Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/394 E. 2022/86 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/394 Esas
KARAR NO : 2022/86

DAVA TARİHİ : 16/12/2019
KARAR TARİHİ : 28/04/2022

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka (Marka Hakkına Tecavüzden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarında özetle; Müvekkilinin derneği uzun yıllardır Türkiye’de tescilli … alanında faaliyet göstermekte olup, … Türkiye’de yaşayan … vatandaşları olmak üzere diğer … ülkelerine de hizmet sağladığını, buradaki hizmetten kasıt ise Türkiye’de yaşayan bu insanların sağlık eğitim gıda barınma iş bulma ve sair sorunlarında tescilli dernek olarak yardımcı olduğunu, müvekkilinin 28/11/2012 yılında … ibaresini marka olarak tescil ettirdiğini, müvekkilinin bu markayı işyerlerinde, reklam panolarında, tabela ve reklam vasıtalarında kullandığını, hizmet kalitesi haklı bir üne kavuştuğunu, bilinen ve aranan bir marka haline geldiğini, müvekkilinin bu markanın halen başkanlığını yürüttüğünü, davalı şahıs ve arkadaşlarının müvekkilinin tescilli markasını pazarlama faaliyetlerinde kullanmak ve halihazırda devam etmekte olup kendisine iyi bir pazar payı oluşturduğunu, aleyhine tespit istenen davalı şahsın belirtilen adreste faaliyet gösterdiğini ve sundukları marka tescil belgesinde görüldüğü gibi kendisinin tescilli markasıymış gibi sattığı ürünlerinde kullandığını, ayrıca sunacakları yeminli tercüman ekinde belgede de yazılı şahısların son zamanlarda özellikle derneğin adını ve tescil belgesini kullanarak başta İstanbul olmak üzere … ve daha bilmediğimiz diğer illerde çalışmalar yaparak derneğin adına milletten para topladıklarını ve maddi kazanç elde ettiklerini, söz konusu müvekkiline ait derneği kendilerininmiş gibi gösterip halktan haksız kazanç topladıklarını, söz konusu bu kişilerin dernekle uzaktan yakından alakaları olmadığını, 2012 yılından beri faaliyette bulunan ve belli bir itibara kavuşmus marka tescil belgeli derneğin gerek …’de gerek …’da sonsuz güvene ulaştığını, bu haksız davranışın hem markaya tecavüz oluşturduğunu hem de müvekkilinin ticari hayatına zarar verdiğini, aleyhine tespit istenen davalının derneğin tescil belgesini ürünlerinde kullanmasını müvekkili şirketin markasına açık bir tecavüz oluşturduğunu, bu suretle de haksız rekabete yol açtığını, aleyhine tespit istenen davalının, müvekkilimin tescilli markası kapsamındaki mal ve hizmetlerle ilgili alanda faaliyet gösterdiğini, tescilli marka ile aynı ibareyi müvekkilinin izni olmaksızın kendi mal ve hizmetlerinde kullandığını, müvekkilinin ekte sunulan tescilli markası 556 s. KHK hükümleri gereğince korunmaya değer olduğu, müvekkilinin izni olmaksızın başka bir şahsın ticari unvan ve işletme adı olarak kullanmasının mümkün olmadığını, aksi durum haksız rekabet nedeniyle markaya tecavüz oluşturacağını, açıklanan nedenlerle davalının haksız fiillerin müvekkilinin tescilli markasına aynen bu durumun haksız rekabet nedeniyle müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğundan tecavüzün menini, müvekkilinin tescilli markasını kullandığı ürün ve reklam malzemelerinin toplatılmasını, maddi ve manevi tazminatın tahsiline başvurmak zorunda kalındığını, sonuç olarak davalının müvekkiline ait markaya tecavüzünün önlenmesi ve menini, davalının tescilli markanın kullanıldığı tabelaların sökülmesini, reklam vasıtası, basılı evrak ve ürünlerin toplatılmasını, davalıdan alınarak hükmün tirajı en yüksek olan gazeteden biri ile ilanını; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 556 s. KHK 66/c m. uyarınca hesaplanacak 1.000 TL maddi tazminatın ticari faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalıya usulüne uygun olarak TK 21/2. Maddesine göre tebligat yapıldığı ancak cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan deliller ve TMP kayıtları celp edilmiş olup, dava konusu “…” ibareli markanın … Sınıfta … no ile “…” ibareli markanın … numaralı 10.09.2011 tarihinde … Hizmet sınıfları bakımından davacı adına kayıtlı olduğu anlaşılmış, mal ve hizmet listesini, tescil tarihini, koruma süresini, renkli ibaresini ve tescil belgesindeki bilgilerin aynısını içerir onaylı örneği dosyaya kazandırılmıştır.
Dosya deliller ve belgelerin değerlendirilmesi yönünden dosya bilişim uzmanı ve marka vekili bilirkişiye tevdi olunmuş sunulan 01/04/2021 tarihli raporda özetle; davacının davalıya ait olduğunu iddia ettiği kullanımların, … Topluluğu ibaresinin bir kesimi ifade etmesi, dolayısı ile 6769 Sayılı SMK’ nın 5/d ve ğ maddeleri uyarınca, mutlak tescil engeli teşkil eden ve tek bir kişinin kullanıma tahsis edilemeyecek ibarelerden olması ve davacı adına tescilli markaların ayırt ediciliği düşük markalar olması sebebi ile; davacının marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete sebebiyet vermeyeceği kanaatlerine ulaşıldığı yönünde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
İş bu dava markaya tecavüzün tespiti durdurulması önlenmesi ortadan kaldırılmasına yöneliktir.
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
İlgili Kanunun 7 inci maddesi; “Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ite aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle betik tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması.
Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci /fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. ” hükümlerine amirdir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
SMK m. 29/1-a atfıyla uygulanacak olan SMK m, 7/2- b’ye göre tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tesdili markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması, marka hakkına tecavüz niteliği taşıyacaktır.
Mutlak hak niteliğini taşıyan markanın, marka sahibinin izni olmaksızın bir başkası tarafından kullanılması yasaklanmış bulunmaktadır. Markanın sahibinden başkası tarafından aynen veya taklit, tağyir, iltibas suretiyle kullanılıp kullanılmadığının saptanmasında her şeyden önce markanın şekil ve anlam itibariyle taşıdığı baskın unsur göz önünde tutulmalıdır. Bu baskın unsurun aynen veya değiştirilerek başkası tarafından kullanılması, haksız olarak kullanımın tespitinde büyük önem taşır. Bir marka ana özellikleri itibariyle başkası tarafından bir hakka dayanmadan kullanıldığında tecavüz unsuru gerçekleşmiş olur (Erdal Noyan, Marka Hukuku, Ankara 2006, s.545). Bir marka hakkına tecavüz teşkil edilebilmesi için, markayla ayniyet taşıyan veya benzer olan işaretin, tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerin aynı veya benzeri mal veya hizmetlerde alıcıların karıştırılmasına sebebiyet verecek şekil ve surette kullanılması gerekir.
Somut olaya dönüldüğünde; rapordaki değerlendirmelerde; dosyaya sunulan savcılık dosyası da delil olarak incelenmiş … Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri Ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu
Soruşturma No: …Karar No:… ile davacının dava konusuna ilişkin gerçekleştirmiş olduğu ceza şikayetinin 12.06.2020 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonuçlandığının tespit edildiği, … için internet üzerinden yapılan aramada … adresinin ilk olarak sonuç çıktığını, … numaralı “…” ibareli kelime markasının davacı … adına 10.09.2011 tarihinde 41. Hizmet sınıfları bakımından; “Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor hizmetleri, spor amaçlı organizasyonların düzenlenmesi hizmetleri. Eğitim, kültür, yardım, sosyal ve mesleki amaçlı hizmetler. Organizasyon hizmetleri.” başvurusu gerçekleştirildiği; anılan markanın 28.11.2012 tarihinde tescil edildiğini, marka tescilinin 26.03.2021 tarihinde yenilendiğini, markanın güncel koruma süresi içerisinde olduğunu,… numaralı “…” ibareli kelime markasının davacı … adına 10.09.2011 tarihinde … Hizmet sınıfları bakımından; “Sempozyum, konferans, kongre ve seminer düzenleme, idare hizmetleri. Spor hizmetleri, spor amaçlı organizasyonların düzenlenmesi hizmetleri. Eğitim, kültür, yardım, sosyal ve mesleki amaçlı hizmetler. Organizasyon hizmetleri.” başvurusu gerçekleştirildiğini; anılan markanın 28.11.2012 tarihinde tescil edildiğini, markanın tescili 26.03.2021 tarihinde yenilendiğini, markanın güncel koruma süresi içerisinde olduğunu, dava dilekçesinde, davacı vekili tarafından “Aleyhine tespit istenen davalı şahıs belirtilen adreste faaliyet göstermekte ve ekte sunduğumuz marka tescil belgesini görüldüğü gibi kendisinin tescilli markasıymış gibi sattığı ürünlerinde kullanmaktadır.” davalının davacı adına tescilli markaları sattığı ürünlerin üzerinde kullanıldığı belirtilmiş ise de, gerek dava dilekçesi içeriğinde, gerekse de dava dilekçesi eklerinde bu hususu teşvik eder herhangi bir bilgi ve belgeye somut veriye rastlanılmadığını, yeminli çevirmen kaşeli tercüme belge incelendiğinde, belgede “…” ibaresinin (…)” olarak çevirisine yer verildiği görüldüğünü, özetle marka hakkına tecavüz iddiasına konu değerlendirmenin çeviri metin üzerinden yapılmasının da sağlıklı olmayacağını, Nitekim; … Cumhuriyet Başsavcılığı Fikri Ve Sınai Haklar Soruşturma Bürosu Soruşturma No: … Karar No: … ile “Şikayet dilekçesi ekinde delil olarak sunulan şüphelilerin dağıttığı iddia edilenin İngilizce metinde … ibaresinin birlikte kullanıldığı, Türkçe’ye çevirisinde … olarak çevrildiği, …’un … Topluluğu Türkiye’nin kısaltması olabileceği, buna ilişkin görselin dosyaya eklendiği, kısaltmada dernek kelimesi (society)yer almadığı, C. Başsavcılığımızca alınan bilirkişi raporunda ise dernek kelimesinin de birlikte kullanıldığı varsayımından hareket edildiği ve birlikte yer alan Nıdoe kısaltmasından bahsedilmediği, bu itibarla bilirkişi raporuna itibar edilmediği, … Topluluğu Türkiye ibaresinin bir kesimi ifade ettiği, bu hali ile marka olarak kaydedilemeyeceği, marka hakkını ihlal suçunun oluşmayacağı ve Nıdoe/Nıcot birlikte kullanıldığına göre dolandırıcılığın hile unsurunun olmayacağı, dolandırma kastının bulunmayacağı,” kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiği, Google arama motoru üzerinden gerçekleştirilen araştırma ile, “…” ibaresinin açılımının (…) şeklinde olduğu tespit edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı, sunulan bilirkişi raporu ceza soruşturma dosyasındaki tespitler izahı yapılan mevzuat kapsamında değerlendirildiğinde; davacının markaya tecavüz kapsamında davalıya ait olduğunu iddia ettiği kullanımların, … Topluluğu ibaresinin bir kesimi ifade etmesi, dolayısı ile 6769 Sayılı SMK’ nın 5/d ve ğ maddeleri uyarınca, mutlak tescil engeli teşkil eden ve tek bir kişinin kullanıma tahsis edilemeyecek ibarelerden olması ve davacı adına tescilli markaların ayırt ediciliği düşük markalar olması sebebi ile marka haklarına tecavüz ve haksız rekabete sebebiyet vermeyeceği anlaşılmakla davacının markaya tecavüze dayalı taleplerinin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 80,70 TL karar harcının peşin yatırılan 44,40TL nin mahsubu ile bakiye kalan 36,30 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm kurulmasına yer olmadığına,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28/04/2022

Katip … Hakim …
¸ ¸