Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/183 E. 2021/101 K. 02.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
STANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/183
KARAR NO : 2021/101

DAVA : Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
DAVA TARİHİ : 10/04/2020
KARAR TARİHİ : 02/03/2021

Mahkememizin 2020/151 esas sayılı dosyasında verilen 18.06.2020 tarihli “Davacı vekilinin markaya tecavüz fiillerinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine ve ilgili yayının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına dair taleplerinin iş bu dosyadan tefriki ile yeni bir esasa kaydedilmesine” dair karar gereğince tefrik yolu ile açılan davanın yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekilinin dava dilekçesinde özetle; … Topluluğu’nun, ilk olarak 1991 yılında, aile planlaması; …, frengi, vb. gibi cinsel yolla bulaşan hastalıkları önleme çalışmalarına katkı sağlamak üzere, Türkiye’de “…” kavramını kullanmaya başladığını ve eczanelerde satışını başlattığını, aynı zamanda 1991 yılından bu yana insan sağlığı için, davaya konu ürünler ile ilgili sivil toplum kuruluşlarının sosyal kampanyalarında aktif biçimde rol aldığını, tüm faaliyetleri ve ürünlerinde sağladığı kalite ve güven nedeniyle, Türkiye’de saygın ve sağlık sektöründe lider konumunda yer aldığını, Türkiye’de ve hatta global pazarda faaliyet gösterdiği sektörlerin öncü ve tanınmış şirketlerinden biri olduğunu, müvekkili tarafından satışa sunulan çeşitli ürünlere ait markaların her daim Türk Patent Enstitüsü “TPE” nezdinde tescil edildiğini ve markalara ait hak sahipliğinin koruma altına alındığını, … tescil numarası ile “…” markasının da tescilli sahibi olduğunu, davalının Müvekkil Şirket’in toplum tarafından tanınmış ve tüketici nezdinde ayırt edicilik kazanmış ürün tasarımını, iltibasa neden olacak şekilde, ayniyet derecesinde benzeten satıcının reklam filmini yayınlayarak tüketiciye sunulmasına sebep olduğunu, müvekkili şirkete ait olmayan, ürün kategorisinde yer almayan tamamen gerçek dışı “… ”, “…” ve “…” adı altında hukuka aykırı olarak satışa sunulan ürünlerin reklamlarının yayınlanması yoluyla hem marka hakkına tecavüz fiilini oluşturduğunu hem de tüketiciyi istismar ettiğini, söz konusu yayının ortalama tüketici nezdinde iltibasa neden olduğunu, tüketicinin yanıltıldığını, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 7. maddesinin ihlali niteliğinde olduğunu, müvekkilinin marka ve patent haklarına tecavüz teşkil ettiğini, taklit ürünün taşıması gereken özellikleri taşımaması sebebiyle cinsel yolla bulaşan hastalıklar veya istem dışı gebelikle ilgili toplum sağlığının riske atıldığını, şüpheliler tarafından yapılan yayınlar durdurulmadığı müddetçe zarar ve tehlikenin artmaya devam edeceğini, bu kapsamda … 1. Fikri Sınai Mahkemesi’nin … D.İş dosyası nezdinde ilgili yayınların durdurulmasına yönelik ihtiyati tedbir talepli dava açıldığını, talepleri doğrultusunda tedbir verilerek söz konusu reklam yayınlarının durdurulmasının sağlandığını, bahsi geçen yayının daha önce de “…” ve “…” adlı televizyon kanallarında yayınlandığını, müvekkili şirket tarafından yapılan başvuru üzerine … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi tarafından … D. İş sayılı dosyası üzerinden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davalının müvekkil şirket’in ticari itibarının zedelenmesine sebebiyet verdiğini, maddi ve manevi olarak zarara uğrattığını, davalının eyleminin marka hakkına tecavüz fiilini oluşturduğunun, … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporuyla sabit olduğundan bahisle bu sebeplerle, toplum sağlığı da dikkate alınarak Müvekkili Şirket’in marka hakkına açık ve net bir tecavüz fiilinin varlığı açık olduğundan ve durum dosyada mübrez bilgi ve belgelerle ispat edildiğinden müvekkili şirketin haklarının korunması, zararın daha fazla artmaması, tüketicinin istismar edilmemesi ve toplum sağlığının riske atılmaması adına, davalı şirketin haksız rekabet ve markaya tecavüz fiillerinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine ve ilgili yayının ihtiyati tedbir yoluyla durdurulması kararının devamına, müvekkil şirketin marka haklarına davalıların vaki tecavüz fiili nedeniyle müvekkil şirketin mevcut tüketicileri üzerinde markaya duyulan güvenin olumsuz etkilenmesi sebebiyle 50.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, müvekkil Şirketin marka haklarına davalıların vaki tecavüz fiili nedeniyle müvekkil şirketin uğradığı maddi zararın tazmini amacıyla fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline, karar verilmesini talep ve dava ettiği, Mahkememizin 2020/151 esas-2020/213 karar sayılı 18.06.2020 tarihli kararı ile; “…Davacının maddi tazminat ve manevi tazminat davasının “davadan önce zorunlu arabuluculuğa gidilmemiş olması nedeniyle “dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE… ” dair karar verildiği, davacı vekilinin haksız rekabet ve markaya tecavüz fiilerinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine ve ilgili yayının tedbir yoluyla durdurulmasına dair taleplerinin ise tefrik edilerek işbu dava üzerinden yargılamaya devam olunduğu anlaşılmıştır.
Davalı şirkete usulüne uygun tebligat yapıldığı, davaya herhangi bir cevap vermediği, delil bildirmediği anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması ve önlenmesi istemlerine ilişkin davadır.
Dosyada bildirilen tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, … 1.FSHHM’nin … D.İş sayılı dosyası dosyamız arasına alınmıştır.
Celp olunan … 1.FSHHM’nun … D.İş sayılı dosyasında alınan 27.02.2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle”… 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu md.29 hükmü uyarınca tespit isteyen tarafa ait tescilli markalara tecavüz eyleminin oluştuğu…” sonuç ve kanaatinin bildirildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda 20.03.2020 tarihli ihtiyati tedbir kararı ile ;”…Talep edenin ihtiyati tedbir talebinin 50.000 TL nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu şartıyla kabul edildiği, Talep edene ait “…”, “…” ibareli içeriklerin markaların reklamlarının karşı tarafça (…-“…”, “…” ve “…” markalı reklam filmlerinin) yayınlanmasının tedbiren durdurulmasına, bilirkişi raporunun infazda dikkate alınmasına…” dair karar verildiği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava, 6769 sayılı SMK ve 6102 sayılı TTK hükümleri uyarınca açılmış marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi istemlerine ilişkin davadır.
Her ne kadar dava, tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması ve önlenmesi ile birlikte buna bağlı olarak maddi ve manevi tazminat taleplerini içerse de, davacı vekilinin 19/06/2020 tarihli dosyaya sunmuş olduğu dilekçe ile talep ettikleri maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkin olarak zorunlu arabuluculuk müessesesine henüz başvurmadıklarını bu nedenle dosyanın bu talepler yönünden tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesi şeklinde talepte bulunduğu görülmüş, dosya tazminat kalemleri yönünden ayrılarak yine mahkememizin 2020/151 Esas sayısına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Yukarıda izahı yapılan mevzuat ve açıklamalar kapsamı bir arada değerlendirildiğinde, … 1.FSHHM’nun … D.İş sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacı adına tescilli markalar …, ana unsuruna sahipken davalıya ait ürünlerin ambalajında da … ibareleri kullanılmıştır. Davacıya ait tescilli markalar ile davalının kullanmış olduğu ürünlerin görsel, işitsel ve kavramsal olarak yüksek derecede benzerlik taşıdığı, ambalajların birebir aynı olduğu tespitine varılmıştır.
Yasal mevzuatta da işaret edildiği üzere TTK m. 54 hükmü, haksız rekabetin tanımlanmasında “dürüstlük kuralı”nı temel kriter olarak görmüştür. Buna göre bir eylemin haksız rekabet olup olmadığının belirlenmesindeki, o eylemin dürüstlük kuralı ile örtüşüp örtüşmediğine bakılmalıdır
Haksız rekabetin genel tanımını veren bu hükmün yanı sıra, TTK m. 55 hükmü uygulamada sıkça karşılaşılan haksız rekabet hallerini sınırlayıcı olmayacak şekilde saymıştır. Bununla birlikte TTK m. 55’te sayılan haksız rekabet hallerinin sınırlayıcı olmadığı, sadece TTK m. 54/2’de belirtilen haksız rekabet eyleminin örnekseme yoluyla sayılmış örnekleri olduğu açıktır. Ayrıca TTKm.55 özel olarak bazı haksız rekabet eylemleri sayılmıştır. Bunlardan TTK m.55/4’de yer alan “Başkasının malları, işi ürünlerini, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak” şeklindeki eylem açısından davalı tarafın eyleminin değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu hükmün uygulanabilmesi için, bir kimsenin bir başkasının iş ürünlerini, mallarını, faaliyet veya eylemlerini veyahut haklı olarak kullandığı işaretlerini haksız yere vere karıştırılmaya sebep olacak şekilde kullanması gerekli ve yeterlidir. Yukarıda da açıklanıldığı üzere, davalının davacıya ait tescilli ürünleri iltibasa sebebiyet verecek şekilde neredeyse birebir aynı olacak şekilde kullanımlarının tecavüz eylemini gerçekleştirdiği sabit olup, bu durumun anılan TTK hükümleri uyarınca aynı zamanda haksız rekabet teşkil edeceği de izahtan varestedir.
Tüm dosya kapsamı, yukarıda izahı yapılan mevzuat ve açıklamalar, … 1.FSHHM’nun … D.İş sayılı dosyası kapsamında alınan bilirkişi raporu bir arada değerlendirildiğinde; davaya konu ürünlerin karşılaştırılması sonucunda görsel, işitsel ve kavramsal olarak yüksek derecede bir benzerlik olması, karşılaştırılması yapılan ürünlerin aynı hizmet alanı olan cinsel yaşama yönelik ürünler olması nedeni ile tüketicilerin tanıtımı yapılan söz konusu ürünlerin davacıya ait tescilli markalarına ait ürünler olduğunu düşünmesinin oldukça yüksek olduğu kanaatine varılarak, davalı kullanımlarının davacıya ait, “…” ibareli markadan kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davalı kullanımlarının davacıya ait, “…” ibareli markadan kaynaklanan haklarına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, durdurulmasına, önlenmesine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına,
2-… 1.FSHHM’nin … Değişik İş sayılı dosyasından verilen tedbir kararının aynen devamına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL başvurma harcı ile 59,30 TL peşin harç olmak üzere toplam 118,60 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacılara verilmesine,
5-Davacılar tarafından yapılan:76,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.02/03/2021

Katip …

Hakim …

Bu belge 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu kapsamında E-İmza ile imzalanmıştır.