Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/397 E. 2021/46 K. 02.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/397 Esas
KARAR NO : 2021/46

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün Durdurulması, Haksız Rekabetin Tespiti, Yasaklanması, Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması
DAVA TARİHİ : 16/12/2019
KARAR TARİHİ : 02/02/2021

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüzün Durdurulması, Haksız Rekabetin Tespiti, Yasaklanması, Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, müvekkilinin 12/10/2009 tarihinde kurulduğunu, ticari faaliyetlerini tüm Türkiye çapında bilinirliğe sahip … internet sitesi üzerinden sürdürdüğünü, 2009 yılından bugüne … internet sitesi üzerinden faaliyetini sürdüren müvekkilinin TPMK nezdinde tescilli “…” ibareli birçok markanın ve … sayılı “…” ibareli, … sayılı “…” ibareli tanınmış markaların hak sahibi konumunda olduğunu, bu anlamda davalının hukuka aykırı kullanımlarının tespiti için … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik iş sayılı dosyası kapsamında söz konusu alan adı ve internet sitesi içerisinde davacının tescilli markasının kullanıldığının uzman bilirkişilerce tespitinin talep edildiğini, alınan bilirkişi raporunda … alan adlı internet sitesi sahibinin tespit edilemediğini, söz konusu internet sitesinin mahkemece erişime engellendiğini, davalı tarafın müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarının ihlal etmesi sonucu meydana gelen haksız rekabetin önüne geçilmesi için söz konusu davanın açılması zorunluluğunun doğduğunu, şu halde davalının müvekkilinin markası ile hiçbir hak veya meşru bağlantısı olmaksızın … alan adında ticari etki yaratacak şekilde kullanmasının müvekkilinin marka tescilinden doğan haklara tecavüz oluşturduğunun ve bu tecavüzün durdurulmasının giderilmesinin gerektiğini sonuç olarak … 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının işbu davada verilecek karar kesinleşinceye kadar devamına karar verilmesini, müvekkilinin marka tescilinden doğan haklarına vaki tecavüzün SMK uyarınca durdurulmasını, davalının söz konusu eylemleriyle oluşan haksız rekabetin varlığının hükmen tespitini, saptanan haksız rekabetin önlenip yasaklanmasını, haksız rekabetin neticesi olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, dava dilekçesi ve tensip zaptının tebligat kanununun 28 maddesine göre ilanen tebligat yapılmasını, hüküm kesinleştiğinde karar özetinin Türkiye çapında yayın yapan tiraji en yüksek üç gazeteden birinde ilanını talep ve dava etmiştir.
Dosyada tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış, TPMK kayıtları getirtilmiş, değişik iş dosyası dosya arasına alınmıştır.
Türk Patent ve Marka Kurumu kayıtlarının incelenmesinde, …tescil numaralı “…” ibareli tanınmış markanın 99.sınıf emtiasında,… tescil nolu “…” ibareli markanın 03, 09, 14, 16, 18, 20, 21, 22, 24, 25, 26, 27, 28, 35, 38 ve 41.sınıf emtialarında 14/11/2018 tarihinde tescil edildiği ve …Ticaret A.Ş. adına kayıtlı oldukları anlaşılmıştır.
Mahkememizce … 1.FSHHM’nin … D. İş sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, dosya incelendiğinde, ilgili internet adresinin Mahkemece erişime engellenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
… 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Değişik iş sayılı dosyasından alınan raporda bilirkişinin, tespite konu edilen … uzantılı internet sitesine yönelik yapılan incelemeler sonucunda, söz konusu sitenin 18/11/2019 tarihinde oluşturulduğu, web sitesinin domain kaydını oluşturan kişinin, domain koruması olduğundan görüntülenemediğini, mezkur siteye erişimin sağlanamadığını, sitenin yapım aşamasında olduğu hususlarında tespitlerini bildirdiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce İsim Tescil’e müzekkere yazılarak alan adı sahiplik bilgileri sorulmuş, 04/02/2020 tarihli cevabi yazıda davaya konu sitenin …’a ait olduğunun bildirildiği anlaşılmış, bildirilen … davalı olarak dosyaya eklenmek suretiyle yargılamaya devam olunmuştur.
Kimlik bilgileri tespit edilen davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş herhangi bir cevap verilmediği ve delilde bildirilmediği anlaşılmıştır.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu ve TTK hükümlerine aykırılık nedeni ile açılmış dava konusu https://… alan adlı internet sitesinde davacıya ait … ibareli markanın izinsiz kullanıldığından bahisle marka hakkına tecavüzün durdurulması, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, sonuçlarının ortadan kaldırılması talebine ilişkindir.
Davalı yan usulüne uygun tebliğe rağmen cevap dilekçesi sunmadığı gibi herhangi bir delil de dosyaya ibraz etmemiştir.
HMK.nın 226 maddesine göre mahkeme çözümü hukuk dışında özel veya teknik bilgiyi gerektiren hallerde taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hakimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgi ile çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Dava haksız rekabet ve marka hakkına tecavüzün tespiti istemlerine ilişkin olduğundan hakimin hukuku bilgisi ile çözümlenecek nitelikte bulunması nedeniyle bilirkişi incelemesine gerek görülmemiştir.
Markaya Tecavüz iddiası yönünden;
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmamak şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
SMK’nın 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a) Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b) Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c) Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç) Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e) (d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d) bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Sonuç olarak; D.İş dosyasındaki tespit raporu ve izahı yapılan mevzuat kapsamında davalının davacıya at tescilli ve tanınmış ” … “markasını “…” şeklinde alan adı olarak kullandığı bu kullanımın izahı yapılan 6769 sayılı SMK 7/2-d kapsamında markanın izinsiz kullanımı ve marka hakkına tecavüz teşkil ettiği sonucuna ulaşılmış, markaya tecavüze dayalı taleplerin kabulü ile davalı kullanımlarının davacıya ait markaya tecavüz teşkil ettiğinin tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, ortadan kaldırılmasına, siteye erişimin engellenmesine, alan adının terkinine karar vermek gerekmiştir.
Haksız rekabet iddiası yönünden;
6102 sayılı TTK’nın 54 vd maddeleri Haksız Rekabete ilişkindir. Madde 54- “(1)Haksız rekabete ilişkin bu Kısım hükümlerinin amacı, bütün katılanların menfaatine, dürüst ve bozulmamış rekabetin sağlanmasıdır. (2)Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükümlerine amridir. Yine TTK Madde 55- (1)Aşağıda sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır: a)Dürüstlük kuralına aykırı reklamlar ve satış yöntemleri ile diğer hukuka aykırı davranışlar ve özellikle;…. 4.Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yol açan önlemler almak,… dürüstlüğe aykırı davranmış olur. Şeklinde düzenlenmiş Madde 56 da “Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı, ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse; a)Fiilin haksız olup olmadığının tespitini, b)Haksız rekabetin men’ini, c)Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını, d)Kusur varsa zarar ve zıyanın tazminini, e)Türk Borçlar Kanununun 58 inci maddesinde öngörülen şartların varlığında manevi tazminat verilmesini isteyebileceği düzenlenmiş kararların ilanının talep edebileceği öngörülmüştür.
Bilindiği üzere e-ticaret ile internet üzerinden faaliyet gösteren şirketler için bir markanın tanınmışlığı ön plandadır. Özellikle, internet arama motorları üzerinden yapılacak aramalarda tanınmış markanın itibarından ve tanınmışlığından faydalanılması suretiyle hukuka aykırı menfaat temin edilmesi tanınmış markanın itibarına zarar vermektedir.
Somut olaya dönüldüğünde, davacının tanınmış markası ile davalı kendi faaliyetleri arasında hukuka aykırı bir bağ kurmak düşüncesiyle haksız bir alan adını almış olup, bu durum tüketiciler nezdinde iltibas yaratmakta, D.İş dosyasından alınan bilirkişi raporundaki tespitler de dikkate alındığında alan adı kullanımı suretiyle davalı eylemenin TTK md. 54,55/l-a (4) ve 57/5 anlamında haksız rekabete neden olduğu, davacının marka hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmış, davacının haksız rekabete dayalı taleplerinin de kabulüne karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davalı yanca 02/02/2021 tarihli duruşmada davaya konu internet sitesinin kendisine ait olmadığı şeklinde savunmada bulunduğu görülmüşse de … A.Ş Müdürlüğünün 04/02/2020 tarihli cevabi yazısında davaya konu sitenin davalı …’a ait olduğunun bildirildiği anlaşıldığından bu savunmaya itibar edilmemiştir. Kaldı ki davalı yan bu meyanda herhangi bir delil de ibraz etmiş değildir.
Tüm dosya kapsamı, davacıya ait marka tescil belgeri ile alan adı oluşturulmasına ilişkin belgeler, taraflarca hazırlama ilkesine göre sunulu deliller, D.İş dosyasından alınan rapor içeriği bir arada değerlendirildiğinde, davacıya ait … ibareli markanın birçok sınıfta tesccilli olduğu, haksız olarak davalı tarafından yaratılan benzerliğin, tüketiciler ve internet kullanıcıları tarafından bu markaların aynı kişiye ait olduğunu sanmaları, keza idari-ekonomik anlamda bir bağlılığın bulunduğu düşüncesine kapılmalarına da neden olacağı, davacının markasının esas unsuru yani … ibaresinin aynen davalı web sitesinde kullanıldığı gözetilerek yukarda açıklanan gerekçe kapsamına göre aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulması gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın KABULÜ İLE, davalıya ait … alan adlı internet kullanımlarının davacının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile, tecavüzün durdurulmasına, TTK 54 vd. maddeleri uyarınca haksız rekabetin önlenmesine ve ortadan kaldırılmasına,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 59,30 TL karar harcından peşin yatırılan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 14,90 TL bakiye karar harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 5.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan: 96,30 TL posta gideri 88,80 TL TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 185,10 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair tarafların yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.02/02/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸