Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/406 E. 2020/155 K. 03.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/406
KARAR NO : 2020/155

DAVA : Tasarıma Tecavüzün Tespiti, Durdurulması, Önlenmesi Maddi Manevi Tazminat
KARŞI DAVA : Tasarım Hükümsüzlük
DAVA TARİHİ : 18/01/2016
KARAR TARİHİ : 03/03/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan haksız rekabetin tespiti, ortadan kaldırılması ile maddi ve manevi tazminat talepli asıl dava ile haksız rekabetin tespiti, ortadan kaldırılması, maddi ve manevi tazminat talepli asıl dava ile hükümsüzlük talepli karşı davaların yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; müvekkili tarafından … yastık ve … tasarlandığını, TP nezdinde tasarımlarını tescil ettirdiğini, davalı …’ne 2012 yılı sonundan itibaren üretim yapıldığını, davalı … tarafından müvekkili tarafından tasarlanan bu ürünlerin davalı …’e ürettirildiğini, davalıların bu şekilde anlaşmaları üzerine müvekkili tarafından tasarlanan bu ürünlerin … tarafından müvekkilinden satın alınmamaya başlandığını, dava konusu yapılan … ve … adlı tasarımların müvekkili tarafından tescil edilmiş iken, davalı … tarafından da tescil edilmeye teşebbüs edildiğini ve davalılar tarafından haksız rekabet yaratıldığını, davalı …’in … tasarımının yeni olmadığını, davalıların eylemlerinin TTK’nın 55.maddesi uyarınca haksız rekabet teşkil ettiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla tasarım hakkına tecavüzün tespitini, 554 sayılı KHK’nin 49/c ve 50.maddesi uyarınca toplam 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, davalıların haksız rekabet eylemleri nedeni ile müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın tespitini, hükmün ilanını, dava konusu ürünlerin iki davalı yanın depolarından ve …’nin satışını ve dağıtımını yapmış olduğu çiçekçi müşterilerinin depolarından toplatılmasını ve giderleri davalı taraflara ait olmak üzere imhasını talep ve dava etmiştir.
Davalı … Hizmetleri AŞ vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, davacının tasarımlarının yenilik ve ayırt edicilik şartlarına haiz olmadığını anonim olduğunu, dava konusu tasarımların herhangi bir yenilik ve ayırt edicilik taşımadığını, davacı adına TP nezdinde tescilli bulunan 2014 06012 nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin 15. numaralı tasarımının,… nolu endüstriyel tasarım tescil belgesinin 3. numaralı tasarımlarının 554 sayılı KHK’nın 5, 6. ve 7. maddeleri uyarınca yeni ve ayırt edici niteliğe sahip olmaması, tasarım niteliğini haiz olmamasından dolayı 554 sayılı KHK’nın 156. maddesi anlamında “yenilik” vasfından yoksun davacı/karşı davalı adına TPE nezdinde … sayılı ve … sayılı tescilli endüstriyel tasarım belgesinin hükümsüzlüğüne ve TP endüstriyel tasarım sicilinden terkinine ve asıl davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Ltd. Şti vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle, müvekkilince gösterilen faaliyetler çerçevesinde diğer davalı … ile anlaşma sağlandığını ve bir kısım ürünlerin üretim ve satışı hususunda mutabakata varıldığını, müvekkili tarafından üretimi gerçekleştirilen tasarımsal olarak herhangi bir ayırt ediciliği olmayan ve kamuya mal olmuş bulunan … oyuncak ile … figürlü oyuncak olduğunu ve davacı tarafından tescil ettirildiğini, davacı tarafından tescil ettirilen tasarımın “…” olarak adlandırılan ayıcık tasarımına ait farklı bir yorum getirmediğini, tasarımsal farklılık yaratılmadığını, küçük detaylardaki farklılığın ayniyeti ortadan kaldırmadığını, davacı tarafından kalpli tasarımın 2012 yılından beri üretildiği ve satıldığı ve kamuya mal olduğunun ikrar edildiğini, iyi niyetli davranmayan ve kamuya mal olmuş bulunan ürünlerin tasarım tescil belgesini almak suretiyle rakiplerine muvazaalı bir şekilde üstünlük kurma gayretine giren tarafın davacı yan olduğunu, haksız açılan asıl davanın reddine, davacı adına tescilli bulunan … sayılı tasarım ile … sayılı tasarım tescil belgesine ait 15 nolu tasarımın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ıslah dilekçesinde, öncelikle 554 sayılı KHK’nın 49/a maddesi gereğince tasarım hakkına tecavüzün tespitini, maddi ve manevi tazminata hükmolunmasını, mahkemece tasarım hakkının ihlal edildiği kanaati oluşmaz ise TTK’nın haksız rekabet hükümlerini düzenleyen 55.ve 56/e maddesine göre davalıların haksız rekabet eylemleri nedeni ile müvekkilinin uğramış olduğu maddi zararın tespiti ile dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, TBK’nun 58.maddesi gereğince 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ederek davasını ıslah etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda 28/03/2017 tarihli karar ile haksız rekabete ilişkin talepler yönünden tefrik kararı verilmiş, tefrik edilen kısım mahkememizin 2017/60 esas sırasına kaydolunmuş, 28/03/2017 tarih ve 2017/67 sayılı karar ile görevsizlik kararı verilmiştir. Bu görevsizlik kararının istinaf olunması üzerine İstanbul Bam 16. Hukuk Dairesinin 26/10/2018 tarih 2017/3397 esas 2018/2269 karar sayılı kararı ile “”Her ne kadar ilk derece mahkemesi’nce birlikte görülen tasarım hakkına tecavüz davası ve hükümsüzlük davası sonucunda 2016/11 E.sayılı dosyada verilen 28.03.2017 tarih ve 2016/11 E., 2017/66 K.sayılı karar ile birlikte tasarım hakkına tecavüz iddiasına dayalı dava reddedilmiş ve haksız rekabet iddiasına dayalı talep yönunden ise dosya tefrik edilerek aynı mahkemenin 2017/60 Esas sırasına kaydedildikten sonra, haksız rekabet iddiasına dayalı davaların ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ise de, davacının başlangıçta tasarım tesciline dayalı ve haksız rekabet iddiasına dayalı davasının, karşı davada tasarımın hükümsüzlüğüne karar verildiği gerekçesiyle bölünüp, haksız rekabete dayalı ayrı bir esasa kaydedilerek görevsizlik kararı verilemeyeceği, her şeyden önce aynı davanın yargılaması sırasında 2016/11 E.sayılı dosyadan verilen hükümsüzlük kararının, istinafa ve temyize tabi olduğu ve asıl davada tasarım tesciline dayalı savunmalarının da bulunduğu, davacının tasarım tescili hükümsüz kılınsa dahi tescilli tasarıma dayalı olarak açılmış bir davada haksız rekabet iddiasına dayalı talebin bölünüp ticaret mahkemesine gönderilemeyeceği, davacının asıl davadaki tüm talepleri ile tefrik kararı verilen 2016/11 E.sayılı dosyadaki hükümsüzlük davasının birlikte görülmesi ve delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği gözetilerek, istinaf isteminin kabulü ile sair yönden incelenmeksizin kararın kaldırılmasına ve yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle tefrik sonrası verilen görevsizlik kararının kaldırıldığı, kaldırma üzerine dosyanın mahkememizin 2018/514 esas sırasına kaydolunduğu, 13/02/2020 tarih ve 2020/110 karar sayılı karar ile kaldırma kararı doğrultusunda (eski 201/11esas, yeni 2019/406 esas) sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Yine tefrik sonrası asıl dosyada 28/03/2017 tarihli karar ile tasarım tecavüzüne ilişkin talepler yönünden asıl davanın reddine karar verildiği, davalılar tarafından açılan hükümsüzlüğe ilişkin davanın ise kabulüne karar verildiği, davacı-karşı davalı vekilinin İstinaf kanun yoluna başvurduğu ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi Başkanlığının 10/12/2019 tarih ve 2017/3394 esas, 2019/2721 karar sayılı ilamında özetle ; “ilk derece mahkemesinin Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmek üzere tefrik kararı verdiği haksız rekabete dayalı davanın, UYAP üzerinden yapılan incelemesinde; mahkemenin 2017/60 Esas sayısına kaydedilerek, 28/03/2017 tarihli 2017/67 Karar sayılı kararıyla Asliye Ticaret Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verildiği, davacı vekilinin görevsizlik kararına karşı istinaf başvurusu üzerine, Dairenin 26/10/2018 tarihli 2017/3397 Esas- 2018/2269 Karar sayılı kararıyla, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkemenin görevsizlik kararının kaldırılmasına, yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, dosyanın … 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayısını aldığı ve derdest olduğu, davacı vekilinin davanın tamamen ıslahına ilişkin dilekçesinde talebini terditli olarak ileri sürdüğü, davacı vekilinin ıslah dilekçesi ile davasını tamamen ıslah ederek maddi ve manevi tazminat taleplerinin 554 Sayılı KHK hükümlerine göre değerlendirilmesini bu kabul edilmez ise haksız rekabet hükümlerine göre tazminat talepleri hakkında karar verilmesini talep ettiği, 6100 Sayılı HMK 111. Madde de düzenlenen terditli davada “mahkemece, davacının asli talebinin esastan reddine karar vermedikçe, feri talebinin incelenemeyeceği ve hükme bağlanamayacağının” düzenlendiği, mahkemece HMK 26/1 maddesine aykırı olarak, tasarıma tecavüzden dolayı tazminat talebi yönünden de olumlu yada olumsuz bir karar verilmediği anlaşılmakla, davanın tefrik edilen dava ile birleştirilerek; terditli taleplerin incelenerek HMK 111.madde gereğince öncelikle tasarıma tecavüz hükümlerine göre tazminat taleplerinin incelendikten sonra haksız rekabete dayalı taleplerin yine açılan davada değerlendirilmesi gerekirken hiçbir gerekçe göstermeden tefrik kararı verilmesinin yerinde olmadığı kanaatiyle, davacı- karşı davalı vekilinin sair istinaf talepleri incelenmeksizin usule yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile HMK 353/1-a-6 ve 355. Madde gereğince, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine” karar verildiği dava dosyasının iş bu esasa kaydolunduğu anlaşılmıştır.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumunun kayıtlarının incelenmesinde; davaya konu … nolu sayılı oyuncak (peluş) … 29/08/2014 tarihinden ve … nolu … – pelüş ayı – tasarımlarının 29/01/2013 tarihinden itibaren locarno sınıfında davacı karşı davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafa ait … nolu endüstriyel tasarım başvurusu iptal edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce alınan 27/07/2016 tarihli heyet raporunda bilirkişiler; davacı-karşı davalının … kod numaralı ve … kod numaralı endüstriyel tasarımların yenilik ve ayırt ediciliğinin bulunmadığından dolayı hükümsüzlük koşullarının oluştuğu, ayıcık ürünü bakımından davalı-karşı davacıların eylemlerinin TTK 55. Madde kapsamında haksız rekabet olarak kabul edilemeyeceği, kollu … ürünü bakımından ise davalı-karşı davacıların hiçbir teknik zorunluluk yokken; söz konusu ürünün daha önce yurt içinde ve yurt dışında aynı görsel nitelikte olacak biçimde başkaları tarafından kamuya sunulduğu da ispat edilemediğinden; davacı tasarımındaki göz ve ağız yapısı ile çizgili kolun kullanılması nedeni ile objektif iltibas koşulunun oluştuğu ve davalı-karşı davacı eylemlerinin bu ürün bakımından TTK 55. Madde hükmünü ihlal ettiğinin ve haksız rekabet fiilini gerçekleştiğinin kabul edilebileceği yönünde görüş bildirmişlerdir.
Tarafların itirazlarının değerlendirilmesi ve tazminat hesaplaması yönünden ek rapor sunulması için dosya tekrardan bilirkişi heyetine tevdi olunmuş sektör bilirkişisi ve marka vekilince düzenlenen 24/11/2016 tarihli çoğunluk görüşünü içerir ek raporda özetle; davacı-karşı davalının … kod numaralı ve … kod numaralı endüstriyel tasarımların yenilik ve ayırt ediciliğinin bulunmadığından dolayı hükümsüzlük koşullarının oluştuğu yönündeki kök rapordaki görüşün geçerli olduğu, ayıcık ürünü bakımından davalı-karşı davacıların eylemlerinin TTK 55. Madde kapsamında haksız rekabet olarak kabul edilemeyeceği yönündeki görüşün geçerli olduğu, davalı-karşı davacı …’in yeni sunmuş olduğu delildeki görsellerin kök raporda zaten değerlendirilmiş olduğu dikkate alınarak; kollu … ürünü bakımından davalı-karşı davacıların hiçbir teknik zorunluluk yokken söz konusu ürünün daha önce yurt içinde ve yurt dışında aynı görsel nitelikte olacak biçimde başkaları tarafından kamuya sunulduğu da ispat edilemediğinden, davacı üründeki iltibasa neden olan göz ve ağız yapısı nedeni ile objektif iltibas koşulunun oluştuğu ve davalı-karşı davacı eylemlerinin bu ürün bakımından TTK 55. Madde hükmünü ihlal ettiğinin ve haksız rekabet fiilini gerçekleştiğinin kabul edilebileceği görüşümüzün geçerli olduğu, davacının maddi tazminat talebini sadece tasarım hukukuna dayandırmış olması ve tasarımların da hükümsüzlük koşullarının oluşması nedeni ile bu kapsamdaki talep ile ilgili bu aşamada artık maddi tazminat hesabı yapılmasının gereğinin bulunmadığı, manevi tazminat ile ilgili hüküm ve kararın sayın mahkeme hakiminin takdirinde olduğu yönünde görüş bildirmişler, mali müşavir bilirkişi ayrı olarak sunmuş olduğu 07/11/2016 tarihli raporda bir kısım eksikliklerin giderilmesi halinde gerekli mali incelemenin yapılabileceği yönünde görüş bildirmiştir.
Dava, 554 sayılı KHK hükümleri uyarınca açılmış endüstriyel tasarım hakkına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, maddi ve manevi tazminat talepli asıl dava ile davalılar tarafından karşı dava olarak açılmış davacının endüstriyel tasarımlarının hükümsüzlüğü talepli davadır.
554 sayılı KHK 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanununun (SMK) 10.01.2017’de Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla beraber yürürlükten kalkmıştır. Bu doğrultuda derdest davalara hangi mevzuatın uygulanacağının açıklanması zarureti doğmuştur. Kanunlar kural olarak yürürlüğe girdiği tarihten itibaren ileriye etkili olarak uygulanırlar; ancak kanunun geçmişe etkili olarak uygulanacağına ilişkin bir hüküm ihdas edilmiş ise kanun geçmişe etkili olarak uygulanabilir. Kanunun yürürlüğü düzenleyen 192. maddesinin “a” ve “b” bendinde yer alan ileri yürürlük hükümleri istisna olmak üzere, kanunun diğer hükümlerinin SMK’nın yayımı tarihinde yürürlüğe girecek olup; SMK’nun geçmişe etkili olarak uygulanmasına ilişkin bir hükmün bulunmadığı, dolayısıyla yürürlüğe girdiği 10.01.2017’den itibaren ileriye etkili olarak uygulanacağı görülmüştür. Bu doğrultuda SMK’nın, yürürlüğe girmesinden önce ikame edilen ve takiben anılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği sırada derdest olan ve söz konusu Kanun’un yürürlük tarihinden önce gerçekleşen olaylara yönelik davalara SMK değil, 554 sayılı KHK uygulanacaktır.
Uyuşmazlık yönünden uygulanması gereken mevzuat hükümleri;
554 sayılı Endüstriyel Tasarımların Korunması Hakkında Kanun Hükmünde Kararname Madde 3’e göre; Bu Kanun Hükmünde Kararnamede geçen; a)”Tasarım”, bir ürünün tümü, veya bir parçası veya üzerindeki süslemenin, çizgi, şekil, biçim, renk, doku, malzeme veya esneklik gibi insan duyuları ile algılanan çeşitli unsur veya özelliklerinin oluşturduğu bütünü,… c)”Tasarımcı”, korumaya konu olan tasarımı tasarlayan kişiyi,… ifade eder.
Yeni ve ayırt edici niteliğe sahip tasarımlar belge verilerek korunur. Bileşik bir ürünün bir parçası ile ilgili tasarımın kendi yeni ise ve ayırt edici bir niteliğe sahipse ayrıca korumadan yararlanır. (Madde 5)
Tasarımın kullanılması hak ve yetkileri münhasıran tasarım hakkı sahibinindir. Üçüncü kişiler, tasarım hakkı sahibinin izni olmadan koruma kapsamındaki tasarlanan veya tasarımın uygulandığı bir ürünü üretemez, piyasaya sunamaz, satamaz, sözleşme yapmak için icapta bulunamaz, ithal edemez, ticari amaçlı kullanamaz veya bu amaçlarla elde bulunduramaz. (madde 17)
Aşağıda sayılan fiiller tasarım hakkının dışında kalır, a)Özel amaçla sınırlı kalan ve ticari amaç taşımayan fiiller, b)Deneme amaçlı fiiller, c)Ticari uygulamadaki dürüstlük kuralları ile bağdaşır olmak, tasarımın normal kullanımını gereksiz şekilde tehlikeye sokmamak ve kaynak göstermek kaydı ile eğitim veya referans amaçlı çoğaltmalar, d)Yabancı ülkelere kayıtlı olan ve geçici olarak Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde bulunan deniz veya hava taşıt araçlarında bulunan ekipman, bu araçların onarımı için kullanılmak üzere ithal edilen yedek parça ve aksesuarlar ile bu araçların onarım fiili. (Madde 21)
Tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibi, mahkemeden özellikle aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tesbitini; b)Tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi talebi; c)Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini talebi; … g)Tasarımdan doğan haklara tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması talebi. (Madde 49)
Tasarım tecavüzü fiilini işleyen kusurlu kişiler tasarım hakkı sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (madde 50)
Tasarım hakkı sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca Tasarımdan doğan haklara tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören tasarım hakkı sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden birine göre hesap edilir, a) Tasarımdan doğan haklara tecavüz edenin rekabeti olmasaydı, Tasarım hakkı sahibinin Tasarımı kullanması ile elde edebileceği muhtemel gelire göre, b) Tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin, tasarımı kullanmakla elde ettiği kazanca göre, c) Tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin, tasarımı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre. Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle tasarımın ekonomik önemi, tasarımdan doğan haklara tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında tasarıma ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenler göz önünde tutulur. (madde 52)
Yine aynı KHK’nın “HÜKÜMSÜZLÜK HALLERİ” başlıklı Madde 43 – Aşağıdaki hallerde tasarımın hükümsüz sayılmasına yetkili mahkeme tarafından karar verilir: a)Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 5 inci ila 10 uncu, maddelerinde belirtilen koruma şartlarına sahip olmadığı ispat edilmişse; b)Bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 13 üncü, 14 üncü, 15 inci ve 16 ncı maddesinde belirtilen hak sahipliğinin başka kişiye veya kişilere ait olduğu ispat edilmişse; c)Tescilli bir tasarım, sonradan kamuya açıklanan aynı veya benzer nitelikteki diğer tasarımın başvuru tarihi kendisinden önce ise; Tasarım belgesi sahibinin, 13 üncü, 14 üncü, 15 inci ve 16 ncı maddelere göre tasarım hakkına sahip bulunmadığı hakkındaki iddia, ancak, bu maddelerde belirtilen hak sahipleri tarafından ileri sürülür. Bu durumda, bu Kanun Hükmünde Kararnamenin 19 uncu maddesi hükmü uygulanır…” hükümlerine amirdir.
Tasarımdan doğan hakları tecavüze uğrayan tasarım hakkı sahibi, mahkemeden özellikle aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tesbitini; b)Tasarımdan doğan haklara tecavüz fiillerinin durdurulması ve önlenmesi talebi; c)Tecavüzün giderilmesi ve maddi ve manevi zararın tazmini talebi; … g)Tasarımdan doğan haklara tecavüz eden kişi aleyhine verilen mahkeme kararının, masrafları tecavüz eden tarafından karşılanarak, ilgililere tebliğ edilmesi ve kamuya ilan yoluyla duyurulması talebi. (Madde 49)
Tasarım tecavüzü fiilini işleyen kusurlu kişiler Tasarım hakkı sahibinin zararını tazmin etmekle yükümlüdür. (madde 50)
Tasarım hakkı sahibinin uğradığı zarar, sadece fiili kaybın değerini değil, ayrıca Tasarımdan doğan haklara tecavüz dolayısıyla yoksun kalınan kazancı da kapsar. Yoksun kalınan kazanç, zarar gören tasarım hakkı sahibinin seçimine bağlı olarak, aşağıdaki değerlendirme usullerinden birine göre hesap edilir…. b)Tasarımdan doğan hakka tecavüz edenin, tasarımı kullanmakla elde ettiği kazanca göre, … Yoksun kalınan kazancın hesaplanmasında, özellikle tasarımın ekonomik önemi, tasarımdan doğan haklara tecavüz edildiği anda geçerlilik süresi ve tecavüz sırasında tasarıma ilişkin lisansların sayısı ve çeşidi gibi etkenler göz önünde tutulur. (madde 52)
Dava sonucunda haklı çıkan taraf, haklı bir sebebin veya menfaatının bulunması halinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere, kesinleşmiş kararın günlük gazete, radyo, televizyon veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesini talep etmek hakkına sahiptir. İlanın şekli ve kapsamı kararda tesbit edilir. İlan hakkı, kararın kesinleşmesinden sonra üç ay içinde talep edilmezse düşer. (madde 59)
Tasarım tecavüzüne yönelik asıl davadaki taleplerin ele alınabilmesi için öncelikle hükümsüzlüğe ilişkin karşı davanın ele alınması gerek ve zorunludur.
Karşı davadaki Hükümsüzlük iddiası yönünden;
Bir tasarımın “yeni olma” vasfını; 554 s. KHK’nın 6. maddesi çerçevesinde, tescil için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, aynısının, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması biçiminde değerlendirmek gerekmektedir.
Bir tasarımın, yeni olduğundan söz edilebilmesi için; Tasarımın önceki tasarım veya tasarımlarla aynı olmaması ve aynı tasarımın daha önce kamuya sunulmamış olması gerekmektedir.
Tasarım tescilinin ilk şartı olan yenilik; ilk olarak, sözkonusu tasarımın önceki tasarımlarla aynı olmamasını gerektirmektir. Tescil için başvurusu yapılan tasarım, önceki tasarım ya da tasarımlarla, sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa, “aynı olmama” unsurunun gerçekleşmediği kabul edilmektedir.
554 sayılı Tasarım Haklarının Korunması Hakkında KHK’nın 7. Maddesi ise, birbiriyle kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerine ağırlık verilmesini ve tasarımcıların tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğunun göz önüne alınarak ayırt edici nitelik kavramını açıklamıştır.
Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması ise bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile ikinci fıkrada belirtilen herhangi bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izledim arasında belirgin bir farklılık olması anlamındadır.
Herhangi bir tasarımın ayırt edici nitelik açısından kıyaslandığı diğer bir tasarımın, başvuru veya rüçhan tarihinde Türkiye’de veya dünyada herhangi bir yerde piyasaya sunulmuş olması, enstitü tarafından tescilli bir tasarım olarak yayınlanmış ve ayırt edici nitelik açısından değerlendirilen tasarımın başvuru veya rüçhan tarihinde henüz koruma süresini doldurmamış olması gerekir.
Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, birbirleri ile kıyaslanan tasarımların ilke olarak farklılıklarından çok ortak özelliklerinin değerlendirilmesine ağırlık verilir ve tasarımcının tasarımı geliştirme açısından ne kadar seçenek özgürlüğüne sahip olduğu göz önüne alınır.
Bir tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olması, bu tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenim ile tecavüz oluşturduğu belirtilen bir tasarımın böyle bir kullanıcıda yarattığı genel izlenim arasında belirgin fark olması anlamına gelir. Burada kıyaslama yapılarak ayırt edicilik İncelenmektedir. Bu değerlendirme yapılırken bilgilenmiş kullanıcı son tüketicidir.
Sunulan bilirkişi raporu izahı yapılan ve mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde davaya konu oyuncak tasarımlarının tescil tarihinden önce kamuya sunulduğu, yenilik ve ayırt edicilik unsurlarının bulunmadığı şu hale göre hükümsüzlük şartlarının oluştuğu ve tescil korunmasından faydalanamayacağı sonucuna ulaşılmış hükümsüzlüğe yönelik davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir.
Tasarım tecavüzüne yönelik asıl dava yönünden;
Her ne kadar davacı karşı davalı adına tescilli tasarımlara davalılarca tecavüz edildiği iddiasında bulunmuş ise de bahse konu tasarım tescillerinin yenilik ve ayırt edicilik unsurlarının bulunmadığı, hükümsüz kılınması gerektiği tescil korunmasından faydalanamayacakları anlaşılmakla tasarım tecavüzüne yönelik açılan davanın ve buna dayalı tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Haksız Rekabet İddiası Yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri ise Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır. ” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;….4. Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Tacirin ticari hayatı ile ilgili olarak yaptığı işlerde diğer şahıslardan daha çok “özen göstermesi” gerektiği kabul edilmektedir. Tacir devamlı olarak yaptığı işlerle ilgili mevzuatı, ne yapması gerekeceğini tacir olmayan şahıslardan daha iyi bilir ve bilmek zorundadır. Tacirin bilmek zorunda olduğu şeylerin başında ticari hayatı için gerekli olan kanun hükümleri, ticari hayatın gerekleri ve teamülleri ile ticari örf ve adet gelir. Bu bağlamda, başvuru sahiplerinin tacir olması durumunda T.T.K. m.18/f.2 uyarınca “basiretli bir tacir gibi” hareket etme yükümü altında oldukları kabul edilmektedir. Fakat; bu yükümlülüğün çok katı ve sert değerlendirilmemesi her somut olayın özelliğine göre incelenmesi gerekmektedir.
TTK hükümlerinden de anlaşılacağı üzere başklasının haklı olarak kullandığı tanıtıcı işaretlerle kullanmak veyahut iltibasa meydan verecek eylemlerde kullanmak haksız rekabet olarak nitelendirilmiştir.
Sonuç olarak; her ne kadar davacı tasarım tecavüzüne dayanmış bunun kabul görmemesi halinde haksız rekabet yönünden taleplerinin değerlendirilmesini talep etmiş ise de, esasen tasarım tescillerinin hükümsüz kılındığı dikkate alındığında kamuya mal olmuş tasarımların kullanılmasının haksız rekabet olarak kabul olunmayacağı, yine bilirkişi raporunda “kollu … ürünü bakımından davalı-karşı davacıların hiçbir teknik zorunluluk yokken söz konusu ürünün daha önce yurt içinde ve yurt dışında aynı görsel nitelikte olacak biçimde başkaları tarafından kamuya sunulduğu da ispat edilemediğinden, davacı üründeki iltibasa neden olan göz ve ağız yapısı nedeni ile objektif iltibas koşulunun oluştuğu ve davalı-karşı davacı eylemlerinin bu ürün bakımından TTK 55. Madde hükmünü ihlal ettiği” değerlendirilmesinde bulunmuş ise de ayrıntıları raporda yer aldığı üzere kollu … oyuncağın 2009, 2011 yıllarında piyasada yer aldığı, hatta bu görsellerde göz ve ağız unsurunun yer aldığı, çizgili kolun tali unsur olduğu, davaya konu tasarımların davalı … Sepetinin siparişleri üzerine üretildiği, davalının başka kişilerle benzer ya da aynı ürünlerinin üretimini sağlaması noktasında kısıtlayıcı herhangi bir sözleşme bulunmadığı gibi davalı … sepetinin daha önceden davacıya ürettirmiş olduğu ürünleri başkasına ürettirmesinin ve davalı … de kamuya mal olmuş yenilik ve ayırt ediciliği bulunmayan bir malı sipariş üzere üretmesinin haksız rekabet olarak kabulünün mümkün olmadığı, rekabet yasağı yada benzer nitelikte sözleşmesel tedbirleri almayan davacının bu yöndeki itirazlarının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağına kanaat getirlmiş yasal şartları oluşmayan haksız rekabete dayalı taleplerin tümden reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamı sunulan bilirkişi raporları ve izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davaya konu … nolu sayılı oyuncak (peluş) … tasarımının 29/08/2014 tarihinden ve … nolu … – pelüş ayı – tasarımlarının 29/01/2013 tarihinden itibaren locarno sınıfında davacı karşı davalı adına tescilli olduğu, davaya konu oyuncak tasarımlarının tescil tarihinden önce kamuya sunulduğu, yenilik ve ayırt edicilik unsurlarının bulunmadığı şu hale göre hükümsüzlük şartlarının oluştuğu ve tescil korunmasından faydalanamayacağı, dolayısıyla davacı karşı davalının tasarım tecavüzüne yönelik iddia ve taleplerinin dinlenemeyeceği anlaşılmakla hükümsüzlüğe yönelik karşı davaların kabulüne, tasarım tecavüzüne dayalı taleplerin reddine, haksız rekabet yönünden ise kollu … oyuncağın 2009, 2011 yıllarında piyasada yer aldığı, hatta bu görsellerde göz ve ağız unsurunun yer aldığı, çizgili kolun tali unsur olduğu, davaya konu tasarımların davalı … siparişleri üzerine üretildiği, davalının başka kişilerle benzer ya da aynı ürünlerinin üretimini sağlaması noktasında kısıtlayıcı herhangi bir sözleşme bulunmadığı gibi davalı … sepetinin daha önceden davacıya ürettirmiş olduğu ürünleri başkasına ürettirmesinin ve davalı Halleyin de kamuya mal olmuş yenilik ve ayırt ediciliği bulunmayan bir malı sipariş üzere üretmesinin haksız rekabet olarak kabulünün mümkün olmadığı anlaşılmakla haksız rekabete dayalı taleplerin de reddine karar vermek gerekmiş Bam kaldırma kararlarının usule ilişkin olduğu tekrardan inceleme yapılmasının usule uygun düşmeyeceği dikkate alınarak HMK 30 maddesi de gözetilerek tekrardan inceleme yapılmaksızın aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Asıl davada: Davacı karşı davalının tasarıma tecavüzün tespiti, durdurulması, önlenmesi, maddi ve manevi tazminata yönelik açmış olduğu davaların REDDİNE,
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca peşin yatırılan 870,96 TL’den 54,40 TL karar harcının düşülmesine, kalanı 816,56 TL’nin karar kesinleştikten sonra talep halinde davacıya iadesine,
b)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen tecavüz talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen manevi tazminat talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca ret edilen maddi tazminat talebine ilişkin 4.910,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalılara verilmesine,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
2-Karşı davada: Davalılar karşı davacıların davasının KABULÜ ile, davacı karşı davalı adına tescilli … ve 3 nolu “…” tasarımı ile … nolu “…” tasarımının HÜKÜMSÜZLÜĞÜNE, SİCİLDEN TERKİNİNE,
a)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesaplanan 54,40 TL karar harcından davacı … tarafından peşin yatırılan 48,10 TL’nin düşülmesine, kalanı 6,30 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesaplanan 54,40 TL karar harcından davacı … tarafından peşin yatırılan 29,20 TL’nin düşülmesine, kalanı 25,20 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen talep üzerinden 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı …’ne verilmesine,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca kabul edilen talep üzerinden 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalı …’e verilmesine,
c)-Davacı … tarafından yapılan 126,00 TL posta gideri ve 77,30 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 203,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı … tarafından yapılan 19,00 TL posta gideri ve 58,40 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 77,40 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Birleşen davada: Davacının haksız rekabetin tespiti, durdurulması önlenmesi, maddi ve manevi tazminata yönelik açmış olduğu davaların REDDİNE,
a)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca tefrik edildikten sonra harç alınmadığı anlaşılmakla, 54,40 TL karar harcının davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
b)Dosyanın tefrik suretiyle oluşturulduğu esas itibarı ile ana dosyadaki taleplerle birlikte değerlendirilmesi gerektiği asıl ve karşı dava yönünden vekalet ücretlerinin takdir edildiği anlaşılmakla tekrardan vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
c)Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının talep halinde ve karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2020

Katip …
¸

Hakim …
¸

Bu belge 5070 sayılı elektronik imza kanunu kapsamında E-İMZA ile imzalanmıştır