Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 2.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 2019/385 E. 2020/467 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ

ESAS NO : 2018/227
KARAR NO : 2020/469

DAVA : Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması
DAVA TARİHİ : 25/04/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte bulunan Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması talepli davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin tekstil ve moda sektöründe faaliyet gösterdiğini, … dergilerinin editörlüğünden sonra 2012 yılında kendi tasarımlarını sattığı markası ile aynı ismi taşıyan … isimli mağazasını Nişantaşında açtığını, müvekkili ve … markasının yıllardır pek çok moda dergisine konu olduğunu, … markasının … numara ile 25,35. Sınıflarda ve … numara ile tescilli olduğunu, davalıların iç giyim ürünlerinde, ürün etiketlerinde, ürün ambalajlarında, ürün tanıtım ve reklamlarında … markasını haksız olarak kullandığım, davalıların aynı zamanda … ibaresinin geçtiği … alan adı üzerinden yayın ve satış yaptığım. ayrıca … hesabı üzerinden sosyal medya kullanımlarına devam ettiğini, sözkonusu kullanımın markanın müvekkili ile bağlantılı olduğu intiba oluşturduğunu, müşteri kitlesinin aldatıldığını, müvekkilinin marka hakkının tecavüze uğradığını, internet sitesi ve sosyal medya hesabına yönelik Noter Birliğinin E-tespit uygulaması yapıldığını, kullanımın durdurulması için ihtarname keşide edildiğini, davalının sulh yoluyla çözüm istemediğini cevabı ihtarnamede belirttiğini, davalıların çoğunlukla iç giyim ürünlerinde, ürün etiketlerinde, ürünlerini koyduğu kutularda, ürün tanıtım ve reklamlarında … ibaresini kullandığım, bazı tanıtım unsurlarında … ibaresine yer verildiğini, müvekkilinin … ibaresinin ayırtedici İbare olmaksızın çeşitli şekillerde davalılar tarafından kullanıldığını, müvekkilinin … markalı ürünlerini … mağazasında modanın kalbi olan Nişantaşında satışa sunduğunu, markanın herkes tarafından kolayca tanınır hale gelmesinde etkili olduğunu, davalıların haksız kazanç elde ettiğini, davalı kullanımlarının aynı zamanda haksız rekabet teşkil ettiğini, ihtiyati tedbîr taleplerinin … 2 FSHM … ve … D, iş sayılı dosyalarında kabul edildiğini, … 24. İcra Müdürlüğü’ nün… Esas sayılı dosyası île işyeri ve showroomda uygulandığını, … adresinde yer alan showroomda ürün bulunmadığım, … adresinde havanın kararması sebebiyle infaz edilemediğini belirterek davalıların eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin önlenmesini, sonuçlarının ortadan kaldırılmasını, sosyal medya hesaplarındaki … kullanımlarının durdurulmasını, sosyal medya hesaplarına erişimin engellenmesini, …. … ve üzerinde … ibaresi içeren ürünlere, ürün kutularına, ürün etiketlerine, tabela, kartvizit, afiş, broşür ve tanıtım vasıtalarının kullanılmasının ve tanıtımının yasaklanmasını ve durdurulmasını talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: Markalar arasında benzerlik bulunmadığı gibi tüketiciler nezdinde karışıklığa yol açacak herhangi bir unsur bulunmadığını, müvekkilinin kadın iç giyimi ürünleri sattığım, … markası için 22.01.2018 tarihinde marka başvurusu yapıldığını, davacının ihtarname gönderdiğini, cevabi ihtarname keşide ettiklerini, doktrin ve uygulamadaki benzerlik kriterleri açısından değerlendirme yapıldığında markaların benzer olmadığının anlaşıldığını, müvekkilinin ekonomik gücü yüksek 18-40 yaşa aralığındaki kadınlara hitap ettiğini, benzer alıcı çevresine hitap etmediklerini, müvekkilinin iç çamaşır ve mayo sattığını, davacının günlük kıyafet satması sebebiyle benzer ihtiyaçları karşılamadıklarını, tüketici profillerinin farklı olduğunu, birbirleri yerine ikame edilemeyeceklerini, rekabet etme olanaklarının olmadığım, kullanım amaçlarıyla dağıtım kanallarının farklı olduğunu, müvekkilinin ürünlerinin internet ve sosyal medyadan satıldığım, davacının ürünlerinin dükkanda fiziken satıldığını, iki markaya ilişkin logoların renk ve şekil açısından farklı olduğunu, müvekkilinin iç çamaşırlarının sıradan ve sade iç çamaşırı kategorisinde olmayıp belirli tarza sahip kadınsı çamaşırlar olduğunu, gelir düzeyi belli bir sevide olan belirli bir kültüre sahip modem kadınların tercih edeceğini, … kelimesinin pek çok anlamı olması sebebiyle tek kişinin tek eline bırakılamayacağını, iki markada da kelimenin farklı anlamının kullanıldığını, bu davada ortalama tüketicinin baz alınamayacağını, üst düzey tüketicinin esas alınması gerektiğini, iki markayla satılan ürünlerin fiyat bakımından ortalama denilecek tüketicilerden daha üst bir tüketici profiline hitap ettiğini, … kelimesinin İngilizcede “açıklanamaz güzellik, feminen, büyüleyici, sıra dışı, peri hissi veren anlamlarının yarn sıra “çatlak, kaçık, çekici” anlamları da olduğunu, … da … anlamına geldiğini, davacının günlük kıyafetler satması sebebiyle peri hissi veren anlamında markayı kullandığını, müvekkilinin … markasını kısa bir süre için kullandığını, şuanda da kullanmadığını, davacının ihtarnamesinden sonra kullanımı bıraktığını, … olarak devam edildiğini, marka başvurusu yapıldığını, davacının kullanıma ilişkin görsellerin eski tarihli olduğunu, davacının kötüniyetli olduğunu, tedbir kararının infazı için … gidildiğini beyan etmişse de, müvekkilinin fiziken satış yapmadığını, internet ve sosyal medya üzerinden satış yaptığını, sözkonnsu adreslerin aslında müvekkili şirketin ortakları ve ailelerinin evi olduğunu, davacının … markasının kullanıldığına ilişkin güncel ürün yada görüntü sunamadığını, davacının şahsen tanınıyor olmasının markanın da tanındığı anlamına gelmediğini, tedbir ile internet sitesinin kapandığını internet adresinin müvekkilinin tek geçim kaynağı olduğunu belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Dosyada tarafların bildirdikleri deliller toplanmış, özel ve teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Mahkememize sunulan bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafin tekstil sektöründe bayan giyim ve aksesuar ürün grupları üzerinden faaliyet gösterdiği, davalı tarafin tekstil sektöründe bayan iç giyim, mayo, bikini ürün grupları üzerinden faaliyet gösterdiği, dosyaya sunulan … İnstagram hesabında yapılan paylaşımların hesap aktif olmadığı için tespit edilemediğini, fakat dosyaya sunulan ekran görüntülerinden … instagram hesabında … ibareli logo olduğu, … ibareli etiket/etiketler, kutu, kutular olduğunun görüldüğünü, … alan adı ile ilgili sunulan görsel/görseller kontrol edildiğinde alan adına ulaşılamadığı için tespit edilemediği, fakat dosyaya sunulan ekran görüntülerinden … web sitesinde … ibareli logo/ibare kullanıldığı, dosyaya sunulan görüntüler ve instagram hesabı incelendiğinde … alan adına ulaşılamadığı için online tespit yapılamadığı, sunulan ekran görüntülerinde ise … alan adı içerisinde bulunan web sitesi hakkında sayfasında dönen Resim üzerinde ve etiket/etiketlerde … ibaresinin olduğu, …instagram hesabı online kontrol edildiğinde … ibareli etiket/kutu üzerinde kullanıldığı gibi, aynı zamanada yine ©… instagram hesabında … ibareli etiket/kutu olduğu, … Alan Adının Haziran, Temmuz, Ağustos tarihlerinde bazı günlerde … sistemi tarafından yedek alındığı, 5 Ağustos 2018 tarihli web site yedeğinde İletişim sayfasında Office Adresi; … olduğu, Showroom Adresi : … olduğu, Telefon numarasının … olduğu, Email … olduğu, … Alan Adının Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos tarihlerinde bazı günlerde … sistemi tarafından yedek alındığı, 8 Haziran 2018 tarihli web site yedeğinde iletişim sayfasında Office Adresi: … olduğu, Showroom Adresi: … olduğu, Telefon numarasının … olduğu, Email: info … olduğu, Alan Adı/Adlan Sahibi/Yetkitisi bilgileri kontrol edildiğinde her 2 alan adında da Alan Adı Sahibi/Yetkilisi bilgilerine ulaşılamadığı, … alan adının 11.12.2017 tarihinde alındığı, … alan adının ise 15.05.2018 tarihinde alındığı, her iki alan adının geçmişi Aralıklarla web sitelerini yedekleyen sistem sahip olan … üzerinden kontrol edildiği, … sisteminin hangi tarihlerde alan adlarına İlişkin yedek alındığını ve yedek alınan tarihler kontrol edildiğinde ise görsel yedeklerinin olmadığı (yani yedeğin tam olarak alınmadığı), sadece yazılar olduğu, her iki alan adında bulunan yazılara bakıldığında ise … ibaresinin/kelimesinin olduğu, Davalının “…”, …” ibareli marka kullanımlarının Davacının tescilli “…” markaları ile ayırt edilemeyecek denli benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı ve haksız rekabet teşkil ettiği şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Husumet itirazının değerlendirilmesi;
Her ne kadar davalılar … ve …, husumet yokluğu nedeni ile kendileri yönünden davanın usulden reddini talep etmiş iseler de, davacı tarafından dosyaya sunulan davalılara ait http:// … / ibareli web sitesinin ekran görüntüsünde “…” markasının 2017 yılında … ve … tarafından kurulduğu bilgisi yer almaktadır. TPMK kayıtlarına göre … ibareli marka başvurusu … tarafından yapılmışsa da, davaya konu web sitesi yönünden davalı gerçek kişilerin de haksız kullanım gerçekleştirdiği sabit olup taraf ehliyetine ilişkin itirazlara itibar edilmemiştir.
KANAAT VE GEREKÇE
Dava 6769 sayılı SMK hükümlerine göre açılmış Marka Hakkına Tecavüzün ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men’i, Sonuçlarının Ortadan Kaldırılması talepli davadır.
SMK m.29/I-c uyarınca markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği halde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka hakkına tecavüz sayılır.
6769 sayılı SMK’nın 7. Maddesine göre; Bu Kanunla sağlanan marka koruması tescil yoluyla elde edilir. Marka tescilinden doğan haklar münhasıran marka sahibine aittir. Marka sahibinin, izinsiz olarak yapılması hâlinde, aşağıda belirtilen fiillerin önlenmesini talep etme hakkı vardır: a)Tescilli marka ile aynı olan herhangi bir işaretin, tescil kapsamına giren mal veya hizmetlerde kullanılması. b)Tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve tescilli markanın kapsadığı mal veya hizmetlerle aynı veya benzer mal veya hizmetleri kapsayan ve bu nedenle halk tarafından tescilli marka ile ilişkilendirilme ihtimali de dâhil karıştırılma ihtimali bulunan herhangi bir işaretin kullanılması. c)Aynı, benzer veya farklı mal veya hizmetlerde olmasına bakılmaksızın, tescilli marka ile aynı veya benzer olan ve Türkiye’de ulaştığı tanınmışlık düzeyi nedeniyle markanın itibarından haksız bir yarar elde edecek veya itibarına zarar verecek veya ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikteki herhangi bir işaretin haklı bir sebep olmaksızın kullanılması. (3)Aşağıda belirtilen durumlar, işaretin ticaret alanında kullanılması hâlinde, ikinci fıkra hükmü uyarınca yasaklanabilir: a)İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması. b)İşareti taşıyan malların piyasaya sürülmesi, teslim edilebileceğinin teklif edilmesi, bu amaçlarla stoklanması veya işaret altında hizmetlerin sunulması ya da sunulabileceğinin teklif edilmesi. c)İşareti taşıyan malın ithal ya da ihraç edilmesi. ç)İşaretin, teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması. d)İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ya da benzeri biçimlerde kullanılması. e)İşaretin ticaret unvanı ya da işletme adı olarak kullanılması. f)İşaretin hukuka uygun olmayan şekilde karşılaştırmalı reklamlarda kullanılması. (4)Markanın sahibine sağladığı haklar, üçüncü kişilere karşı marka tescilinin yayım tarihi itibarıyla hüküm ifade eder. Ancak marka başvurusunun Bültende yayımlanmasından sonra gerçekleşen ve marka tescilinin ilan edilmiş olması hâlinde yasaklanması söz konusu olabilecek fiiller nedeniyle başvuru sahibi, tazminat davası açmaya yetkilidir. Mahkeme, öne sürülen iddiaların geçerliliğine ilişkin olarak tescilin yayımlanmasından önce karar veremez. (5)Marka sahibi, üçüncü kişiler tarafından dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içinde, markasının aşağıda belirtilen biçimlerde kullanılmasını engelleyemez: a)Gerçek kişilerin kendi ad veya adresini belirtmesi. b)Malların veya hizmetlerin türüne, kalitesine, miktarına, kullanım amacına, değerine, coğrafi kaynağına, üretim veya sunuluş zamanına ya da diğer niteliklerine ilişkin açıklamalarda bulunulması. c)Özellikle aksesuar, yedek parça veya eşdeğer parça ürünlerinde, malın ya da hizmetin kullanım amacının belirtilmesinin gerekli olduğu hâllerde kullanılması.
6769 sayılı Kanunun 29. maddesinde marka hakkına tecavüz sayılan fiiller sayılmıştır. Bunlar Marka sahibinin izni olmaksızın, markayı 7. maddede belirtilen biçimlerde kullanmak, marka sahibinin izni olmaksızın, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markayı taklit etmek, markayı veya ayırt edilemeyecek kadar benzerini kullanmak suretiyle markanın taklit edildiğini bildiği veya bilmesi gerektiği hâlde tecavüz yoluyla kullanılan markayı taşıyan ürünleri satmak, dağıtmak, başka bir şekilde ticaret alanına çıkarmak, ithal işlemine tabi tutmak, ihraç etmek, ticari amaçla elde bulundurmak veya bu ürüne dair sözleşme yapmak için öneride bulunmak, marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devretmek halleridir.
Kanunun 149.maddesinde “Sınai mülkiyet hakkı tecavüze uğrayan hak sahibi, mahkemeden aşağıdaki taleplerde bulunabilir: a)Fiilin tecavüz olup olmadığının tespiti. b)Muhtemel tecavüzün önlenmesi. c)Tecavüz fiillerinin durdurulması. ç)Tecavüzün kaldırılması ile maddi ve manevi zararın tazmini. d)Tecavüz oluşturan veya cezayı gerektiren ürünler ile bunların üretiminde münhasıran kullanılan cihaz, makine gibi araçlara, tecavüze konu ürünler dışındaki diğer ürünlerin üretimini engellemeyecek şekilde elkonulması. e)(d) bendi uyarınca elkonulan ürün, cihaz ve makineler üzerinde kendisine mülkiyet hakkının tanınması f)Tecavüzün devamını önlemek üzere tedbirlerin alınması, özellikle masraflar tecavüz edene ait olmak üzere (d)bendine göre elkonulan ürünler ile cihaz ve makine gibi araçların şekillerinin değiştirilmesi, üzerlerindeki markaların silinmesi veya sınai mülkiyet haklarına tecavüzün önlenmesi için kaçınılmaz ise imhası. g)Haklı bir sebebin veya menfaatinin bulunması hâlinde, masrafları karşı tarafa ait olmak üzere kesinleşmiş kararın günlük gazete veya benzeri vasıtalarla tamamen veya özet olarak ilan edilmesi veya ilgililere tebliğ edilmesi” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Karıştırılma iddiasına ilişkin inceleme
Markalar arasında ayniyet veya benzerliğin tespitinde markanın bütünü itibariyle bıraktığı izlenimin dikkate alınması gerekmektedir. Arkan’a göre; marka incelemesi, markayı oluşturan unsurlar parçalara bölünerek yapılmamalıdır. Markaların tek başına ayrını gücü bulunmayan tanımlayıcı işaretlerden oluşan kısımlarının aynı yada benzer olup atmadıklarının üzerinde durulmasına gerek yoktur. (Prof. Dr Sahih Arkan, Marka Hukuku, cilt 1, s. 99).
İltibasın, karıştırılma olasılığının belirlenmesinde iki markanın bir bütün olarak bıraktıkları genel izlenime bakılmalıdır. Markanın esas unsurunun kullanılıp kullanılmaması iltibası belirlemede önemlidir.
Davacı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde… numara ile 25,35. Sınıflarda 13.09.2007 tarihinde “…” … numara ile 25, 35. Sınıflarda 04.042017 tarihinde “… şekil” marka tescilleri bulunmaktadır. Türk Patent ve Marka Kurumu’nun Tanınmış Markalar Sicilinde yapılan araştırmada davacı adına tescilli “…” ibareli Tanınmış Marka kaydı bulunmamaktadır. Davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … numara ile 25. Sınıfta 22,01.2018 tarihinde yapılan “…” marka başvurusu Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından reddedilmiş olup başvuru müddettir. Davalı adına Türk Patent ve Marka Kurumu nezdinde … numara İle 25. Sınıfta “…” marka başvurusunun yapılan incelemesinde reddine karar verilmiş olup dosya itiraz süreci devam etmektedir.
Dosya kapsamında bilişim alanına ilişkin yapılan incelemede ayrıntılı olarak belirtildiği ve görsellerine yer verildiği üzere davalı tarafından; ©… İnstagram hesabına ait ekran görüntülerinde … alan adını yazdığı, paylaşımlar arasında … ibareli etiketler, kutu/kutular olduğu, … kelimesinin kullanıldığı ve … ibaresinde … ibaresi ön plana çıkarılarak kullanıldığı paylaşımın olduğu görülmektedir.Yapılan İncelemede davacının tescilli “…” markasının davalı tarafından birebir aynısının etiketlerde, reklamlarda kullanıldığı tespit edilmiştir.
Davalının … ibaresinin kullanımının bazen şekil+… ibaresi ön plana çıkarılmak suretiyle bezen de şekil+ … ibaresi şeklinde olduğu tespit edilmiştir. Davacının tescilli “…” markası ile davalının sözkonusu “…”, …” marka kullanımlarının markalarının bütünü itibariyle bıraktıkları etki incelendiğinde; ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde görsel, fonetik ve anlamasal olarak benzerlik oluşturduğu ve ayırt edilemeyecek denli benzer oldukları kanaatine ulaşılmıştır.
Marka sahibi, markası hangi sınıflarda tescil edilmişse markasının başkası tarafından kullanılmasını ve tescilini önleme yetkisi, o mal veya hizmetler ve onlarla benzer olan mal ve hizmetlerle sınırlıdır. Tanınmış marka bu kuralın istisnasını oluşturmaktadır. Davacı tarafın … numara ile 25,35. Sınıflarda “…”, … numara ile 25, 35. Sınıflarda “… şekil” marka tescilleri bulunmaktadır. Davalının … numara ile “…” ve…numara ile “…” marka başvurulan 25, Sınıftadır, dosya kapsamından ve raporun sektörel bölümünde yapılan incelemede ayrıntıları belirtildiği üzere; davalı taraf iç giyim, mayo, bikini ürünlerinde, davacı taraf tekstil sektöründe bayan giyim (gömlek, pantolon, şort, bluz, elbise, etek, ceket„vb,) ve aksesuar (çanta,ayakkabı, kemer, şapka, yüzük, bilezik, küpe vb.) ürün gruplan üzerinden faaliyet göstermektedir. Her iki taraf da tekstil sektöründe faaliyet göstermektedir. Sonuç olarak her iki tarafın markalarının aynı sınıflar ile aynı tekstil sektöründe korunduğu ve kullanıldığı tespit edilmiştir.
SMK Md. 6/1 maddesinde belirtilen nispi red sebepleri değerlendirilirken, ilgili sektördeki ortalama tüketici algılan dikkate alınmaktadır. Bu tüketici modeli, kural olarak alışveriş sırasında çok vakit harcayan, inceden inceye araştıran karşılaştıran bir tüketici anlamına gelmemekte, ancak bilgisi olan ve malı daha önce almış, kullanmış veya bilen bir tüketici olarak kabul edilmektedir. (İlhamı Güneş, Uygulamada Fikri ve Sınai Mülkiyet Hakları / Haksız Rekabet Davaları isimli eserinde sf. 145-146) Halk tarafından karıştırılma ihtimalinde ölçü ise, bu işin ilgilisi veya uzmanı değil, tüketici olan halkın olduğu göz önünde tutulacaktır. Karıştırılma ihtimalinde önemli otan husus, halkın bu iki işaret arasında herhangi bir şekilde herhangi bir sebeple bağlantı kurmasıdır. Burada işitsel veya görsel bir benzerlik ve hatta genel görünüş açısından “umumi intiba” olmasa bile, halk tarafından iki marka arasında bir bağlantı kurulması ve hatta çağrıştırması dahi karıştırılma ihtimali için yeterli bir ölçü olarak kabul edilmelidir, (Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku, 1st, 1999, Birinci Baskı,sh- 400 vd.)
Firmaların hizmet verdiği kitle özel bir tüketici grubu ya da uzmanlık/ihtisas sahibi bir tüketici grubu değildir. Bu sebeple ortalama tüketici kitlesinin dikkate alınması gerekmektedir. Davalının “…”, …” marka kullanımlarının davacının markaları ile aynı sınıflarda kullanıldığı tespiti ile aynı zamanda çağrıştırma sebebiyle bağlantı kurulması ihtimali dahil karıştırılma ihtimaline yol açabilecek derecede benzerlik olduğu ve iltibas yarattığı kanaatine varılmıştır. Başkasına ait marka hakkının doğrudan ya da dolaylı ve iltibaslı kullanımı marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturmaktadır.
6102 sayılı TTK md. 54′ de Haksız Rekabetin Amaç ve İlkeleri, md. 55’ de Dürüstlük kuralına aykırı davranışlar, ticari uygulamalar düzenlenmiştir. Hukuka uygun bozulmamış rekabet ortamında katılanlar; piyasanın tüm aktörlerinin (rakipler, mal/hizmet tedarik edenler) dürüst davranış kurallarına göre hareket edeceğine güvenmek hakkına haizdir. Dürüstlük kuralının ihlal edilmesi halinde güvene aykırı hareket edilmiş olur; bu durumda haksız rekabete yol açar. Bu çerçevede haksız rekabet TTK 54/2’ de, rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykın davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanmıştır,
Haksız rekabet düzenlemesin amacı, sadece, hakkın aldatıcı hareket ve sair araçlarla iyiniyet (dürüstlük) kurallarına aykırılık teşkil eder şekilde kötüye kullanılmasını engellemektir. Dürüst ve bozulmamış bir rekabet ortamının sağlanması esastır. Bu kurallar yalnız belli bir rakibe göre değil, herkese karşı ileri sürütebİten mutlak karakterli kurallardandır. Haksız rekabet hükümleri ekonomik nitelikli her çeşit rekabet alanında uygulama yeri bulabilir.
TTK 55/1-a 4 bendine göre; “Başkasının mallan, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile karıştırılmaya yal açan önlemler almak ” haksız rekabet sayılır. Bu anlamda “karıştırılma (iltibas)” öncelikle mal yada iş ürünlerinin dış görünüşleri itibariyle yanıltmayı, kandırmayı, yanlış algılamaya neden olmayı ifade eder.
Somut olaya dönüldüğünde; Davacı markası ile davalının “…”, ’…” şeklindeki fiili kullanımının aynı sınıflarda olması sebebiyle ortalama tüketici nezdinde karıştırılma ihtimali bulunduğundan; dava konusu olayda davalının fiili kullanımının iltibas, haksız rekabet oluşturduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar muvacehesinde sunulan deliller, getirtilen TPMK kayıtları, hükme esas alınan 10/09/2019 tarihli bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde; her iki tarafın markalarının aynı sınıflar ile aynı tekstil sektöründe korunduğu ve kullanıldığı, davacının tescilli “…” markası ile davalının sözkonusu “…”, …” marka kullanımlarının markalarının bütünü itibariyle bıraktıkları etki incelendiğinde ortalama tüketici nezdinde iltibasa sebebiyet verecek şekilde görsel, fonetik ve anlamasal olarak benzerlik oluşturduğu ve ayırt edilemeyecek denli benzer oldukları, bu durumun aynı zamanda haksız rekabet teşkil edeceği, davalının bu kullanımlarının SMK m.7/3-d ve 29 uyarınca açık şekilde davacının marka hakkına tecavüz ve TTK md. 54 ve 55. uyarınca da haksız rekabet teşkil ettiği anlaşılmakla davacının sübut bulan davasının davalılar … ve … yönünden kabulü ile “…”, “…” ibareli marka kullanımlarının davacının tescilli … markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı anlaşıldığından marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin menine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına bu kapsamda “…” ibaresinin yer aldığı ürünlere, ürün kutularına, ürün etiketlerine, tabela, kartvizit, afiş, broşür ve benzeri tanıtım vasıtalarının kullanılmasının yasaklanmasına, durdurulmasına, kararın kesinleşmesine müteakip, http://…/, https://.. internet sitesi ve sosyal medya hesabına erişimin engellenmesine karar verilmiş, diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. yönünden ise … Ticaret Sicil Müdürlüğü kayıtlarının tetkikinden anlaşıldığı üzere mezkur şirketin 26.08.2019 tarihinde tasfiyesinin sona erdiği ancak davacı tarafça şirketin ihyasına ilişkin dava açılmayacağı ve işbu davalı yönünden davanın takipsiz bırakıldığı şeklindeki beyanları nazara alındığından, davanın, davalılardan … yönünden takipsiz bırakılmasına ilişkin talep uyarınca bu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere,
1-Davanın, davalılardan … yönünden takipsiz bırakılmasına ilişkin talep uyarınca bu davalı yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Diğer davalılar yönünden davanın kabulü ile, “…”, “…” ibareli marka kullanımlarının davacının tescilli … markası ile ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğu, bu sebeple iltibas yarattığı anlaşıldığından marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet teşkil eden eylemlerin menine ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına bu kapsamda “…” ibaresinin yer aldığı ürünlere, ürün kutularına, ürün etiketlerine, tabela, kartvizit, afiş, broşür ve benzeri tanıtım vasıtalarının kullanılmasının yasaklanmasına, durdurulmasına,
3-kararın kesinleşmesine müteakip,

… internet sitesi ve sosyal medya hesabına erişimin engellenmesine, bu hususta Erişim Sağlayıcıları Birliğine müzekkere yazılmasına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca hesap olunan 54,40 TL karar harcından peşin yatırılan 35,90 TL’nin mahsubu ile kalan 18,50 TL bakiye karar harcının davalılardan … ve …’dan tahsili ile Hazine’ye irat kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı vekili yararına hesap olunan 4.910,00 TL vekalet ücretinin davalılardan … ve …’dan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan: 3.000,00 TL bilirkişi ücreti, 462,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 3.462,00 TL ve 71,80 TL harç (peşin+başvuru) olmak üzere toplam 3.533,80 TL yargılama giderinin davalılardan … ve …’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
8-Yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, (HMK 345/1 md. gereğince) gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde Mahkememize veya başka bir yer mahkemesine dilekçe ile başvurmak ve istinaf harcı ile gerekli giderlerin tamamı ödenmek suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2020

Katip …
¸

Hakim