Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/412 E. 2021/79 K. 18.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/412
KARAR NO : 2021/79

DAVA : Endüstriyel Tasarım Tecavüzünün Tespiti, Önlenmesi, Durdurulması, Maddi ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 30/12/2019
KARAR TARİHİ : 18/02/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan endüstriyel tasarım tecavüzünün tespiti, önlenmesi, durdurulması, maddi ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; tasarımları müvekkili tarafından yapılan ve Türkiye de ilk kez kamuya sunulan kadın tunik (elbise) tasarımlarının, davalı … Ltd. Şti tarafından “…” markasıyla haksız olarak üretilerek satışı yapılmak suretiyle müvekkili tasarımlarının ihlal edildiğini, tasarım hakkına tecavüzün davalı şirketin ticari faaliyeti çerçevesinde yapıldığını, diğer davalı gerçek kişi olan …’in davalı şirketin müdürü olarak haksız fiili bizzat gerçekleştiren kişi olduğunu, diğer davalı olan … (…)’un ise davalı … tarafından “…” markasıyla üretim ve satışı yapılan taklit ürünlerin kendisine ait iş yerinde satışını gerçekleştirdiğini ve müvekkili tasarımlarını ihlal ettiğini, davaya konu bayan tunik tasarımının ilk kez müvekkiline ait sarıhan_new_line kullanıcı adlı instagram satış sayfasında 23/08/2019 tarihinde, 11/08/2019 tarihinde ve 12/09/2019 tarihinde kamuya satışa sunulduğunu, müvekkili tasarımlarının tescil edilmediğini ancak tescilsiz tasarımların gerek 6769 sayılı SMK, gerek 5846 sayılı FSEK hükümlerine göre korunmakta olduğunu, davaya konu taklit ürün üzerinde fotoğrafı çekilen yaka etiketi, ürün açıklama etiketinin incelenmesinde, üzerlerinde davalı … Şti’ne ait “Sivane” ibareli markanın bulunduğunu, müvekkiline ait orijinal ürün örneği ile davalıdan satın alınarak temin edilen taklit ürün örneğinin … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasına sunularak delil tespiti talebinde bulunduklarını ve davalılara ait adreste bilirkişi vasıtasıyla inceleme yapıldığını, alınan bilirkişi raporu ile tasarım hakkına tecavüzün varlığının tespit edildiğini iddia ederek, davalıların tasarım hakkına tecavüzün tespitini, durdurulmasını, önlenmesini, bilirsiz alacak hükümlerine göre alacak miktarının tam ve kesin olarak belirlenmesi halinde taleplerini arttırmak üzere şimdilik 1.000 TL maddi (6769 sayılı SMK 151/2-a), 20.000 TL manevi tazminatın delil tespitinin yapıldığı 14/10/2019 tarihinden itibaren işleyecek değişken oranlardaki ticari faiziyle birlikte davalılardan tahsiline ve hükmün ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; dava konusu ürünün sıradan bir abiye elbise modeli olduğunu, iddia ve taleplerin haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, … tarafına husumet yöneltilmesinin kötü niyetli olduğunu, …D.iş nolu dosyada tespit talebinin diğer iki davalı tarafa yapıldığını, müdürlerin tüzel kişinin kanuni temsilcisi olduğunu sorumluluğun tüzel kişilik olan şirkette olduğunu, diğer davalı müvekkili …’un müvekkili şirketin müşterisi olduğunu ve işyerinde tespit edilen iki ürünün emaneten işyerine bırakılmış olduğunu, davacıyla ilgisinin olmadığı için husumetin reddini talep ettiklerini, dosyaya delil olarak sunulan satış fişinde giyim olarak nitelenen delile dava konusu ürüne ait olmadığı gerekçesiyle kanıt niteliği olmaması nedeniyle itiraz ettiklerini, değişik iş dosyasındaki ihtiyati tedbir kararının reddedildiğini ve kararın istinaf edilmediğini bu nedenlerle davacı lehine delil tespitini olmadığını, bilirkişi raporunda incelemenin yüzeysel kaldığını, haksız rekabet ve tasarım hakkına tecavüz ile tazminat taleplerinin haksız olduğunu ve itiraz ettiklerini, elbisenin müvekkilinin tasarımcısı … tarafından tasarlanarak 04/07/2019 tarihinde instagram sayfasında yayınladığını ve müvekkili için kemer detayını yeniden uyarladığını, davacı tarafından bu elbisenin taklit edildiğini, yayın tarihinde davacı yanın önce yayını yaptığı kabul edilecek olsaydı dahi şayet “aynıya yakın benzer olduğu” kabul edilecek olursa tasarımın bağımsız olarak yapılan tasarım olduğunun kabulünün gerekeceğini, ürünün sıradan bir model olduğunu, davacı ürününün tamamen yeni ve özgün olmadığını, kol büzgü kemerinde bazı değişiklikler yapılarak sürekli üretilen bir ürünün yeni kabul edilemeyeceğini, benzerlerine sıkça rastlanmasının normal sayılabileceği üründe taklit iddiasının yerinde olmadığını, davacı tasarımının esasen harcı alem bir tasarım olduğunu, bilirkişi raporunda elbisenin tasarım ve teknik bakımdan eksik incelendiğini, elbisenin arka yüzünden, yaka ve kol manşet detaylarından bahsedilmediğini, elbisedeki en belirgin görünümün bel kesiği üzerindeki kemer olduğunu ancak bunun değerlendirmeye alınmadığını, bütünsel olarak davacı tasarımının … tasarımına daha çok benzediğini, taklit olduğunu ve tescilsiz koruma kapsamında kabul edilemeyeceğini, adet olarak ise müvekkili firma tarafından elbisenin 15 adet üretildiğini, ürünlerin sadece işyerinde bulunduğunu haksız rekabete uğramadığını, tazminat talebinin davacıyı sebepsiz zenginleştirici nitelikte olduğunu, her türlü yasal başvuru hakkı saklı kalmak koşuluyla davanın reddine karar verilmesini, talep ve beyan etmiştir.
Dosyada taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları ile değişik iş dosyası getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, …tescil nolu “…” ibareli markanın 25.sınıf emtiasında 04/06/2015 tarihinde tescil edildiği ve …Tic. Ltd. Şti adına kayıtlı olduğu, davaya konu tasarım yönünden herhengi bir tasarım tescilinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
… 1. FSHHM’nin… diş dosyasında sunulan 22/10/2019 tarihli raporda bilirkişi ; Aleyhine tespit istenen tarafa ait olduğu belirtilen “…” marka etiketli ürünlerin, talep edene ait olduğu belirtilen abiye elbise modeli ile aynıya yakın benzer olduğu, ayrıntıdaki (pens kol bolluğu vs ) ayırt edici özellik olarak değerlendirilemeyeceği tespite gidilen 2 adreste toplam 12 adet ürüne rastlandığı tespitlerinde bulunmuştur.
Mahkememizce alınan raporda bilirkişilerin, bilişim incelemesinde; davacı yanca sunulup “…” adlı hesaba atfedilen dijital delillerden 11/08/2019 tarihini taşıyan müstesna olmak üzere varlıklarının tespit olunduğu, davalı yanca sunulmuş ve üçüncü taraflara ait olduğu anlaşılan bilgileri erişilebildiği, tam yayın tarihi ve sosyal ağ sağlayıcı hesap bilgileri sağlanmayarak dosyaya sunulduğu görülen dijital delillere, muhtemel olasılıklar çerçevesinde yapılan araştırmalara rağmen erişilemediği ve bu nedenle teknik yönden tespit edilemediği, bulgular ışığında olasılıklar irdelenmiş olduğu, tasarımların benzerliği yönünden yapılan incelemede; davalı mağaza adreslerinde tespit edilen ürünlerin, davacı ürünleri ile benzer olduğu kanaati daha önceki bilirkişi raporu ile tespit edilmiş olup, davalı taraflarca tespiti yapılan elbiseye benzer olduğu iddiası ile dosyaya sunulan diğer dava dışı üretilmiş elbiselerin, davacı ürünü ile benzer olup olmadığı hususunda yapılan incelemede; davacı elbisesinin düz bilinen bir model üzerine uygulanan kemer detayı ile öne çıkan bir elbise olduğu, bu detayın benzeri şekillerde … instagram hesabında yayınlanan elbisede ve delil olarak sunulan 27 Nisan 2018 tarihli pembe renkli elbisenin aynı teknikle ve benzeri şekilde kullanıldığının tespit edildiği, davacı, tasarımlarının tescilsiz tasarımların korunması talebi ile en eski tarihli instagram sayfasındaki ürün fotoğraflarının delil olarak dosyaya sunulduğu, davalılarca dosyaya sunulan ve davacı tasarımı ile benzer bulunan elbiselerin, kayıtlı instagram … görüntülerinin daha eski tarihli olduğu, tasarımların davacı taraftan önce piyasada üretilmiş, bilinen, genel anlamda sade düz tasarım üzerinde kemer detayı ile öne çıkan bir model olduğu, tescilsiz koruma- tecavüz ve haksız rekabet yönünden yapılan incelemede; teknik bilirkişi ve tasarım uzmanı bilirkişinin tespitleri dikkate alındığında, davacıya ait tasarımın, kamuya sunulduğu tarih öncesinde, kamuya sunularak harcıalem olduğu ve kamuya sunulan ürünün de davacı tasarımı ile benzer olduğu ve aynı zamanda davacıya ait tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olmadığı görülmekle, SMK kapsamında davacı tasarımının tescilsiz koruma şartlarını taşımadığı ve bununla bağlantılı olarak davacıya ait ürüne tecavüz ve bu kapsamda haksız rekabet şartlarının oluşmadığı, hususlarında tespit ve görüşlerini bildirdikleri anlaşılmıştır.
Dava, 6769 sayılı SMK hükümleri uyarınca açılmış tescilsiz tasarıma ilişkin tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
6769 sayılı SMK’da tasarımların korunma şartları belirlenmiştir. Tasarım ve ürün; Madde 55- (1)Tasarım, ürünün tümü veya bir parçasının ya da üzerindeki süslemenin çizgi, şekil, biçim, renk, malzeme veya yüzey dokusu gibi özelliklerinden kaynaklanan görünümüdür. Yenilik ve ayırt edicilik; Madde 56- (1)Tasarım yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olması şartıyla bu Kanunla sağlanan haklar kapsamında korunur. (4)Bir tasarımın aynısı; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir. Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. (5)Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; a)Tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, b)Tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. (6)Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır. Madde 57- (1)Kamuya sunma; sergileme, satış gibi yollarla piyasaya sürme, kullanma, tarif, yayım, tanıtım veya benzer amaçlı faaliyetleri kapsar. Tasarımın gizlilik şartıyla üçüncü bir kişiye açıklanması kamuya sunma sayılmaz. (2)Koruma talep edilen bir tasarım, BAŞVURU TARİHİNDEN VEYA RÜÇHAN TALEBİ VARSA RÜÇHAN TARİHİNDEN ÖNCEKİ ON İKİ AY İÇİNDE tasarımcı veya halefi ya da bu kişilerin izni ile üçüncü bir kişi tarafından veya tasarımcı ya da halefleri ile olan ilişkinin kötüye kullanımı sonucu kamuya sunulması hâlinde bu açıklama tasarımın yeniliğini ve ayırt edici niteliğini etkilemez. Madde 58- (1)Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2)Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır… Madde 59- (1)Tasarımdan doğan haklar münhasıran tasarım sahibine aittir. Üçüncü kişiler, tasarım sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz ya da bu tasarım veya tasarımın uygulandığı ürünle ilgili sözleşme yapmak için öneride bulunamaz. (2)Tescilsiz tasarım, sahibine birinci fıkrada belirtilen fiilleri engelleme hakkını sadece korunan tasarımın aynısının veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerinin kopyalanarak alınması hâlinde verir. Korunan tasarımın kendi tasarımından önce kamuya sunulduğunu makul yollarla bilmesi mümkün olmayan bir tasarımcı tarafından bağımsız olarak yapılan tasarımın koruma kapsamındaki tasarımdan kopyalanmış olduğu kabul edilmez.
6769 sayılı yasanın “Tasarım hakkına tecavüz sayılan fiiller” başlıklı 81. Maddesi; “(1)Aşağıda belirtilen fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır: a)Tasarım sahibinin izni olmaksızın bu Kanun hükümlerine göre koruma kapsamındaki bir tasarımın kullanıldığı veya uygulandığı ürünün aynısını veya genel izlenim itibarıyla ayırt edilemeyecek kadar benzerini üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme yapmak için öneride bulunmak, ticari amaçla kullanmak veya bu amaçlarla bulundurmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak. b)Tasarım sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek. c)Tasarım hakkını gasp etmek. (2)Başvuru, 65 inci maddeye göre tescil edilerek yayımlandığı takdirde, tescil sahibi, tasarım hakkına yönelik olarak bu maddede sayılan tecavüzlerden dolayı hukuk davası açma hakkına sahiptir. Tecavüz eden, başvurudan ve kapsamından haberdar edilmişse başvurunun yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötüniyetli olduğuna mahkeme tarafından hükmolunursa yayımdan önce de tecavüzün varlığı kabul edilir. (3)Koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün, ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, bu maddede sayılan fiilleri tasarım hakkına tecavüz olmaktan çıkarmaz. (4)Tescilsiz tasarımlar için, tasarım 57 nci maddeye göre kamuya sunulduğu takdirde, hak sahibi, tasarım hakkına yönelik ihlallerden dolayı dava açmaya yetkilidir.” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Yine “Tazminat” başlıklı 150. Maddesine göre “(1)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz sayılan fiilleri işleyen kişiler, hak sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (2)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edilmesi durumunda, hakka konu ürün veya hizmetlerin, tecavüz eden tarafından kötü şekilde kullanılması veya üretilmesi, bu şekilde üretilen ürünlerin temin edilmesi yahut uygun olmayan bir tarzda piyasaya sürülmesi sonucunda sınai mülkiyet hakkının itibarı zarara uğrarsa, bu nedenle ayrıca tazminat istenebilir. (3)Hak sahibi, sınai mülkiyet hakkının ihlali iddiasına dayalı tazminat davası açmadan önce, delillerin tespiti ya da açılmış tazminat davasında uğramış olduğu zarar miktarının belirlenebilmesi için, sınai mülkiyet hakkının kullanılması ile ilgili belgelerin, tazminat yükümlüsü tarafından mahkemeye sunulması konusunda karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. ” yasanın “Yoksun kalınan kazanç” başlıklı MADDE 151- (1)Hak sahibinin uğradığı zarar, fiili kaybı ve yoksun kalınan kazancı kapsar. (2)Yoksun kalınan kazanç, zarar gören hak sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden biri ile hesaplanır: a)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, hak sahibinin elde edebileceği muhtemel gelir. b)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin elde ettiği net kazanç. c)Sınai mülkiyet hakkına tecavüz edenin bu hakkı bir lisans sözleşmesi ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması hâlinde ödemesi gereken lisans bedeli. (3)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle sınai mülkiyet hakkının ekonomik önemi veya tecavüz sırasında sınai mülkiyet hakkına ilişkin lisansların sayısı, süresi ve çeşidi, ihlalin nitelik ve boyutu gibi etkenler göz önünde tutulur. (4)Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, ikinci fıkranın (a) veya (b) bentlerinde belirtilen değerlendirme usullerinden birinin seçilmiş olması hâlinde, mahkeme ürüne ilişkin talebin oluşmasında sınai mülkiyet hakkının belirleyici etken olduğu kanaatine varırsa, kazancın hesaplanmasında hakkaniyete uygun bir payın daha eklenmesine karar verir. (5)Mahkeme, patent haklarına tecavüz hâlinde, patent sahibinin bu Kanunda öngörülen patenti kullanma yükümlülüğünü yerine getirmemiş olduğu kanaatine varırsa yoksun kalınan kazanç, ikinci fıkranın (c) bendine göre hesaplanır. (6)Coğrafi işarete veya geleneksel ürün adına tecavüz hâlinde bu madde hükmü uygulanmaz.” hükümlerine amirdir.
Tasarımlar ayırt edici nitelik açısından birbirleriyle kıyaslanırken farklı bilgi ve tecrübeye sahip kişilerce değişik şekilde yorumlanabilmektedir. Söz konusu sektörde bilgi ve tecrübe sahibi olan bir kişinin yapacağı kıyaslama ile herhangi bir tüketicinin yapacağı kıyaslama farklı olacaktır. Ayırt edici niteliğin belirlenmesinde ve tasarımların karşılaştırılmasında, ne sıradan tüketici gibi basit ne de ilgili sektörde uzman kişi kadar derin bir değerlendirme gerektirmeyecek şekilde, ürün hakkında temel bilgilere sahip bir kişinin yapacağı değerlendirme anlaşılmalıdır. Söz konusu değerlendirmeyi yapabilecek kişi Kanunda bilgilenmiş kullanıcı olarak yer almıştır. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcı ne kadar seçenek özgürlüğüne sahipse tasarımı o derece farklılaştırabilir. (Yasemin Şahinler Baykara, Levent Yavuz, Türkay Alıca)
Bilgilenmiş kullanıcı, kural olarak alanında uzman olan bir kişi değil aksine sıradan bir kullanıcının gözden kaçırabileceği ayrıntıları fark edebilecek düzeyde dikkatli ve deneyimli bir kullanıcı olup ürün hakkında önceden beri belli bir bilgi birikimi olan kimsedir.
Ayrıca genel piyasa şartlarında tasarımcıların birbirlerinin tasarımlarından etkilenme durumu da söz konusudur. Tasarımcılar birbirlerinin tasarımlarından esinlenerek (ilham alarak) kendi tasarımlarında farklı görselliklere ulaşabilmektedirler. Bu sebeple, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ayırt edici niteliklerinin değerlendirilmesinde ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
Tüm dosya kapsamı teknik bilirkişi ve tasarım uzmanı bilirkişinin tespitleri dikkate alınarak izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; diş dosyasında inceleme yapılan adreslerdeki tespitler dikkate alındığına … sahibi olan …’un uyuşmazlık açısından hasım sıfatının bulunduğu yine … in de davalı … yetkilisi olduğu dikkate alındığında hasım sıfatının bulunduğu bu yönden davalıların husumet itirazlarının yerinde olmadığı, davaya konu tasarımın, kamuya sunulduğu tarih öncesinde dava dışı … tarafından kamuya sunularak harcıalem bir tasarım olduğu aynı zamanda davacıya ait tasarımın söz konusu tasarımdan ayırt edici niteliğe sahip olmadığı, bu noktada diş dosyasındaki tasarım benzerliğine ilişkin tespitlerin harcı alem nitelik dikkate alındığında çelişki oluşturmayacağı gibi tekrardan incelemeyi de gerektirmediği, SMK kapsamında davacı tasarımının tescilsiz koruma şartlarını taşımadığı ve bununla bağlantılı olarak davacıya ait ürüne tecavüz ve bu kapsamda haksız rekabet şartlarının oluşmadığı anlaşılmakla davacının sübut bulmayan davasının reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Davacının açmış olduğu tasarım tecavüzünün tespiti, durdurulması, önlenmesi, ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat davalarının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 358,63 TL’den karar harcı olan 59,30 TL’nin düşülmesine, kalanı 299,33 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
3-a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen tecavüz talebine ilişkin 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
b)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen maddi tazminat talebi üzerinden hesaplanan 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin 5.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan herhangi bir yargılama gideri bulunmadığından bu konuda hüküm kurulmasına yer olmadığına,
6-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/12/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır