Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/98 E. 2022/33 K. 27.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/98 Esas
KARAR NO : 2022/33

DAVA : Marka (Maddi Tazminat İstemli)
DAVA TARİHİ : 02/04/2019
KARAR TARİHİ : 27/01/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Maddi Tazminat İstemli) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkili … Ltd. Şti. Mobilya’nın satış ve pazarlama sektöründe kaliteli hizmeti ile tanınmış İstanbul’da birçok şubesi bulunan ve büyüyen bir şirket olduğunu, müvekkili firmanın … markasının bilinirliğini tüm Türkiye nezdinde yaptığı kaliteli işler, verdiği güvenilir hizmet ile sağlamış ve bir marka değeri meydana getirdiğini, müvekkil şirketin tasarımları ve çizimleri kendisine ait olan her türlü mobilya ürünlerinin satış ve pazarlamasını yapmaktığını, bu ticaretine ilişkin olarak Türk Marka ve Patent Kurumu nezdinde ilgili tescillerini uzun yıllar önce gerçekleştirdiğini, Müvekkili şirketin… Tic. Ltd. Şti.’nin Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde; … Tescil numaralı, “…” markalı ve … ve … numaralı sınıflarda, … Tescil numaralı, “…” markalı ve … ve … numaralı sınıflarda, … Tescil numaralı, “…” markalı ve … numaralı sınıfta, …Tescil numaralı, “…” markalı ve …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, …, … ve … numaralı sınıflarda kayıtlı marka tescilleri bulunduğunu, tüm tescil belgelerini dilekçelerinde sunduklarını, davalı firmanın ise ev tekstil ürünleri satışı ve pazarlaması dalında faaliyet gösterdiğini, davalı firmanın Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … sınıfta … başvuru numaralı 11.09.2015 koruma tarihli “…” markası ile faaliyetlerini sürdürdüğünü, davalı firmanın sadece … sınıfta marka tescili bulunmasına rağmen müvekkilinin tescil ettirdiği mal ve hizmet sınıfı olan özellikle … sınıfta ve diğer sınıflarda “…” ismi ile ticari faaliyet yürüttüğünü, özellikle … sınıfta ve diğer koruma kapsamındaki sınıflarda ticari faaliyet göstermesi ve sürdürmesi müvekkili firmanın marka hakkına tecavüz teşkil ettiğini, tecavüzün tarafımızca tespit edilmesi nihayetinde söz konusu tecavüzü teşkil eden delillerin davalı firmaca yok edilmesinden evvel taraflarınca delil tespiti talebinde bulunulduğunu, işbu delil tespiti taleplerinin … 2. Fıkri ve Sınai Haklar Mahkemesi tarafından kabul edilerek iddialarındaki haklılıklarının mahkeme kararıyla ortaya konulduğunu, işbu delil tespiti talepleri neticesinde mobilya tasarımı uzmanı ve marka konusunda uzman bilirkişilerce davalı firmanın adresinde inceleme yapıldığını, açıklanan nedenlerle mahkememizce dosya hakkında yargılama sonucu beklenmeksizin ihtiyati tedbir olarak tespit kararında belirtilen ve müvekkile ait tescilli markaya tecavüz teşkil eden ibarelerin kullanıldığı dilekçelerinde sunulan internet web sitesi instagram sayfası ve facebook hesaplarının görünürde haklılık esasına dayalı olarak kapatılmasını, yasaklanmasına ve ilgili kurumlara müzekkere yazılmasını, müvekkilinin tescilli markasının koruma altına alındığı ticaret alanında faaliyet gösteren davalının, … unvanını kullanarak her türlü mobilya satışı yapması, mağazasının ön cephesinde yer alan tabeladaki işletme adında ve diğer ürünlerinde, müvekkilin tescilli markasının yazı karakterleri ile yazılmış “…” ismini ön plana çıkararak, “…” ekini kullanmadan iltibas uyandıracak şekilde faaliyet göstermesi eylemleriyle müvekkilinin marka hakkına yaptığı tecavüzün tespitini, durdurulmasını, kaldırılmasını, yasaklanmasını, müvekkiline ait tescilli markaya tecavüz teşkil eden ibarelerin kullanıldığı tabelaların sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasını ve imhasını, müvekkiline ait tescilli markaya tecavüz teşkil eden ibarelerin kullanıldığı internet adresinin ve sosyal medya hesaplarının yasaklanmasını, kapatılmasını, masrafı davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek gazetelerden biri ile ilanını; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla SMK Md. 151/2-b uyarınca hesaplanacak şimdilik 20.000,00 TL Maddi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini ve taraflarına ödenmesini, 20.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren ticari faiziyle davalıdan tahsilini ve taraflarına ödenmesini, delil tespiti için 1364 TL ( 1263,80 tl gider avansı + 100,20 tl harçlar) olarak yapılan masrafların davalıdan tahsiline ve taraflarına ödenmesini, yargılama masrafı ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Ticari işletmesinin satış ve pazarlama alanında 20 yılı aşkın bir süre önce seyyar satıcılık şeklinde faaliyet göstererek …’nın … ilçesinde başladığını, belirli bir tanınmışlık düzeyine ulaştıktan sonra ticari ve hukuki dünyada varlığını sürdürmeye başladığını, … Ticaret’in Türk Patent va Marka Kurumu nezninde …tescil numaralı “…’ markalı ve … sınıfta kayıtlı marka tescili bulunduğunu, tescil belgesini dilekçesi ekinde sunduğunu, ticari işletmesinin ev tekstil alanında faaliyetlerini sürdürürken daha sonraları …, …, … markalarının bayiliğini aynı işletme adı altında yapmaya başladığını, davacının ileri sürdüğü iddaların mesnetsiz olduğunu, ‘…’ ibaresi hiçbir surette satışını yaptıkları ürünlerin markası olarak kullanmadıklarını, yalnızca belirttiği markaların bayiliği yaptıklarını, ‘…’ ibaresini ise yalnızca işletme adı otarak kullandıklarını, dava konusunun taraflarına bildirildikten sonra ise işletme adının yazılı olduğu tabelayı ivedilikle kaldırıldığını ve işletmelerine ait internet sitesini kapattıklarını, “…” işletme adını kullanmaktan vazgeçtiklerini, buradan açık bir şekilde anlaşılacağı üzere bu kullanımlarının hiçbir suretle kötü niyetli bir kullanım teşkil etmediğini, davacının iddia ettiği gibi kötü niyetli olmadığını, markasını TPE nezdinde kayıtlı şekilde … biçiminde kullandığını ve bunun da … Sınıfta tesciline dayanarak yaptığını, karşı tarafın iddia ettiği gibi markaya yönelik bir itibar zedelenmesinin kesinlikle mevcut olmadığını, çünkü karşı tarafın marka adı altında piyasaya sundukları satış yaptığımız hiçbir ürün bulunmadığını, satışını yaptıklarını ürünlerin markaları belirttiğini, karşı tarafın müşteri çevresini de hiçbir surette etkilemediğini, zira internet sitelerinde yalnızca tanıtım amaçlı olduğunu, hiçbir şekilde satış yapmıadıklarını internet üzerinden kendi müşteri çevrelerinin karşı tarafın iddia ettiği gibi markalarının tanınmışlığından değil tamamen yıllarca aynı çevrede göstermiş oldukları faaliyetlerden kaynaklandığını, tazminata hükmedilebilmesi için kuşkusuz kusur şartının varlığı aranması gerektiğini, somut olayda kusur bulunmadığını, kötü nivetli bir kullanım olmadığını çünkü öğrendikten sonra işletme adının kullanımına son verildiğini açıklanan nedenlerle haksız ve yersiz açılan davanın reddini, fahiş şekilde talep edilen tazminat tutarının da kusurları bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; Davalı tarafça mahkemeye sunulan cevap dilekçesinde, tecavüze konu fiillerin kendileri tarafından işlendiğinin açıkça ikrar edildiğini, bu ikrar ile delil tespiti dosyasındaki bilirkişi raporunu doğrular nitelikte olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, davalı tarafında açık kabul ve ikrarı karşısında, dava dilekçesinin sonuç ve istem bölümündeki talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi ikinci cevap dilekçesinde özetle; Cevap dilekçesinde ikrarda bulunduğuna ilişkin iddianın mesnetsiz olduğunu, cevap dilekçesinde belirttiği gibi tarafından gerçekleştirilen bir tecavüz fiili mevcut olmadığını, bunu açık bir biçimde inkar ettiği halde davacı tarafın savunmayı çarpıttığını, Sınai Mülkiyet kanununda tecavüz fiili olarak nitelendirilen faaliyelerinden hiçbirinin tarafınca gerçekleştirilmediğini, taklit mallarını ürettikleri iddia eden bu şirketin iddiası hiçbir surette doğru olmadığını, ticari işletmesi içerisinde … ibareli herhangi bir Mobilya bulunmadığını, tamamen asılsız iddialara dayandığını, davacı tarafın mevcut olmayan bir ikrara dayandığını, açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyaya sunulan deliller ve TPMK kayıtları celp edilmiş davacı … TİCARET LİMİTED ŞİRKETİ adına …,…, …, …ve … adına … sayılarla tescilli markalara ilişkin, yenileme tarihlerini, koruma sürelerini, kullandıkları ürün ve hizmet listelerini ve tescil belgelerindeki bilgilerin aynısını içerir onaylı renkli sicil kayıtları dosya içerisine alınmış olup markaların halen geçerliliğini koruduğu, söz konusu markalar üzerinde herhangi bir devir ve lisans kayıtlarına rastlanılmadığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan deliller kapsamında … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin …Değişik İş sayılı dosyası dosya içerisine alınmış ve işbu dosyaya sunulan 26/09/2018 tarihli Bilirkişi Heyetince sunulan raporda özetle; Aleyhine tespit istenen tarafın kullanımlarında yer alan … ibaresi … ibaresine göre küçük punto ile yer aldığı, bu nedenle karşı tarafın kullanımının asli unsurunun … ibaresi olduğu söylenebileceği, tespit isteyen adına tescilli markaların münhasır/asli unsuru da … ibaresi olduğu, ayrıca aleyhine tespit istenen tarafın kullanımlarında yer alan çok küçük … ibaresi ile logoda taraf markalarını farklılaştırmaya yetmediğini, bu nedenle aleyhine tespit istenen tarafın kullanımlarını gören ortalama tüketiciler karşı tarafa ait işyerleri ve internet sitesi ve sosyal medya kullanımlarından da tespit isteyen tarafa ait olduğunu veya karşı taraf ile tespit isteyen taraf arasında irtibat bulunduğunun düşünebileceğini, aleyhine tespit istenen tarafa ait iş yerinin tabelalarında, aleyhine tespit istenene ait …web sitesi ile facebook ve ınstagram sosyal medya hesaplarındaki …(… ibareresinin … ibaresine göre çok daha küçük puntolarla) iş yeri tabelası şeklindeki kullanımlar ile tespit isteyen taraf adına …sayılı “…”(tescilli marka logosu), … sayılı “…”(tescilli marka logosu) ve … sayılı “…”(tescilli marka logosu) markalarının asli unsurunun aynı olduğu, karşı tarafın “…” ibareleri ile sunduğu müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mobilya mallarının bir araya getirilmesi hizmetlerinin, tespit isteyen tarafın markalarının hizmetleri arasında bulunduğu ve bu hizmetin ortalama tüketicilerinin toplumun geniş bir kesiminde yer alan sıradan tüketiciler olduğu düşünüldüğü, tüm bu hususlar birlikte dikkate alınarak yapılan inceleme neticesinde aleyhine tespit istenen tarafın “… …” ibaresiyle iş yerinin tabelasında, http://evgoravm.com/ sitesinde ve facebook ile instagram hesaplarında müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mobilya mallarının bir araya getirilmesi hizmetlerini sunmasının ve bu hizmetlerin tanıtımını yapmasının, takdiri Sayın Mahkemeye ait olmak üzere tespit isteyen taraf adına … sayılı “…”, … sayılı “…” VE … sayılı “…” markalarından doğan haklara tecavüz teşkil ettiği kanaatine ulaşıldığı belirtilmiştir.
Davalı tanıkları talimat vasıtasıyla dinlenmiştir.
Davalı tanığı … talimat mahkemesi nezdindeki yeminli ve imzalı beyanlarında; “ben davalıyı … esnaf olarak çalıştığım için tanırım ayrıca ev ihtiyaçlarımı da onlardan almaktayım benim bildiğim kadarıyla … markasını kullanmaktadır ben … markasının kullanıldığını hiç görmedim davalıyı … olarak tanımaktayım, bu marka ile Halı Mobilya gibi ürünleri satmakta olduğunu biliyorum, ben davalı tabelasının … olduğunu biliyorum … şeklindeki yazıma dair bilgim bulunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tanığı … talimat mahkemesi nezdindeki yeminli ve imzalı beyanlarında; davalıyı kendisini 19 yıldır tanıyorum, ben de … esnafım davalının genelde … markasını kullandığını kendisini bu şekilde tanıdığımız için biliyorum, … markasını kullanmamaktadır, ben davalının mallarının üzerindeki markasal kullanımını görmedim ancak kendisini … olarak tanırız… genelde bu şekilde tanınmaktadır.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tanığı … talimat mahkemesi nezdindeki yeminli ve imzalı beyanlarında;” Ben 1998 den beri davalıyı tanırım, kızımın doğumundan itibaren evlendiği zamandaki çeyizlerine kadar davalıdan aldım biz kendisini … olarak tanırız, ben aldığım ürünlerin üzerinde ne yazıldığını net olarak hatırlamıyorum ancak kendisine gideceğimiz zaman …’e gideceğiz diye konuşuruz, dış tabelasında … hatırlıyorum kendisi belki kullanıyordur ancak ben … ibaresinin kullanıldığına dair bir şey hatırlamıyorum.”şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı tanığı … talimat mahkemesi nezdindeki yeminli ve imzalı beyanlarında; Ben davalıyı … uzun yıllardır tanırım, şu anda sorulduğu zaman tabelasının şeklini veya içerdeki ürünlerin üzerinde ne yazıldığını hatırlayamadım keza alışverişi genelde eşim yapar ancak kendisini bir marka ile ancak olsam … diye hatırlıyorum mahkeme tarafından bana … ibaresi sorulduğunda marka gibi şeylere çok dikkat etmediğim için hatırlayamadım dış tabelasında da ne yazdığını hatırlamıyorum konuyla ilgili görgüm ve bilgim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Davalı asil talimat mahkemesi nezidindeki beyanlarında; tanık beyanlarını dinledim, diğer iki tanığın dinlenilmesinden vazgeçiyorum, içeride satılan hiç bir ürün üzerinde … yazmamaktadır, ben …, … Halı, …, … Mobilya gibi ürünleri satmaktayım, bu ürünlerin üzerinde de kendi markaları yazmaktadır, … ibaresi sadece dış tabelamda bulunmaktadır, benim …ibareli markam bulunmaktadır tabelada da bu ibarenin tamamı yazmaktadır sadece … markasını kullanmış değilim, markasal hakkım olan … ibaresini kullandım, ilk kelime … olduğu için tanıklar bu şekilde hatırlamıştır Armalarımızda son derece farklıdır, tescilli markamı tabelada kullandım ayrıca mahkemesinde de tanık beyanlarına karşı beyanda bulunacağım.” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmıştır.
Tazminat taleplerinin değerlendirilmesi yönünden davalıya ticari defter ihtaratı yapılmış olup ihtaratlı davetiyenin usulüne uygun olarak tebliğine rağmen verilen kesin süre içerisinde ticari defterlerin dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır.
Emsal araştırması yönünden ticaret odasına müzekkere yazılmış gelen müzekkere cevabı dosya içerisine alınmıştır.
… ticaret odasına ve ticaret sicil müdürlüğüne müzekkere yazılmış olup davalının 05/05/2011 tarihinde …Ticaret olarak kayıtlarının oluşturulduğu anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, men’i, sonuçlarının ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde ; alınan tespit raporlardaki değerlendirmelerde; davalının kullanımlarında yer alan … ibaresi … ibaresine göre küçük punto ile yer aldığı, bu nedenle karşı tarafın kullanımının asli unsurunun … ibaresi olduğunun söylenebileceği,davacı adına tescilli markaların münhasır/asli unsuru da … ibaresi olduğu, ayrıca davalı tarafın kullanımlarında yer alan çok küçük puntolu … ibaresi ile logoda taraf markalarını farklılaştırmaya yetmediği, bu nedenle aleyhine tespit istenen tarafın kullanımlarını gören ortalama tüketiciler karşı tarafa ait işyerleri ve internet sitesi ve sosyal medya kullanımlarından da tespit isteyen tarafa ait olduğunu veya karşı taraf ile tespit isteyen taraf arasında irtibat bulunduğunun düşünebileceğini, davalıya ait iş yerinin tabelalarında, ve davalıya ait … web sitesi ile facebook ve ınstagram sosyal medya hesaplarındaki …(… ibareresinin … ibaresine göre çok daha küçük puntolarla) iş yeri tabelası şeklindeki kullanımlar ile davacı adına… sayılı “…”(tescilli marka logosu), … sayılı “…”(tescilli marka logosu) ve … sayılı “…”(tescilli marka logosu) markalarının asli unsurunun aynı olduğu, davalının “… ” ibareleri ile sunduğu müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mobilya mallarının bir araya getirilmesi hizmetlerinin, davacı markalarının tescilli hizmetleri arasında bulunduğu ve bu hizmetin ortalama tüketicilerinin toplumun geniş bir kesiminde yer alan sıradan tüketiciler olduğu düşünüldüğü ve iltibasa sebebiyet vereceği tespit ve değerlendirmeleri dikkate alındığında davalı tarafın “… …” ibaresiyle iş yerinin tabelasında, …/ sitesinde ve facebook ile instagram hesaplarında müşterilerin malları elverişli bir şekilde görmesi ve satın alması için mobilya mallarının bir araya getirilmesi hizmetlerini sunmasının ve bu hizmetlerin tanıtımını yapmasının, davacının … sayılı “…”,…sayılı “…” VE … sayılı “…” markalarından doğan haklara tecavüz teşkil ettiği, marka tecavüz olgusunun sübut bulduğu sonucuna ulaşılmış davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bu noktada davalının … nolu …+ şekil+ … ibareli … Sınıfta tescilli markasının, tescilli olduğu sınıf dışında ve davacı markasıyla iltibasa sebebiyet veren fiili kullanımı ve internet kullanımları yönünden SMK 155 kapsamında marka tescilinin savunma gerekçesi olamayacağı da göz önünde bulundurulmuştur.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya dönüldüğünde; yukarıda izahı yapılan raporundaki değerlendirmeler dikkate alındığında davalının iltibasa sebebiyet veren markaya tecavüz kapsamındaki kullanımlarının aynı zamanda izahı yapılan TTK md. 54 ve TTK md. 55/l-a (4) kapsamında haksız rekabete sebebiyet verdiği sonucuna ulaşılmış, yine davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tazminat Talepleri yönünden değerlendirme;
Yine 6769 sayılı Kanunun “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür.
(2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir.
(3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir.
“Yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151-
(1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar.
(2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli.
(3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur.
(4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir.” hükümlerine amirdir.
Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. Markaya tecavüz nedeniyle marka sahibinin uğradığı maddi kayıp, fiili zarar ve yoksun kalınan kazançtan oluşmaktadır. Yoksun kalınan kazanç, marka hakkına tecavüz edilmesi dolayısıyla malvarlığında kesin olarak ya da büyük ihtimalle gerçekleşecek artışın kısmen veya tamamen önlenmesi, yitirilmesi olarak tanımlanabilir.
Davacı yanın dosyaya sunmuş olduğu beyanlar ve deliller kapsamında bu hesaplama usullerinden maddenin 151/2-c fıkrası kapsamında lisans hesaplaması üzerinden tazminat talep ettiği anlaşılmıştır.
Somut olaya dönüldüğünde ; davacının emsal lisans sözleşmesi sunamadığı, İTO yazı cevabında belirtilen oranların uygulanması açısından davalı kayıtlarının incelenmesi gerektiği, davalının ihtarata rağmen ticari kayıtların sunulmadığı şu hale göre zararın tespitinin mümkün olmadığı dikkate alındığında SMK 151/2-c kapsamındaki tazminat miktarının TBK 50. maddesi gereği takdiren belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla davalının kullanım durumu, sunulan deliller hak ve nesafet izahı yapılan değerlendirmeler kapsamında takdiren 5.000,00 TL üzerinden talebin kabulüne karar vermek gerekmiş fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Yine manevi tazminat şartlarının da oluştuğu gözetilmekle eylemin ağırlığı hak ve nesafet gözetilerek takdiren 5.000,00 TL üzerinden manevi tazminatın kabulüne fazlaya ilişkin talebin reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı, tanık beyanları, tespit dosyasına sunulan bilirkişi raporu ve sunulu tüm deliller bir arada değerlendirildiğinde; davalının (Tescil harici ”…” ibaresini ön plana çıkarır şekildeki) fiili kullanımlarının ve internet kullanımlarının davacıya ait tescilli markaları ile ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verdiği, herhangi bir hakka dayalı olmaksızın kullanıldığı, her ne kadar adına tescilli marka var ise de kullanımların tescil sınıfında kalmadığı gibi SMK 155 dikkate alındığında bunun savunma gerekçesi olmayacağı, izahı yapılan mevzuat gözetildiğinde davalı eyleminin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmakla markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitine, men’ine, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına karar vermek gerekmiş yine tazminat talepleri yönünden, davalının ticari defterlerini sunmadığı, sunsa dahi emsal uyuşmazlıklarda net bir zarar tespitinin mümkün olmadığı dikkate alındığında davacının lisansa dayalı SMK 151/2-c kapsamında zararını tespitin mümkün olmadığı, anlaşılmakla tazminat miktarlarının TBK 50. maddesi gereği takdiren belirlenmesi gerektiği anlaşılmakla davalının kullanım durumu, sunulan deliller hak ve nesafet izahı yapılan değerlendirmeler kapsamında ayrıntıları yukarıda belirtildiği hali ile takdiren 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın yerinde olduğuna kanaat getirilmekle bu miktarlar üzerinden tazminat taleplerinin kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE; davalı kullanımlarının (Tescil harici ”…” ibaresini ön plana çıkarır şekildeki) markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin TESPİTİNE, DURDURULMASINA, ÖNLENMESİNE, ORTADAN KALDIRILMASINA,
-”…” ibaresini içeren tabela, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılarak yeddi emine tevdini, karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına,
-Davalıya ait ve ”…” ibaresini içeren internet ve sosyal medya kullanımlarının (Tescil harici ”…” ibaresini ön plana çıkarır şekildeki) önlenmesine, bu kapsamda davalıya ilgili kullanımları kaldırması yönünden 2 haftalık kesin süre verilmesine, kesin süre içerisinde kaldırılmadığı takdirde ilgili sitelere erişimin engellenmesine, infazda … 2. FSHHM’ne … D.İş sayılı dosyasına sunulan 26/09/2018 tarihli bilirkişi raporunun dikkate alınmasının hüküm eki sayılmasına,
2-Davacının maddi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; takdiren 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Davacının manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ ile; takdiren 5.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
4-Peşin alınan harçtan karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 683,10 TL karar harcının mahsubu ile fazladan yatırıldığı anlaşılan 23,30 TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 1.364,00 TL delil tespit masrafı (1200,00 TL bilirkişi+63,80 TL posta tebliğ+100,20 TL harç) ve 541,10 TL posta tebliğ gideri olmak üzere 1.905,10 TL yargılama giderinden kabul red oranı dikkate alınarak takdiren belirlenen 1.270,06 TL ve 733,90 TL harç (peşin+başvuru+tamamlama) olmak üzere toplam 2.003,96 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul olunan markaya tecavüz ve haksız rekabet talebine ilişkin hesap olunan 7.375,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13 maddesi uyarınca kabul edilen maddi tazminat üzerinden hesap olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 10 maddesi uyarınca kabul edilen manevi tazminat üzerinden hesap olunan 5.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafça herhangi bir yargılama gideri yapılmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.27/01/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸