Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/246 E. 2022/17 K. 13.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2020/246 Esas
KARAR NO:2022/17

DAVA:Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :23/07/2020
KARAR TARİHİ: 13/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin 12/10/2009 tarihinde kurulduğunu, ticari faaliyetlerini tüm Türkiye çapında bilinirliğe sahip www…com internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, 2009 yılından bugüne www…com internet sitesi üzerinden faaliyetini sürdüren müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli “…” ibareli birçok markanın ve T/… sayılı “…” ibareli, T/… sayılı “…” ibareli tanınmış markaların hak sahibi konumunda olduğunu, bu anlamda davalının hukuka aykırı kullanımlarının tespiti için İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyası kapsamında söz konusu alan adı ve internet sitesi içerisinde davacının tescilli markasının kullanıldığının uzman bilirkişilerce tespitinin talep edildiğini, bu doğrultuda söz konusu internet sitesinin mahkemece erişime engellendiğini, açıklanan nedenlerle davalı tarafın müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarının ihlal etmesi sonucu meydana gelen haksız rekabetin önüne geçilmesi için söz konusu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, şu halde davalının müvekkilinin markası ile hiçbir hak veya meşru bağlantısı olmaksızın … internet sitesinin alan adında ticari etki yaratacak şekilde kullanmasının müvekkilinin marka tescilinden doğan haklara tecavüz oluşturduğunun ve bu tecavüzün durdurulmasının giderilmesinin gerektiğini sonuç olarak İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyasında verilen ihtiyati tedbir kararının işbu davada verilecek karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesini, müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına vaki tecavüzün SMK uyarınca durdurulmasını, davalının söz konusu eylemleriyle oluşan haksız rekabetin varlığının hükmen tespitini, saptanan haksız rekabetin önlenip yasaklanmasını, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, dava dilekçesi ve tensip zaptının tebligat kanununun 28 maddesine göre ilanen tebligat yapılmasını, hüküm kesinleştiğinde karar özetinin Türkiye çapında yayın yapan tiraji en yüksek üç gazeteden birinde ilanını talep ve dava etmiştir.
Davalının adresinin tespitine ilişkin davacı vekiline tensip tutanağının 14.maddesinde “davalının kimlik ve adres bilgilerinin dava dilekçesinde bildirilmediği ve bilirkişi raporunda da tespit edilemediği anlaşıldığından, davalının kimlik ve adres bilgilerini 2 haftalık kesin süre içinde bildirmeniz, aksi halde HMK’nın 119/2 maddesi uyarınca verilen kesin süre içinde gerekli işlemlerin yapılmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceği hususu ihtaren tebliğ olunur.” şeklindeki ihtaratın tensip tutanağının tebliği ile yapıldığı, bunun üzerine davacı vekilinin, davalı kimlik ve adresinin tespit edilmesi yönünden … A.Ş’ye müzekkere yazılmasını talep ettiği, yazılan müzekkere cevabında davalının TC numarası bildirildiği davalıya dava dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı, davalının davaya cevap vermediği anlaşılmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, T/… tescil numaralı “…” ibareli tanınmış markanın 99.sınıf emtiasında, … tescil nolu “…” ibareli markanın 03, 09, 14, 16, 18, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 35, 38 ve 41.sınıf emtialarında 14/11/2018 tarihinde tescil edildiği ve … adına kayıtlı oldukları, davacının “trendolyol” ibrareli birçok seri markasının buluduğu anlaşılmıştır.
Dosyada davacı yanın bildirdiği deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, değişik iş dosyası dosya arasına alınmıştır.
İstanbul 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … değişik iş sayılı dosyasına alan adı kullanımına ilişkin bilirkişi raporu alındığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın “USUL EKONOMİSİ İLKESİ” başlıklı Madde 30-“(1) Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür.” hükmüne amirdir.
Uyuşmazlığın yapılan tespit ve davalı ikrarı dikkate alındığında hukuki değerlendirme gerektirdiği ayrıca bir inceleme yapılmasını gerektiren bir durumun bulunmadığı anlaşılmakla usul ekonomisi gözetilerek bilirkişi incelemesi yapılmaksızın yargılamaya devam olunmuştur.
Dava, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve TTK hükümlerine aykırılık nedeni ile açılmış dava konusu http://… ibareli alan adlı internet sitesinde davacıya ait tanınmış … ve … ibareli seri markaların izinsiz kullanıldığından bahisle marka hakkına tecavüzün durdurulması, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması talebine ilişkindir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde ; davalı tarafın davacı adına tescilli ve tanınmış “…” markasına yaklaşmak suretiyle internet sitesinde alan adı olarak kullandığına ilişkin diş dosyasındaki tespit raporu dikkate alındığında bu kullanımın SMK 7/3-d kapsamında markaya tecavüz teşkil ettiği anlaşılmakla davalının davacıya ait tescilli şekil markasına yönelik kullanımlarının izahı yapılan mevzuat kapsamında markaya tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış buna dayalı taleplerin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde; sunulan tüm deliller dikkate alındığında davalının davacıya ait tanınmış markayı içerir ve markaya yaklaşmak niteliğindeki markayı birebir içerir kullanımlarının izahı yapılan TTK md. 54 ve TTK md. 55/l-a (4) kapsamında haksız rekabete sebebiyet verdiği sonucuna ulaşılmış, yine davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporları ve sunulu tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davacının markaya tecavüz ve haksız rekabete dayalı sübut bulan taleplerinin kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuş, ilan talebi yönünden davalının kullanımı durumu yapılacak masraf sağlayacağı fayda gözetilerek ilan talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile, davalı kullanımlarının (davacıya ait tanınmış tescilli markaya yaklaşmak sureti ile alan adı kullanımından ibaret) markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda davalıya ait http://… ibareli alan adına erişimin engellenmesine,
Dosya kapsamı itibari ile ilan talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcından, peşin yatırılan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan26,30 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafı yargılama giderlerinden olan 54,40 TL başvuru harcı 54,40 TL peşin harç, 77,00 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 185,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Avukatlık ücret tarifesi uyarınca 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.13/01/2022

Katip …

Hakim …