Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/20 E. 2020/322 K. 15.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/20
KARAR NO : 2020/322

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/07/2014
KARAR TARİHİ : 15/10/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; “müvekkilinin … markasının münhasır ve ithalata tek yetkili distribütörü olduğunu, davalı tarafın ise müvekkiline ait … markalı ürünler ile iltibas yaratacak şekilde … markalı ayakkabı terlik ürünlerinin üretim ve satışını yaptığını, böylece müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu, bundan dolayı müvekkilinin zarara uğradığını” iddia ile marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, 556 sayılı KHK nın 66/b maddesine göre hesaplama yapılarak şimdilik 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini, haksız rekabetin men’ini, tecavüzün ref’ini, satışa arzın önlenmesini, dava konusu ürünlerin toplatılarak imhasını, üretimin durdurulmasını ve verilecek kararın gazetede ilanını talep ve dava etmiş, 08/10/2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini 7.003,60 TL’ ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; “müvekkilinin üretici değil ithalatçı olduğunu, dünyanın değişik ülkelerindeki fuarlarda sergilenen on binlerce model arasından benzer terlik ve sandaletler seçip ithal ettiğini, bunlardan hangisinin patentli hangisinin patentsiz olduğunu bilemeyeceğini, davacının basiretli bir tacir gibi davranarak, yurt dışı fuarlarda sergilenen ürünler arasında taklit olanlar var ise o aşamada gerekli yasal yollara başvurmasının ve diğer ülkelere bu ürünlerin ihracını önlemesinin gerektiğini, uluslararası alanda davacı tarafın gerekli önlemleri almayarak bu davayı açmasının kötüniyetli olduğunu, … markasının ne zaman ve hangi ülkede tescil edildiğinin, Türkiye’ de koruma kapsamında olup olmadığının müvekkiline bildirilmediğini, tazminat taleplerinin haksız olduğunu” savunarak davanın reddini istemiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI:
Kapatılan … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda …esas, … karar sayılı ve 10/03/2016 tarihli karar ile ” ıslah edilmiş haliyle davanın kısmen kabulüne, davalının … ibareli dava konusu terlik ayakkabı ürünleri nedeniyle eyleminin davacı taraf aleyhine haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, bu haksız rekabetin ref’ine ve men’ine dava konusu terlik ayakkabıların davalı tarafça satışının önlenmesin, bu ürünlerin ve bunlara ait ambalajların karar kesinleştiğinde toplatılarak imhasına, takdiren 7.003,60 TL maddi, takdiren 5.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiliyle davacıya verilmesine, davacının marka sahibi ya da münhasır lisans sahini olmadığı gibi marka sahibi adına tescilli markaya dayalı dava açma yetkisi de bulunmadığından marka hakkına tecavüzün tespiti talebinin reddine, ilana” karar verilmiş olup, davalı yanın temyiz etmesi üzerine Yargıtay 11. HD’nin 24/01/2018 tarihli, 2016/6799 esas, 2018/600 karar sayılı ilamıyla, “Mahkemece, yukarıda özetlendiği gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davacı dava dışı … firması ile arasındaki distrübütörlük sözleşmesine dayalı olarak tek yetkili satıcısı sıfatıyla dava açmıştır. Tek yetkili satıcılık sözleşmesi hak sahibi ile satıcı arasında hak ve yükümlülükleri düzenleyen bir sözleşme niteliğinde bulunduğundan, piyasaya sunulan ürünler nedeniyle haksız rekabete dayalı olarak talepte bulunma ve dava açma hakkı da sözleşmenin diğer tarafı olan gerçek hak sahibine aittir. Bir başka söylemle, tek yetkili satıcının, bu sıfatından kaynaklanan bir nedene dayalı olarak satılan ürünler bakımından haksız rekabet davasında aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır. Bu bakımdan açılan davanın husumet nedeniyle reddi gerekirken yukarıda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle bozulmuş, Kapatılan … 4. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin kapatılarak mahkememize devredilmesi nedeniyle mahkememizde yeni esas almıştır.
Bozma sonrası 15/10/2020 tarihli celsede davacı vekili önceki kararda direnilmesini talep etmiş, davalı vekili ise bozma ilamına uyulmasını talep etmiş olmakla, mahkememizce bozma ilamına uyulmak suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı yargıtay bozma ilamı kapsamında değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı … markasının münhasır ve ithalata tek yetkili distribütörü olduğundan bahisle davalının kendisine ait … markalı ürünler ile iltibas yaratacak şekilde … markalı ayakkabı terlik ürünlerinin üretim ve satışını yaptığını, böylece müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğu iddiasıyla marka hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespitini, men’i, tecavüzün ref’ i, maddi ve manevi tazminat istemiyle iş bu davayı açmış ise de bozma ilamında da belirtildiği üzere davacı dava dışı … firması ile arasındaki distrübütörlük sözleşmesine dayalı olarak tek yetkili satıcısı sıfatıyla dava açtığı, tek yetkili satıcılık sözleşmesinin hak sahibi ile satıcı arasında hak ve yükümlülükleri düzenleyen bir sözleşme niteliğinde bulunduğu, dikkate alındığında piyasaya sunulan ürünler nedeniyle haksız rekabete dayalı olarak talepte bulunma ve dava açma hakkı da sözleşmenin diğer tarafı olan gerçek hak sahibine ait olduğu, tek yetkili satıcının bu sıfatından kaynaklanan bir nedene dayalı olarak satılan ürünler bakımından haksız rekabet davasında da aktif dava ehliyeti bulunmadığı ( önceki hükümde davacının marka sahibi ya da münhasır lisans sahini olmadığı gibi marka sahibi adına tescilli markaya dayalı dava açma yetkisi de bulunmadığından marka hakkına tecavüzün tespiti talebinin aktif husumet yokluğundan reddine dair hüküm verilmiş olmakla ) anlaşılmakla açılan davaların aktif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 102,50 TL ile 102,52 TL ıslah harcının 54,40 TL karar harcından düşülmesine, kalanı 150,62 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen tecavüz ve haksız rekabet talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen maddi tazminat talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan; 54,50 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay yasa yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/10/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır