Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/182 E. 2022/55 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/182 Esas
KARAR NO : 2022/55

DAVA : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
DAVA TARİHİ : 19/06/2020
KARAR TARİHİ : 17/02/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde ve aşamalardaki beyanlarla özetle; davacı … AŞ nin dünya’nın birçok ülkesinde yüzlerce marka ile faaliyet yürüten bir dünya şirketi olarak faaliyetleri, tanınmışlığı ve ekonomik gücü çerçevesinde Uluslararası alanda tanınmış ve Türkiye’nin sayılı itibarlı şirketlerinden birisi olduğunu, … Şirketler Grubunun bugün, temel olarak yapı ürünleri, sağlık, tüketim ürünleri alanında olmak üzere, bu temel sektörler dışında finans, bilgi teknolojileri, kaynak teknolojileri, madencilik ve gayrimenkul geliştirme vb, gibi çok çeşitli alanlarda etkinlik gösteren ulusal ve uluslararası pazarlara yönelik olarak çalışan bir sanayi kuruluşları topluluğu olduğunu, … Şirketler Grubunun lider konumunu müvekkil şirket üzerinden markalı ürünlerin üretimi ye pazarlaması ile sürdürdüğünü, 1990 yıllarında bu yana ilk tescillerinden itibaren “…” ve “…” seri markalan tanınır ve bilinir hale getirmek için hiçbir fedakârlıktan kaçınmadığını, “…” ve “… ” seri markaları müvekkilin uzun yıllar süren emekleri trilyonluk yatırımları ve tanıtım faaliyetleri sayesinde çok tanınan bir marka haline geldiğini, müvekkilinin “…” ibareli markaları tüketici nezdinde kaliteyi ve … ibareli ürünlere güveni temsil eden bir marka ibaresi olduğunu ve “…” markası ile ulaştığı tanınmışlık sonucunda TPMK’da tanınmış marka tescil sahibi olduğunu, davalı eski unvan … ŞTİ’nin kendi ürünlerinde … internet sitesinde, ürün tanıtım tanıtımları ve satış hizmetlerinde müvekkile ait tanınmış “…” markasını haksız ve hukuka aykırı şekilde iltibas suretiyle birebir aynı ibare ile “…” şeklinde müvekkilin ürünleriyle aynı ürün grubu olan musluk ürünleri için kullanmakta olduğunun tespit edildiğini, kendisine gönderilen ihtar tebliğ alınmasına rağmen yanıt vermediğini, ihlale ve müvekkil … marka kullanımına devam edilmiş olması nedeniyle dava açmak zorunda kaldıklarını, davalının … markasını kendı ürünlerinde haksiz, hukuka aykırı şekilde kullanarak müvekkil şirketin marka haklarına tecavüz ettiğini ve tüketiciyi de yanıltarak haksız kazanç sağladığını, davalının müvekkil şirketle hiçbir bağlantısı bulunmadığını, davalının, müvekkile ait tanınmış … markayı bu konuda kendisine verilmiş bir izin ve/veya müvekkil şirketle hiçbir bağlantısı olmadığı halde, üstelik kendisine bu eylemlerine son vermesi için ihtarname gönderilmiş olmasına rağmen ısrarlı bir şekilde haksız ve hukuka aykırı olarak kullanmaya devam ettiğini belirtmiş davalı kullanımlarının marka tecavüzü ve haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, tecavüzün önlenmesine men’ine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına (refi), davanın etkinliğini temin etmek üzere; üretim ve satışının önlenerek … ibaresini taşıyan mevcut ürünlere el konulması, diğer ürünleri hariç münhasıran tecavüz konusu ürünlerin üretimini sağlayan makine ve malzemelere, basılı tanıtım reklam vb el konulmasına, davalının https://www.spdarmatur.com/urun-kategorı/ ara-musluklar alan adlı web sitesindeki müvekkil … marka adı altında kendi ürünlerin tanıtım ve satışına dair içeriklerin web sitelerinden kaldırılması aksi halde web sitelerine erişimin engellenmesi, yönünde ihtiyati tedbir kararı verilerek verilecek hükmün masrafları davalıdan alınmak suretiyle en yüksek tiraja sahip ilk 3 gazetede ilanı ile dava masraf ve ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesinin talep ve beyan etmiştir.
Davalı asilin cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; 2015 senesinde iflas ettiğini, daha sonra oğlunun bir internet sitesi kurduğunu, sitenin içeriğinden haberdar olmadığını, herhangi bir suretle davacıya ait markalı ürünleri üretme ve satmasının söz konusu olmadığını, kendine ait markayı da devrettiğini, bu kapsamda internet sitesini de devrettiğini, raporda geçen ürünler 2015 senesine ait fiyatları içerdiğini, herhangi bir surette markaya tecavüzün söz konusu olmadığını, … Ltd. Şti olarak dava konusu … markası altında … sitesinde ”… ” satmadıklarını, … markasını ve … 20.02.2019 tarihinde …’ya (…) ait firmaya devrettiklerini, kendilerine ait olmayan bir markadan sorumlu olmamaları gerektiğini, taraflarına ihtar çekildiği zaman hiçbir şey yapamaz olduklarını, … markası ve … taraflarından 20.02.2019 tarihinde yanlışları ve doğruları ile devrettiklerini, davacı firmanın ihtarı bu tarihten sonra yaptığını, muhatabının kendileri olmadığını, siteye hatalı olarak … olarak yazıldığını, internet üzerinden satışlarının söz konusu olmadığını, … Ltd. Şti olarak marka tecavüzünü yapmadıklarını belirtmiş davanın reddini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplanmıştır.
Davalı şirket yetkilisi tarafından marka devrine ilişkin 07/02/2019 tarih … 11 Noterliğince düzenlenmiş marka devir sözleşmesinin dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
TPMK kayıtları dosya içerisine alınmış, incelendiğinde; … numaralı “…” markasının davacı …Ş. adına tanınmış marka olarak korunduğu, “…” markasının tanınmış marka statüsünde tescil edildiğinin tespit edildiğini, … numaralı “…” markasının davacı …Ş. adına 29.11.2018 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiği, markanın … / … / … / … / … / … / … / … / … / … / … / … / … / sınıflarda 08.05.2019 tarihi itibariyle tescil edildiği ve markanın güncel koruma süresi içerisinde bulunduğu, … numaralı “… ” markasının davacı …Ş. adına 21.06.2017 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiğini, markanın … / … / … sınıflarda 10.11.2017 tarihi itibariyle tescil edildiğini ve markanın güncel koruma süresi içerisinde bulunduğu, … numaralı ‘…” markasının davacı …Ş. adına 09.10.2012 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiği, markanın 35. Hizmet sınıfında 23.10.2013 tarihi itibariyle tescil edildiği ve markanın güncel koruma süresi içerisinde bulunduğu, … numaralı “…” markasının davacı …Ş. adına 16.10.2006 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiğini, markanın … / …/ … / … sınıflarda 28.08.2007 tarihi itibariyle tescil edildiği ve markanın 13.10.2016 tarihinde yenilenerek, güncel koruma süresi içerisinde bulunduğu, … numaralı “… ” markasının davacı …Ş. adına 04.02.2003 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiği, markanın … / …/ …/ … / … / … sınıflarda 09.02.2004 tarihi itibariyle tescil edildiği ve markanın 08.03.2013 tarihinde yenilenerek, güncel koruma süresi içerisinde bulunduğunun tespit edildiği, … numaralı “…” markasının davacı …Ş. adına 21.01.2003 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiğini, markanın … / …/ …/ … / … / … sınıflarda 16.06.2004 tarihi itibariyle tescil edildiği ve markanın 07.03.2013 tarihinde yenilenerek, güncel koruma süresi içerisinde bulunduğu, … numaralı “…” markasının davacı …Ş. adına 25.11.2002 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiği, markanın 16.06.2004 tarihi itibariyle 45. Mal ve Hizmet sınıfının tamamında tescil edildiği ve markanın 07.09.2012 tarihinde yenilenerek, güncel koruma süresi içerisinde bulunduğu, … numaralı “… ” kelime + şekil markasının davacı …Ş. adına 21.03.2002 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiği, markanın ../ … / … sınıflarda 26.06.2003 tarihi itibariyle tescil edildiğini ve markanın 22.12.2011 tarihinde yenilenerek, güncel koruma süresi içerisinde bulunduğunun tespit edildiğini, … numaralı “…” markasının davacı …Ş. adına 16.11.2000 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiği, markanın 45 sınıfın tamamında, 03.05.2002 tarihi itibariyle tescil edildiğini ve markanın 29.07.2010 tarihinde yenilenerek, güncel koruma süresi içerisinde bulunduğu, … numaralı “…” markasının davacı …Ş. adına 31.08.2000 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiği, markanın … / …/ …/ … sınıflarda 20.09.2001 tarihi itibariyle tescil edildiği ve markanın 20.07.2020 tarihinde yenilenerek, güncel koruma süresi içerisinde bulunduğu, … numaralı “…” markasının davacı …Ş. adına 29.03.1991 tarihinde başvurusunun gerçekleştirildiği, markanın … / …/ …/ sınıflarda 20.06.1991 tarihi itibariyle tescil edildiği ve markanın en son 30.11.2010 tarihinde yenilendiği anlaşılmıştır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi yönünden dosya alanında uzman Marka Vekili ve Bilişim Uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş;
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 21/07/2020 tarihli raporda özetle; ”Dosyaya sunulan ve bahsi geçen “…” internet web sitesinin güncel olarak kullanımda ve aktif olduğu, alan adının whois (sahip) bilgileri kontrol edildiğinde bu alan adının 28.05.2006 tarihinin kayıt olunduğu ve alan adı sahibinin “…” yazılı olduğu, … A.S. – …’ isimli hosting firmasından ilgili alan adının kayıt edildiği, Yer Sağlayıcısı ve Erişim Sağlayıcısı “…” olarak gözüktüğü, ” Bahsi geçen “…” ilgili internet sitesinin içeriği kontrol edildiğinde site içeriğinin iletişim bilgilerinde ulaşım adresi olarak “…” yazılı olduğu, İletiim numarası olarak “…” yazılı olduğu ve “… ŞTİ.” şirket bilgilerinin kullanılmış olunduğu, ” Tespite konu bahsi geçen ilgili “…” internet sitesinde tespit konusu “…” kelimesi ile site içi arama yapılarak incelendiğinde, web sitesi içerisinde “…” ibareli 4 adet ürünün tanıtımı ve satışının yapıldığı tespit edildiği, ” Davacı …Ş.’ nin 1991 yılını takiben … ibareli markanın tescilli hak sahibi olduğu, davacının … ibareli ve … esas unsurlu seri markalarının bulunduğu,… numaralı “…” markasının davacı …Ş. adına tanınmış marka olarak korunduğu, Y … alan adlı internet sitesi içeriğinde yer alan ve raporumuzun teknik değerlendirme kısmında tespit edilen sair kullanımların davacının,… numaralı tanınmış “…” markasının ve “…” ve “…” esas unsurlu seri markalarının tescil kapsamında yer alan, … ve …. Sınıflarda yer verilen “…” emtiası kapsamında kaldığı ve izinsiz kullanımların Marka hakkı sahibi davacının 6769 Sayılı SMK’ nın 7 ve 29. Maddelerinden doğan marka haklarına tecavüz teşkil eder ve 6102Sayılı TTK’ nın 55. Maddesi kapsamında haksız rekabete sebebiyet verir nitelikte olduğu tespit ve sonuçlarına varılmıştır.” anlaşılmıştır.Davacı tarafından tespiti için bahsi geçen karşı tarafın olduğu belirtilen ilgili internet web sitesinin “…” Alan Adı (Domain) URL adresine ait, alan adı altında link olarak “…/” oluşturulmuş bir sayfa olduğunu, sitenin güncel olarak açık ve faaliyette olduğunun tespit edildiğini, internet sitesinin incelendiğinde web sitesi içerisinde “…” ibaresinin kullanıldığı 4 adet ürünün olduğunu, internet sitesinin e-ticaret alt yapılı bir site olduğu ilgili internet sitesi üzerinden ürün satışının yapıldığının tespit edildiğini, karşı tarafa ait olduğu belirtilen bahsi geçen “…” alan adının whois (sahip) bilgilerinin kontrol edildiğinde bu alan adının 28.05.2006 tarihinde kayıt olunduğunu, alan adı sahibinin “…” olduğunu, “… A.Ş. – …” isimli hosting firmasından ilgili alan adının kayıt edildiğini, davacı …Ş.’nin 1991 yılını takiben ”…” ibareli markanın tescilli hak sahibi olduğunu, davacının … ibareli ve … esas unsurlu seri markalarının bulunduğunu, … numaralı “…” markasının davacı …Ş. adına tanınmış marka olarak korunduğunu, “…” markasının tanınmış marka statüsünde tescil edildiğinin tespit edildiğini, … alan adlı internet sitesi içeriğinde, davacı adına tescilli ve tanınmış marka statüsünde korunan … markasının tescil kapsamında bulunan “musluk” nevinden ürünler için kullanılmakta olduğunu, anılan internet sitesi üzerinden bu ürünlerin satışının gerçekleştirildiğinin tespit edildiğini, davacının, … numaralı tanınmış “…” markasının ve “…” esas unsurlu seri markaların tescil kapsamında yer alan “musluk” emtiası kapsamında kaldığını ve izinsiz kullanımların marka hakkı sahibi davacının 6769 Sayılı SMK’nın 7. ve 29. maddelerinden doğan marka haklarına tecavüz teşkil eder ve 6102 sayılı TTK’nın 55. maddesi kapsamında haksız rekabete sebebiyet verir nitelikte olduğunun takdirinin mahkemeye ait olduğu yönünde görüş ve kanaat bildirdikleri anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin bilirkişi raporuna beyanlarında özetle; Davalının eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğini, müvekkilinin marka hakkına tecavüz ettiğini, dava sırasında dahi haksız eylemlerin devam ettiğini, dava ile ilgili olmayan davalı markası ve site devri iddialarının sadece davalı iddiası olduğunun bilirkişi raporuyla da sabit olduğunu, bilirkişi raporu ile tespit edilmiş haksız rekabetin var olduğunun hükme bağlanması gerektiğini, bilirkişi raporunda davalının fiillerinin haksız rekabet ve marka hakkına tecavüz teşkil ettiğinin doğrulandığını, tedbir taleplerinin kabulünü, bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesi yönünden davaya konu internet sitesindeki kullanımların, web arşiv araştırması da yapılmak sureti ile değerlendirilmesi, sitenin herhangi bir surette devrinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususların da ek rapor alınması için dosya tespit sunan bilişim uzmanına tevdi olunmuş;
Bilişim uzmanı bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 24/11/2021 tarihli ek raporda özetle; Davalının ‘17.03.2021 tarihli cevap dilekçesinde “… Ltd. Şti olarak Bizi suçlanan konu … Markası altında … sitesinde … Ara Musluk satmadıkları, ancak … markasını ve … 20.02.2019 tarihinde …’de firmaya devrettikleri, kendilerine ait olmayan bir markadan sorumlu olmamalı gerektiği’ beyanı üzerine, ilgili “…” internet sitesini devrettiğini belirtmiş olduğu 20.02.2019 tarihi öncesinde ilgili internet sitesinde davaya konu “…” ibareli ürün tanıtım ve satışının yapılıp yapılmadığı, site içerik sağlayıcısının kimler olduğunu tespit edebilmek adına “…” üzerinden yapılan inceleme sonucunda ilgili internet sitesinin arşiv kayıtlarına ulaşıldığını, davaya konu ürün satışlarının “2016” tarihli arşivlerde de yapıldığının tespit edildiğini, tespite konu ilgili “…” internet web sitesine ait “…” sayfa linkinin arşiv kayıtlarının detaylıca incelendiğinde web sitesi içerik sağlayıcısı hakkında iletişim bilgilerinde ulaşım adresinin “…” olarak, iletişim numarasının “…” olarak ve sitenin alt kısmında “…ŞTİ.” şirket bilgilerinin yazılı olduğunun anlaşıldığını, bu bilgilerin kök bilirkişi raporunda tespit edilen bilgiler ile aynı olduğunun tespit edildiğini, “…” internet sitesinin 21.07.2020 tarihindeki kök rapor sonrasında değiştirildiğini ve içerik sağlayıcısı bilgilerinin de değiştirildiğinin tespit edildiğini, karşı tarafa ait olduğu belirtilen ve bahsi geçen “…” alan adının whois (sahip) bilgilerinin kök rapor tarihinde kontrol edildiğinde bu alan adının 28.05.2006 tarihinin kayıt olunduğunu, alan adı sahibinin “…” yazılı olduğunu, “…A.S. – …” isimli hosting firmasından ilgili alan adının kayıt edildiğini, Yer Sağlayıcısı ve Erişim Sağlayıcısı “…” olarak gözüktüğünün tespit edildiğini, karşı tarafa ait olduğu belirtilen ve bahsi geçen “…” alan adının whois (sahip) bilgilerinin güncel olarak kontrol edildiğinde bu alan adının 28.05.2006 tarihinin kayıt olunduğunu, alan adı sahibinin gizli tutulduğunun açıkça belirtilmediğini, “… A.S. – …” isimli hosting firmasından ilgili alan adının kayıt edildiğini, Yer Sağlayıcısı ve Erişim Sağlayıcısının “…” olarak gözüktüğü, “sitenin herhangi bir surette devrinin gerçekleşip gerçekleşmediği hususunun da ek incelemede değerlendirilmesine” karar verilmesi üzerine ilgili “…” internet sitesinin 21.07.2020 tarihindeki kök raporumuz sonrasında internet sitesinin tasarım ve içeriksel olarak değiştirildiği ve içerik sağlayıcısı bilgilerinin de değiştirildiğinin tespit edildiği,“…” internet sitesinde kök raporda tespiti yapılan tespit konusu “…” ibareli ürünlerin güncel olarak siteden kaldırılmış olunduğu, internet sitesi “İletişim” sayfası güncel olarak incelendiğinde içerik sağlayıcısı hakkında iletişim bilgilerinde ulaşım adresinin “…” olarak, iletişim numarasının “… ve …” olarak, e-posta adresinin “…” olarak ve sitenin 17 Ocak 2021 arşiv kayıtlarında ise “…” şirket bilgilerinin kullanılmış olunduğunun” tespit edildiği anlaşılmıştır.
İş bu dava markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenmesi ve ortadan kaldırılmasına ilişkindir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde ; alınan raporlardaki değerlendirmelerde; davalının davacıya tescilli ve tanınmış “…” markasını herhangi meşru bir bağlantısı bulunmaksızın izinsiz bir şekilde kendisine ait internet sitesinde kullandığı, yapılan inceleme sonucunda bu kullanımların sabit olduğu davalının internet üzerinden ürün satışlarının bulunmadığı, yahut davalı şirketin devrine ilişkin savunmalarının dinlenilmeyeceği, şirket devri gerçekleşmiş olsa dahi site sahiplik bilgilerinde davalının site sahibi olarak gözüktüğü anlaşılmakla markaya tecavüz şartlarının oluştuğu sonucuna ulaşılmış davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin kabulü ile davalı kullanımlarının markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda davalı uhdesinde olmak kaydı ile “…” ibaresini taşıyan ürünlere ve münhasıran bunları üretmeye yarayan kalıp ve cihazlara el konularak toplatılmasına, karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına karar vermek gerekmiş, internet kullanımları yönünden tecavüzün son bulduğu anlaşılmakla bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, https://… sitesinde muhtemel tecavüzlerin önlenmesine, ilan yönünden ise kullanım durumu ve menfaat dengesi gözetildiğinde ilan talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde; yukarıda izahı yapılan raporlardaki değerlendirmeler dikkate alındığında davalının iltibasa sebebiyet veren markaya tecavüz kapsamındaki kullanımlarının aynı zamanda izahı yapılan TTK md. 54 ve TTK md. 55/l-a (4) kapsamında haksız rekabete sebebiyet verdiği sonucuna ulaşılmış, yine davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan rapor içeriği izahı yapılan mevzuat kapsamında izahı yapılan gerekçelerle davacının sübut bulan davasının kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davalı kullanımlarının markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda davalı uhdesinde olmak kaydı ile “…” ibaresini taşıyan ürünlere ve münhasıran bunları üretmeye yarayan kalıp ve cihazlara el konularak toplatılmasına, karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına,
İnternet kullanımları yönünden tecavüzün son bulduğu anlaşılmakla bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına, https://… sitesinde muhtemel tecavüzlerin önlenmesine,
Dosya kapsamı itibari ile hükmün ilanına yer olmadığına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan harçtan peşin alınan harcın mahsubu ile bakiye kalan 26,30 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan: 920,00 TL bilirkişi + posta gideri ve 116,60 TL harç (peşin+başvuru+vh) olmak üzere toplam 1036,20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul olunan markaya tecavüz ve haksız rekabet talebine ilişkin hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekili ile davalı asilin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸