Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/6 E. 2019/413 K. 08.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’NİN

ESAS NO : 2019/6
KARAR NO : 2019/413

DAVA : FSEK – Eser Sahipliğinin Tespiti
DAVA TARİHİ : 04/01/2019
KARAR TARİHİ : 08/10/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Eser Sahipliğinin Tespiti davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin ünlü bir müzisyen ve pek çok esere imza atmış müzisyen bir sanatçı olduğunu, yıllardır pek çok dizi, sinema filmi, reklam filmi vb gibi eserlerin müziklerini de yaptığını ve yapmakta olduğunu, 2009 yılında “…” logolu televizyon kanalında yayınlanmış olan “…” isimli dizide de özgün müzik bestecisi olarak çalıştığını, müvekkilinin anılan dizinin özgün müzikleri içinde kullanılan “…” adlı eserin de bestecisi olduğunu, söz konusu eserin, sözü ve müziği anonim olan söz unsurunda 18 – 19. yüzyılda yaşamış olan …’nin ve …’nin adına (mahlasına) rastlanılan, deyiş tarzında bir Türk Halk Müziği eseri olduğunu, … Repertuarında 269 repertuar numarası ile kayıtlı olan eserin yöresinin …as ili … ilçesi olduğu ve kaynak kişisinin …, derleyen ve notaya alanın … olarak belirtildiğini, halk aşıklarının ustalarından, kendilerinden önceki nesilden öğrendikleri söz ve müzik unsurlarını kendilerine mal ederek ve kendi mahlaslarını kullanarak okumalarının sıkça rastlanılan bir durum olduğunu, dava konusu eserin de usta malı, anonim bir eser olduğunu, müvekkilinin söz konusu anonim eserin söz unsurunu yeniden ve özgün şekilde bestelediğini, eserin 2009 yılında …’de yayınlanan “…” adlı dizide kullanıldığını, yine eserin … (…)’da da müvekkili adına kayıtlı olduğunu, ancak anılan aynı adlı anonim eser ile müvekkilinin bestecisi olduğu eser arasında karışıklık yaşandığı için eserden kaynaklı mali ve manevi hakların kullanımında sorun yaşandığını iddia ederek, 2009 yılında …’de yayınlanan … adlı televizyon dizisinde kullanılan “…” adlı eserin bestesinin müvekkiline ait olduğuna, bu beste ile birleştirilmiş bulunan sözlerin ve bu sözlere eşlik eden geleneksel bestenin anonim olduğu hususlarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asli Müdahil vekili dilekçesinde özetle, söz ve müziğin anonim olduğu iddiası ile eser tespiti davası açılamayacağını, …’da eserlerin beyan üzerine kayıt edildiğini, dava konusu eserin söz ve beste sahibi olarak ilk kaydın …’da … sayı … yılında … adına yapıldığını, ancak eserin ilk dizesinin yazılması zorunlu iken “…” olarak kayıt edilmiş olduğundan, eseri kullananlar tarafından … üzerinden gerçek sahibine ulaşılamadığını, ödemelerin hak sahibi olmayanlara yapıldığını, bu durumun da iyi niyetli diğer sanatçı ve yapımcıların mağduriyetine neden olduğunu ve mükerrer ödemeler yapılmasına sebebiyet verdiğini, … kaydının düzeltilmesi talebinde bulunulmasına rağmen kaydın düzeltilmediğini, … kaydından sonra eseri kullanan her sanatçı ve editörün kendi adına tescil ettiridiğini, davacı ve …’in de bunlardan biri olduğunu, dava konusu “…” adlı eserin 1902-1981 yılları arasında yaşamış olan halk ozanı …’a ait olduğunu, davacının eseri izinsiz kullanımının 2008 yılında olduğunu, eserin mali haklarının devralındığına ilişkin bir belgenin davacı yanca dosyaya sunulmadığını, … FSHHM’nin 2018/180 esas sayılı dosyasında …’ın ihbar edilen konumunda olduğunu, davanın … adlı eserle ilgili açtıkları tazminat davası olduğunu, davanın kendi lehlerine sonuçlandığını ve Yargıtay aşamasından geçerek onandığını, davacının … etiketi ile çıkan albümde ve “…” adlı dizide eserin formunu değiştirerek izinsiz kullandığını, davacıya ve editörü/yapımcısı …’e bu eserin kullanılması için izin verilmediğini, davanın hasımsız açılamayacağını, … firmasının eser sahibini bilmesine rağmen 1998 yılında yayınladığı … yorumu ile çıkan … adlı albümde eser sahibi … yazılmak suretiyle gerçek eser sahibi ile bağını kopardığını, …’ın aynı adlı eserle çıkan albümü … firması etiketi ile 2001 yılında yayınlandığını, görülmekte olan davada eserle ilgili yeni ortaya çıktığı iddia edilen delilin fiziki dayanakları olmayan, kanaate dayanan ve esasen … FSHHM dosyasında tartışılan iddiaların tekrarından ibaret bir kitap olduğunu, tespit davasının kendi davalarını geciktirmek ve hasımsız açarak kendi davacı lehine delil yaratma amacında açıldığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiği beyanında bulunmuştur.
Dosyada bildirilen tüm deliller toplanmış, Mesam’dan dava konusu esere ilişkin kayıtlar ile Kültür Bakanlığı Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğünden eser işletme belgesi kayıtları ve …’den de repertuar kayıtları istenilerek dosya arasına alınmıştır.
Kültür Bakanlığı Sinema ve Telif Hakları Genel Müdürlüğünden gelen cevabi yazıda, yaptıkları sorgulamaların albüm adı, yapımcı firma adı, kayıt tescil tarihi ve sayılı, icracı sanatçı bilgileri ile yapıldığı, bu bilgiler dışında sadece şarkı adı ile yapılan sorgulamalar sonucunda kesin sonuçları ulaşılamaması durumunun söz konusu olduğu, dava konusu esere ilişkin yapılan sorgulama neticesinde eserin adının geçtiği bütün albümlere ait kayıt tescil belgelerinin gönderildiği, gönderilen kayıtlarının incelenmesinde, …’ye ait “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, bestecisinin … olduğu, …’na ait “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, bestecisinin ve söz yazarının … olduğu, …’a ait “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, bestecisinin anonim ve söz yazarının sözsüz olarak kayıtlı olduğu, …, … ve …’ın solo ve beraber solo olarak söyledikleri “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, bestecisinin …, söz yazarının … olarak kayıtlı olduğu, …’in solo seslendirdiği “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, bestecisi ve söz yazarının … olarak kayıtlı olduğu, …’in solo olarak seslendirdiği “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, besteci ve söz yazarının da … olduğu, …’ya ait “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, besteci ve söz yazarının … olarak kayıtlı olduğu, …’a ait “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, besteci ve söz yazarının … olarak kayıtlı olduğu, …’a ait “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, bestecisinin …, söz yazarının … olarak kayıtlı olduğu, …’ya ait “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, bestecisinin …, söz yazarının … olarak kayıtlı olduğu, …’a ait “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, besteci ve söz yazarının … olarak kayıtlı olduğu, … – …’na ait “…” adlı albümde kullanılan eserin adının “…”, besteci ve söz yazarının anonim olarak kayıtlı olduğu, “…” adlı dizinin “Dizi Müzikleri” albümünde kullanılan eserin adının “…”, bestecisinin …, söz yazarının … (Anonim), aranjörünün … olarak kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
…’ndan gelen cevabi yazıda, … adlı eserin repertuar numarasının 269, inceleme tarihinin 08/06/1973, yöresinin …, kaynak kişisinin …, derleyenin …, notalayanın … olduğu, … Repertuar Fişi’nde, eserin adı veya ilk satırının …, yöserinin …, kimden alındığına ilişkin kaydın …, derleyen ve notalayanın … olduğu anlaşılmıştır.
Dava hasımsız olarak 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış eser sahipliği tespiti talebine ilişkindir.
FSEK kapsamındaki uyuşmazlıklarda, dava konusu ürünün eser olup olmadığı ve “eser sahipliği” ya da hak sahipliği sıfatının da re’sen gözetilmesi gerekir. FSEK m.11 hükmüne göre; “Yayımlanmış eser nüshalarında veya bir güzel sanat eserinin aslında, o eserin sahibi olarak adını veya bunun yerine tanınmış müstear adını kullanan kimse, aksi sabit oluncaya kadar o eserin sahibi sayılır. Umumi yerlerde veya radyo-televizyon aracılığı ile verilen konferans ve temsillerde, mutat şekilde eser sahibi olarak tanıtılan kimse o eserin sahibi sayılır; meğer ki, birinci fıkradaki karine yoluyla diğer bir kimse eser sahibi sayılsın”.
6100 sayılı HMK Madde 114 dava şartlarına ilişkindir. ” Tarafların, taraf ve dava ehliyetine sahip olmaları; kanuni temsilin söz konusu olduğu hâllerde, temsilcinin gerekli niteliğe sahip bulunması” dava şartı olarak öngörülmüş olup, Madde 115 “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar da dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler. Mahkeme, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder. ” hükümlerine amirdir.
Husumet dava şartı olup, kamu düzenine ilişkin bulunduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece resen gözetilmesi gereken bir husustur.
Tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; her ne kadar davacı 2009 yılında “…” logolu televizyon kanalında yayınlanan “…” isimli dizide özgün müzik bestecisi olarak çalıştığını, özgün müzikleri içinde kullanılan “…” adlı eserin de bestecisi olduğunu, söz konusu eserin, sözü ve müziği anonim olan söz unsurunda 18 – 19. yüzyılda yaşamış olan …’nin ve …’nin adına (mahlasına) rastlanılan, deyiş tarzında bir Türk Halk Müziği eseri olduğunu, … 269 repertuar numarası ile kayıtlı olan eserin yöresinin … ili … ilçesi ve kaynak kişisinin … , derleyen ve notaya alanın … olarak belirtildiğini, halk aşıklarının ustalarından, kendilerinden önceki nesilden öğrendikleri söz ve müzik unsurlarını kendilerine mal ederek ve kendi mahlaslarını kullanarak okumalarının sıkça rastlanılan bir durum olduğunu, dava konusu eserin de usta malı, anonim bir eser olduğunu iddia etmiş ve eserin … (…)’da da kendi adına kayıtlı olduğunu, ancak anılan aynı adlı anonim eser ile müvekkilinin bestecisi olduğu eser arasında karışıklık yaşandığı için eserden kaynaklı mali ve manevi hakların kullanımında sorun yaşandığını belirtmiş ve 2009 yılında …’de yayınlanan … adlı televizyon dizisinde kullanılan “…” adlı eserin bestesinin müvekkiline ait olduğuna, bu beste ile birleştirilmiş bulunan sözlerin ve bu sözlere eşlik eden geleneksel bestenin anonim olduğu hususlarının tespitini talep ve dava etmiş ise de esasen bu davanın hasımsız olarak açılamayacağı, husumetin öncelikle bahse konu eserde hak sahibi olarak gözüken ya da hak sahipliği iddia edenlere yöneltilmesi gerektiği (kaldı ki … FSHHM’de asli müdahil tarafından açılan davadan da ihbar olunan olarak haberdar olduğu) yine anonim eser olduğunun ya da hak sahipliğinin tespiti yönünden Mesam kayıtlarında sorun yaşandığı belirtildiği dikkate alındığında ilgili kayıtlardaki eksikliğin giderilmesi ya da düzeltilmesi yönünden ilgili meslek birliğinin hasım sıfatının bulunduğunun kabulünün gerektiği, şu hale hasımsız olarak açılan bu davanın dinlenilme ihtimali olmadığı gibi dahili davalı kurumunun usul hukukumuzda yer almadığı dikkate alındığında sonradan husumete yönelik eksikliğin giderilemeyeceği anlaşılmakla izahı yapılan mevzuat kapsamında davacının usulünce açılmayan davasının ve usulünce açılmış bir dava bulunmaması sebebiyle asli müdahale davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın USULDEN REDDİNE;
2-Usulünce açılmış bir dava bulunmadığından asli müdahil davasının REDDİNE,
3-Asıl ve asli müdahale davası yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcı peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Davacı ve asli müdahil tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair davacı vekilinin ve asli müdahil vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/10/2019

Katip
¸

Hakim
¸