Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/258 E. 2022/165 K. 06.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/258 Esas
KARAR NO : 2022/165

DAVA : Fikir ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi ve Tazmini
DAVA TARİHİ : 29/07/2020
KARAR TARİHİ : 06/10/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Fikir ve Sanat Sanat Eseri Sahipliğinden Kaynaklanan Haklara Tecavüzün Ref’i, Önlenmesi ve Tazmini davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Davalının Cayma İhbarını hâvi ihtarnamesinin, 17 Temmuz 2020 tarihinde müvekkili tarafından tebellüğ edildiğini, yasal sürede işbu Caymanın İptali davasını ikame ettiklerini, Mezkûr ihtarnamenin usul ve esastan hukuka aykırı ve gerçek dışı beyan içerdiğini, ihtarnamede belirtilen altı adet albümden sadece bir tanesinin, “…” adlı albümün yapımcısının davacı müvekkili “… Ticaret A.Ş” olduğunu, diğer beş albümün müvekkili ile ilgisinin olmadığını, “…” adlı albümün, davalının iddia ettiği gibi “Şahsına ait olup müvekkiline devretmiş olduğu” bir albüm olmadığını, davalının müvekkiline vermiş olduğu, … 22. Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numarası ile tasdikli muvafakatname beyanında belirtildiği üzere müvekkili için okunmuş bulunan eserlerden oluşan ve müvekkilinin yapımcısı olduğu bir müzik albümü olduğunu, müvekkilinin ”…” adlı albümün tespitini, çoğaltımını, umuma arzını gerçekleştirmiş bir yapımcı olarak tüm mükellefiyetlerini yerine getirdiğini, davalının bu hususta herhangi bir şikâyetinin bulunmadığını, konu itibariyle Cayma Hakkının kullanımını mucip herhangi bir hal ve şartın oluşmadığını, davacının albümde yorumcu olduğunu, yorumculuktan doğan mali haklarını Müzik Yorumcuları Meslek Birliği’nden tahsil ettiğini beyan ederek davanın kabulüne, maddi vc manevi tazminat talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile Cayma İhbarının iptaline, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; “…” albümünün tüm hazırlıklarının müvekkili tarafından yapıldığını, davacı tarafın bu albüme hiçbir maddi katkısının olmadığını, albümü piyasaya çıkarmak, dağıtımını yapmak, CD ve kaset basabilmesi ve yayması için davacı tarafa muvafakatname verildiğini, bunlar dışında herhangi bir mali hak devredilmediğini, dijital iletim haklarının müvekkiline ait olduğunu, Abone, …, …,…, …albümlerinin de … firmasında çıktığını ancak eser işletmelerin “…” şirketi namına çıktığının sonradan öğrenildiğini, müvekkiline bu şirketin unvan değiştirerek …Tic. A.Ş. Olduğunun bildirildiğini ve bu yanlış bilgi üzerine cayma hakkını tüm eserler için bu firmaya yaptığını, diğer firmada da, mobil telefon hakları, internet sitelerinde satış ve reklam geliri haklarının bulunmadığını, bu hakların fonogram sahibinin müvekkiline ait olduğunu, müvekkilinin albümünün bugün hiçbir müzik satış noktasında fiziki taşıyıcılarda satılmadığını, müvekkili tarafından davaca tarafa verilmiş olan mali hakkı kullanmadığını, davacı tarafın müvekkili ile CD ve kaset basımı için yazılı bir sözleşme yapmadığını, yazılı rızasını almadan dijital iletim haklarını da kullanarak müvekkilini zarara uğrattığını, caymanın olduğu ve davaya konu eserlerin müvekkiline geri döndüğü konusunda bir şüphe olmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Davalı tarafın “…” adlı firmanın unvan değiştirerek müvekkili firma olduğunu sonradan öğrendikleri hususunda, iddia olunduğu gibi bir unvan değişikliğinin söz konusu olmadığını, davalının söz ettiği firmanın başka bir şirket olması gerektiğini, Cayma İhtarının konusu ile muhatabının örtüşmediğini, bahsi geçen firmanın işbu davanın tarafı da olmadığını, Cayma İhtarı’nın şeklen ve esasen hukuka aykırı olup, geçersiz olduğunu, davalının cevap dilekçesinin sonunda kullandığı “ihtarnameler” ifadesinin gerçeği çarpıtmaya yönelik olduğunu, dava konusu cayma ihbarı dışında herhangi bir ihtarnamenin söz konusu olmadığını, âmir hükme uyulmadığını, müvekkiline hiçbir surette mehil verilmeksizin ve bu hususta gerekçe gösterilmeksizin, cayma ihbarında bulunulduğunu, Cayma İhbarının işbu yasaya aykırılık nedeniyle de hukuka aykırı ve geçersiz olduğunu, davalı yanın serdettiği sair beyan ve taleplerinin işbu davanın konusu dışında olduğunu, dava dilekçesinde beyanda bulunulduğunu, aynen tekrar ettiklerini beyan ederek davanın kabulüne, her türlü maddi ve manevi tazminat talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile; Mevzuata aykırı olan Cayma İhbarının geçersiz olduğunun tespiti ile iptaline, yargılama giderleri ve ücret-i vekâletin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekilinin ikinci cevap dilekçesinde özetle; FSEK’in 58. Maddesi gereğince mehil vermenin her zaman zorunlu olmadığını, davacının uzun yıllar boyunca müvekkilinin kendisine devretmediği hakları kullanarak müvekkilinin mali ve menfaatlerini tehlikeye attığını, müvekkilinin haklarına zarar verecek şekilde haklarını kullandığını, ödeme yapılması için davacıya 15 günlük süre verildiğini, ödeme yapılmaması durumunda cayma hakkını kullanmış olduğunu, davacı tarafın müvekkili ile iletişime geçmediğini, müvekkiline ödeme yapmadığını ve ödeme yaptığına ilişkin bir belge dava dosyasına ibraz etmediğini, davacı tarafın CD ve kaset basma haklarını kullanmak yerine “…” albümünü internette kullandığını, müvekkili ile davacı arasında dijital iletim haklarının devrine yönelik olarak düzenlenmiş ve imzalanmış yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, davacı tarafın CD, kaset, plak basmayarak müvekkilini mali haklardan mahrum bıraktığını, müvekkili tarafından kendisine hiçbir zaman verilmemiş olan dijital iletim haklarını kullanmak suretiyle müvekkilinin mali ve manevi haklarını zarara uğratarak gelir elde ettiğini, caymanın tamam olduğu ve davaya konu eserlerin müvekkiline geri döndüğü konusunda bir şüphe olmadığını, davacı şirketin müvekkilinin icra sahipliğinden kaynaklanan mali haklarına ilişkin ödeme ve izinsiz kullanılan dijital kullanım hakkının karşılığını ödeme yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkilinin haklarını yok saydığını, bu durumun mali hakların esaslı suretle ihlal edilme koşulunu oluşturduğunu, daha önce çekilen ihtara rağmen esaslı ihlal durumu halen devam ettiğinden müvekkilinin cayma hakkını kullanması için FSEK m. 58’de aranan koşulların yerine gelmiş olduğunu beyan ederek haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İşbu dava caymaya itiraza ilişkindir.
FSEK’in “CAYMA HAKKI” başlıklı Madde 58 – “Mali bir hak veya ruhsat iktisap eden kimse, kararlaştırılan süre içinde ve eğer bir süre tayin edilmemişse icabı hale göre münasip bir zaman içinde hak ve salahiyetlerden gereği gibi faydalanmaz ve bu yüzden eser sahibinin menfaatleri esaslı surette ihlal edilirse eser sahibi sözleşmeden cayabilir.
Cayma hakkını kullanmak istiyen eser sahibi sözleşmedeki hakların kullanılması için noter vasıtasiyle diğer tarafa münasip bir mehil vermeye mecburdur.
Hakkın kullanılması, iktisap eden kimse için imkansız olur veya tarafından reddedilir yahut bir mehil verilmesi halinde eser sahibinin menfaatleri esaslı surette tehlikeye düşmekte ise mehil tayinine lüzum yoktur.
Verilen mehil neticesiz geçerse veya mehil tayinine lüzum yoksa noter vasıtasiyle yapılacak ihbar ile cayma tamam olur.
Cayma ihbarının tebliğinden itibaren 4 hafta geçtikten sonra caymaya karşı itiraz davası açılamaz. İktisap edenin mali hakkı kullanmamakta kusuru yoksa veya eser sahibinin kusuru daha ağır ise hakkaniyet gerektiği hallerde iktisap eden, münasip bir tazminat isteyebilir.
Cayma hakkından önceden vazgeçme caiz olmadığı gibi bu hakkın dermeyanını iki yıldan fazla bir süre için meneden takyitler de hükümsüzdür.” hükümlerine amirdir.
Davalı tarafından … 10. Noterliği vasıtasıyla çekilen … tarih … yevmiye nolu ihtarname dosya içerisine alınmış, incelendiğinde; “davaya konu albüm için muvafakat verdiğini, mobil telefonlar internet hakları ve her nevi dijital ortamda satış yayın haklarının tarafına ait olduğu, izinsiz kullanarak haklarına tecavüz edildiği, kullanımlara son verilmemesi halinde geriye dönük tecavüzlerden kaynaklı tüm gelirleri faizi ile ödemelerinin gerektiği, son 10 yıl içerisindeki tüm gelirlerin 15 gün içerisinde hesabına yatırılmasını aksi takdirde cayma hakkını kullandığını bildirdiğini” şeklinde ihtar ve ihbar içerir cayma bildiriminin 17/07/2020 tarihinde davacıya tebliğ olunduğu açılan davanın süresinde olduğu anlaşılmıştır.
Dava konusu albüme ilişkin kültür bakanlığı kayıtları ve davacı tarafça verilen muvafakatname dosya içerisine alınmıştır.
25/11/2021 tarihli celsede davalıya davacıya çekmiş olduğu ödeme ihtarına ilişkin net beyanlarını sunması için süre verilmiş davalı tarafça bu hususta herhangi bir delil sunulmamıştır.
Tüm dosya kapsamı izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; her ne kadar davalı tarafça “…” adlı albümüne ilişkin cayma hakkının kullanıldığı davacıya ihtar olunmuş ise de FSEK 58 gereği “Cayma hakkını kullanmak istiyen eser sahibi sözleşmedeki hakların kullanılması için noter vasıtasiyle diğer tarafa münasip bir mehil vermeye mecburdur. ” hükmünü ihtiva ettiği, davalı tarafça menfaatleri esaslı surette tehlikeye düştüğü mehil verilmesini gerektirir durumun bulunmadığına ilişkin delil bildirilmediği, herhangi bir ihtarın sunulmadığı, esasen ihtarda belirtilen dijital haklara yönelik izinsiz kullanım iddiaları yönünden (celp olunan muvafakatname kapsamı ve içeriği dikkate alındığında) cayma bildirinde bulunulmasının ya da caymaya dayanılmasının izah yapılan mevzuat kapsamında FSEK 58 kapsamında değerlendirilmesi gereken talepler olmayıp eser sahipliğine tecavüz yönünden ele alınması gerektiği usulünce yapılmış cayma bildirimi bulunmadığı anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalı tarafından … 10. Noterliği’nin …tarih, … yevmiye numaralı cayma ihbarının ”…” yönünden İPTALİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından peşin yatırılan 54,40 TL nin mahsubu ile bakiye 26,30 TL karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan: 118,85 TL posta gideri ve 108,80 TL harç (peşin+başvuru+vh) olmak üzere toplam 227,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 15.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/10/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸