Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/5 E. 2019/10 K. 14.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/5
KARAR NO : 2019/10

DAVA : FSEK-Alacak
DAVA TARİHİ : 03/01/2019
KARAR TARİHİ : 14/01/2019

Mahkememizde görülmekte bulunan FSEK-Alacak davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, merhum Prof. Dr. …’in “…” adlı Almanca orijinal eserin Türkçeye çevirisinin davacı tarafından yapıldığını, eserin Almancadan Türkçeye çevirisinin … (…) ile yapılan sözleşme kapsamında yapıldığını, sözleşme ile …’nın yalnız kendisinni basım ve çoğaltım yayım dağıtımı hususunda müvekkilinin muvakatinin söz konusu olduğunu, müvekkilinin “Çeviri Eser Sahibi” olarak sahip olduğu mali hakların, mutlak haklar nev’inde olduğunu, bir devir sözleşmesine sahip olmayan hiç kimsenin çeviri telifin mali haklarını bir başkasına devredemeyeceğini, …’nın da bu hakları devredemeyeceğini, davalı şirketin de bu eseri adına yayına hazırladığını ve 11.000 adet basımını yaparak kendi yayınları içerisinde yayınladığını, eserin … adına basılmadığını … A.Ş. Yayını olarak basıldığını ve piyasaya sunulduğunu, davalı …’nin iştirak şirketi olan … A.Ş.’nin bu basım için … ile sözleşme yaptığını bu çerçevede basım yapıldığını bildirdiklerini, ancak çeviri eser sahibi olan müvekkili ile ayrıca telif sözleşmesi yaparak telif bedelini ödeyerek muvafakatini alması gerekirken bunu yapmadığını, müvekkilinin davalı şirkete dilekçe ile müracaat ederek bu hususları da anlatarak kendisine telif bedelinin ödenmesi talebinde bulunduğunu, ancak davalı tarafça şartlı kabul edildiğini, müvekkilinin de bu durumu kabul etmediğini belirterek, davalı şirketin müvekkilinin çevirisini yaptığı eseri ondan izinsiz 11.000 adet basması nedeniyle müvekkilinin teliften doğan mali haklarını ihlal etmesinden dolayı FSEK 68.madde kapsamında müvekkilinin hakkettiği telif bedelinin üç kat fazlası olan 1.056.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek olan yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava, 5846 sayılı FSEK hükümleri uyarınca açılmış telif hakkından kaynaklanan mali hakların ihlali nedeniyle tazminat talepli davadır.
18/12/2018 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan 7155 sayılı Kanun “MADDE 20-13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 5 inci maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.
“3.Dava şartı olarak arabuluculuk
MADDE 5/A- (1)Bu Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.
(2)Arabulucu, yapılan başvuruyu görevlendirildiği tarihten itibaren altı hafta içinde sonuçlandırır. Bu süre zorunlu hâllerde arabulucu tarafından en fazla iki hafta uzatılabilir.”
MADDE 21- 6102 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 12- (1)Bu Kanunun dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümleri, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla ilk derece mahkemeleri ve bölge adliye mahkemeleri ile Yargıtayda görülmekte olan davalar hakkında uygulanmaz.”
MADDE 26- (1)Bu Kanunun; a) 10, 20 ve 21 inci maddeleri 1/1/2019 tarihinde…yürürlüğe girer” şeklinde düzenlenmiştir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesine göre “(1)Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;…. d)Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,… öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava (Ek ibare: 26/06/2012-6335 S.K./1.md.) ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır.” hükümlerine amirdir.
Tüm dosya kapsamı yukarıda izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde 7155 sayılı Kanun’un 20. maddesi ile eklenen 6102 sayılı Kanun’un 5/A maddesi uyarınca “bu Kanunun (TTK) 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı” olarak düzenlendiği, söz konusu düzenlemenin dava şartı olması nedeniyle uygulamasının zorunlu olduğu, aynı yasanın 23. maddesi ile 6325 sayılı kanuna eklenen 18/A maddesi uyarınca dava şartı olan arabuluculukta davacının arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın aslını ya da arabulucu tarafından onaylanmış örneğini dava dilekçesine eklemek zorunda olup, bu zorunluluğa uyulmaması halinde mahkemece davacıya son tutanağın bir haftalık kesin süre içerisinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddine karar verileceği ihtarını içeren davetiye gönderileceğinin düzenlendiği, söz konusu kanunun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe girdiği, davanın ise 03/01/2019 tarihinde açıldığı, ve arabulucuya başvurulmadan dava açıldığı, (bu hususun hem dava dilekçesinden hem de yasa gereği geçmesi gereken 6 haftalık süre henüz dolmadan açılmış olmasından anlaşıldığı) aynı yasanın 18/A-2 fıkrası son cümlesi uyarınca, arabulucuya başvurulmadan dava açılmadığının anlaşılması halinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verileceğinin düzenlendiği görülmekle, davacı tarafından açılan davanın zorunlu arabuluculuk kapsamında kaldığı anlaşılmakla davanın tensiben usulden reddine karar verilmesi gerektiği anlaşılmıştır.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davacının davasının “davadan önce zorunlu arabulucuğa gidilmemiş olması nedeniyle” dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 18.033,84 TL’den 44,40 TL karar harcının düşülmesine, kalanı 17.989,44 TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, davacı tarafından yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde iadesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren esas kararla birlikte 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere tensiben karar verildi. 14/01/2019 14/01/2019

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır