Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/84 E. 2021/131 K. 11.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO:2019/84
KARAR NO :2021/131

DAVA:Marka Tecavüzünün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi
DAVA TARİHİ:22/03/2019
KARAR TARİHİ:11/03/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan marka tecavüzünün tespiti, durdurulması, önlenmesi davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; … markasının 1994 yılından bu yana WIPO tarafından tescilli olup … kelimesini taşıyan diğer markaların da farklı zamanlarda aynı kurumda tescil edildiğini, müvekkili şirkete ait TPMK nezdinde kayıtlı 2007/04128, …, …ve … tescil nolu “… …”, “…”, “… …” ve “… …” markalarının tescilli olduğunu, söz konusu markaların sigara kağıdına ilişkin olduğunu, müvekkilinin …’da mukim bir şirket olmakla birlikte Türkiye’de herhangi bir ikamet adresinin bulunmadığını, müvekkilinin sicilde kayıtlı vekilinin iş yeri adresinin İstanbul’da bulunduğunu, … Gümrük Müdürlüğü tarafından 11/03/2019 tarihinde tebliğ edilen 01/03/2019 tarihli … sayılı yazısında … ve Dış Ticaret Ltd. Şti adına işlem gören …/25/01/2019 sayı/tarihli Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi muhteviyatı eşyalarının yapılan muayeneleri neticesinde 14 KAP-560 kg … markalı sigara kağıdı olduğunun tespit edildiğini, durdurma kararı ile gümrük işlemlerinin durdurulduğunu, söz konusu ürünlerin yapılan inceleme neticesinde sahte olduğunun tespit edildiğini iddia edere, davalı tarafından müvekkili şirketin marka hakkına tecavüzün durdurulmasına, ve giderilmesine, durdurma kararı verilen eşyaların sahteliğinin tespitine, maddi ve manevi haklarının saklı kalması kaydıyla marka hakkına tecavüz teşkil eden eşyaya el konulması ile dava sonunda imhasına ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya yapılan usulüne uygun tebligata rağmen cevap vermediği anlaşılmıştır.
Dosyada bildirilen tüm deliller toplanmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, …tescil nolu “… …” ibareli markanın 34.sınıf emtiasında 17/04/2008 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 14 ve 25.sınıf emtialarında 20/10/2006 tarihinde tescil edildiği, …tescil nolu “…”(…) ibareli markanın 34.sınıf emtialarında 11/06/2014 tarihinde tescil edildiği, … tescil nolu “…” ibareli markanın 34.sınıf emtiasında 19/11/2014 tarihinde tescil edildiği ve … (…) … adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan raporda bilirkişilerin, gümrük idaresinin gümrük işlemlerinin durdurulması ile ilgili sürecin ve uygulamasının gümrük mevzuatına uygun yapıldığı, 4458 sayılı Gümrük Kanununun 57. maddesi 1.fıkrasının (b) bendi uyarınca 3 (üç) iş günü süreyle durdurulmasına karar verildiği, 3 iş gün Durdurma kararının 11/03/2019 tarihinde Marka vekili …’a tebliğ edildiği, Firma vekili Av….’in 13/03/2019/… sayılı başvurusu üzerine 12/03/2019 itibariyle 3 iş gününün 10 iş gününe çıkarıldığı, ihtiyatı tedbir kararının 12/03/2019 tarihi itibariyle 10 iş günü hesap edildiğinde ihtiyatı tedbir kararının getirilmesi için son tarihin 25/03/2019 tarihine tekabül ettiği, ihtiyatı tedbir kararının ise 26/03/2019 tarihinde verildiği, Gümrük Kanunu’nun 57/3.ncü Madde hükmünün son cümlesinde belirtildiği üzere hak sahibinin gümrük idaresinden ihtiyatı tedbir veya dava açılması için ek süre talebi bulunup bulunmadığının dava dosyasından tespit edilemediği, numuneler üzerinde yapılan gözlemler ve incelemeler neticesinde; TPMK’nın mahkemeye gönderdiği 29/03/2019 tarih ve … sayılı yazısı ekindeki …’da mukim … (…) …. firmasına ait tescilli marka “…” ibareli “sigara kağıdı” ürünlerinin sahte olduğu, dava konusu “…” markasının davacı adına 34. sınıfta 2007/04128, …ve … nolu markalar ile tescilli olduğu, davalı adına “…” ibareli marka tescilinin bulunmadığı, davalı kullanımlarının SMK’nın ilgili maddeleri uyarınca tüketiciler açısından ayırt edilemeyecek ve iltibasa neden olacak derecede benzer olduğu, hususlarında görüş ve tespitlerini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış marka hakkına tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi talebine ilişkindir.
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. … g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Markaların baskın unsurlarının değerlendirmesinde ise logo etkisi, baskın hece veya kelime etkisi, yazılış biçimi etkisi, kelime anlamı etkisi gibi unsurların baskınlığına bakılır.
Tescilli bir markanın aynı veya benzeri olan bir işaretin, tescilli markanın kapsamına giren mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırmalarına (iltibasa) yol açacak şekilde kullanılması marka hakkına tecavüz oluşturacaktır. Bu tecavüz türüne, iltibas suretiyle marka hakkına tecavüz denilmektedir. Bu suretle oluştuğu iddia edilen marka hakkına tecavüz değerlendirmesinde, ilk olarak markaların tescilli olduğu mal veya hizmet sınıfları arasında ayniyet veya benzerlik olup olmadığı, sonrasında markalar arasında işaretsel olarak ayniyet/benzerlik bulunup bulunmadığı ve böyle bir ayniyet benzerlik olduğu kanaatine varıldığı takdirde, bunun markalar arasında karıştırılma ihtimaline sebebiyet verip vermeyeceği incelenmelidir.
Somut olaya dönüldüğünde;
… Gümrük Müdürlüğü’nün 01/03/2019 tarih ve … sayılı yazısı ile Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi … tarafından düzenlenen 11/02/2019 tarihli, … sayılı cevaplı raporun 1.maddesinde; “yukarıda belirtilen firma adına işlem gören …/25/01/2019 sayı/tarihli ithalat beyannamesi muhteviyatı … markalı “Sigara kağıdı” cinsi eşya ile ilgili Müdürlüğümüzce yapılan işlemlerin, Gümrük ve Ticaret Başmüfettişi … tarafından düzenlenen 11/02/2019 tarihli, … sayılı cevaplı raporda belirtildiği üzere Türk Patent Enstitüsü’nün web sayfasında yapılan sorgulama neticesinde hak sahibi olduğu tespit edilen …. marka hak sahibi temsilcisi …’ın geçerli bir başvuruda bulunabilmesini teminen 4458 sayılı Gümrük Kanununun 57. maddesi 1.fıkrasının (b) bendi uyarınca 3 (üç) iş günü süreyle durdurulmasına 01/03/2019 tarihinde kararı verilmiştir.” denilmektedir.
… Gümrük Müdürlüğü’nün 19/03/2019 tarih ve … sayılı yazısı ile marka vekili olduğu tespit edilen …’a 11/03/2019 tarihinde tebliğ edilen durdurma kararına marka vekili Av….’e hitaben 13/03/2019/… başvurusuna istinaden 12/03/2019 itibariyle 3 işgünün 10 işgününe çıkarılmasının uygun görüldüğü bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 22/03/2019 tarihli ihtiyati tedbir talepli dava dilekçesi ile … Gümrük Müdürlüğünde işlem gören …/25/01/2019 sayılı/tarihli Serbest Dolaşıma Giriş Beyannamesi muhteviyatı olan 14 KAP-560 kg … markalı eşyaların dava sonunda verilecek kararın kesinleşmesine kadar teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmek suretiyle gümrük müdürlüğü bünyesinde muhafaza edilmesini talep etmiş, bu talep 23/03/2019 tarihli karar ile mahkememizce kabul edilmiştir.
Rapordaki tespitlerde de belirtildiği üzere; davacı adına tescilli markalarda “…” ibaresi esas unsur olarak kullanılmaktadır. “…” ibaresinin kelime anlamı olarak ihtilaf konusu ürünler açısından doğrudan bir tanımlaması yoktur. Dolayısıyla benzer marka seçiminin tesadüfî olmadığı izahtan varestedir.
Görsel olarak yapılan karşılaştırmada; her iki tarafında marka tescillerinin büyük harf karakteriyle yapıldığı, dava konusu ürünler üzerinde “… … …” ibaresinin yer aldığı ve “…” esas unsurunun ön plana çıktığı, her iki markada da “…” kelimesinin yer alması, marka görsellerinin benzer olması veya çağrıştırması nedenleriyle markalar arasında kavramsal yakınlık oluştuğu markalar arasında tüketiciler açısından ilişkilendirme ve benzerlik oluştuğu tespit olunmuştur.
Tüm dosya kapsamı sunulan rapor içeriği bir arada değerlendirildiğinde davalı tarafından … Gümrük Müdürlüğüne sokulan ve ele geçirilip incelenen ürünlerin tamamının taklit-sahte niteliğinde oldukları ortalama sıradan tüketici nezdinde orijinal markalara ait ürünler ile ayırt edilmesinin zor olduğu, aldatma kabiliyetinin yüksek olduğu, taklit ürün niteliğinde olduğu ve karıştırılma ihtimalinin olduğu anlaşılmakla izahı yapılan mevzuat kapsamında markaya tecavüz şartlarının oluştuğu anlaşılmakla markaya tecavüze dayalı taleplerinin kabulü ile tecavüzün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, bu kapsamda … Gümrük Müdürlüğüne işlem gören …/25/01/2019 tarihli serbest dolaşım giriş beyannamesi muhteviyatında yer alan 14 kap 560 kg … markalı taklit ürünün karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına ve ilana karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ ile; davalı tarafından piyasaya sunulan taklit ürünlerin davacıya ait tescilli marka/markalara tecavüz teşkil ettiğinin TESPİTİNE, DURDURULMASINA, ÖNLENMESİNE, ORTADAN KALDIRILMASINA, bu kapsamda … Gümrük Müdürlüğüne işlem gören …/25/01/2019 tarihli serbest dolaşım giriş beyannamesi muhteviyatında yer alan 14 kap 560 kg … markalı taklit ürünün karar kesinleştiğinde masrafları davalıya ait olmak üzere imhasına, infazda 19/01/2021 tarihli bilirkişi raporunun dikkate alınmasına, hükmün eki sayılmasına,
2-Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin tirajı en yüksek 3 gazeteden birinden bir defaya mahsus masrafları davalıya ait olmak üzere ilanına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 14,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan: 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 192,75 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.192,75 TL ve 88,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.281,55 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
7-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/03/2021

Katip …

Hakim …
¸