Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2020/104 E. 2020/479 K. 17.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/104
KARAR NO : 2020/479

DAVA : Marka Hakkına Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Ref’i
DAVA TARİHİ : 25/02/2020
KARAR TARİHİ : 17/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hakkına tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, ref’i davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkilinin mağazacılık alanında … markası üzerinde tekel hakkına sahip olduğunu, müvekkili şirket dışında hiç kimsenin … markasını mağaza ismi olarak kullanma hakkına haiz olmadığını, ancak … Avm’de … Şti tarafından … markasının mağaza ismi olarak tabelasında kullanıldığının tespit edildiğini, davalının müvekkilinden izin almaksızın … markasını mağaza ismi olarak kullandığını, … markasının mağazacılık alanında kullanım hakkının TPMK tarafından münhasıran müvekkili şirkete verildiğini, müvekkili markasının mağazacılık alanında tescilli olduğunu ve … markasının sahibi olduğunu, söz konusu markanın birçok mal ve hizmette; … nolu 16, 24, 35/1, 38 ve 41.sınıfta, … nolu 20, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 35/2 ve 37.sınıflarda tescil edilmiş olmakla beraber mağazacılık hizmetindeki kullanımın da müvekkili şirket adına tescil edildiğini, müvekkilinin … markasını yıllardan beri mağazacılık hizmetleri için, marka hakkının kendisine verilen yetki çerçevesinde kullandığını, müvekkili şirketin 35.08 (yeni 35.05) sınıfındaki tescillerinin kapsamının bütün mal ve hizmetleri kapsadığını, müvekkili şirketin Türkiye çapında binlerce mağazasının bulunduğunu ve bunlardan yaklaşık 665 mağazasının … tabelasını taşıdığını, internet üzerinde satış yaptığı www.tac.com.tr alan adlı sanal mağazası bulunduğunu, markanın alındığı tarih itibariyle, bütün mal ve hizmetleri sanal mağazasına koyma hakkına sahip olduğunu, davalının herhangi bir … ibareli marka tescili olmadığı gibi, kendisi ile bağlantısı olduğu düşünülen dava dışı … Mutfak şirketinin … şeklindeki marka tescillerinin çoğunlukla 8 ve 21.sınıflarda olduğunu, bu firmanın da mağazacılık alanında hiçbir tescilinin bulunmadığını, … markasının mağazacılık alanında kullanılması hususunda müvekkili şirketten başka hiç kimseye kanun tarafından verilen bir hakkın bulunmadığını, dava dışı … Ltd. Şti tarafından … markasının 35.sınıfta tescil edilmesi için yapılan başvuruların TPMK tarafından herhangi bir itiraz olmaksızın resen reddedildiğini, davalının mağaza tabelasında kullandığı markanın, müvekkili şirketin markası ile neredeyse biraber aynı, iltibas yaratacak kadar benzer bir marka olduğunu, davalının kullandığı markanın müvekkili markasına tecavüz eder nitelikte olduğunu, davalının kötü niyetli bir şekilde Google Adwords kullanarak internet sayfası yönlendirmesi yaptığını, bu doğrultuda … 5. Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyası ile delil tespiti yaptırılarak rapor alındığını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla, … markasının 35.sınıftaki kullanımının bütün mal ve hizmetler bakımından müvekkili şirkete ait olduğu, davalının mağazada kullandığı … ibaresinin ve logosunun müvekkili şirketin 35.sınıftaki markası ile ayniyet gösterdiği ve müvekkili şirketin 35.sınıftaki tescillerini ihlal ettiği, davalının mağazada kullandığı … ibaresinin müvekkili şirketin tanınmış … markası ile aynı olduğu gözönünde bulundurularak davalıların markaya tecavüzlerinin tespitine, önlenmesine, durdurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili ile davacı arasında birçok davanın bulunduğunu, bu davaların çoğunda davacı yanın ihtiyati tedbir talebinin reddedildiğini, açılan yeni bir davada ihtiyati tedbir talebinin yenilenmesinin iyiniyetli bir yaklaşım olmadığını, tedbir kararı verilebilmesi için talep eden tarafın kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu, diğer mahkeme kararları doğrultusunda müvekkilinin 35/05.sınıfta tescilli olmasa dahi gerek fiziki gerekse sanal mağazacılık faaliyetinde bulunabileceğini, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkilinin dava dışı diğer müvekkili … Tic. Ltd. Şti’nin grup şirketi olduğunu, müvekkili tarafından satış mağazalarında … markalı ürün dışında herhangi bir marka altında ürün satılmadığını, davacı ile dava dışı müvekili … Tic. Ltd. Şti arasında 2010 yılından beri devam eden uyuşmazlık bulunduğunu, uyuşmazlığın temelinde davacı tarafın ev tekstili sektöründe tescil ettirdiği ve kullandığı … markasını züccaciye sektöründe de kullanmak istemesinin bulunduğunu, … ibaresinin züccaciye sektöründe müvekkili adına uzun yıllardır tescilli olup kullanıldığını, davacının müvekkili markaları nedeniyle markayı tescil ettirip kullanamayacağından müvekkili aleyhine haksız ve hukuka aykırı davalar açtığını, müvekkilinin … ibareli marka başvurularına itiraz ettiğini, kendisinin müvekkilinin tescilli olduğu sınıflarda marka başvurularında bulunduğunu, davacı tarafından davalı olarak gösterilen müvekkilinin dava dışı diğer müvekkili adına tescilli … ibareli markayı muvafakati ile yasal olarak kullandığını, müvekkilinin kullanımının yasal olmadığı iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin marka kullanımının 07, 07, 11 ve 21.sınıfta tescilli markalarına dayalı olarak yaptığı satış işlemi olduğunu, davacının 35.05 sınıfta tescilli markalarına tecavüz oluşturmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyada bildirilen tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiştir.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde,… tescil nolu “…” ibareli markanın 16, 24, 27, 35, 38 ve 41.sınıf emtialarında, 12/05/2005 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 20, 22, 23, 24, 25, 26, 27, 35 ve 37.sınıf emtialarında 03/07/2013 tarihinde tescil edildiği ve … Şirketi adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır.
… başvuru nolu “… ” ibareli markaya ilişkin 35.sınıf emtialarında 24/11/2014 tarihinde başvuruda bulunduğu, … başvuru nolu “… ” ibareli markaya ilişkin 35.sınıf emtialarında 24/11/2014 tarihinde başvuruda bulunduğu, … başvuru nolu “… ” ibareli markaya ilişkin 35.sınıf emtialarında 02/11/2011 tarihinde başvuruda bulunulduğu, … tescil nolu “… ” ibareli markanın 07, 08, 11 ve 21.sınıf emtialarında 26/12/2017 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “… ” ibareli markanın 07, 08, 11 ve 21.sınıf emtialarında 12/10/2016 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 07, 08, 11 ve 21.sınıf emtialarında 29/02/2016 tarihinde tescil edildiği ve … Ticaret Limited Şirketi adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi talebine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın “DAVA ŞARTLARI” başlıklı Madde 114- (1) Dava şartları şunlardır: a) Türk mahkemelerinin yargı hakkının bulunması. b) Yargı yolunun caiz olması. c) Mahkemenin görevli olması. ç) Yetkinin kesin olduğu hâllerde, mahkemenin yetkili bulunması. d) Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması. e) Dava takip yetkisine sahip olunması. f) Vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekâlet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekâletnamesinin bulunması. g) Davacının yatırması gereken gider avansının yatırılmış olması. ğ) Teminat gösterilmesine ilişkin kararın gereğinin yerine getirilmesi. h) Davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması. ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. i) Aynı davanın, daha önceden kesin hükme bağlanmamış olması. (2) Diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümler saklıdır. Hükümlerine amirdir.
Yine aynı yasanın “DAVA ŞARTLARININ İNCELENMESİ” Madde 115- (1) Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. (2) Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. (3) Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez. Hükümlerini içermektedir.
Davacı vekili 17/12/02020 tarihli celsedeki beyanlarında özetle; “..bizim daha önce açmış olduğumuz davalar yine aynı iddialara dayalı olup davalı tarafın farklı yetki alanları içinde yer alan alışveriş merkezlerindeki kullanımlarına ilişkindir, yargılamalar sürmektedir, Bakırköy yetki alanı içinde kalan Avm’deki kullanımlar yönünden Bakırköy mahkemelerinde yine Anadolu’nun değişik yerlerindeki davalı kullanımları yönünden ilgili yer mahkemesinde mevcut davadaki davalının mağazacılık sınıfı olan 35.sınıfta kullanımının bulunmadığı iddiasına dayalı olarak markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi yönünden davalarımızı açtık, davaya açmakta hukuki yararımız vardır, açılan davalar farklı yetki alanlarındaki tecavüzlere dayalı olarak açıldığı için derdestlik söz konusu değildir” şeklinde bayanda bulunmuş olup, davalı vekili aynı celsedeki bayanlarında özetle; “…daha önceden verilmiş olan mahkeme kararları ve devam etmekte olan davalara ilişkin raporları dosyaya sunduk, davanın reddini talep ediyoruz ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
HMK 114/1- ı) Aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte olmaması. dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken bir husustur.
Yukarıda izah edildiği üzere taraflar arasında aynı içerik ve taleplerde davalar açılmış olup bu davaların bir kısmının karara bağlandığı (… 1. FSHHM’nin … karar … karar sayılı 05/11/2019 tarihli kararı -kesinleşmemiş) bir kısmında ise yargılamanın sürdüğü hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı verilen karar ve alınan raporların dosyaya sunulduğu anlaşılmıştır.
Yine 6769 sayılı SMK’nın ” Görevli ve yetkili mahkeme” başlıklı Madde 156- …(3) Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir…” hükmüne amirdir.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı taraf “…” markasının 35.sınıftaki kullanımının bütün mal ve hizmetler bakımından müvekkili şirkete ait olduğu, davalının mağazada kullandığı … ibaresinin ve logosunun müvekkili şirketin 35.sınıftaki markası ile ayniyet gösterdiği ve müvekkili şirketin 35.sınıftaki tescillerini ihlal ettiği, davalının mağazada kullandığı … ibaresinin müvekkili şirketin tanınmış … markası ile aynı olduğundan bahisle markaya tecavüzün tespitine, önlenmesine, durdurulması talebiyle iş bu davayı açmış ise de esasen izah olunduğu ve tarafların da kabulünde olduğu üzere aynı marka tescillerine ve benzer kullanımlara ilişkin daha önceden farklı avm kullanımlarına ilişkin açılmış davaların bulunduğu, davacının markaya tecavüz iddiasına dayalı daha önceden açmış olduğu davaların mevcut talepleri de kapsadığı zira marka tescilinin ülkesellik ilkesi gereği ülke sınırları içerisinde tam koruma sağlayacağı, kabul veya red durumunda bu kararın kesinleşmesi halinde açılan diğer davalar yönünden kesin hüküm dava şartına takılacağı yine açılan davalardaki davalıya yönelik önleme kararının tek bir avm ya da kullanım yönünden değil tüm kullanımlarının önlenmesine yönelik olacağı, zira birden fazla tecavüz durumunda izahı yapılan SMK 156/3 gereği yetkinin belirlenmesi açısından marka tescil sahibine yasa seçimlik hak tanımış ise de her bir ihlal yönünden dava açılmasının derdestlik dava şartına takılacağı anlaşılmakla açılan bu dava yönünden dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş, (bir an için yeni tecavüz halinde tekrardan davanın açılabileceği kabul olunsa bile davacının mevcut davadaki kullanımın diğer davalar sonrası olduğuna ilişkin bir delili dosyaya sunmadığı, bu sunulsa dahi tecavüz iddialarının tamamının aynı davalı tarafından gerçekleştiği dikkate alındığında önceki davalarda alınacak bir tedbir ile davalı kullanımlarının önlenmesi talep edilebilecekken her bir kullanım yönünden ayrı bir dava açılmasında hukuki yararın bulunmadığının kabulünün gerektiği) aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmamasına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/12/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır