi değerli ve pahalı ve belirli maddi imkana sahip kişiler tarafından satın alınabilecek ziynet eşyalarına ilişkin iken, tarafımca kullanılan … ve .markalan ise, nüfus kayıtlanndan da görüleceği üzere kızımın isminin ‘’…” olmasından ötürü kullanıldığını, kızının adının … olmasından ötürü her ne kadar bu markayı kullanmış isemde daha sonrasında davacı tarafça gönderilen ihtarname ile bu markanın kullanımından tarafımca vazgeçildiğini, bunun yanı sıra Teşbih ile pırlanta’mn müşteri kitlesi ve müşterinin toplumsal düzeyleri arasında farklar olduğu izaha ihtiyaç olmadığını belirtmiş hakkında açılan davadan önce, bahse konu eylemlere tarafımca son verildiğinin tespiti ile iş bu davanın, dava şartı yokluğundan reddine, aksi kanatte davanın esasen reddi ile yargılama giderlerinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili sunmuş olduğu beyana karşı beyan dilekçesinde özetle; “Ara Karar Evrakı – 10/03/2021, Tensip Zaptı – 03/09/2020, Dava Dilekçesi” HMK’nın 122 ve 127 maddeleri uyarınca 05.04.2021 tarihinde davalı tarafa tebliğ edildiğini, davalı tarafça cevap dilekçesi ise 29.06.2021 tarihinde Adana Hukuk Mahkemeleri Ön Bürosu kanalı ile mahkemenize sunulduğunu, dolayısıyla süresinde sunulmayan cevap dilekçesi davayı inkar hükmünde olduğunu, davalı tarafça marka hakkına tecavüz eylemi sona erdirilmediğini, tarafımızca haksız kullanımlara son verilmesine ilişkin keşide edilen ihtarname davalı tarafa, 30.07.2020 tarihinde tebliğ edildiğini, ancak davalı tarafça söz konusu kullanımlara son verilmediğini, mahkemenize de 22.02.2021 tarihli beyan dilekçemiz ekinde ibraz edilen 18.09.2021 tarihli ihtiyati tedbir kararının infazına ilişkin tutanakta görüleceği üzere, davalının işyerindeki haksız kullanım içeren tabelalar icra dairesi kanalı ile söküldüğünü, dava dilekçesinde yer verdiğimiz internet siteleri hakkında ise yine mahkemenizin ihtiyati tedbir kararının infazı için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanlığı’na ve Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne müzekkere yazıldığını, ancak kurumlardan gelen müzekkere cevaplarından görüldüğü üzere, bu kullanımlara son vermek mümkün olmadığını, sonuç olarak davalı tarafın süresinde sunulmayan cevap dilekçesinde belirtildiği gibi haksız kullanımlara davalı tarafça son verilme durumu söz konusu olmadığını, diğer taraftan, 22.02.2021 tarihli dilekçemizde anılan … 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda iltibasın varlığı tespit edilerek yapılan yargılama neticesinde davalı tarafın cezalandırılmasına karar verildiğini, dilekçe ekinde sunulan tespih görsellerinden ve müvekkil şirketin TPMK nezdindeki … nolu tescillerinde görüldüğü üzere müvekkil şirketin tespih ürünü bulunmakta ve aynı zamanda tescile dayanarak kullanıldığını, dolayısıyla davalının sektörlerin farklı olduğu iddiası da hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkil şirketin … ibareli markası … numarası ile TPMK nezdinde tanınmış marka olarak tescilli olduğunu, Tanınmış marka olarak tescil edilmesi nedeniyle aynı ve/veya benzer mal ve/veya hizmetlerde kullanılmasına bakılmaksın korunma altında olduğunu belirtmiş davanın kabulünü talep etmiştir.
Taraf delilleri toplanmıştır.
Davacıya ait “…” ibareli … Numaralı,… Numaralı, … Numaralı, … Numaralı, …Numaralı, … Numaralı, … Numaralı, … Numaralı … Numaralı marka tescil dosyaları dosya içerisine alınmış olup, ayrıca … ibareli markanın …numarası ile TPMK nezdinde tanınmış marka olarak davacı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Yine davacı tarafından sunulan, Ekonomi Bakanlığı’nın … Destek Kapsamı Belgesi, “…” İbaresinin Mağaza listesi ve adresleri,”…” İbaresinin Yer Aldığı Mağaza Görselleri, “…” İbaresinin Mağaza ve Reklam Kampanyalarında Kullanımını Gösterir Görüntüler dosyada yer almaktadır.
… 3. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporu dosya içerisine alınmıştır. Sunulan 09.03.2021 tarihli rapor incelendiğinde; Müştekinin ilgili marka tescil belgelerinden şikayet hakkının bulunduğu, Müşteki yan adına tescilli markanın toplumun her kesimi tarafından bilinen bir marka olduğu, Müşteki ve sanık arasında dosya kapsamında markanın kullanımı, devri, izin, bayiilik, lisans veyahut kullanım sözleşme vb. anlaşmanın bulunmadığı, Müştekiye ait tescilli …markasında yer alan … harfinin ok şeklinde sola baktığı dikkate alındığında, sanık tarafından kullanılan “…” ibaresinde ki … harfinin sağa bakan ok şeklinde kullanılarak, tescilli şeklin aynı derecede benzerinin ticari faaliyet kapsamında kullanıldığı, Söz konusu kullanımın ayrıca; orta seviyede tüketiciler nezdinde müştekiye ait tescilli marka ile karışıklığa neden olabilecek ve ayrıca yine tüketiciler nezdinde müşteki tarafından satışa sunulduğu şeklinde karışıklığa neden olabilecek, algı yaratabilecek nitelikte olduğu, bu haliyle de 6769 sayılı Sinai Mülkiyet Kanunu’nun; 29. Maddesi kapsamında tescilli marka hakkının ihlali niteliği taşıyacağına ve orta seviyede tüketiciler nezdinde müştekiye ait marka ile karışıklığa neden olabileceği yönünde görüş ve kanaat bildirildiği anlaşılmıştır.
Dava markaya tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi ve ortadan kaldırılması ile erişim engelleme talebine ilişkindir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Ceza mahkemesi nezdinde alınan raporda belirtildiği üzere davalı adına tescilli ve tanınmış markanın alan adı olarak kullanıldığı, işyeri tabelası ve reklam vasıtası olarak kullanıldığı noktasında çekişme bulunmamaktadır.
6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun “Marka tescilinden doğan hakların kapsamı ve istisnaları” başlıklı 7/3- d gereği İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru
bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılmasının başlı başına marka hakkı ihlali yarattığı izahtan varestedir.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1) Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir.
Uyuşmazlığın davalının ikrar niteliğindeki beyanları, ceza dosyasındaki raporda yer alan tespitler ve delillerle sübut bulan kullanım durumu dikkate alındığında hukuki değerlendirme gerektirdiği ayrıca bir inceleme yapılmasını gerektiren bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla usul ekonomisi gözetilerek bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı, sunulan deliller getirtilen TPMK kayıtları ve ceza bilirkişi raporu ile birlikte değerlendirildiğinde; davalının davacıya ait tanınmış markayı davaya konu sitelerde “…” harfini değiştirerek “…” harfi ve tesbih / gümüş ibaresi eklemek suretiyle alan adı olarak kullanıldığı, ayrıca işyerinde tabela ve rekalm aracı olarak kullandığı, davacı markasının tanınmış marka olduğunun izaha muhtaç olmadığı, davalının davacıya ait tescilli ve tanınmış markaya yaklaşmak ve tanınmış markayı sulandırmak niteliğindeki bu kullanımların izahı yapılan mevzuat kapsamında markaya tecavüz teşkil ettiği, kullanımların tanınmış marka olgusu dikkate alındığında sınıfsal incelemeye gerek olmadığı gibi kullanımların davacı tescili kapsamında kaldığı anlaşılmakla markaya tecavüze yönelik davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; davalının davacıya ait tescilli tanınmış ”…,…+şekil” markayı içerir kullanımlarının markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda davalıya ait olduğu anlaşılan…, …, …, … tesbih gumus/ sitelerine erişimin engellenmesine,
2-Davacıya ait tanınmış, tescilli “…” ibaresini taşıyan tabela, reklam ve tanıtım vasıtaları ve ekipmanları ve münhasıran bunların üretimine yarayan vasıtalara el konularak karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 26,30 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan 124,40 TL harç 182,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 306,40 TL yargılama giderlerinin nin davalıdan alınrak davacıya ödenmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸