Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/56 E. 2019/279 K. 25.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/56
KARAR NO : 2019/279

DAVA : Marka Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ : 04/09/2015
KARAR TARİHİ : 25/06/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan marka hükümsüzlüğü davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilin 1976’da kurduğu çanta üretim atölyesinde “…” işletme adı altında faaliyet göstermeye başladığını, kızlarının katılımı ile “…” markası ile faaliyetlerini sürdürmeye devam ettiğini, “…” markasını taşıyan el yapımı çanta ve aksesuarların kısa sürede trend haline gelmiş olduğunu, … gibi dünyaca ünlü mağazalarda tüketicilerin beğenisine sunulduğunu ve …, …, …, … gibi dergilerde haberlere konu olmuş olduğunu, müvekkil markasının tanınmış bir marka olduğunu, … başvuru no.lu “…” markasının 18 ve 35. sınıflarda tescili amacıyla TPMK’ya başvurduğunu, davalının … tescil nolu … markası ve … tescil nolu “…” markasının 18. sınıftaki tescili nedeniyle müvekkilin marka başvurusunun 18. sınıfın 2. alt sınıfındaki emtialar yönünden reddedildiğini, davalı markaları tescilli olduğu hiçbir sınıfta kullanılmadığı gibi, müvekkilinin faaliyetlerini sürdürdüğü çanta üretim işlerinde de herhangi bir şekilde kullanılmadığını, 5 yılı aşkın bir süredir kullanılmayan davalı markalarının 18. sınıfın içeriğinde yer alan “dosya, klasör” emtiaları hariç olmak üzere” tescil edildiği tüm sınıflarda MarKHK m. 14 uyarınca iptalini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, MarKHK m. 14 uyarınca markanın iptali ile 42. maddedeki hükümsüzlük davasının kastedildiğini, MarKHK m.42/c bendi Anayasa Mahkemesi kararıyla iptal edilmiş olduğundan davanın hukuki dayanağı olmadığını, müvekkilin … esas unsurlu markalarının tanınmış marka olduğunu, davacı marka başvurusunun TPMK/YİDK tarafından reddi üzerine TPMK kararına karşı dava açması gerekirken bu davayı açmaması nedeniyle TPE kararının kesinleşmiş olduğunu, kesinleşen karar davacıyı bağladığından huzurdaki davanın açılamayacağını, müvekkili markasının kullanıldığını, bu konuda gerektiğinde defter ve belgelerin incelenebileceğini, müvekkili markasının bazı emtialarda iptaline karar verilse dahi, davacı iptal edilen emtialarda … markasını kullandığında, bu markanın kendileri tarafından tanınmış marka haline getirildiği itirazı ile karşılaşacağın, haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup, mahkememiz kararı taraf vekillerince temyiz edilmiş ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 18/09/2018 tarihli ve 2016/14285 esas, 2018/5396 sayılı kararı ile “Dava, kullanmama nedenine dayalı markalarının iptali istemine ilişkin olup, mahkemece, yazılı şekilde davanın kabulü ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi gereğince markaların kullanmama nedeniyle kısmen iptaline karar verilmiştir. Ancak, karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesinin anılan iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.
” gerekçesiyle bozularak mahkememize iade edilen dosyada yeniden yargılama yapılarak bitirilmiştir.
Dava, 556 sayılı KHK’nin 14.maddesi uyarınca markanın kullanılmaması nedeniyle iptali talepli davadır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle kök ve ek rapor alınmıştır.
Davalı adına tescil edilmiş olan … ve … tescil no.lu “…” markasının 18. sınıfın içeriğinde yer alan “dosya, klasör” emtiaları hariç olmak üzere kullanılmadığı tüm sınıflar yönünden MarKHK m. 14 uyarınca iptali ve sicilden terkinine karar verilmesi talep edilmiştir. Davalı adına tescil edilmiş olan ve kullanılmadığı gerekçesiyle iptali talep edilen markalara ait bilgiler TPE’nin 27/11/2015 tarihli yazısı ekinde gönderilmiştir.
Buna göre; … tescil no.lu ve görseli “…” olan markası 02, 06, 07, 08, 09, 16, 18, 21. sınıfta “Grafik boyası, tekstil boyası, sanatsal resim boyası, serigrafi boyası, matbaa boyası, dosya, klasör, poşet, masa üstü zımba makinesi, delgeç makinası, evrak seti, kalemlik, kağıtlık, teknik bıçaklar, kalem, dolma kalem, tükenmez kalem, keçeli kalem, kurşun kalem, beyaz yazı tahtası kalemleri, not defteri, bloknot, ajanda, fotokopi kağıdı, karbon kağıdı, cilt bezleri, defter, mürekkepler, çöp kovası, kalem kutusu, maket bıçağı, maket bıçağı yedekleri, okul çantası, makas, PVC dosya, Pr dosyalar, beslenme çantası, ataş, toplu iğne, yazı kağıdı, karton, silgi, numaratör, teksir kağıdı, mumlu kağıt, fotoğraf ve boya makinesi, zamk, teksir makinesi, fotoğraf makinası, fihrist, tarih kaşesi” için davalı adına tescil edilmiştir. Marka tescil başvurusu 20/05/1991 tarihinde yapılmış olup, tescil kararı 06/08/1991 tarihinde verilmiştir.
… tescil no.lu ve görseli “…” olan markası 02, 06, 07, 08, 09, 16, 18, 21. sınıfta “Grafik boyası, tekstil boyası, sanatsal resim boyası, serigrafi boyası, matbaa boyası, dosya, klasör, poşet, masa üstü zımba makinesi, delgeç makinası, evrak seti, kalemlik, kağıtlık, teknik bıçaklar, kalem, dolma kalem, tükenmez kalem, keçeli kalem, kurşun kalem, yazı tahtası kalemi, not defteri, bloknot, ajanda, fotokopi kağıdı, karbon kağıdı, cilt bezleri, defter, mürekkepler, çöp kovası, kalem kutusu, maket bıçağı, maket bıçağı yedekleri, okul çantası, makas, PVC dosya, Pr dosya, beslenme çantası, ataş, toplu iğne, yazı kağıdı, karton, silgi, numaratör, teksir kağıdı, fotoğraf ve boya makinesi, zamk, teksir makinesi, fotokopi makinası, bilgi işlem makinası, hesap ve yazı makinaları tarih kaşesi, fihrist, sanatsal resim fırçası hobi vitray cam boyası, kumaş boyası, kabaran kumaş boyası, ipek boyası, butik boyası, seloteyp, yapışkan bant, yapışkan kağıt, tutkal, bilgisayar kağıdı ve şeridi, daktilo şeridi, cetvel, gönye, iletki, şerit, metre, mezro, t cetveli” için davalı adına tescil edilmiştir. Marka tescil başvurusu 21/04/1992 tarihinde yapılmış olup, tescil kararı 12/08/1992 tarihinde verilmiştir.
Dava açıldıktan sonra Anayasa Mahkemesinin 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı 14/12/2016 tarihli 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin Anayasanın 91. maddesinin birinci fıkrasına aykırı olması sebebiyle iptaline dair kararın 06/01/2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlandığı görülmektedir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararları 153. maddesinin 6. bendinde belirtildiği üzere, geriye yürümez ise de; Hukuk Genel Kurulunun 31/03/2004 tarihli ve 156/194 sayılı kararında benimsenen görüşe göre de, iptal kararının kesinleşen işlem ve kararlara etkili olmayacağı, görülmekte olan davalarda ise, geriye yürümeme kuralının uygulanmayacağı, dolayısıyla Anayasa Mahkemesinin iptal kararının derdest dosyalar ve kesinleşmemiş karar dosyalarında uygulanacağı sonucuna varıldığından, somut olayımızda dava dosyasının henüz derdest olması sebebiyle 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptalinden dolayı davanın yasal dayanağı kalmamış bulunmaktadır.
Ülkemizin taraf olduğu TRİPS’in (Ticaretle Bağlantılı Fikri Mülkiyet Anlaşması) hükümleri üye ülkeler tarafından uygulanacağı birinci maddede açıkça belirtilmiştir. Sözleşmede hüküm altına alınan maddeler üye ülkelerde belirtilen uyuşmazlıklarda oluşan yasal boşluklarda uygulanabilecek ve boşluğu doldurabilecek nitelikte ve Anayasanın 90. maddesi çerçevesinde Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelerde hükümler Mahkememizce de uyuşmazlıklara uygulanabilir ise de, Paris Sözleşmesinde belirtilen kullanmamaya ilişkin iptal sebebinin yasal boşluğu doldurur nitelikte olmadığı gibi, TRİPS’in markayı kullanma koşulu başlıklı 19. maddesinin 1. bendinde “Tescilin idame ettirilmesi için markanın kullanılması gerekli ise, tescil sahibi tarafından markanın kullanılmasını önleyen engellerin varlığına dayalı olarak geçerli nedenler ileri sürülmedikçe, tescil ancak markanın kullanılmadığı kesintisiz en az üç yıllık bir süre geçtikten sonra iptal edilebilir. Marka ile korunan mal veya hizmetlere uygulanan ithalat kısıtlamaları veya hükümetçe uygulanan başka koşullar gibi markanın kullanılmasına engel oluşturan ve marka sahibinin iradesinden bağımsız olarak doğan koşullar, markanın kullanılmaması için geçerli nedenler olarak kabul edilecektir” şeklinde markanın iptali için yapılacak değerlendirmenin ve incelemenin sınırları ve şekli belirtilmiş, sürenin asgarisi ifade edilmiş olup, bu halde de belirtilen madde mahkemelerce doğrudan uygulanması gereken hüküm niteliğinde olmayıp, iptalle ilgili oluşturulacak ulusal yasalarda yapılması gereken uygulamaya ilişkin belirlemeyi yapar, sonuç olarak da tavsiye niteliğinde olduğundan, TRİP 19. maddenin de uygulanma koşulları mevcut değildir.
6100 sayılı HMK’nın “Esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri” başlıklı 331. Maddesi -” Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder. ..” hükmüne içermektedir.
Tüm bu hususlar nazara alındığında, her ne kadar dava açıldığı tarihte 556 sayılı KHK’nın 14. kapsamında değerlendirmeye girilmiş ise de, dosya temyiz aşamasında iken 06/01/2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren KHK’nın 14. maddesinin Anayasa Mahkemesinin iptali sebebiyle davanın yasal dayanağı kalmamış olmakla, davanın niteliği itibariyle de yasal boşluğun Medeni Kanunun 1. maddesi kapsamında doldurulamaması sebebiyle, karar tarihinde yasal dayanağı bulunmayan davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekmiş, mahkememizce verilen önceki tarihli hüküm (kısmen kabul yönünde), davanın niteliği, tarafların haklılık durumları dikkate alınarak yargılama giderleri ve vekalet ücreti davalı üzerinde bırakılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın 556 sayılı KHK’nın 14.maddesinin Anayasa Mahkemesinin 2016/148 esas sayılı kararı ile iptaline karar verildiği anlaşılmakla DAVA KONUSUZ KALDIĞINDAN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 44,40 TL karar harcından peşin yatırılan 27,70 TL’nin mahsubu ile kalan 16,70 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tarafların haklılık durumları dikkate alınarak davacı vekili yararına 3.931,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 1.750,00 bilirkişi ücreti, 292,25 posta gideri olmak üzere toplam 2.042,25 TL ve 55,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 2.097,65 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere karar verildi. 25/06/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır